EĞİTİM - 22 Ekim 2020 Perşembe 09:38

YÖK Başkanı Saraç: “YÖK Sanal Laboratuvar projesi yaklaşık 15 bin civarındaki öğrencimizin hizmetine sunulacak"

A
A
A
YÖK Başkanı Saraç: “YÖK Sanal Laboratuvar projesi yaklaşık 15 bin civarındaki öğrencimizin hizmetine sunulacak"

Yükseköğretim Kurulu Başkanı (YÖK) Prof.

Yükseköğretim Kurulu Başkanı (YÖK) Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, “26 Ekim 2020 tarihinden itibaren YÖK Sanal Laboratuvar uygulaması ilk aşamada Dijital Dönüşüm Projesinde yer alan 18 üniversitemizin Fen ve Mühendislik Fakülteleri ile Meslek Yüksek Okullarının çeşitli programlarında öğrenim gören yaklaşık 15 bin civarındaki öğrencimizin hizmetine sunulacak” dedi.


YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç, 2020-2021 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ‘YÖK Sanal Laboratuvar Projesi’nin tanıtımını gerçekleştirdi. Konferans salonunda gerçekleştirilen tanıtım toplantısına 18 üniversitenin rektörü de katıldı.


Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa sürede yayılma özelliği gösteren Covid-19 pandemisi dolayısıyla Mart ayında uzaktan öğretime geçildiğini hatırlatan Prof. Dr. Saraç, bu süreçten itibaren laboratuvar uygulamaları gerektiren derslere ilişkin çözümler aranmaya başlandığının altını çizdi.


Bu süreçte YÖK tarafından hazırlanan proje ile laboratuvar uygulamalarının en yoğun olduğu iki laboratuvar dersi; genel kimya ve genel fizik laboratuvarı dersleri, belirlendi.


YÖK’ün TÜBİTAK ile işbirliği yaparak geliştirdiği proje ile üniversitelerin başta fen ve mühendislik fakülteleri ile meslek yüksekokullarının çeşitli programlarında yer alan genel kimya ve genel fizik laboratuvarı dersleri sanal laboratuvar aracılığıyla 26 Ekim Pazartesi günü itibariyle ilk etapta dijital dönüşüm projesinde yer alan üniversitelerin de bulunduğu 18 üniversitenin çeşitli fakültelerinde öğretim gören yaklaşık 15 bin öğrencinin faydalanması planlanıyor.


Prof. Dr. Saraç, ‘YÖK Sanal Laboratuvar Projesi’nin pandemi dönemiyle sınırlı kalmayacağına değinerek, üniversite sayının da artacağını aktardı. Saraç, “Bildiğiniz üzere, küresel salgın nedeniyle geçtiğimiz Mart ayında üniversitelerimizde uzaktan öğretim geçilmesiyle birlikte laboratuvar uygulamaları gerektiren derslere ilişkin çözümler aranmaya başlandı. Bu salgın ortaya çıkmadan önce başlattığımız ‘Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi’ kapsamında uygulamaya koyduğumuz icraatlarımızın bu dönemde bizlere önemli katkıları olduğunu burada söylemeliyim. Yine bu bağlamda değerlendirilebilecek olan ‘YÖK Sanal Laboratuvar Projesi’ de Haziran ayı başında olgunlaştı” diye konuştu.


