SAĞLIK - 24 Eylül 2024 Salı 13:10

Op. Dr. Gökler: "Obez kadınlarda hamile kalmak 3 kat daha zor"

A
A
A
Op. Dr. Gökler: "Obez kadınlarda hamile kalmak 3 kat daha zor"

Obezitenin yol açtığı birçok sağlık sorununun dışında, kadınlarda hamile kalma ihtimalini de azalttığını söyleyen Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Cihan Gökler, "Araştırmalar, obez kadınların kısırlık riskinin obez olmayan kadınlara göre 3 kat daha fazla olduğunu ve bu kadınların hamile kalmak için daha uzun süreye ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Yapılan çalışmalar, BMI değeri arttıkça doğurganlığın azaldığını ve normal döngülere sahip obez kadınlarda bile doğurganlık oranlarının düştüğünü ortaya koyuyor" dedi.


Medical Park Seyhan Hastanesi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Cihan Gökler, obezitenin kadın doğurganlığı üzerindeki moleküler ve endokrinolojik etkileri hakkında bilgilendirmede bulundu. Obezitenin sadece kilo fazlalığı ile değil, aynı zamanda hormon dengesizlikleri ve metabolik bozukluklarla da yakından ilişkili olduğunu belirten Op. Dr. Gökler, "Obezite, hem kadınlarda hem erkeklerde çeşitli nedenlerle infertilite yani kısırlığa sebep olmaktadır. Kadın üreme sağlığını olumsuz yönde etkileyen çeşitli endokrinolojik mekanizmalara yol açmaktadır" şeklinde konuştu.



"Obezite kadınlarda yumurtlama fonksiyonunu bozuyor"


Obezitenin kadınlarda insülin direnci, hiperinsülinemi ve hipotalamus-hipofiz-yumurtalık (HPO) eksenindeki bozulmalarla doğrudan ilişkili olduğunu dile getiren Op. Dr. Gökler, bu durumun, gonadotropin salgılanmasını etkileyerek yumurtlama fonksiyonunu bozduğunu ve kadınların doğurganlık şansını azalttığını vurguladı.


Op. Dr. Gökler, obezite ve aşırı kilonun hormon profillerini nasıl değiştirdiğine dair şu bilgileri paylaştı: "Obez kadınlarda insülin direnci ve hiperinsülinemi, hiperandrojenemiye yol açarak yumurtlama bozukluklarına neden olabilir. Ayrıca, seks hormonu bağlayıcı globulin (SHBG), büyüme hormonu (GH) ve insülin benzeri büyüme faktörü bağlayıcı proteinlerin (IGFBP) azalması, leptin seviyelerinin artmasıyla birlikte HPO ekseninin düzensizliğine yol açar."



"Tüp bebek tedavisini de olumsuz etkiliyor"


Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’daki birçok ülkedeki kadınların önemli bir kısmının aşırı kilolu veya obez olduğunu belirten Op. Dr. Gökler, obezitenin doğurganlık üzerindeki etkilerinin ciddi olduğunu söyledi. Obez kadınların sıklıkla adet düzensizlikleri, endometriyal patolojiler ve kısırlık gibi sorunlarla karşılaştığına dikkat çeken Op. Dr. Gökler, "Obezite, tüp bebek tedavisi gören kadınlarda da ürümede görev alan düşük oosit kalitesi ve düşük preimplantasyon oranı gibi olumsuz sonuçlarla ilişkilidir. Araştırmalar, obez kadınların kısırlık riskinin obez olmayan kadınlara göre üç kat daha fazla olduğunu ve bu kadınların hamile kalmak için daha uzun süre ihtiyaç duyduğunu gösteriyor" dedi. Dr. Gökler, "Yapılan çalışmalar, BMI değeri arttıkça doğurganlığın azaldığını ve normal döngülere sahip obez kadınlarda bile doğurganlık oranlarının düştüğünü ortaya koyuyor" diye konuştu.



