ASAYİŞ - 03 Aralık 2024 Salı 20:36

Güvenlik kulübesini yakıp kadın güvenliğin kafasına silah dayadı

A
A
A

Adana’da bir sitenin güvenlik kulübesini ateşe veren maskeli şahıs, elindeki silahı kadın güvenlik görevlisine doğrulttu. O anlar kameraya yansırken, polis kaçan saldırganın yakalanması için çalışma başlattı.

Olay, Çukurova ilçesine bağlı Huzurevleri Mahallesi Türkmenbaşı Bulvarı’nda bir sitede meydana geldi. İddiaya göre, yüzü maskeli bir şahıs, henüz bilinmeyen sebepten dolayı elinde tabanca ile siteye geldi. Şahıs, güvenlik kulübesini ateşe verip daha sonra sitenin içerisine girdi. Güvenlik görevlisinin kafasına silah doğrultan şüpheli adeta terör estirdi. Bu anlar ise saniye saniye görüntülendi.

Polis, şüpheliyi yakalamak için çalışma başlattı.

Süleyman Cenk İdaye



 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Özel bireylerin hünerleri ayakta alkışlandı Çayırova’da düzenlenen "Geleneksel Engelsiz Kültür ve Sanat Programı" güzel görüntülere sahne oldu. Etkinlikte tiyatrodan şiire ve halk oyunlarına birçok alanda hünerlerini sergileyen özel bireyler büyük alkış aldı. Çayırova Kaymakamlığı ve Çayırova Belediyesi tarafından organize edilen etkinlik, Prof. Dr. Necmettin Erbakan Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Programa katılan davetliler, ilk olarak özel bireylerin hazırladığı eserleri inceledi. "Biz büyük bir aileyiz" diyen Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi, "Bugün bu kalabalıkta, hep birlikte yürüdüğümüz bu yolculukta doğru yolda olduğumuzu gördük, Allah sizden razı olsun. Özel bireylerimiz ve ailelerimize güzel bir şekilde hizmet etmek bilincinde olduğumuzdan dolayı Engelliler Merkezi’mizi açtık. Sizlere hizmet edebilmek için hızlı bir şekilde kolları sıvadık ve projemizi hep birlikte gerçekleştirdik. Biz özel bireylerimizi bir gün değil, her gün biliyoruz ve her zaman farkındayız. Özel bireylerimizle her zaman yol yürümeye devam edeceğiz. Engelliler Merkezi’mizin ilk katını özel bireylerimizin daha güzel eğitim alması için Milli Eğitim ile protokol imzaladık, ilk ve orta kademe özel eğitim okulu olarak kullanıyoruz. Hiçbir zaman yalnız olduğunuzu düşünmeyin, sakın üzülmeyin ve karamsarlığa düşmeyin, arkanızda biz varız. Sizleri çok ama çok seviyorum" dedi. "Özel bireylere fırsatlar sunmak boynumuzun borcu" Çayırova Kaymakamı Ahmet Önal ise "Yaklaşık 2,5 yıldır Çayırova’da görev yapıyorum. Fatma Çelik Engelliler Merkezi’mizin açılışında da söylemiştim, artık boynumuz bükük değil çünkü özel çocuklarımızın eğitimlerini sağlayacağımız bir kurumumuz var. Bu eğitim kurumunu büyük bir özveriyle açtığı için Engelliler Merkezi’ni büyük bir çalışmayla ilçemize kazandırdığı için Belediye Başkanımız Bünyamin Çiftçi ve ekibine teşekkür ediyorum, Allah razı olsun. Her birey özeldir, çocuklarımızın yaptığı muhteşem eserleri gördük, özel bireylere fırsatlar sunmak boynumuzun borcu. Bizim görevimiz, sizlere bir gün değil 365 gün güzel hizmet verebilmek" diye konuştu. Konuşmaların ardından özel bireylerin hazırladıkları gösteriler ilgiyle takip edildi ve izleyicilerden tam not aldı.
