EKONOMİ - 02 Ekim 2024 Çarşamba 13:56

Şifa kaynağı alıç meyvesinin hasadı başladı

A
A
A
Şifa kaynağı alıç meyvesinin hasadı başladı

Birçok sağlık problemine iyi geldiği bilinen orman meyvesi alıcın hasadı başladı.


Türkiye’de Mersin, Sivas ve Adıyaman gibi belirli bölgelerde yoğun olarak bulunan yabani alıç ağaçları, aşılanarak orman köylerinin gelir kapısı oldu. Yabani alıçtan 4-5 kat daha büyük olan aşılı alıç meyvesinin kilosu piyasada 250 TL’ye satılıyor. Yemiş olarak tüketilmesinin yanında, sirke ve turşusu yapılan alıç meyvesinin çeşitli sağlık problemlerine karşı bitkisel ilaçların yapımında kullanıldığı biliniyor.


Yabani alıç ağaçları aşılanarak, meyve bahçeleri oluşturuldu. Gölbaşı ilçesinde çiftçinin önemli gelir kaynağı haline gelen alıç bahçeleri Harmanlı Beldesi, Yaylacık, Aktoprak, Kösüklü, Azaplı ve Yeşiloba köyleri başta olmak üzere toplam 800 hektarlık alanda 120 bini aşılı, 80 bini aşısız 200 bin alıç ağacı bulunuyor.


Orman vasfını yitirmiş alanda bulunan alıç ağaçların yüzde 35’inin aşılanmasına doğal dengeyi bozmamak için izin verilmiyor.


Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Gölbaşı Orman İşletme Şefi Mehmet Uylu, “Alıç ağaçlarımız gelir getirici türler kapsamında olup, orman ağacıdır. 2017’den 2022’ye kadar bu alıçları biz yüzde 35’i doğada kalacak şekilde aşılama yapmaktayız. Aşılamayı da orman köylülerine, kooperatiflere yaptırmaktayız. Bu şekilde orman köylülerine de ek gelir kaynağı oluşmaktadır. 800 Bin dekarda yaklaşık 200 bin adet fert bulunmaktadır” dedi.


Daha sonra konuşan Çiftçi Ali Suçağı, “Buralar önceden bakımsız orman niteliğindeydi. Orman niteliğini kaybetmişti. Ondan sonra biz burayı bakımını üstlendik. Alıçlarımızı baktık, budadık, aşılamasını yaptık. Aşıladıktan sonra, üç beş yıl bakımını sağladıktan sonra meyve verme şekline geldi. Alıcın birçok faydaları vardır” diye konuştu.