"Erkeklerin sperm sayılarında azalmaya yol açıyor"


Obezite ile erkek üremesi arasındaki ilişkinin de çok eski tarihlerden beri bilindiğini ifade eden Op. Dr. Gökler, şu bilgileri paylaştı:


"İbn-i Sina kitabında obezitenin erkek üremesi üzerindeki olumsuz etkilerinden bahsetmiştir. Obezitenin erkek vücudunda oluşturduğu sistemik inflamasyon, hipogonadizim, organlar üzerindeki yağ dokusu artışı, hiperinsülinemi, hiperleptinemi gibi nedenler sonucunda sperm kalitesinde ve sperm sayısında azalma görülmüştür. Ayrıca ereksiyon bozukluğu yine yapılan çalışmalara ortaya konulmuştur. Bunun dışında gebe kadınlar üzerinde yapılan çalışmalarda da eşi obez olan gebelerin daha uzun sürede gebe kalabildiği ve gebelik deneme sayısının daha fazla olduğu görülmüştür."



"Orta düzeyde kilo kaybı bile gebe kalma şansını artırabilir"


Kilo kaybının hem obez erkekler, hem de obez kadınlar için üreme sonuçlarını önemli ölçüde iyileştirebileceğini gösteren klinik çalışmalar mevcut olduğunun altını çizen Op. Dr. Gökler, "Orta düzeyde kilo kaybı bile, kadınlarda iyileştirilmiş yumurtlama oranları ve daha yüksek gebe kalma şansı ile ilişkilendirilmiştir. Diyet ve egzersize odaklanan yaşam tarzı müdahalelerinin normal adet döngülerini geri getirebileceğini ve aşırı kilolu kadınlarda doğurganlığı artırabileceğini göstermektedir" şeklinde konuştu.


Obeziteye cerrahi müdahale ile birlikte diyet ve egzersiz gibi yaşam tarzı değişiklikleriyle müdahale etmenin doğurganlık sonuçlarını iyileştirebileceğine dikkat çeken Op. Dr. Gökler, "Yüzde 5-10’luk bir kilo kaybının bile gebe kalma şansını artırdığı gözlenmiştir. Bu yüzden obeziteye bağlı doğurganlık sorunlarıyla karşı karşıya kalan kadınlar için kilo yönetimi hayati önem taşımaktadır" dedi.



"Cerrahi sonrasında yaşam tarzı değişiklikleri de önemli"


Obezite cerrahisi sonrasında erkeklerdeki cinsel fonksiyonlar ve üreme üzerine yapılan birçok çalışmada sperm sayısında artış, erektil fonksiyonlarda artış ve cinsel istekte artış olduğunun tespit edildiğini söyleyen Op. Dr. Gökler, "Obezite cerrahisi bu noktada büyük bir öneme sahiptir. Obezite cerrahisi ile birlikte sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri, kilo kaybı ve düzenli fiziksel aktivite, kadın ve erkek üreme sağlığını korumak ve iyileştirmek adına kritik bir adımdır" ifadelerine yer verdi.



"Uygun tedavi planı için bir uzmana başvurulmalı"


Obezitenin üreme üzerindeki etkilerinin karmaşık ve çok boyutlu olduğunu vurgulayan Op. Dr. Gökler, erken teşhis ve tedavinin önemine de dikkat çekerek şunları söyledi:


