GÜNDEM - 06 Kasım 2024 Çarşamba 15:38

Adıyaman’da depremin izleri silinmeye çalışılıyor

A
A
A
Adıyaman’da depremin izleri silinmeye çalışılıyor

Adıyaman’da bir taraftan konutlar yükselirken diğer taraftan 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin izleri orta hasarlı binalar yıkılarak silinmeye çalışılıyor.


Binlerce binanın yıkıldığı, ağır, orta ve hafif hasar gördüğü Adıyaman’da 6 Şubat 2023’ün yaraları sarılmaya çalışılıyor. Bir taraftan kentin birçok noktasında konutlar yeniden yükselirken diğer taraftan orta hasarlı binaların yıkımına başlanıldı.


Asrın felaketinde Adıyaman’da 5 bin 953 bina yıkıldı, 20 bin 201 bina ise ağır hasar aldı. Kent merkezinde yaklaşık 4 bin 800 bina ise orta hasarlı olarak kayıtlara geçti.


Belediyeden, 5 Temmuz 2024 tarihine kadar orta hasarlı binalar için güçlendirme ruhsatı almak için işlem yapmayan hak sahiplerine verilen sürenin dolmasının ardından, yıkık işlemlerine geçildi.


Bir taraftan konutların yapımı sürerken diğer taraftan orta hasarlı binaların yıkılması için Adıyaman Valiliği İl Özel İdaresi tarafından ihalesi yapılarak yıkımlara başlandı.


Adıyaman’da 4 bin 800 orta hasarlı binanın 300’ü hak sahipleri tarafından güçlendirme yapmak için başvururken, 4 bin 500’ü ise yıkılacak.


Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Adıyaman Çevre, Şehir ve İklim Değişikliği Müdürü Faysal Ergezen, “Kahramanmaraş merkezli depremlerde ciddi hasarlar aldık. Bu hasarlar neticesinde ağır, acil yıkık yapıların yıkım işlemine başlandı. Bu süreçte ağır hasarlı yıkımları tamamladık. Orta hasarlılarla ilgilide ilimizde 4 bin 800’den fazla bina bulunmakta. Bu yapıların 4 bin 500’e yakınının ihalesi yapıldı valiliğimiz tarafından” diye konuştu.