YÖK’ün, yükseköğretime bakışını biçimlendiren ana kavramların olduğuna değinen Saraç, bunlardan birisinin sürekli iyileşme yönünde atılan adımlar olduğunu söyledi. İlk aşamada laboratuvar uygulamalarının en yoğun olduğu Genel Kimya ve Genel Fizik laboratuvar derslerinin verileceğini aktaran Saraç, projeyle ilgili detayları da paylaştı. Saraç, “YÖK’ün koordinasyonundaki bu projede 11 farklı üniversiteden akademisyenler ve uzmanlar görev aldı. Geçtiğimiz günlerde de YÖK Sanal Laboratuvarına dahil üniversitelerin operatörlerine ve dersleri verecek öğretim üyelerine eğitim verildi. Önümüzdeki pazartesi günü yani 26 Ekim 2020 tarihinden itibaren YÖK Sanal Laboratuvar uygulaması ilk aşamada Dijital Dönüşüm Projesinde yer alan 18 üniversitemizin Fen ve Mühendislik Fakülteleri ile Meslek Yüksek Okullarının çeşitli programlarında öğrenim gören yaklaşık 15 bin civarındaki öğrencimizin hizmetine sunulacaktır. Bugün bu salonda bu projeye dahil olup öğrencileri YÖK Sanal Laboratuvarından istifade edecek olan üniversitelerimizin rektör hocaları bulunmaktadır. Önümüzdeki dönemden itibaren tedrici olarak üniversite sayısını artırmayı planlıyoruz” dedi.


Sisteme girişlerin e-devlet üzerinden gerçekleştirileceğine değinen Saraç, operatörlerin sisteme e-devlet üzerinden giriş yapma konusunda yetkilendirildiğini söyledi. Projenin kendisi kadar ortaya konuluşunun da değerli olduğunu dile getiren Saraç, “Bu proje maalesef artık günümüzde sık görülmeyen birlikte iş yapma modelinin de güzel bir örneğini sunuyor. YÖK’ün bu projesinin hayata geçmesi için TÜBİTAK büyük bir katkı verdi. Diğer taraftan da farklı üniversitelerden 24 akademisyen de bu projede görev aldı. Bu hocalarımızın katkılarındaki motivasyonları ise sadece mesleklerine verdikleri önemliydi. Diğer bir ifade ile akademide hala idealist hocalarımızın da bulunduğunu gösterdiler. Projeye katkı sağlayan gerek TÜBİTAK’a ve uzmanlarına gerekse değerli hocalarımıza teşekkür eder bu projenin hayırlı olmasını dilerim” şeklinde konuştu.


YÖK’ün yakın tarihte yeni projeleri de hayata geçireceğine dair sinyaller veren Saraç, “YÖK Kariyer Liyakat Projesini hayata geçirmeyi planlıyoruz. Yeni YÖK olarak, yeni ve yenilikçi girişimlerimizi sürdürüyor, sürekli eylem, daimi tekamül içinde teoriyi oluşturmaya çalışıyoruz” dedi.


YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç’ın açılış konuşmasının ardından YÖK Yürütme Kurulu Üyesi ve aynı zamanda ‘YÖK Sanal Laboratuvar Projesi’ yürütücüsü Prof. Dr. Naci Gündoğan, proje hakkında sunum gerçekleştirdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Gülüş dizaynında son teknoloji: 4D cihaz Modjaw 18-24 Kasım Ağız ve Diş Sağlığı Haftası’nda Ağız ve Diş Sağlığı Festivali’ne ev sahipliği yapan Medipol Sağlık Grubu, alanında uzman hekimlerle multidisipliner ve interdisipliner yönleri ele aldı. Festivalde ayrıca, ziyaretçilere gülüş tasarımı için kullanılan ileri teknoloji ürünü Modjaw cihazı ile birebir deneyim imkanı sunuldu. Ağız ve diş sağlığı, vücudun temel taşlarının başında geliyor. Sağlıklı bir ağız sadece estetik bir gülüş sağlamıyor, aynı zamanda vücuttaki birçok