GENEL - 02 Mayıs 2012 Çarşamba 17:52

TÜRK POLİSİNİN TARİHİNE IŞIK TUTACAK KİTAPLAR

A
A
A
TÜRK POLİSİNİN TARİHİNE IŞIK TUTACAK KİTAPLAR

Türk Polis Teşkilatı`nın 167. kuruluş yıl dönümü faaliyetleri kapsamında Emniyet Genel Müdürlüğü Arşiv ve Dokümantasyon Dairesi Başkanlığı tarafından Türk polisinin tarihi süreçteki gelişimini anlatan kitaplar hazırlandı.
Emniyet Genel Müdürlüğü`nden yapılan açıklamaya göre, toplam 2 bin 206 sayfadan oluşan 5 ciltlik "Türk Polisinden Seçkin Biyografiler" adlı kitapta Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde yaşamış polis amir ve memurlarının biyografileri yer aldı. Personel Dairesi Başkanlığı arşiv kayıtlarından yararlanılarak hazırlanan eserin her cildinde ortalama 60-70 polisin hayat öyküsüne yer verildi. Emniyet Genel Müdürlüğü Personel Dairesi Başkanlığı Arşivi kayıtlarından yararlanılarak hazırlanan kitapta,
Türk zabıtasının 1879 yılı itibarıyla Polis Teşkilatı olarak yapılanmasının ardından 1880 yılında ilk olarak kurulan Dersaadet Polis Müdürlüğü`nde ve ardından da 1885 yılı itibarıyla kurulan Osmanlı Devleti`nin diğer vilayet polis müdürlüklerinde görev yapan ve üstün başarı gösteren polis amir ve memurlarının gösterdiği kahramanlıklar anlatıldı.
Prestij kitap çalışması olarak hazırlandığı kaydedilen "Türk Polis Tarihinden Belge ve Fotoğraflar" adlı 392 sayfalık eser ise iki kısımdan oluştu. İlk kısımda bazı vilayetlerde çıkan karışıklıklar ve alınması gereken önlemlerin, polis mekteplerine ait diplomaların, polislerin Milli Mücadele`deki hizmetleri ile ilgili belgelerin olduğu kitabın ikinci kısmında ise şehit polislerin merasimlerinin, farklı yıllara ait 10 Nisan kutlamalarının, polis öğretmen ve öğrencilerinin fotoğraflarının bulunduğu
açıklandı.
256 sayfadan oluşan "Belgelerle Türk Polis Tarihi 1" adlı kitabın ise ilk bölümünde Polis Nizamnamesi`nin hazırlanışı ile ilgili belgeler; ikinci bölümde Polis Meclisi`nin idari yapılanmasının ve Bab-ı Zaptiye`ye nakledilmesi ile ilgili belgeler; üçüncü bölümde Polis Meclisi`nin faaliyetleri ile ilgili belgeler; dördüncü bölümde İstanbul dışındaki polis uygulamaları ile ilgili belgelerin bulunduğu kaydedilerek, "Belgelerle Türk Polis Tarihi 1" adlı kitabın devamı niteliğinde her yıl yeni belgelerin yer
aldığı kitapların yayınlanmasının planlandığı vurgulandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Hafif sıyrıklarla kurtulan yolcu, dehşet anlarını anlattı Eskişehir’de 1 kişinin öldüğü, 42 kişinin de yaralandığı kazayı ufak sıyrıklarla atlatan 32 yaşındaki Soykan Kaya, yaşanan dehşet anlarını anlattı. Eskişehir-Seyitgazi karayolu 16’ncı kilometrede bulunan Derbent mevkiinde meydana gelen trafik kazasında, Ömer Y. (43) idaresindeki 16 BGZ 569 plakalı yolcu otobüsü, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ve virajı alamaması sonucu taklalar atarak şarampole yuvarlandı. Antalya’dan hareket eden ve Bursa’ya gittiği öğrenilen Mercedes marka otobüste, muavin ve şoför ile birlikte 44 kişinin kazadan etkilendiği belirlendi. İhbar üzerine olay yerine gelen 112 Acil Sağlık ekipleri, 56 yaşındaki Nihat Yüceler’in hayatını kaybettiğini belirledi. Kazada yaralanan 42 yolcu kentteki hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı. Yolcu otobüsünün kaza yapmadan dakikalar önce 1 kilometre uzaklıktaki akaryakıt istasyonunun önünden geçtiği anlar güvenlik kameralarına yansıdı. “Arka koltukta 4 kişi oturuyorduk, kaza bittiğinde yanımda hiç kimse yoktu” Alanya’dan Eskişehir’e araç alışverişi için gelen ve kaza esnada uyuduğunu belirten 32 yaşındaki Soykan Kaya, tedavi için geldiği Eskişehir Şehir Hastanesi’nde gazetecilere verdiği röportajda, “Ben Alanya’dan bindim, araç almaya geldim günübirlik Eskişehir’e. Kaza sırasında uyuyordum, arabanın devrilmesiyle uyandım. Uyandığımda takla atıyorduk, 4 kişi oturuyorduk en arka koltukta. Kaza bittiğinde yanımda kimse yoktu, bir kişi camdan, bir kişi de ortadan fırladı. İnsanlar çok kötü haldeydi, kulağı kopanlar, hareketsiz yatanlar vardı. Ben araçta bir süre bekledim, insanlara yardım etmeye çalıştım. Kulağı kopan abiye yardım ettim, kafasına bir şeyler bastık. Telefonumu ve çantamı buldum, yanımda oturan kadınlara baktım birine şarapnel, cam