Adıyaman’da depremin izleri silinmeye çalışılıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Bu da ‘kızarmış kuymak’ TRABZON (İHA) – Karadeniz Bölgesi’nin yüzyıllık lezzetlerinden biri olan kuymağın farklı bir lezzeti çeşidi ortaya çıktı. Altı yakılarak dışı çıtır bir görünüme sahip olan kızarmış kuymak sadece Trabzon’un Vakfıkebir ilçesinde yapılıyor. Karadeniz Bölgesi’nin geleneksel mutfağında yer alan kuymağın farklı bir lezzeti sadece Trabzon’un Vakfıkebir ilçesinde yapılıyor. Tereyağı, mısır unu ve peynir üçlüsünün birleşerek oluşturduğu kuymak ilçede ters çevrilerek yeniliyor. Kısık ateşte altı yakılan ve bu sayede çıtır bir görünüme kavuşan kızarmış kuymak ilçede sabah kahvaltılarının vazgeçilmezi olurken, kızarmış kuymak olarak bilinen lezzetin tarifi ise sır olarak saklanıyor. Vakfıkebir ilçesindeki sadece 2 işletmede yapılan kızarmış kuymağı müşterileri ile buluşturan Kadife Sofra isimli işletme sahibi Kadem Sağlam, “Köylerde bakır tavalarda kara ateşlerde kuymak yapılır. Bunun da en lezzetli kısmı altında yanan kısmıydı. Doğal olarak altını kazıma noktasında çocuklar arasında kavgalar olurdu. O çıkarmış şeklini herkesin paydaşı olacağı şekle çevirmek noktasında bir düşünme oluştu. O düşünceden hareketle bu çıktı. Bu şuanda iki yerde yapılıyor. Bu yörenin tereyağı ve telli peynirinin ön plana çıktığı, yine yerli mısır ununun ön plana çıktığı bir üretimdir” dedi. “Yara almaması için tam tarifini veremiyoruz” Kızarmış kuymağın tarifini öğrenmek isteyenler olduğunu kaydeden Sağlam, “Çok reklamı yapılmış değil ama öğrenen mutlaka buradan geçerken kızarmış kuymağımızı yemeye geliyor. İnsanlar bunu çok tercih ediyor. Bu yaz kızarmış kuymak lezzetini deneyen Arap turistlerde oldu. Onların da hoşuma gitti. Tarifini soranlar oluyor ama malum işletmelerde bunların bir kısmını saklamak gerekiyor ki size ait olsun. Aynı ürünü başka yerler de görebilirler. Ama yağ konusunda bu yörenin yağını kullanmamışlardır veya Vakfıkebir telli peyniri kullanmamış olabilir. Aynı kaliteyi ve tadı alma sonuçları olmaz. Görüntü olsa bile lezzet olmaz. Yara almaması için tam tarifini veremiyoruz. Ama bunu organik bir şekilde yapacaklarını bildiğimiz herkese yardımcı oluruz” diye konuştu. “Farklı bir lezzet” Kızarmış kuymağın yapılışını anlatan Emine Şen ise, her ürünün organik olması gerektiğinin altını çizerek, “Normal kuymak yaparken kızarmış kuymağın daha güzel fark ettiğimizde bunu yapmaya başladık. Vakfıkebir’in özel telli peynirinden kuymak yaptığımız zamanlarda bunu ters çevirince kızarmış kuymağı keşfettik. O günden beri kızarmış kuymağı hem biz tercih ediyoruz hem de müşterilerimize sunuyoruz. Farklı bir lezzet. Vakfıkebir’in özel tereyağından yapılıyor. Tereyağını erittikten sonra mısır unu katıyoruz. O da Karadeniz Bölgesi’ne has. Mısır ununu kavurduktan sonra bir miktar su ekliyoruz. Ondan sonra tuzunu atıp sonra Vakfıkebir’in meşhur telli peynirini ekliyoruz. Onu da erittikten sonra biraz kızarmaya bırakıyoruz. Sonrasında ters çevirerek kızarmış kuymağımızı müşterilerimizle buluşturuyoruz. Tarifini öğretmek isteyen çok oluyor. Ama herşeyin organik olması lazım” ifadelerini kullandı.
