ÇEVRE - 05 Haziran 2020 Cuma 10:33

Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Eroğlu:

A
A
A
Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Eroğlu:

Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, “Biyoçeşitlilik ve pandemiler arasında güçlü bir bağlantı vardır.

Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, “Biyoçeşitlilik ve pandemiler arasında güçlü bir bağlantı vardır. Covid-19 sorunu da bunun bir parçası olarak düşünülmelidir. İnsanlar ve hayvanlar birbirleri ile etkileşim halindedir” dedi.


Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla bir mesaj paylaştı. Bu yıl yapılacak etkinliklerin ana konusunun “Biyoçeşitlilik” olarak belirlendiğini belirten Eroğlu, “Biyoçeşitlilik, 8 milyon bitki ve hayvan türü, onları barındıran ekosistemler ve bunlar arasındaki genetik çeşitlilik de dahil olmak üzere Dünya’daki yaşam çeşitliliğini kapsamaktadır. Biyoçeşitliliğin korunması hayatın devamlığı için vazgeçilmez bir unsurdur. Biyoçeşitlilik kara, hava ve sudaki tüm yaşamı içerisine almaktadır. Biyoçeşitliliğin devamı, her canlının ekolojik dengede birbirinin varlığına saygı duyarak, yaşam zincirinin sorunsuz sürdürülebilmesi için önemlidir. Tüm canlıların hayatlarına devam etmesi içinde, temiz hava, su ve ihtiyaç duyulan besleyici gıdaların varlığı vazgeçilmezdir. Biyoçeşitliliğin korunması, bu canlı organizmaların yaşadığı ve gelişimini tamamladığı çevre olan tanımlanan habitatın korunması ile direkt ilişkilidir” açıklamasında bulundu.


Çevrenin fiziksel (magnetik, gürültü, ışık vs.), biyolojik ve kimyasallar ile kirletilmesi ve tahribatı ile insan ve hayvanlarda psikolojik sorunlar, aşırı kilo, kanser gibi hastalıkların arttığını aktaran Eroğlu, şu ifadeleri kaydetti:


“Yine havanın kirlenmesi ile ortaya çıkan nitrojen oksidin gazının, gebelerde fetüs üzerindeki olumsuz etkisi binlerce örnekten sadece bir tanesi olarak gösterilebilir. Canlılar arasında bulunan bu zincirin bir öğesini değiştirmek veya kaldırmak tüm yaşam sistemini etkiler ve olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bu olumsuz değişiklikler biyoçeşitliliğin bir parçası olan insan ve hayvanların hayatını da olumsuz olarak etkilemektedir. Bu olumsuz davranışların neredeyse tamamı insan eli ile ormanların tahribi, vahşi yaşam habitatlarına tecavüz, yaban hayvan ticareti, yoğun tarım, pestisitlerin kullanımı ve iklim değişikliğinin hızlandırılması olarak sıralanabilir. Yaban hayatı türleri geçen milyon yıllara göre günümüzde yüzlerce kat daha hızlı bir biçimde yok olmaktadır. Biyoçeşitlilik ve pandemiler arasında güçlü bir bağlantı vardır. Covid-19 sorunu da bunun bir parçası olarak düşünülmelidir. İnsanlar ve hayvanlar birbirleri ile etkileşim halindedir. Sorumsuz bir şekilde doğal dengeye müdahale, çevrenin kirletilmesi bu tür enfeksiyonların çıkışlarının önemli sebepleri olarak sayılmaktadır.


Veteriner hekimler; tüm yaşam ortamlarındaki yaban hayvanlarına yönelik koruma ve üretimlerinde sürdürülebilirliğe dair çalışmaların içinde olan meslek grubunun üyeleri olup, verdikleri sağlık hizmetleriyle biyoçeşitlilik ve tabiatın korunmasına önemli katkı sağlar. Çevrenin korunması, insan ve hayvan sağlığının korunması için vazgeçilmez bir öğedir. İnsan, hayvan ve çevre ilişkilerinde, halk sağlığına hizmet eden Tek Sağlık Konsepti adı altında disiplinler arası yaklaşımların desteklenmesi bunun için gereklidir. Çevrenin korunması ile insan ve hayvan sağlığı korunması bir bütün olarak görülmeli ve ortaya çıkan sorunlar birlikte çözüme kavuşturulmalıdır.