"Bireylerin sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemeleri, dengeli beslenmeleri ve düzenli fiziksel aktivite yapmaları gerekir. Ayrıca, obezite ile ilgili ciddi sorunlar yaşayan bireylerin uygun bir tedavi planı için bir uzmana başvurmalarının önemlidir. Obezite ve kısırlık arasında önemli bir ilişki vardır. Obeziteden kurtulmak kaliteli bir yaşam sağlamasının yanında üreme fonksiyonlarında önemli derecede iyileşme sağlamaktadır."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sabiha Gökçen’den İspanya’nın Sevilla şehrine direkt uçuşlar başladı İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’ndan (İSG) Pegasus Havayolları ile İspanya’nın Sevilla kentine direkt uçuşlar başladı. 24 Eylül 2024 tarihi itibariyle haftada 3 frekans olarak Salı, Perşembe ve Cumartesi gerçekleştirilecek uçuşlar, Madrid ve Barselona’dan sonra İspanya’nın üçüncü şehrini İstanbul’a bağlayacak. Türkiye’nin ikinci, Avrupa’nın dokuzuncu en yoğun havalimanı olan İSG, Sevilla’ya açılan ilk direkt hatla Avrupa genelindeki bağlanabilirliğini güçlendirmeye devam ediyor. Pegasus Hava Yolları’nın 24 Eylül 2024 tarihinde başlattığı uluslararası hat, İspanya’nın Endülüs Bölgesi’ne aktarmasız seyahat imkanı sunarak hem turizm hem de ticaret açısından yeni fırsatlar oluşturacak. Haftada 3 sefer olarak planlanan direkt uçuşların Türkiye ve İspanya arasındaki kültürel ve ekonomik bağları güçlendirmesi bekleniyor. Sevilla rotası İstanbul’dan ilk direkt uçuş olmasının yanı sıra Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan Barselona ve Madrid’den sonraki İspanya varışlı üçüncü hat oldu. İSG bu yeni rotayla 54 ülkede 40 iç hat ve 125 dış hat olmak üzere toplamda 165 destinasyonu İstanbul ile bağlıyor. “İstanbul’un bağlantılarını güçlendiriyor, seyahat deneyimini geliştiriyoruz” Sabiha Gökçen Havalimanı CEO’su Alp Er Tunga Ersoy, “Havalimanımızın uluslararası uçuş ağındaki en yeni bağlantısı Sevilla, hem iş hem de tatil için İstanbul’a seyahat etmek isteyenlere doğrudan ulaşım imkanı sunacak. Erişim kolaylığıyla şehrin havalimanı olarak bilinen Sabiha Gökçen’den Barselona ve Madrid’den sonra Sevilla hattıyla, İspanya’nın güneybatı kesimine yönelik seyahatleri de kolay hale getiriyoruz. Endülüs özerk bölgesinin kültür, sanat ve ekonomi merkezi olan bu şehirle İstanbul’u, konforlu seyahat deneyimiyle birbirine bağlamanın heyecanını yaşıyoruz. Dünya turizminin göz bebeği İstanbul’un dolayısıyla Türkiye’nin, farklı noktalara bağlanabilirliğini artırarak ekonomiye katkı sağlamaya, misafirlerimize en konforlu seyahat deneyimini sunmaya devam edeceğiz. Yeni hattın iki ülkeye de hayırlı olmasını diliyoruz” şeklinde konuştu.
İstanbul Milli güreşçi Adar, şampiyonluk hikayesini anlattı Esenler Belediyesi tarafından düzenlenen ’Madalya Hikayeleri’ programının bu ayki konuğu milli güreşçi Yasemin Adar oldu. Türkiye’nin dünya çapındaki ilk kadın güreş şampiyonu Adar, başarılarla dolu spor yolculuğunu gençlerle paylaştı. Esenler Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü’nün düzenlediği Madalya Hikayeleri’nin bu ayki konuğu milli güreşçi Yasemin Adar oldu. 19 yaşında güreşe başlayan ve 7. kez Avrupa şampiyonu olarak güreş kariyerindeki başarılarıyla adından söz ettiren Adar, madalyalarla dolu hikayesini genç sporcularla paylaştı. "Yaşam felsefem haline geldi" Üniversitede BESYO okuyup beden eğitimi öğretmeni olmak istediğini söyleyen Adar, "Hayatımın dönüm noktası olan iki tane hocayla tanıştım. Güreş antrenörlerimiz beni müsabakalara yolladı ve güreş serüvenim de böylece başlamış oldu. Güreş benim için tamamen yaşam felsefesi haline geldi. Yemek yemek ve uyumak gibi bir şey oldu. Üniversite yıllarımda devlet