Mersin Salatalık üreticisinin yüzünü güldürdü Türkiye’nin sebze ve meyve üretim merkezlerinden Mersin’de örtü altında yetiştirilen sonbaharla birlikte hasada başlanan salatalık bahçede 30-35 TL bandında alıcı bulması üreticisinin yüzünü güldürdü. Salatalık üretiminde ülke genelinde ilk sıralarda yer alan Mersin’de, açıkta hasadın bitmesinin ardından örtü altında yetiştirilen ürünlere geçildi. Seralarda Ağustos ve Eylül aylarında fideleri dikilen salatalıklar Ekim ile Kasım aylarında hasat edilirken, üreticisini de sevindirdi. Havaların soğuması nedeniyle 2 günde bir toplanan salatalık, haftada 2 gün hasat edilmeye başlandı. Güzlük salatalıkta hasat sonunun da yaklaşmasıyla birlikte ürün azaldığı için fiyatlar bahçede 35 TL’ye kadar çıktı. 30-35 TL bandında bahçeden alınan salatalık ise pazarlarda 50, marketler de ise 60 ile 75 TL arasında satılması dikkat çekti. Üreticiler, geçen yıl para etmeyen bu yazda 10-15 TL bandında satılan salatalığın güz döneminde üreticisini sevindirdiğini ancak tüketicinin ise aracılar nedeniyle pahalıya aldığını söyledi. "10 senede ilk defa bu kadar kazandık" Erdemli ilçesinde örtü altında salatalık üretimi yaptıklarını belirten Ömer Çerçi," Haftada 2 gün hasat ediyoruz. Hasat ettiğimiz ürünü Mersin’e gönderiyoruz. Biz emek verip, masraf ederek ürettiğimiz salatalığı bahçeden 30-35 TL’ye satıyoruz. Marketlere ise 75-80’e satıyor. Onlar bizden iki kat daha fazla para kazanıyor. Biz salatalık üretimini 10 senedir yapıyoruz. 10 senede ilk defa bu kadar para kazandık. Bu sene bizim için fiyatlar iyi oldu" dedi. Mersin’in salatalık üretiminde önemli bir yere sahip olduğunu aktaran üretici İsmet Ateş," Güzlük salatalığı Ağustos ayında örtü altına diktik. Geçen yıl ürünlerimiz para etmedi, masraflarımız artmıştı. Bu yıl çok şükür para ediyor" diye konuştu. Havaların soğuması ile birlikte gün aşırı hasadın haftada ikiye indiğine değinen Ateş, güzlük hasada 15-20 gün daha devam edeceklerini ardından da yeni ekim yapılacağını kaydetti. Şuanda salatalığın bahçeden çıkış fiyatının 30-35 TL bandında olduğunu dikkat çeken, pazarda 50 TL, marketlerde ise 65-70 TL’den başladığını, kendilerini fide ve gübre gibi masrafları nedeniyle onlar kadar kazanamadıklarına da vurgu yaptı.
Bilecik 40 yıl önce emekli olmasına rağmen öğrencileri onu unutmuyor Bilecik’in Bozüyük ilçesinde yaşayan ve severek yaptığı öğretmenlik mesleğinden 40 yıl önce emekli olan 77 yaşında İbrahim Yazar, ilkokul çağlarında öğrencisi olan kişilerin kendisini hala tanıyarak selam vermesiyle yaşadığı mutluluğu dile getirdi. Bozüyük’te yaşayan 77 yaşındaki İbrahim Yazar, Bolu Öğretmen Lisesi’ndeki eğitiminin ardından 1964 yılında öğretmenliğe başladı. Uzun yıllar öğretmenlik yaptıktan sonra 1984 yılında emekli oldu. Mesleğini büyük bir aşkla yaptığını ifade eden Yazar, yetiştirdiği binlerce öğrencinin şu dönemde iş ve aile sahibi bireyler olarak karşısına çıkmasının büyük bir gurur kaynağı olduğunu belirtti. Karşılaştığı öğrencilerinin selam vermesinden dahi çok büyük mutluluk yaşadığını belirten emekli öğretmen Yazar, yıllar geçse de öğrencilerinden saygı gördüğünü ifade etti. "İlkokul Öğretmenliği diplomamı aldıktan sonra ilk tayinim Bitlis’e çıktı" Öğretmenlik görevi yaptığı dönemleri anlatan İbrahim Yazar; “1947 yılında Bozüyük’te doğdum. İlkokulu Necatibey İlkokulunda bitirdim. Ortaokulu Bozüyük Ortaokulunda bitirdim. Daha sonra Öğretmen Okulunu kazanarak Bolu’ya gittim. Bolu’da İlkokul Öğretmenliği diplomamı aldıktan sonra ilk tayinim Bitlis iline çıktı. 