Dünya Çevre Günü’nde, ekosistemin insan ve hayvan yaşamı açısından daha sağlıklı bir yapıda olmasını istiyor, sağlıklı bir Dünya herkesin sorumluluğu diyor, Dünya Çevre Gününü kutluyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Yozgat’ta yılın ilk kuzuları dünyaya gelmeye başladı Yozgat’ta küçüklüğünden beri hayvan yetiştiriciliği yapan Yusuf Taner Yiğit, geleneksel yöntemlerle yaptığı koç katımı sonrası ilk kuzuları sürüsüne dahil etti. Yozgat’ın Sorgun ilçesinde yaşayan Yusuf Taner Yiğit, çocukluğundan beri küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ile uğraşıyor. 53 yaşındaki Yiğit, atadan ve dededen gördüğü şekilde Ekim ayının 15-20’sine denk gelen tarihlerde koç katımı yapıyor. Koyunların birer birer yavruladığını söyleyen Yiğit, doğumların gayet güzel sürdüğünü söyledi. Yavrusu doğacak olan koyunlara dikkat etmek gerektiğini ifade eden Yiğit "Bazı doğumlarda kuzu ufak olur, ayağa kalkamaz. Ya da ikiz doğumlar olur. Anne yavrulardan birini kabul etmez. Biz o yavruyu başka anneye veririz" dedi. "Koyun doğum yaparken yanında olursan sıkıntı yok" Doğum yapan koyunlara dikkat etmek gerektiğini söyleyen Yiğit, "Yeni doğmuş olan kuzu kalkamayacak durumda olduğunda bunu fark edersen sıkıntı yok. Yanında olmazsan ikiz doğumlarda sıkıntı olur. Koyun bir yavruyu alıyor, diğerini almıyor. İkizleri veya yavrusunu almayanları sürüden ayrı yere koyduk. Özel yer yaptık. 3-4 gün veya bir hafta burada durduğu zaman koyunlar kabulleniyor. 35-50 arası koyunun doğum yaptığını tahmin ediyorum. Doğumlar yaklaşık bir ay sürer" cümlelerini kullandı. "2025’in ilk kuzuları bunlar" "Vaktinde yaptığımız koç katımı sonrası doğan ilk kuzular bunlar. 2025’in ilk kuzuları. Yavrulardan bazen küçük doğan oluyor, anne karnında çürüyen oluyor. İkiz kuzulardan biri sağlam doğarken öteki çürük çıkıyor. Bazen ikisi çok güzel veya ikisi çok ufak oluyor. Dışarı bıraktığımız koyunlar oldu. 8-10 koyunda bunu yaşadık, erken doğum oldu. Artık dışarı bırakmadık. Doğum yapacak olan koyunları takip edip özellikle ikiz doğum yapan varsa takip etmek gerekir" şeklinde konuştu.
Antalya Lenf kanseriyle 3 yıldır mücadele eden gence, kanseri 3 kez yenen kadından moral pastası Üç yıldır lenfoma ile mücadele eden 15 yaşındaki Hikmet Üzer, sağlığına kavuşmak için Antalya’daki özel bir hastanede kök hücre nakli olmaya hazırlanıyor. Daha önce rahim, meme ve lenf olmak üzere kanseri 3 kez yenerek, kanser hastalarına gönüllü annelik yapan Çiçek Akçay ise, Hikmet için ilik nakli öncesinde moral amaçlı sürpriz bir doğum günü kutlaması gerçekleştirdi. Antalya’nın Manavgat ilçesinde yaşayan ve 3 yıl önce lenfoma (lenf kanseri) olduğunu öğrenen 15 yaşındaki Manavgat Evliya Çelebi Turizm Mesleki Teknik Anadolu Lisesi Aşçılık Bölümü 9. Sınıf öğrencisi Hikmet Üzer, Antalya’da bir özel hastanede ilik nakli olacak. Gönüllü anneden moral sürprizi Daha önce rahim, meme ve lenf olmak üzere kanseri 3 kez yenen ve kendisini kanser hastalarına adayan 2 çocuk annesi Çiçek Akçay, ilik nakli öncesinde Hikmet Üzer için pasta kesip hediye vererek doğum günü kutlaması yaptı. Nisan ayı doğumlu olmasına rağmen, artık ilik nakli olduğu günü de doğum günü olarak kabul edeceğini belirten Hikmet Üzer, duygu dolu anlar yaşadı. "Yılmadım, mücadele ettim" Kutlamada konuşan Hikmet Üzer, "Çiçek ablamın sürprizi beni çok duygulandırdı ve mutlu etti. Bugün benim için çok önemli bir gün. İnşallah yeniden doğacağım. Yarın ilik nakli olacağım. Bundan 3 yıl önce bana lenf kanseri teşhisi kondu. Yılmadım, mücadele ettim. İnşallah bu süreci de en iyi şekilde atlatacağım. Ben hasta olanlardan yılmadan mücadele etmelerini, kendilerine moral vermelerini istiyorum. Çiçek abla, gönüllü bir anne, herkese moral veriyor, onların ihtiyaçlarını karşılıyor. Çiçek ablayla tanıştığım için çok şanslıyım. Onu içten çok seviyorum" dedi. "Yeniden doğmak adına pasta kestik" Kanser hastalarına destek olan Çiçek Akçay ise "3 yıl önce lenf kanseri tanısı alan Hikmet oğlumun hastalığının kısa süre önce yeniden nüksetmesi nedeniyle ilik nakli tedavisi gerçekleşecek. Bu süreçte Hikmetimin sağlığına kavuştuğunun müjdesini vermek benim en büyük dileğim. Yarın başlayacak tedavisi öncesinde ona moral vermek amacıyla bugün pasta kesip doğum gününü kutlamak istedim. Yeniden doğmak adına pasta kestik" dedi. Akçay, Ramazan sürecinde her yıl olduğu gibi bu yıl da "Koli Koli Mutluluk" projesi kapsamında 125 lösemi ve kanser hastasına Ramazan kolisi dağıtımı yaptıklarını sözlerine ekledi.