hastalığın önlenmesinde de kritik rol oynuyor. Bu bilinçle hareket eden Medipol Sağlık Grubu, 18-24 Kasım Ağız ve Diş Sağlığı Haftası’nda, diş hekimliğinin disiplinler arası gücünü ve ağız sağlığının yaşam kalitesine olan etkilerini vurgulamak amacıyla Ağız ve Diş Sağlığı Festivali düzenledi. Festival, yalnızca bilimsel bilgilere erişim sağlamakla kalmadı, aynı zamanda katılımcılara ağız ve diş sağlığıyla ilgili en son teknolojik gelişmeleri deneyimleme fırsatı sundu. Uzman isimlerden söyleşiler Medipol Mega Üniversite Hastanesi Konferans Salonu’nda düzenlenen söyleşide alanında uzman hekimler, ağız ve diş sağlığının farklı disiplinlerine dair önemli bilgileri katılımcılarla paylaştı. Söyleşiler, bilimsel içeriği ve interaktif yapısıyla büyük ilgi gördü. Gebe hastalarda diş tedavileri, antibiyotik kullanımı ve diş bakımı, kanser hastalarının tedavisinde diş sağlığının önemi ve kanser hastalarında yapılmaması veya kontrollü yapılması gereken tedaviler gibi özel sağlık konuları uzmanlar tarafından ele alındı. Ayrıca ağız sağlığının kalp ile ilişkisi, çene cerrahisi ve yenilikler, çocuklarda diş sağlığı, protez ve estetik çözümler, endodontik uygulamalarda yenilikler ve diş tedavi yöntemleri gibi farklı alanlarda da önemli bilgiler paylaşıldı. ‘İmplant kanser yapar mı’ sorusuna yanıt Söyleşide, Dr. Öğr. Üyesi Özge Gürbüz, en doğru şekilde diş fırçalama konusu hakkında bilgi vererek, “Günde iki kez mutlaka dişlerimizi fırçalamalıyız. Her bölgeye dairesel hareketler yaparak bu işlemi tamamlamalıyız” dedi. “İmplant kanser yapar mı” sorusunu yanıtlayan Prof. Dr. Ömer Fatih Ölmez, “Usulüne uygun yapılan bir implant herhangi bir sorun oluşturmaz. İmplantın kanser yaptığına dair elimizde bir veri bulunmuyor” diye konuştu. İlik nakli olacak çocukların ağız sağlığına ilişkin açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Murat Elli, “İlik nakli olacak çocuklarımızın diş sağlığının iyi olmasını istiyoruz. Çocuklarınız dişlerini erken yaşlardan itibaren fırçalamalıdır. Bu konuda diş sağlığı çok önemlidir” dedi. Dr. Öğr. Üyesi Berna Türk ise, “Çocukların diş macunu seçimi önemlidir. Çocuğunuz tükürmeyi öğrendiyse florlu macun kullanabilir. Öğrenmediyse kullanmasını önermiyoruz” şeklinde konuştu. Ağız sağlığı tüm yönleriyle ele alındı Gebelikte diş işlemleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Dilek Benk, “Gebelikte işlem yapılacaksa belirli sürelerimiz bulunuyor. Biz gebeliği üç kısma ayırıyoruz. İşlemlerimizi de bu süreler içerisinde yapıyoruz. Hamile hastalarımız röntgenden çok çekiniyor. Mecbur kaldığımızda çekim yapıyoruz. Çektiğimiz zaman da kurşun yelek kullanıyoruz” diye konuştu. Prof. Dr. Mehmet Muzaffer Ateş, diş hekimliğinde hipnoz konusunu değerlendirdi. “Diş hekimi korkusu, diş sıkma ve bulantı refleksinde hipnozu kullanıyoruz. Korku nedeniyle hekime gidemeyen hastalarımız bulunuyor. Bu konuda hastalarımıza destek oluyoruz.” dedi. “Her çeneye implant yapılır mı?” sorusuna cevap veren Doç. Dr. Gülsüm Sayın Özel, “Ağızı tüm detaylarıyla inceliyoruz. Hastamıza en uygun yöntemi belirliyoruz. Burada önemli olan kemik durumunun iyi analiz