EĞİTİM - 30 Temmuz 2021 Cuma 15:36

YÖK Başkanlığında devir-teslim töreni

A
A
A
YÖK Başkanlığında devir-teslim töreni

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı görev süresi dolan Prof.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı görev süresi dolan Prof. Dr. Yekta Saraç, düzenlenen törenle görevini Prof. Dr. Erol Özvar’a devretti.


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre görev süresi dolan Prof. Dr. Yekta Saraç’ın yerine YÖK Başkanlığına Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Özvar atanmıştı. Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı olarak atanan Saraç, YÖK binasındaki Beyaz Salon’da düzenlenen törenle görevini Özvar’a devretti. Prof. Dr. Saraç, iki dönem başkanlığını yürüttüğü YÖK üyeliğinin 20 Temmuz’da sona erdiğini hatırlatarak, “Bu süre içinde birçoğu ülkemiz için ‘yeni ve ilk’ olan pek çok projeyi hayata geçirdik ve bunların sonuçları da alınmaya başlandı” ifadesini kullandı.


Sosyal adalet, fırsat eşitliği, kalite, şeffaflık, liyakat, yetki devri ve paylaşımı, popülizme düşmeme ve ilkeli olma gibi temel prensip ve değerler çerçevesinde yükseköğretim sistemini tedrici bir şekilde yeniden yapılandırma yolunda önemli mesafeler kat ettiklerini aktaran Saraç, “Bu yolda yürürken olabildiğince YÖK’ün geçmişindeki alışkanlık ve refleksleri terk ettik, yükseköğretimi yeniden felsefi bir bakış açısıyla şekillendirmeye çalıştık. Müdahaleci YÖK’ü geçmişte bıraktık, yetki devreden ve yetki paylaşan yeni YÖK’ü inşa sürecini başlattık. Somut çıktılar üzerine odaklandık. Kısa vadede sonuç üretenlerin yanı sıra 4-5 yıllık orta vadeli projeler de yaptık” diye konuştu.


Tüm projelerin planlamalarına uygun olarak hayata geçirildiğini ve sonuçlarının alınmaya başlandığını ifade eden Saraç, “Yaklaşık 5 bin genç bilim insanının bulunduğu YÖK 100/2000 Projesi’nin dört yıldan sonra artık mezun vermeye başlaması da bu orta vadeli sonuç üreten projelerin sadece bir örneğidir” değerlendirmesini yaptı.


“Yeni YÖK” konseptiyle yeni ve yenilikçi proje ortaya koyduklarını belirten Prof. Dr. Saraç, “Türkiye’de ilk defa bilim hayatımızın gelişmesi ve ülkemizin kalkınması için öncelikli alanları belirledik ve bu alanlarda insan kaynağı yetiştirme süreçlerini başlattık. Belli alanlarda başarılı olan öğrencilerimizi ’sadece başarıları’ dikkate alınarak karşılıksız burslarla destekleyen yeni mekanizmalar oluşturduk. Bu proje ve girişimlerimizin sürekli destekleyicisi olan Cumhurbaşkanımıza teşekkür ederim” dedi.


Meclisteki yasama süreçlerinde YÖK kaynaklı teklifler, YÖK yönetimine duyulan güven ve olumlu bakış neticesinde başta mevcut hükumet olmak üzere bütün siyasi partiler tarafından desteklendiğini aktaran Saraç, “Bu destekleri için hepsine teşekkür ederim. Ayrıca çalışkan, donanımlı ve ahlaklı bir ekip olan YÖK üyelerimize, danışmanlarımıza, Kurulumuzdaki personele, geniş ekibimiz olan tüm rektörlerimize, dekanlarımıza, hocalarımıza ve elbette eğitim ve öğretimin merkezi olan bütün öğrencilerimize bu süreçte verdikleri destek ve katkılar için teşekkür ederim” diye konuştu.


