ASAYİŞ - 21 Kasım 2024 Perşembe 15:33

Kasap dükkanında dehşet saçan sanık, 3 sayfa sabıkasıyla şaşırttı

A
A
A

Kocaeli’nin İzmit ilçesinde kasap dükkanına pompalı tüfekle ateş ederek 15 yaşındaki bir müşteriyi yaralayan sanık, ilk kez hakim karşısına çıktı. Mahkeme başkanını 3 sayfa sabıkasıyla şaşırtan sanık, müştekilerin kendisine bozuk et verdiğini, iade işleminden sonra arkasından konuşulduğunu ve kendisine saldırıldığını iddia etti. Denetimli serbestlikten yararlanarak dışarı çıktığı sırada suçu işlediği öğrenilen sanık, tutukluluğunun devamına karar verildiğini duyunca, "Zaten yakında af çıkacak, çıkarım" dedi.

Olay, 14 Nisan’da Yeşilova Mahallesi Turan Güneş Caddesi’ndeki bir kasap dükkanında meydana geldi. Murat A. (48), pompalı tüfekle kasap dükkanına geldi. Bir süre dükkan çalışanlarıyla konuşan Murat A., ardından pompalı tüfekle ateş açtı. Çalışanlar dükkanın arka kısmına kaçarken, caddeye çıkan Murat A. tekrardan dükkana ateş açıp kaçtı. Saçmalardan birinin boynuna isabet ettiği 15 yaşındaki Ahmet Ç. yaralandı. Polis ekiplerince kısa sürede yakalanan Murat A., emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Sanığın 13 Nisan’da da kasap dükkanının camını kırdığı öğrenildi.

"3 sayfa sabıkan var, bu kadar suçu nasıl işledin?"

Murat A. hakkında, Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesince "öldürmeye teşebbüs" ve "mala zarar verme" suçlarından açılan davanın ilk duruşması görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Murat A., müşteki, mağdur ve taraf avukatları katıldı. Dosyayı inceleyen mahkeme başkanı İsmail Öztürk, "3 sayfa sabıkan var, bu kadar suçu nasıl işledin?" diyerek şaşkınlığını dile getirdi.

Hasımları olduğunu dile getiren sanık Murat A., "Ben bahse konu olan kasap dükkanının yanında balıkçılık yapıyorum. Olaydan 2 gün önce bahse konu kasaptan et almıştım ancak etler bozuk çıktığı için etlerin iadesiyle ilgili tekrardan kasaba gitmiştim. Sonrasında kasabın sahibi ve çalışanları benim kendilerini kopararak (haraç) et aldığım şeklinde arkamdan söylemlerde bulunmuşlar. Annem ve kardeşimden de müştekilerin hakkımda böyle iddialarda bulunduklarını öğrendim" dedi.

"Samet elinde satırla üzerime geldi ve sinkaflı küfür etti"

Konuyu sormak için kasap dükkanına gittiğini söyleyen Murat A., "Dükkanın sahibi olduğunu bildiğim Samet’e benim hakkımda konuştuklarını sordum. Samet’te öyle bir şey söylemediğini söyleyince dükkandan çıktım. Hakkımda benzer şekilde konuşulduğunu duyunca olay günü günü tekrardan kasaba gittim. Samet’e bana yanlış yaptığını ve hakkımda konuştuğunu söyledim. Samet elinde satırla üzerime geldi ve küfür ederek öyle bir şeyi kimseye söylemediğini dile getirdi. Oradaki kişiler sopayla üzerime geldi. Daha sonra kasap dükkanının yanındaki çalıştığım balıkçıya gittim. Kalmış olduğum odada bulunan tüfeği aldım ve dükkana gittim. Elimdeki tüfeği havaya doğrultarak 2 el ateş ettim. Ben sadece korkutmak amacıyla ateş ettim. Herhangi birisinin yaralandığını görmedim, kimseyi hedef almadım" şeklinde konuştu.

"Oğlumum boynunda hala saçma duruyor"

Olaya ilişkin konuşan Suat Ç. "Oğlum Ahmet ile beraber kasaba et almaya gittik. Oğlum tuvalete girdiğimde sanık elinde poşet ile dükkana geldi. Direkt silahı çıkardı, bana dayadı. Ne olduğunu anlayamadım. Elimle tüfeğe vurdum, kaçtım. Ben dükkanda çıkınca sanık Samet K’ye doğru ateş etti. Oğlumun boynuna da saçma geldi, yaralandı. Riskli yerde olduğu için hala saçma duruyor. Şikayetçiyim" ifadelerini kullandı.

Yaralanan Ahmet Ç., "Olay anıda tuvaletteydim. Ne olduğunu anlamak için kapıyı araladığımda saçma boynuma geldi. Dükkanda 5,6 kişi vardı. Şikayetçiyim" dedi.