edilmesidir.” diye konuştu. Kanal tedavisine değinen Doç. Dr. Yelda Erdem Hepsenoğlu, “Kanal tedavisi ağrılı bir işlem değildir. Dişi ağızda daha uzun süre kullanmamız için yaptığımız bir işlemdir.” dedi. “Çene fonksiyonu birebir korunmuş oluyor” İstanbul Medipool Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi bölümünden Doç. Dr. Halenur Bilir, “Gülüş tasarımı estetik beklentileri olan hastalara sıkça yaptığımız işlemlerden biri. Teknoloji çok fazla gelişti. Artık 4 boyuttan, 4D’den bahsediyor olacağız. Bu da Türkiye’de çok az yerde olan cihazlardan bir tanesi. Burada mevcut ve bu cihazla birlikte biz hastanın bütün çene hareketlerini eş zamanlı olarak bir kamerayla kaydedip alabiliyoruz. Hastanın eğer kulağımızın önünde bulunan ekleminde sorun yoksa bütün alt çene hareketlerini doğru olarak kaydederek hastaya aynı hareketleri sağlayacak şekilde protezlerini ve gülüş dizaynını yapabiliyoruz” dedi. Gülüş dizaynının sadece estetik amaçlı olmadığını belirten Bilir, “Sonuçta doğru bir fonksiyon da vermemiz gerekiyor hastaya. Bu hareketleri kaydedebiliyor olmamız hekimler adımıza çok önemli. Eğer hastanın temporomandibular ekleminde bir sıkıntı varsa bunu 4D cihazlarla kaydedebiliyoruz. Eğer bir patoloji varsa temporomandibular eklemini stabilize ettikten sonra bir gülüş dizaynına geçebiliyoruz. 4D olan teknolojiyle birlikte çene hareketlerimizin tamamının kaydını alabildiğimiz için, hastanın protezleri takıldıktan sonra gülüş estetiği yapıldıktan sonra kendini evinde gibi hissetmesini sağlayabiliyoruz. Bu hastaya ciddi derece bir konfor sağlamış oluyor. Çiğneme esnasında herhangi bir problem yaşamadan eskiden nasıl çiğniyorsa aynı çiğnemeyi sağlayabilmiş oluyoruz” ifadelerini kullandı. “Hastalığı bulunan kişilere özel tedaviler uygulanmalı” İstanbul Medipool Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Endodonti bölümünden Doç. Dr. Mustafa Gündoğar, “Medipol Üniversitesi, multidisipliner bir hastane olduğu için diş hekimliği hastalarımız ile kanser hastaları olsun, ağız diş sağlığı bakımlarını bir arada götürebiliyoruz. Hastanemizin multidisipliner olması ağız diş sağlığı tedavilerinin özel bakım gerektiren hastalarda da başarılı bir şekilde yapılmasını sağlıyor. O yüzden hastalarımıza tavsiyem özellikle kanser tedavisi gören hastalarımızda multidisipliner bir hastanede tedavilerini yaptırmaları kendi sağlıkları açısından çok daha iyi olacaktır. Bazı özel hastalığı bulunan kişilerde yalnızca diş polikliniğine gidip orada tedavi olmak yetmiyor. Multidisipliner bir hastanede çalışmak, her bölümden doktorun bulunduğu bir hastanede çalışıp diş tedavilerini yaptırmak ileriki yıllarda kendi sağlıkları için çok daha iyi olur. Çünkü bazen özel tedavi, kullandığı ilaçları ayarlamak gerekebiliyor. Bazı kemoterapi, radyoterapi gören hastalarımız var. Bu tür durumlarda ağız ve diş sağlığı tedavilerini daha değişik ayarlayabiliyoruz. Doktoruyla sürekli konsültasyon halinde olması önem arz ediyor” dedi. Sağlık alanında inanılmaz bir potansiyelimiz ve gücümüz var Festivalin kapanış konuşmasını Medipol Sağlık Grubu Medikal Direktörü Gazi Yiğitbaşı