1964 yılının Eylül ayında Bitlis’e gittim. Bitlis’in Tatvan ilçesi Küçüksu’da 2 yıl öğretmenlik yaptım. 2 yıl sonra askerlik çıktı. Manisa’da kısa dönem 4 aylık askerlik yaptım. İzmir Narlıdere’de okuma yazma okuluna tayinim çıktı. Orada okuma yazma bilmeyen askerleri eğiten okul vardı. 1 yıl orada öğretmenlik yaptım. Daha sonra Bilecik Gölpazarı ilçesine tayinim çıktı. Burada 1 yıl çalıştıktan sonra rapor alarak Bozüyük ilçesine tayinim çıktı. Bozüyük Bekir Aral İlkokulunda öğretmenlik yaptım. Eğitim Endüstrisini bitirmiştim. Daha sonra ortaöğretime tayinim çıktı. 1984 yılında ortaöğretimden emekli oldum” dedi. “Yolda yürürken selam verip elimi öpmeye kalkan insanlar oluyor" Arandan geçen uzun yıllara rağmen eğitim verdiği öğrencilerinin kendisini tanıyarak elini öpmek istediğini belirten İbrahim Yazar, şu ifadeleri kullandı: “Öğretmenlik mesleği o kadar kutsal ki! o kadar değerli ki, onu yaşadıkça görüyoruz. Yolda yürürken selam verip elimi öpmeye kalkan insanlar oluyor. Hatta tanıyamadığım halde kendilerini öğrencileri olduğunu tanıtıyorlar. O kadar mutlu oluyor ki insan. Hatta çocuklarının torunlarını göstermeye başladılar. Büyük bir mutluluk. Bir emekli öğretmen olarak saygı görüyoruz. Tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutlar, sağlıklı günler diliyorum."
İzmir 700 öğrenci ‘sevgiyi çiziyorum’ temasıyla öğretmenlerine olan duygularını resmetti İzmir’in Bayraklı ilçesinde bir ortaokulda eğitim gören yaklaşık 700 öğrenci, öğretmenlerine olan duygu ve düşüncelerini yaklaşık 30 metre uzunluğunda olan dev resim kağıdına çizdi. İzmir’in Bayraklı ilçesinde bulunan Sabiha Ahmet Tabak Ortaokulu’nda eğitim gören yaklaşık 700 öğrenci, öğretmenlerine olan duygu ve düşüncelerini ‘sevgiyi çiziyorum’ temasıyla dev resim kağıdına çizdi. Minik öğrenciler, okulun kat koridorlarına serilen ve toplamda yaklaşık 30 metre uzunluğunda olan resim kağıtlarına; ‘öğretmen, okul’ gibi görsel ögelerin yanı sıra, ‘Öğretmenler Günü kutlu olsun’, ‘sevgi’, ‘öğretmenimi çok seviyorum’ gibi sevgi kelimelerini de çizdi. El birliğiyle tamamlanan çizimler, sergilenmek üzere koridor duvarlarına asıldı. Okul Müdürü Zeki Yaşar, öğrencilerin öğretmenlerine olan duygularını resmetmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi. ‘Öğretmen, öğrenci ve sevgi çemberi’ vurgusu 22 yıllık Görsel Sanatlar Öğretmeni Derya Poyraz, “40 öğretmen ve 700’e yakın öğrenci resim etkinliğine katıldı. Okul, eğitim, öğretim, sınırlı bir kavram değildir. Okul sınırlarla çevrildi değildir. Öğretmenlik de sadece 40 dakika sınıfın içerisinde ders yapmaktan ibaret değildir. Bunu düşünerek öğretmen ve öğrencilerimizi, ortak bir sevgi çemberinin içerisinde resim yapma etkinliğine davet ettik. Keyif alınan güzel bir ürün ortaya çıktı. Öğrenciler çok eğlendi. Öğretmen, öğrenci ve sevgi çemberini, sanat çatısı altında birleştirmiş olmak bizim için çok onur verici oldu. Bunu da Öğretmenler Günü kapsamında gerçekleştirmiş olmak da ayrıca bir güzellik” diye konuştu. “Öğretmenlerimi çok seviyorum” 5. sınıf öğrencisi Berra Öztürk “Dünya, güneş, çocuklar ve öğretmenlerimi çizdim. Öğretmenlerimi çok seviyorum, o yüzden onları çizdim” dedi. Bir başka 5. sınıf öğrencisi Yusuf Parmaksız ise “Öğretmenlerimi çizdim ve kalpler yaptım. Ben bu etkinliği çok sevdim. Öğretmenlerimi çok seviyorum. Duygularımı çok güzel bir şekilde çizdim” şeklinde konuştu.