"Olay günü dükkana gelen sanık, tüfeği çıkardı ve ’Haraç mı kesiyorum, sizi koparıyor muyum?’ dedi"

Dükkan sahibi Samet K. da, sanığa küfür etmediğini ifade ederek, "Sanığa hiç küfür etmedim ve saldırıda da bulunmadım. Samet Ç. ile kasaplık yapıyoruz. Olay günü dükkana gelen sanık, tüfeği çıkardı ve ’Haraç mı kesiyorum, sizi koparıyor muyum?’ dedi. Öyle bir şeyin olmadığını söyledim. Sanık kendince kurgu yapmış. Sanık tüfeği çıkarınca kaçtım. Ben kaçınca sanık arkamdan ateş etti. Ben yaralanmadım ama Ahmet yaralandı. Dükkanda da zarar oluştu, şikayetçiyim" dedi.

"Sanık toplam 3 kez ateş etti"

Müşteki Samet Ç. ise "Sanık toplam 3 kez ateş etti. Sanık ilk olarak Samet K’ye doğru ateş etti. Ben dışarı kaçtım. Sonrasında içerde birileri var diye tekrar girdim. Sanık arkamdaki cama doğru ateş etti ancak ben yaralanmadım. Sanığa karşı tehdit ve hakaretim olmadı. Kendisi et ve para istedi verdim. Tek yaralanan kişi Ahmet’tir. Şikayetçiyim" diye konuştu.

Müşteki Sezer K., "Sanığın olaydan 2 gün önce kasap dükkanının camını kırması bize karşı göz dağı vermek içindi. Dükkanda bulunan kişilerin sanığa karşı herhangi haksız söylemi olmamıştır" diye konuştu.

"Yakında af çıkacak, çıkarım"

Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. Sanık duruşma salonundan çıkarılırken mahkeme başkanı İsmail Öztürk’e dönerek "Zaten yakında af çıkacak, çıkarım" dedi. Ayrıca sanığın, olay tarihinde denetimli serbestlikte olduğu öğrenildi.