tarafından bir millilik bursu verildiğini duydum. Geri ödemesi olmayan ve çok güzel bir burstu. Türkiye 2. oldum ve sonrasında uluslararası müsabakalarda da güreşmem gerekti. Sonrasında Avrupa ve dünya şampiyonalarında güreşmeye başladım. Arkasından ilk kez 2013 yılında Akdeniz Oyunlarında başarı elde ettim" dedi. "Çifte mutluluk yaşadım" Adar, "Ben Türkiye Cumhuriyeti’ne birçok ilkleri yaşattım. Olimpiyatlarda ilk kez kadın olarak Avrupa ve dünya şampiyonu oldum. Olimpiyatlarda madalyalar kazandım. Ama benim hiç unutamadığım 2017 Dünya Şampiyonası’dı. Antrenör olan eşim beni izlemeye Paris’e geldi. Ben de güzel maçlar yaptım ve finale kadar yükseldim. Burada 5-4 gibi zor bir skorla şampiyon oldum. Elime bayrağı alıp o mindere çıktığımda inanılmaz duygulandım. Eşim de o an gelip bana evlenme teklifi etti. Hem dünya şampiyonu oldum, hem evlenme teklifi almıştım. Benim için çifte mutluluktu. Unutamadığım çok güzel bir anı olarak kaldı" ifadelerini kullandı. En zorlandığı maçı da anlatan Adar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünya şampiyonalarında Japon güreşçiler beni çok zorluyordu. 2-1, 3-2 gibi kıran kırana bir maç oluyordu. Rus sporcular da çok iyiler. Üçüncü olarak da ABD ile zorlu müsabakalar oluyor."
Ankara Halil Akkaş: “Liyakate dayalı bir federasyon inşa edeceğiz” Türkiye Atletizm Federasyonu Başkan Adaylığını açıklayan Halil Akkaş, “Liyakate dayalı bir federasyon inşa edeceğiz” dedi. Türkiye Atletizm Federasyonu başkanlığı için 31 Ekim 2024 tarihinde gerçekleşecek seçimi çerçevesinde Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Ankara şubesinde düzenlenen basın toplantısıyla Halil Akkaş başkanlık adaylığını açıkladı. Akkaş, ‘Temiz spor, temiz atletizm’ sloganıyla adaylığını açıklayarak, dopingle mücadele konusunda tavizsiz bir duruş sergileyeceğini kaydetti. “Liyakate dayalı bir federasyon inşa edeceğiz” Burada bir konuşma gerçekleştiren Akkaş, Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanlığı görevine geldiği zaman hayata geçireceği projeleri aktararak, “Camiamızın tüm paydaşlarının ortak kararı ile yönetilen, birlik ve beraberliğin ön planda olduğu bir federasyon oluşturmayı hedefliyorum. Camiamız için emek vermiş, başarılar kazanmış ve camiamızın yüksek yararını düşünen değerli atletizm severler ile liyakate dayalı bir federasyon inşa edeceğiz” diye konuştu. “Atletizmin ülke genelinde tanınırlığına katkı sunmak istiyorum” Sponsorlar bularak federasyona destek sağlamayı hedeflediğini dile getiren Akkaş, “Türkiye şampiyonaları ve ligleri sponsorlarla ödüllü hale getirip katılım oranını ve kaliteyi arttırmayı hedefliyorum. Televizyon kanalları ile anlaşarak Türkiye şampiyonalarının ve liglerin canlı yayınlamasını, başarılı sporcularımızın hayat hikayelerinin yayınlarında yer almasını sağlayarak atletizmin ülke genelinde tanınırlığına katkı sunmak istiyorum. Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak hareket edilecek projelerle başarılarda sürdürülebilirliği sağlamayı hedefliyorum. Federasyonumuzun web sayfasında sporcularımıza ait tüm verileri güncel tutarak milli takım seçmelerinde ve kamplarda adil ve şeffaf bir yönetim anlayışı içinde olacağız” ifadelerini kullandı. “Türk sporunun geleceğine miras bırakma gayreti içerisinde olacağız” Yıldızlar, gençler ve büyükler kategorisinde Avrupa, Dünya ve Olimpiyat barajlarını geçen milli sporculara maddi ve tematik sponsorlar vasıtasıyla destek verileceğini ifade eden Akkaş, “Altyapıda faaliyet gösteren tüm kulüplerimize spor malzemesi desteği sağlayacak ve yine alt yapıya yönelik gelişim kampları ve eğitim seminerleri düzenleyeceğiz. Türk sporunun son yıllarına baktığımızda en fazla değişme sporcunun atletizm branşında olduğunu görebilirsiniz. Bizler Ay-yıldız ruhunu, Ay-yıldız aşkını gerçek anlamıyla içinde barındıran milli sporcularımızı altyapılardan itibaren yetiştirerek Türk sporunun geleceğine miras bırakma gayreti içerisinde olacağız. ’Temiz spor, temiz atletizm’ sloganıyla çıktığımız bu yolda dopingle mücadele konusunda tavizsiz duruşumuzu her zaman göstereceğiz” açıklamalarında bulundu.