Saraç, yeni YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar’ın başlattıkları projeleri devam ettirmek ve yükseköğretim sistemini daha ileriye götürmek için çaba sarf edeceğinden emin olduğunu belirterek, “YÖK’ün yeni başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’a çalışmalarında başarılar dilerim” dedi. “Elbette eksikliklerimiz ve yanlışlarımız olmuştur” diyen Saraç, buna rağmen eğilip bükülmeden, “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” ilkesini unutmadan her türlü icraatta doğru olanı aradıklarını söyledi. YÖK’ü halılarının altı tertemiz olarak bıraktıklarına vurgu yapan Saraç, “Hamdolsun görevimizi alnımızın akıyla başımız dik olarak tamamladık. Cumhurbaşkanımıza bize kamuya hizmet etme imkanı tanıdığı için teşekkür ederiz” dedi.


Saraç’tan görevi devralmadan önce bir konuşma yapan yeni YÖK Başkanı Özvar, “Yekta hocamıza uzun yıllar Yükseköğretim Kurulu’na her türlü makamına yapmış olduğu katkılardan ve hizmetlerden dolayı teşekkür ederim. Bildiğiniz gibi makamlar gelip geçidir. Asıl olan elden geldiği ölçüde kanunlara, yasalara, önergelere uymak suretiyle hizmet yapabilmek ve arkasında da güzel anılarla ayrılabilmektir. Yekta hocamız da bu başkanlığı döneminde bu şekilde yankılarla ayrılıyor” diye konuştu.


Özvar konuşmasında şunları söyledi:


“Bu kurum bünyesinde barındırdığı diğer kuruluşlarıyla Türkiye’nin yükseköğretimine yön vermektedir. Bizler de aynı bizden önce başkanlık yapan hocalarımız gibi bu kuruma ve Türkiye’nin yükseköğretim hayatına elimizden geldiği ölçüde emek harcayacağız.”