Fehime Kartal

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Tahliye olması için cumhuriyet savcısının tehdit edilmişti: Sanık Tuğçe Toptemel savunma yaptı İstanbul’da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine 4’üncü gününde devam ediliyor. Tahliyesi için savcının tehdit edildiği hemşire Tuğçe Toptemel savunma yaptı. Toptemel kendi mesaisinde ölen bir bebek ile ilgili savunmasında “Bebeğin ölümünü geç fark ettiğim ifadesi tamamen yalan. Vicdanım gerçekten rahat. Ben bebeğin nabzını yaşar şekilde teslim edip çıktım. Bebeğe müdahale ettiğim için buradayım” dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava dördüncü gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada, tahliye olması için Mustafa Kemal Zengin tarafından Yenidoğan Çetesi soruşturmasını yürüten cumhuriyet savcısının makamında tehdit edildiği Birinci Hastanesi’nde hemşire olarak görev yapan Tuğçe Toptemel savunma yaptı. "Gece doktorumuz hiçbir zaman olmadı" Tutuklu sanık Toptemel savunmasında, “Yakınlarını kaybedenlere başsağlığı diliyorum. Bundan dolayı çok üzgünüm. Hakan Doğukan Taşçı kendini doktor olarak tanıtıyordu gece hastanemizde çocuk doktoru yoktu. Aileler bize tepki gösterirdi doktor olmadığı için. Hiçbir çıkarım yoktur benim bu olaydan. Opera bebeğin hayatını kaybettiği gün bebek kötüleşmeye başladı monitör ötünce başına gittim. Hakan Doğukan Taşçı’yı aradım bebeğin kalbini hissedemediğim söyledim, monitörün fotoğrafını gönderdim. Bebek 6 aylık siyahi büyük bir bebekti. Israrla ‘bir şey yapılacak mı?’ diye sordum bana ‘kan şekeri bak’ dedi. Bana bir şey yapılmayacak denmesine rağmen bebeğe müdahale ettim, kalp masajı yaptım. Mesai saatim bitmişti. Buna rağmen bebeğe müdahale ettim. Bebeğin nabzını kontrol ettim. Mesaim dolduğu için diğer hemşireler geldi. Nöbeti teslim ettim bebeğin durumunu anlattım. Defalarca mesajda söyledim ‘bebeğin kalp atışı hissedemiyorum’ dedim. Hakan Doğukan Taşçı’yı aradım ‘bebeğin nabzını hissedemiyorum bir şey yapılacak mı?’ dedim bana ‘hayır’ dedi. Ben 6 aylık bebeğin yeni doğan servisinde olmasını sorguladım. Bana Fırat Sarı ve Hakan Doğukan Taşçı’nın getirdiğini söylediler. Yine olsa yine bebeğe müdahale ederdim bu durumdan pişman değilim. Ben bebeği nabzı atar şekilde teslim ettim. Bebek kusmuştu. Baştan sona olan süreci Hakan Doğukan Taşçı’ya anlattım. Çocuk ilaç aldığı için baygın ve sersem gibiydi. Olay bu şekilde gerçekleşti. Benden sonra bebeğe bakan hemşire de derinden bebeğin nabzını hissettiğini söylüyor. Yani ben bebeği diğer hemşirelere teslim ettiğimde bebek yaşıyordu. Bebek bize sevk olarak geldi. Sonradan öğrendiğim kadarıyla bebeğin kalbi 2 kez durmuş. Bize bebeğin kalbinin durduğu bilgisi verilmedi. Bebeği teslim alan kişi Hakan Doğukan Taşçı’dır. 6 aylık bebeğin yeni doğan ünitesine teslim alınması yasal değil. Ben sorguladım bu durumu. ‘Bu hastayı kim kabul etti’ dedim. Gece doktorumuz hiçbir zaman olmadı. Gece acil bir şey olduğunda Hakan Doğukan Taşçı’yı arardık. Doğukan kendisinden bilgi alınmasını isterdi” dedi. “Vicdanım gerçekten rahat” Sanık Toptemel savunmasının devamında, "Biz her bebeğe hakimiz. Bebek gözümün önündeydi. Bebeğin ölümünü geç fark ettiğim ifadesi tamamen yalan. Vicdanım gerçekten rahat. Ben bebeğin nabzını yaşar şekilde teslim edip çıktım. Bebeğe müdahale ettiğim için buradayım. Fırat Hoca Doğukan’a para verirdi Doğukan bazen bana atardı. Böyle olacağını bilseydim almazdım. Keşke almasaydım. Çok büyük miktarda paralar da değildi” şeklinde konuştu.
Ordu Ordu’da üreticilere gebe düve dağıtımı gerçekleştirildi Ordu’da Türkiye Dayanıklı Peyzaj Entegrasyonu Projesi (TULIP) Bolaman Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi kapsamında Ordulu üreticilere gebe düve dağıtımı gerçekleştirildi. Proje kapsamında, Bolaman Irmağı ve kollarına sınır olan 12 ilçe ve 242 mahallede tarımsal ve hayvansal üretimi artırmak, üretici gelirlerini yükseltmek ve ürün çeşitliliği sağlamak amacıyla çeşitli hibe faaliyetleri yürütülüyor. Bu kapsamda Fatsa Mezbaha ve Hayvan Pazarında üreticilere gebe düve dağıtımı gerçekleştirildi. “Bölgenin tarım kalkınması açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz” Programda konuşan Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, “Bugün en mutlu günlerden birini yaşıyoruz, Dünya Bankası projesi bu. Dünya Bankası ile yaptığımız çalışmalarda üç tane büyük vadimiz var. Başta Bolaman’a ağırlık verdik. Bolaman, Melet ve Ünye ilçesinde Cevizdere Vadisi. Bu proje Bolaman’ı harikulade şekilde ihya etmek üzere yapılan bir projedir. Simentaller bu bölgeye en uygun besi ve süt konusunda önemli bir hayvan. Biz de Büyükşehir Belediyesi olarak koyun, manda, koç dağıttık. Jarsey inekleri ile beraber kaz ve hindi dağıtımında bulunduk ve bölgenin tarım kalkınması açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi. İl Tarım ve Orman Müdürü Kemal Yılmaz, proje kapsamında 25 üreticiye 50’şer tane küçükbaş, 3’er tane de koç ile birlikte toplamda bin 325 küçükbaş hayvanın dağıtımının devam ettiğini söyledi. Yılmaz, “Geçen yıl il müdürlüğümüzce 36 adet gebe düve ile 300 adet koyun ve 18 adet koç dağıtılmıştı. Bugün de süt sığırcılığının geliştirilmesi faaliyeti kapsamında yüzde 70 hibe destekli olarak, 20 üreticimize 60 adet gebe simental düve dağıtımı yapılacak. Ayrıca, bin 250 adet koyun ve 75 adet koçun da dağıtımına başladık. Bolaman Nehri Havzası Rehabilitasyon Projesi kapsamında toplamda il müdürlüğümüz tarafından bugüne kadar 96 adet gebe düve ve bin 643 adet küçükbaşın dağıtımını gerçekleştirmiş olacağız” diye konuştu. Proje kapsamında tarım teşkilatı olarak 15 farklı konuda proje yürüttüklerini belirten İl Tarım ve Orman Müdürü Kemal Yılmaz, “Proje kapsamında Ordu ilinde il müdürlüğümüzce uygulanacak tarım projelerine ayrılan kamu kaynağı yaklaşık 5,3 milyon avrodur. Bu zamana kadar yaklaşık 1,2 milyon avroluk kamu kaynağı kullanılmıştır. 2027 yılı sonuna kadar Yaklaşık 4,1 milyon avroluk kamu kaynağının daha kullanılması planlanmaktadır” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından, kura çekimi yapılarak, Vali Muammer Erol, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler ve diğer protokol üyeleri tarafından üreticilere gebe düve dağıtımı gerçekleştirildi. Programa, Ordu Valisi Muammer Erol, Fatsa Kaymakamı Avni Kula, Ordu Orman İşletme Müdürü Ömer Akça, protokol üyeleri ve üreticiler de katıldı.