yaptı. Prof. Dr. Yiğitbaşı, “Hocalarımızı tebrik ediyorum. Burada birçok branşın yan yana ve diş özelinde buluşması çok önemli ve kıymetli. Sağlık alanında inanılmaz bir potansiyelimiz ve gücümüz var. Yapılan işlemleri sadece bir alanda değil, her alanda inceliyoruz. Hocalarımızla kafa kafaya veriyoruz. Medipol’ün en önemli gücü Türkiye’de değil, dünyada da ayrıcalıklı bir konumda olmasıdır. Gece gündüz demeden dişle yatıp dişle kalkmalıyız” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Yiğitbaşı, söyleşiye katılan hekimlere teşekkür plaketlerini de takdim etti. Söyleşilerin yanı sıra, konferans salonunun fuaye alanında ağız bakımına dair atölyeler düzenlendi. Ayrıca, ziyaretçilere gülüş tasarımı için kullanılan ileri teknoloji ürünü Modjaw cihazı ile birebir deneyim yapıldı. Ağız bakımı ve gülüş tasarımı gibi konular hem teorik hem de pratik olarak katılımcılara sunuldu. Darülaceze’deki çınarlar unutulmadı Etkinlikler kapsamında, Medipol Sağlık Grubu diş hekimleri Darülaceze sakinlerini ziyaret ederek anlamlı bir farkındalık çalışmasına imza attı. Bu ziyaret sırasında sakinlerin ağız ve diş sağlığı kontrolleri özenle gerçekleştirildi ve ağız bakımına dair bilgilendirme yapıldı.
Kocaeli Kasap dükkanında dehşet saçan sanık, 3 sayfa sabıkasıyla şaşırttı Kocaeli’nin İzmit ilçesinde kasap dükkanına pompalı tüfekle ateş ederek 15 yaşındaki bir müşteriyi yaralayan sanık, ilk kez hakim karşısına çıktı. Mahkeme başkanını 3 sayfa sabıkasıyla şaşırtan sanık, müştekilerin kendisine bozuk et verdiğini, iade işleminden sonra arkasından konuşulduğunu ve kendisine saldırıldığını iddia etti. Denetimli serbestlikten yararlanarak dışarı çıktığı sırada suçu işlediği öğrenilen sanık, tutukluluğunun devamına karar verildiğini duyunca, "Zaten yakında af çıkacak, çıkarım" dedi. Olay, 14 Nisan’da Yeşilova Mahallesi Turan Güneş Caddesi’ndeki bir kasap dükkanında meydana geldi. Murat A. (48), pompalı tüfekle kasap dükkanına geldi. Bir süre dükkan çalışanlarıyla konuşan Murat A., ardından pompalı tüfekle ateş açtı. Çalışanlar dükkanın arka kısmına kaçarken, caddeye çıkan Murat A. tekrardan dükkana ateş açıp kaçtı. Saçmalardan birinin boynuna isabet ettiği 15 yaşındaki Ahmet Ç. yaralandı. Polis ekiplerince kısa sürede yakalanan Murat A., emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Sanığın 13 Nisan’da da kasap dükkanının camını kırdığı öğrenildi. "3 sayfa sabıkan var, bu kadar suçu nasıl işledin?" Murat A. hakkında, Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesince "öldürmeye teşebbüs" ve "mala zarar verme" suçlarından açılan davanın ilk duruşması görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Murat A., müşteki, mağdur ve taraf avukatları katıldı. Dosyayı inceleyen mahkeme başkanı İsmail Öztürk, "3 sayfa sabıkan var, bu kadar suçu nasıl işledin?" diyerek şaşkınlığını dile getirdi. Hasımları olduğunu dile getiren sanık Murat A., "Ben bahse konu olan kasap dükkanının yanında balıkçılık yapıyorum. Olaydan 2 gün önce bahse konu kasaptan et almıştım ancak etler bozuk çıktığı için etlerin iadesiyle ilgili tekrardan kasaba gitmiştim. Sonrasında kasabın sahibi ve