girmişti. Saatimden 112 Acil Çağrı Merkezi aradı beni, onlara konum attım. Sonra bir kaç araba durdu yanımızda, 10 tane ambulans geldi ve araçtan atladım. Bir arkadaş daha vardı yaralanmayan, onunla birlikte dışarıdakilere baktık. Aileme haber verdim, tekrar 112 Acil Çağrı Merkezi’nden aradılar onlarla görüştüm” dedi. “Emniyet kemerim sayesinde kurtuldum, yanımda ki hiçbir yolcu yerinde durmuyordu” Otobüse bindiğinde kaza olacağını hissederek emniyet kemerini taktığını belirten Soykan Kaya, “Kaza sırasında emniyet kemerim takılıydı. Emniyet kemerim sayesinde kurtuldum, çünkü yanımda ki hiçbir yolcu yerinde durmuyordu, herkes fırladı. Ben yerimde atlattım, sadece diğer yolcuların bana çarpmasıyla hasar aldım. Otobüsün üzerindeki demirler devrildi, insanların vücudunu kesti. Demirlerden biri şans eseri omzumda duruyordu, kafama gelmedi. Kaza olacağını hissetmiştim, kemerimi taktım, küçük bir oğlum var. Önlem almaya çalışıyorum böyle yolculuklarda. Kemer taktım ve gerçekten hayata tutundum kemer sayesinde. Buraya eşime araç almak için gelmiştim, kazadan sonra o işimi de hallettim. Araç alacağım arkadaşımı aradım, yakındaymış beni gelip aldı sağ olsun. İçeride tomografi çektirdim, duruma göre kalabilirim bir gece” diye konuştu. “Otobüs yaklaşık 4 takla attı” Otobüsün defalarca takla attığını ve kaza tamamlandığında kendisinin ters durduğunu belirten Soykan Kaya, şu ifadeleri kullandı: “Otobüs yaklaşık 4 takla attı. Çünkü indikten sonra kazanın olduğu yerde biraz yürüdüm, 50 metre kadar çamları biçmişiz. Uzun bir süre sürüklendik. Sol cam kırıktı, üzerimde de hasar vardı. Ben uyandığımda baş aşağıydım, en sağda oturan arkadaş koridorun ucundaydı. Onlarda kemer yoktu. Allah herkese yardım etsin. Emniyet kemerimizi takmamız için otobüste çok kez anons geçildi, taktığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Anons çok kez geçti, ama ben yolculuğun çoğunda uyuyordum, arabayı alıp geri döneceğim için dinlenmek istedim. Geçilen anonsları maalesef kimse dikkate almadı.”
Samsun 895 gram doğan Güneş bebek hayata tutundu Gebeliğin 28. haftasında 895 gram ağırlığında dünyaya gelen Güneş bebek, yoğun bakımda geçirdiği 66 günlük tedavinin ardından ailesine kavuştu. Yasin (34) ve Esra (34) çiftinin ikinci çocukları olan Güneş Bayraktar, gebeliğin 28. haftasında dünyaya geldi. 895 gram olarak doğan Güneş bebek, Sağlık Bakanlığı Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde prematüre bebeklerin yatmış olduğu yoğun bakım ünitesine alındı. Bu süreçte Neonatoloji Uzmanı Dr. Ferhan İren, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Gonca Evci ile hemşirelerin özel bakımıyla Güneş bebek hayata tutundu. Tedavisi tamamlanan bebek sabırla bekleyen ailesine verildi. Şu anda 2 kilo 580 gram olan bebeğin sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. "Güneş gibi doğsun diye ismini Güneş koyduk" Anne Esra Bayraktar, "Bebeğime kavuştuğum için çok mutluyum. Buradaki bütün çalışanların, bana destek olanların hakkı çok büyük. Ben duygulandım, onlar da duygulandı. Sadece bebeğim için psikolojik olarak da bana destek verdiler. Aynı zamanda entübe olduğu halde kanguru bakımı yaptık. Ben bebeğimle birlikte gün saymayı öğrendim. Çok kötü olduğum zamanlarım oldu ama buradakilerin desteğiyle ilerledim. Öncelikle inanmak gerekiyor. Güneş gibi doğsun diye ismini Güneş koyduk” dedi. Baba Yasin Bayraktar, "Sürecimiz çok zorlu geçti. Yaklaşık 73 gündür hastanedeyiz. Ailelerin sabırlı olması lazım. Duamızı eksik etmedik. Mutlu sonla bitti” diye konuştu. "Yüzde 50 biz çalışıyorsak, yüzde 50 de anne bize dışarıdan yardım etti" Neonatoloji Uzmanı Dr. Ferhan İren, "Güneş Bayraktar bebek 895 gram olarak dünyaya geldi. Yoğun bakıma aldık. Bebek hem prematüre hem de haftasına göre daha geri gelişimi olan bir bebekti. Bu durum bizim işimizi daha çok zorlaştırıyordu. Bebeğimiz zamanını uzun bir süre solunum makinelerinde geçirdi. Kuvözde kaldı. Bu süreçte annesinden ayrı kaldı. Annesi her zaman bize destek oldu. Pozitifti. Süt takviyesi yaptı. Yüzde 50 biz çalışıyorsak, yüzde 50 de anne bize dışarıdan yardım etti. 66 gün boyunca kuvözde kaldı. 66 gün sonunda bebeğimizi annesine kavuşturduğumuz için çok mutluyuz” şeklinde konuştu.