Şifa kaynağı alıç meyvesinin hasadı başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Site yönetiminden nizamiye kulübesini yıkmak isteyen Çankaya Belediyesine tepki Çankaya Belediyesi’nin Alacaatlı Mahallesi’ndeki bir sitenin giriş kapısı ve güvenlik kulübesi için verdiği yıkım kararına apartman sakinleri tepki gösterdi. Alacaatlı Mahallesi’ndeki bir sitenin giriş kapısı ve güvenlik kulübesi hakkında Çankaya Belediye tarafından verilen yıkım kararı tepkilere neden oldu. Yıkım için gelen ekip ile site yönetimi arasında tartışma çıkması nedeniyle polis ekipleri duruma müdahale etti. İki blok arasındaki alanın kendilerine ait olduğunu fakat kamuya da açık bir şekilde faaliyet gösterdiğini söyleyen site yönetimi, Çankaya Belediyesi’ne tepki gösterdi. “Bize süre verin” Site avukatı Ali Ozan İlhan yaptığı açıklamada, “Bakın burada elektrik tesisatı var. Güvenlik var, güvenlik zafiyeti var buralarda. Dedik ki 3 gün bize süre verin, bu metruk olarak iddia ettiğiniz ama metruk olmayan yapı var ya biz burayı kaldıralım, vatandaşlarımızı bilgilendirelim. 4 bin kişiye ben gelip anlatamam ki durumu. Vatandaşlarımızı bilgilendirelim” diye konuştu. “Yıllarca bu bahçeye baktık” Sitede 2013 yılından beri yaşadığını belirten Ferhan Avşar ise, “Birkaç yıl öncesine kadar ortadaki park alanının devlet malı olduğunu bilmiyorduk. Burada bir kandırılma söz konusu. Bizim bu kooperatifle alakalı bir sorunumuz. Bunun için kişisel davalar açılması gerektiği söylendi. Yıllarca bu bahçeye baktık. Burayı bir yeşil alan haline getiren bizleriz. Sonradan öğrendiğimize göre burası kat yükseltme karşılığında devlete verilmiş bir arazi. Siz bakım masraflarını karşılayın, siz kullanabilirsiniz denilmiş” ifadelerini kullandı.
Ankara DEM Parti Grup Toplantısı DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Temel meseleleri konuşup çözüm yolları üretmek için Türkiye’de her zamankinden daha fazla diyalog ve müzakereye ihtiyaç var. Sayın Bahçeli’nin gelmesi de gayet normaldi, anormal bir durum yok. Türkiye’de toplumsal barışı savunan, ülkeyi refaha ve huzura kavuşturacak olan her adımı desteklemeye hazır olduğumuzu zaten söylemiştik" dedi. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin grup toplantısında konuştu. İsrail’in Filistin‘e yönelik saldırılarına değinen Bakırhan, “40 bin kişi yaşamını yitirdi, binlerce kişi kayıp ve 2,5 milyon insan İsrail ablukası altında zor şartlarda yaşamaya devam ediyor. Ortadoğu savaş, göç, yıkım ve soykırımla dolu bir hikaye yazıyor" ifadelerini kullandı. Narin Güran cinayetine ilişkin Bakırhan, “Unutulacağını düşünenler yanılıyor, Narin’in ölümüne dair sorumluların peşini asla bırakmayacağız. Bu cinayeti tüm boyutlarıyla aydınlatmak için Meclise çağrıda bulunacağız. İnsan hakları örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve çocuk kurumlarıyla birlikte bu alçakça işlenen cinayetin hesabını sormak için bir araya geleceğiz. Narin’in sesi adalet arayışımızla yankılanacak” şeklinde konuştu. "Anayasanın her maddesinde 12 Eylül’ün ruhu ve kokusu hissedilmekte" Yeni anayasa konusunda ise Bakırhan, “DEM Parti olarak hiçbir kesimin sembolleriyle ve değerleriyle sorunumuz olmadı, ancak biz herkesi tek bir etnik kimliğe indirgeyen bir anayasaya karşı çıkıyoruz ve yurttaşlık tanımının cesurca yeniden ele alınması gerektiğini söylüyoruz. Ülkemizin başkenti veya resmi dili ile bir sorunumuz olmadığını, ancak her halkın kendi ana dilinde konuşma ve eğitim alma hakkının temel bir hak olduğunu vurguluyoruz. Ayrıca tekçi ve inkarcı yaklaşımlarla bir yüzyıl daha yaşamamızı bekleyen bir Cumhuriyet anlayışına karşı çıkıyoruz ve gerçekten demokratik bir Cumhuriyet istiyoruz. Mevcut anayasanın sadece kötü bir kopyası olarak sunulan yeni taslaklar, ne yeni ne de demokratik bir anayasa yazmak anlamına gelir. Anayasanın her maddesinde 12 Eylül’ün ruhu ve kokusu hissedilmekte. Muhalefete açık bir çağrı yapıyoruz; değişim iddiasındaki bir muhalefet, tutucu olamaz ve ilk yüz yılın tekrarını yaşatma politikasını sürdüremez. Yeni ve demokratik bir anayasa konusunda herkese açık çağrımızdır; ön yargılarınızı bir kenara bırakın, gelin hep beraber demokratik ve özgürlükçü bir anayasa için çalışalım" dedi. Bahçeli ve Bakırhan’ın tokalaşması Bakırhan, grup toplantısından sonra gazetecilerin sorularını cevapladı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin TBMM’nin açılışında kendisi ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile tokalaşması ve sonrasında “Dünyada barışı isterken, kendi ülkemizde barışı sağlamamız lazım” sözlerine değinen Bakırhan, “Meclis çatısı altında olması gereken bir tabloydu. Siz de haklısınız. Müzakere ve diyalog zemini olmadığı için herkes şaşırmış olabilir. Meclisin asıl görevlerinden birisi budur. Temel meseleleri konuşup çözüm yolları üretmek için Türkiye’de her zamankinden daha fazla diyalog ve müzakereye ihtiyaç var. Sayın Bahçeli’nin gelmesi de gayet normaldi, anormal bir durum yok. Türkiye’de toplumsal barışı savunan, ülkeyi refaha ve huzura kavuşturacak olan her adımı desteklemeye hazır olduğumuzu zaten söylemiştik" ifadelerini kullandı. Bakırhan, Bahçeli’nin "Türkiye’de barışı sağlamamız lazım” sözlerine yönelik olarak, “Yani sadece tokalaşmaktan yeni bir süreç çıkar mı bilmiyorum ama Türkiye’nin bir toplumsal barışa ihtiyacı olduğu konusu doğru. Bizim de Mecliste iktidar başta olmak üzere bütün siyasi partilerle bu toplumsal barışı örecek söylem için adım atmamız gerektiğini belirtmek istiyorum” şeklinde konuştu. DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık ise, MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin DEM Parti grubu önünden geçerken yanında MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay’ın olduğunu belirtti. Sakık, “Erkan Bey önemli bir ameliyat geçirdi. Onunla sohbet ederken Sayın Bahçeli ‘Nasılsınız’ diyerek el uzatınca merhabalaştık. Bunu abartmaya gerek yok. Aslında parlamentoda olması gereken bu. Halk bizi buralara kavga etmeye göndermedi. Sayın Bahçeli çıkışta da, ‘Türkiye’nin barışa ihtiyacı var, dünyada da barışa ihtiyaç var’ dedi. Bunu önemsiyoruz” diye konuştu.