çalışanları benim kendilerini kopararak (haraç) et aldığım şeklinde arkamdan söylemlerde bulunmuşlar. Annem ve kardeşimden de müştekilerin hakkımda böyle iddialarda bulunduklarını öğrendim" dedi. "Samet elinde satırla üzerime geldi ve sinkaflı küfür etti" Konuyu sormak için kasap dükkanına gittiğini söyleyen Murat A., "Dükkanın sahibi olduğunu bildiğim Samet’e benim hakkımda konuştuklarını sordum. Samet’te öyle bir şey söylemediğini söyleyince dükkandan çıktım. Hakkımda benzer şekilde konuşulduğunu duyunca olay günü günü tekrardan kasaba gittim. Samet’e bana yanlış yaptığını ve hakkımda konuştuğunu söyledim. Samet elinde satırla üzerime geldi ve küfür ederek öyle bir şeyi kimseye söylemediğini dile getirdi. Oradaki kişiler sopayla üzerime geldi. Daha sonra kasap dükkanının yanındaki çalıştığım balıkçıya gittim. Kalmış olduğum odada bulunan tüfeği aldım ve dükkana gittim. Elimdeki tüfeği havaya doğrultarak 2 el ateş ettim. Ben sadece korkutmak amacıyla ateş ettim. Herhangi birisinin yaralandığını görmedim, kimseyi hedef almadım" şeklinde konuştu. "Oğlumum boynunda hala saçma duruyor" Olaya ilişkin konuşan Suat Ç. "Oğlum Ahmet ile beraber kasaba et almaya gittik. Oğlum tuvalete girdiğimde sanık elinde poşet ile dükkana geldi. Direkt silahı çıkardı, bana dayadı. Ne olduğunu anlayamadım. Elimle tüfeğe vurdum, kaçtım. Ben dükkanda çıkınca sanık Samet K’ye doğru ateş etti. Oğlumun boynuna da saçma geldi, yaralandı. Riskli yerde olduğu için hala saçma duruyor. Şikayetçiyim" ifadelerini kullandı. Yaralanan Ahmet Ç., "Olay anıda tuvaletteydim. Ne olduğunu anlamak için kapıyı araladığımda saçma boynuma geldi. Dükkanda 5,6 kişi vardı. Şikayetçiyim" dedi. "Olay günü dükkana gelen sanık, tüfeği çıkardı ve ’Haraç mı kesiyorum, sizi koparıyor muyum?’ dedi" Dükkan sahibi Samet K. da, sanığa küfür etmediğini ifade ederek, "Sanığa hiç küfür etmedim ve saldırıda da bulunmadım. Samet Ç. ile kasaplık yapıyoruz. Olay günü dükkana gelen sanık, tüfeği çıkardı ve ’Haraç mı kesiyorum, sizi koparıyor muyum?’ dedi. Öyle bir şeyin olmadığını söyledim. Sanık kendince kurgu yapmış. Sanık tüfeği çıkarınca kaçtım. Ben kaçınca sanık arkamdan ateş etti. Ben yaralanmadım ama Ahmet yaralandı. Dükkanda da zarar oluştu, şikayetçiyim" dedi. "Sanık toplam 3 kez ateş etti" Müşteki Samet Ç. ise "Sanık toplam 3 kez ateş etti. Sanık ilk olarak Samet K’ye doğru ateş etti. Ben dışarı kaçtım. Sonrasında içerde birileri var diye tekrar girdim. Sanık arkamdaki cama doğru ateş etti ancak ben yaralanmadım. Sanığa karşı tehdit ve hakaretim olmadı. Kendisi et ve para istedi verdim. Tek yaralanan kişi Ahmet’tir. Şikayetçiyim" diye konuştu. Müşteki Sezer K., "Sanığın olaydan 2 gün önce kasap dükkanının camını kırması bize karşı göz dağı vermek içindi. Dükkanda bulunan kişilerin sanığa karşı herhangi haksız söylemi olmamıştır" diye konuştu. "Yakında af çıkacak, çıkarım" Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. Sanık duruşma salonundan çıkarılırken mahkeme başkanı İsmail Öztürk’e dönerek "Zaten yakında af çıkacak, çıkarım" dedi. Ayrıca sanığın, olay tarihinde denetimli serbestlikte olduğu öğrenildi.