Denizli DENİB, Marmomac 2024 Fuarı’nda doğal taş sektörünü temsil ediyor Dünya doğal taş sektörünün önde gelen etkinliklerinden biri olan ve her yıl İtalya’nın Verona kentinde düzenlenen Marmomac Fuarı’na Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) üçüncü kez katılıyor. Dünya doğal taş sektörünün önde gelen etkinliklerinden biri olan ve her yıl İtalya’nın Verona kentinde düzenlenen Marmomac Fuarı, bu yıl 24 Eylül’de başlıyor. 27 Eylül 2024 tarihine kadar sürecek olan fuara, Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) bu yıl üçüncü kez katılıyor. Doğal taş sektörüne yönelik olarak 24-27 Eylül 2024 tarihleri arasında Verona’da düzenlenen fuarda, DENİB info standıyla yer alacak. Bu stant, üye firmaların toplantı organizasyonlarına ev sahipliği yaparak, Denizli’nin doğal taş sektörünün uluslararası arenada tanıtılmasına katkı sağlayacak. Fuar öncesinde, A.B.D., Almanya, Belçika, Hindistan ve İspanya Doğal Taş Derneklerinin Başkanlarının da katıldığı sektörel bir istişare toplantısı düzenleyen DENİB, bu toplantıda sektörün güncel gelişmeleri, geleceğe yönelik stratejileri ve küresel iş birliği imkanlarını masaya yatırdı. Bu girişim, fuarın yalnızca ticari bir etkinlik olmasının ötesinde, sektörün geleceğine yönelik önemli bir zemin hazırladı. Fuara Denizli’den katılan firmalara başarı dileklerini ileten DENİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Uzunoğlu, sektöre ilişkin, “Bu yıl Marmomac Fuarı’na Türkiye’den 154 firma katılım gösteriyor. Denizli’den ise 28 firmamızla temsil ediliyoruz. DENİB olarak info standımızda hem üyelerimize destek olmayı hem de fuara katılmayan, ancak ziyaretçi olarak bulunan firmalarımıza toplantı ve görüşme alanları sağlamayı amaçlıyoruz. DENİB olarak, bu fuarda Denizli firmalarının yanında olmaya devam edecek ve sektörün küresel ölçekteki gelişimine katkı sağlamayı sürdüreceğiz” dedi. Gerçekleştirilen sektörel istişare toplantısının sonrasında açıklamalarda bulunan DENİB Yönetim Kurulu Üyesi Celil Kılınç, “Denizli, Türkiye’de işlenmiş taş kategorisinde lider şehir konumundadır. Bu nedenle doğal taş ve mermer sektörü, kentimizin istihdamı ve sosyo-ekonomik yapısının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. DENİB olarak, bu sektörü desteklemeye kararlılıkla devam edecek ve madencilik topluluğunun aktif bir parçası olmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. “130’dan fazla ülkeye doğal taş ve traverten ihracatı gerçekleştiriyor” Fuarla ilgili görüşlerini paylaşan DENİB Başkanı Hüseyin Memişoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Denizli ihracatında maden sektörünün yüzde 6 payı mevcut. Denizli’den 729 firma, dünyanın dört bir yanına, 130’dan fazla ülkeye doğal taş ve traverten ihracatı gerçekleştiriyor. Geçen yıl 250 milyon dolarlık doğal taş ihracatına imza attık. İlimizin dikkat çeken bir diğer özelliği ise doğal taş ihracatımızın yüzde 90’ının işlenmiş ürünlerden oluşması. Bu alanda, ülke çapında yüzde 18’lik bir pay ile lider durumdayız. Sektörümüzün geleceği parlak. Dünyanın birçok ünlü mimari yapısında Denizli mermerlerini görmek mümkün. Marmomac 2024 Fuarı’nın tüm katılımcılar için verimli geçmesini diliyor, fuara katılan firmalarımızı toplantı organizasyonları için standımıza davet ediyorum.”