Konuşmaların ardından Saraç ve Özvar birbirlerine çiçek takdim etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Hasarlı binada rapor karmaşası: Son kararı mahkeme verecek Adana’da 3 kez ’orta hasarlı’ raporu verilen ancak en sonunda bir iş yerinin itirazı üzerine ’az hasarlı’ raporuna çevrilen apartman sakinleri eylem yaptı. Vatandaşlar, evleri Adana’nın en pahalı semtlerinden birinde olmasına rağmen binanın oturulamayacak kadar kötü durumda olduğu için yıkılmasını talep etti. İş yeri ve apartman sakinleri arasında yaşanan anlaşmazlıkta son kararı mahkeme verecek. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’taki depremlerden etkilenen Adana’nın Çukurova ilçesinde 11 bina yıkılırken 418 kişi hayatını kaybetti. Kent genelinde 3 bin 279 bina ise ağır hasar aldı. Ağır hasarlı binaların hepsi yıkıldı. Kent genelinde orta hasar alan 4 bin 949 binada da yıkım işlemleri başladı. İlgili kurumlar tarafından onay verilen binalarda yıkım işlemi sürerken, mahkemelik olan binalarda ise bekleyiş devam ediyor. 3 kez orta hasar raporu verildi Bu binalardan birisi de merkez Çukurova ilçesi Süleyman Demirel Bulvarı üzerinde bulunan Bekaroğlu Sitesi’nin 15 katlı 30 daireli D bloğu. Deprem sonrası Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından orta hasar raporu verilen binada oturanlar evlerini boşalttı ancak apartman girişinde hizmet veren medikal firması rapora itiraz etti. İtiraz sonucu Adana Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, bir bilirkişi raporu daha talep edip binaya yeniden ’orta hasarlı’ raporu verdi. Yeniden itiraz edildi, rapor ’az hasarlıya’ çevrildi Bunun üzerine medikal firması Adana 2. İdare Mahkemesi’ne dava açıp raporun uygunsuz olduğunu belirtti. Mahkeme, yeniden bilirkişi raporu talep etti ve bu sefer yapılan incelemede binaya ’az hasarlı’ raporu verildi. Ancak 15 katlı binada hiç kimse evine geçip oturmadı. Apartman sakinleri, bu rapor üzerine avukatları aracılığıyla yeniden bilirkişi raporu aldı. ’Orta hasarlı’ raporu alan apartman sakinleri, Adana 2. İdare Mahkemesi’nin kararına itiraz etti. İtiraz süreci devam ederken apartman sakinleri ellerinde "Ezilerek ölmek istemiyoruz", "Yetkililer sesimizi duysun", "Mezar evde oturmak istemiyoruz", "Bir dükkan yüzünden 2 senedir mağduruz", "Enkaz altında kalmak istemiyoruz" yazılı pankartlarla eylem yapıp apartmanlarının bir an önce yıkılmasını talep etti. "İstinaftan sonuç bekliyoruz" İhlas Haber Ajansı’na konuşan avukat Nazan Akça Subaşı, "Bu binaya Çevre, Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından 2 defa ’orta hasarlı’ raporu verildi. Tam yıkım işlemleri başlanılacakken binada bulunan medikal firması dava açtı. Adana 2. İdare Mahkemesi yeniden rapor istedi ve o raporda ’az hasarlı’ verildiği için binanın yıkımı durduruldu. Biz de bunun üzerine yeniden tespit yaptırdık ve binada korozyonların başladığı, her an yıkılma tehlikesi var denilerek yeniden ’orta hasarlı’ raporu alıp karara itiraz ettik. Şu anda istinaftan sonuç bekliyoruz. Bu kadar insanı kimse bu mezarlığa hapsetmesin" diye konuştu. "Şu anda biz binaya geçip oturamayız" Bina sakinlerinden Cahit Bulut, binada kimsenin oturmadığını anlatarak, "Bu bina depremde hasar aldı. Çevre, Şehircilik İl Müdürlüğü ’orta hasarlı’ raporu verdi. İtiraz edildi tekrar aynı ’orta hasarlı’ raporu verildi. Sonra yeniden itiraz edildi ve bu sefer ’az hasarlı’ raporu verildi. Biz şu anda kira yardımından mahrum kaldık. TOKİ’den ev çıktı ama onu da iptal ettiler. Şu anda biz binaya geçip oturamayız. Kolon çatlakları, kiriş çatlakları var" dedi. "Bu binanın mezardan farkı yok" Bina sakinlerinden Halil Yenigün ise binanın bulunduğu sitenin diğer bloklarında oturanların, ’taşlar düşüyor, korkuyoruz’ dediğini belirterek, "Bu binanın merdiven dairesini gören zaten korkup yukarı çıkmaz. Bize burada yaşayın diyorlar. Burada nasıl yaşayacağız biz de bilmiyoruz. Madem burada oturulur da neden kimse oturmuyor. 15 katlı bina bomboş. Yan bloklardaki komşularımız ’taşlar düşüyor, korkuyoruz’ diyor. Bu binanın mezardan farkı yok" ifadelerini kullandı. "Kimse bu evden vazgeçmek istemez" 6 Şubat depremlerinde yaşadığı korku nedeniyle düşük yapan Gülse Torun, "Deprem sırasında biz yerimizden kalkamadık. Apartmandan en son inenlerden biri biziz. Depremin 3. günü stresten ben bebeğimi kaybettim. Bu evde bir şey yok diyorlar ama biz yaşadığımızı halen unutmadık. Kimse evinden vazgeçmez. Ben yeni evliydim ve 1.5 yıl oturamadım evimde. Evimizin yeri çok güzel, belki bir daha böyle bir ev alamayacağım. Kimse bu evden vazgeçmek istemez. Ancak ben kimsenin vebaline girmek istemiyorum. Bu yaşadıklarımızı 20 yıl unutmayacağım" şeklinde konuştu. Eylem sırasında iş yeri sahibi ve apartman sakinleri arasında kısa süreli tartışma yaşandı. Öte yandan bazı kişiler, haber yapan muhabirleri arayıp tehdit etti. İş yeri ve apartman sakinleri arasında yaşanan anlaşmazlıkta son kararı mahkeme verecek.