Balıkesir Edremit Belediyesi kadınların yanında Balıkesir’in Edremit Belediyesi, kadınların sorunlarına çözüm üretmek ve sosyal dayanışmayı güçlendirmek amacıyla “Gezici Kadın Destek Ekibi” projesini hayata geçirdi. Projenin ilk durağı Gazeteci-Yazar Ayşe Sucu’nun katılımı ile Tuzcumurat Mahallesi oldu. Edremit Belediyesi, kadınların yalnız olmadığını hissettirmek ve sorunlarına çözüm üretmek için “Gezici Kadın Destek Ekibi” projesini başlattı. Belediye Başkanı Mehmet Ertaş’ın eşi Gülhan Ertaş’ın öncülüğünde başlatılan proje kapsamında, kadınların yaşadıkları sorunlara çözüm bulunması hedefleniyor. Her ay farklı bir mahallede düzenlenecek buluşmalarda kadınların kaygıları, ihtiyaçları ve beklentileri dinlenerek uzman desteği sağlanacak. Projenin ilk buluşması öncesinde etkinlik alanını ziyaret eden Edremit Belediye Başkanı Mehmet Ertaş, projeye desteklerini dile getirdi. Kadınlarla sohbet eden Başkan Ertaş, “Bu proje, kadınlarımızın sorunlarına birlikte çözüm bulabilmek ve dayanışmayı artırmak adına çok değerli bir adım. Tüm mahallelerimizde bu tür çalışmalarla kadınlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. İlk buluşmanın hayırlı olmasını diliyorum” dedi. Kadınların sorunlarına çözüm üretmek ve projeyi yaygınlaştırmak amacıyla Edremit Belediye Meclisi’nin kadın üyeleri ve mahallelerin kadın muhtarları da projeye destek veriyor. Etkinliklere katılan kadın temsilciler, bu tür çalışmaların dayanışma kültürünü artırdığını belirterek, kadınların her alanda güçlenmesine katkı sağlamaktan gurur duyduklarını ifade etti. Tuzcumurat Mahallesi’nde gerçekleşen ilk etkinlikte, kadınlar siyasetçi, gazeteci ve yazar Ayşe Sucu ile bir araya geldi. Ayşe Sucu, kadınların toplumdaki rolü, yaşadıkları zorluklar ve bu zorlukların nasıl aşılabileceği üzerine konuşma yaptı. Etkinlikte kadınlar sorunlarını dile getirirken, çözüm yolları üzerine fikir alışverişinde bulunuldu. Gülhan Ertaş, projenin dayanışma ve paylaşım ruhuyla ilerleyeceğini vurgulayarak, “Kadınlarımızla el ele, gönül gönüle bir arada olacağız. Hayat paylaştıkça güzel, birlikte çok daha güçlüyüz” dedi. Edremit Belediyesi’nin Gezici Kadın Destek Ekibi, önümüzdeki aylarda farklı mahallelerde kadınlarla bir araya gelmeye devam edecek. Proje kapsamında kadınlara yönelik bilgilendirme, destek ve dayanışma faaliyetleri düzenlenecek. Belediye yetkilileri, kadınların hayatlarına değer katmayı ve toplumsal dayanışmayı güçlendirmeyi amaçladıklarını belirterek, tüm kadınları etkinliklere katılmaya davet etti.
Trabzon 15. Paten Futbolu Dünya Kupası başladı Türkiye’nin ilk kez ev sahipliğini yaptığı 15. Paten Futbolu Dünya Kupası başladı. 15. Paten Futbolu Dünya Kupası, 21-26 Kasım tarihleri arasında Trabzon’da gerçekleştirilecek. Türkiye’nin ilk kez ev sahipliğini yaptığı Paten Futbolu Dünya Kupası’nın oynanacağı Hayri Gür Spor Salonu’nda açılış programı düzenlendi. Açılışa Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Trabzon Gençlik Spor İl Müdürü Lokman Arıcıoğlu, Dünya Paten Futbolu Federasyonu Başkanı Mehdi Salman Pour, Paten Futbolu Türkiye Temsilcisi Sayim Adanur, ilçe belediye başkanları, il protokolü, öğrenciler ile 24 ülkeden 214 sporcu yer aldı. Mehter gösterisiyle başlayan programda konuşan Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, dünya ve spor şehri Trabzon’da uluslararası bir organizasyonu gerçekleştirmenin gururunu yaşadıklarını belirterek, "Trabzon’umuzun birçok özelliğinin, güzelliğinin ve değerinin farkındayız. Öne çıkan değerlerimiz ve güzelliklerimiz var. Bunlardan bir tanesi de spor şehri oluşumuz. Futbolla başlayan ama bütün branşlarda devam eden organizasyon kabiliyetine sahip hem bir spor şehri hem de bir olimpiyat şehriyiz. Çok büyük uluslararası organizasyonlar yapabilmiş bir şehiriz. Bundan dolayı mutluyuz, gururluyuz" dedi. "Dünya barışına katkı sağlasın" Başkan Genç, bu organizasyonun barış ve kardeşliğe katkı sunmasını arzuladıklarını vurgulayarak, "15. Dünya Paten Futbolu Dünya Kupası’nı gerçekleştiriyoruz. Çok önemli bir organizasyon. 24 ülkemizin sporcuları şehrimizde. Dünyanın gözü paten futboluyla beraber Trabzon’da. Paten futbolu Trabzon’umuzla beraber yeniden ivme yakalıyor. Ben bu organizasyona bir taraftan ev sahipliği yapmanın mutluluğunu ve gururunu yaşarken, spor şehri Trabzon’umuzdan dünyaya da bir mesaj vermek istiyorum. Spor, dostluk ve kardeşliktir. Burada dünyanın her yerinden, 24 ülkemizden sporcular var. Kardeşlik içerisinde bir organizasyonda buluştular. Bu kardeşliğin, dünya barışına da katkı sağlamasını istiyoruz. Çünkü şu anda en fazla buna ihtiyacımız var. Bu organizasyonun ve buluşmaların yeryüzünde yaşanan savaşların, soykırımların son bulmasına katkı sağlamasını diliyorum. Bu iş önemli bir iş. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum" diye konuştu. Pour: "Bize her yer Trabzon" Dünya Paten Futbolu Federasyonu Başkanı Mehdi Salman Pour da Türkiye’de ilk organizasyonlarını spor şehri Trabzon’da gerçekleştirmekten mutluluk duyduklarını ifade ederek, "Bu organizasyonun hayata geçirilmesinde desteklerini esirgemeyen Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç başta olmak üzere emeği gelen herkese teşekkür ediyorum. Bize her yer Trabzon" şeklinde konuştu. Adanur: "Gurur içerisindeyiz" Paten Futbolu Türkiye Temsilcisi Sayim Adanur ise, "Paten futbolunu Trabzon’a getirmenin gururu içerisindeyiz. Başkanımız Ahmet Metin Genç’e çok teşekkür ediyorum. Paten gerçekten modern bir spor haline geldi. Onu Trabzon’da futbolla birleştiriyoruz. İnşallah gençlerin gelecekte en çok sevdiği spor olacak" ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından plaket takdimi, horon, kolbastı ve sema gösterileri yapıldı. Uluslararası organizasyon, gösteri maçının ardından Fransa ve Kenya arasında oynanan ilk maçla start aldı.