İstanbul ’19’uncu SteelOrbis Çelik’ konferansı İstanbul’da gerçekleşti Uluslararası konuşmacıların sunumları ile küresel pazarlar hakkında bilgi veren, ekonomistlerin Türkiye ve dünya ekonomisi hakkındaki yorumları ve sektör dışı konuşmacıların katılımıyla 19’uncu SteelOrbis Çelik Konferansı gerçekleşti. SteelOrbis tarafından her yıl düzenlenen, ‘SteelOrbis Çelik Konferansı 19. Buluşması’ Çolakoğlu Metalurji A.Ş ana sponsorluğunda İstanbul Marriott Hotel Asya’da gerçekleştirildi. Düzenlenen ve Türkiye’nin en büyük çelik piyasası buluşması olan konferansa, yabancı firmaların yanı sıra Türkiye’den önde gelen şirketler katılım sağladı. Alanında uzman birçok katılımcının bulunduğu toplantı Türkiye’de çelik piyasasını mercek altına aldı. Türkiye’de her yıl gerçekleştirilen ve şirketlerin gelişimine katkıda bulunan konferansta açılış konuşmasını SteelOrbis Genel Müdürü Murat Eryılmaz ve Çolakoğlu Metalurji Genel Müdürü Uğur Dalbeler yaptı. Çolakoğlu Metalurji Genel Müdürü Uğur Dalbeler, 2024 yılının tamamı için çelik üretiminde yüzde 0,9 düşüş beklenirken, ilk 10 ayda düşüş oranının yüzde 1,6’ya ulaşmasının ve işlerin Worldsteel’in beklentilerinin ötesinde kötü gittiği anlamına geldiğini ifade etti. 2025 yılı beklentileri ise olumlu olduğunu ifade eden Dalbeler, worldsteel’e göre çelik üretiminde yüzde 1,2 büyüme öngörüldüğünü belirtti. Dalbeler, en büyük katkının 2030 yılında 300 milyon MT’a ulaşmayı hedefleyen Hindistan’dan geleceği, gelişmekte olan ülkelerde ise çelik üretiminin yüzde 2 artacağını ifade etti. Faiz konusunda hem ABD hem AB’de birtakım adımlar atılmaya başlandığını ifade eden Çolakoğlu Metalurji Genel Müdürü Dalbeler, “Suriye’de bir anda hadise tekrar alevlendi, Orta Doğu’da ne olacağı, Ukrayna savaşının Trump’tan sonra nereye evrileceği gibi noktalar belirsizliğini koruyor” ifadelerini kullandı. Sektörde gelecek dönemde zorlukların devam edeceğini söyleyen Uğur Dalbeler, 400 milyon MT seviyesinde olan kapasite fazlasının baskısını sürdüreceğini, ayrıca 2015 yılındaki gibi ihracatını aylık 10 milyon MT’a çıkaran Çin’in Şubat ayında yapılacak parti toplantısıyla birlikte yine frene basmasını ümit ettiğini dile getirdi. Konferansa "Küresel Piyasalar" adlı ikinci oturum ile devam edildi. İkinci oturumda, JFE Çelik Şirketinden Küresel İş Geliştirme Müdürü Kazuo Mike Fujisawa, Asya Piyasa Analizi Bölüm Yöneticisi Anastasiia Kononenko, Çelik Sektörü Başkanı Paolo Sangol ve Kıdemli direktör Martin Rajnoha, Kıdemli direktör, Arthur D. Little ve Serkan Somer küresel piyasalar üzerine konuşma gerçekleştirdi. Sektörün geleceği düzenlenen panelde konuşuldu Konuşmaların ardından, Mesut Özdöl’ün moderatörlüğünde panel düzenlendi. “Çelik sektöründeki gelişmeler ve beklentiler” başlıklı panelde, Çolakoğlu Metalurji Boru Profil ve İkincil Üreticiler Satış Müdürü Kürşad Aynas, Kocaer Çelik Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet Çakmur, Bilecik Demir Çelik İcra Kurulu Üyesi Muammer Bilgiç konuşmacı olarak katıldı. 2024 yılını değerlendiren Çolakoğlu Metalurji’nin Boru Profil ve İkincil Üreticiler Satış Müdürü Kürşad Aynas, maliyetlerin yüksek, jeopolitik risklerin ve faiz baskısının yoğun olduğu 2024 yılında Türk şirketlerin üretim ve ihracat konusunda sıkıntı yaşamadığını ancak “öldürücü rekabetin” kârlılığı sınırladığını ifade etti. Türk çelik ihracatçılarının adil rekabetle bir problemi olmadığını ifade eden Aynas, ürün maliyetinin 60-70$/mt altındaki dampingli fiyatlarla satış yapan ülkelerle yaşanan durumun rekabet sayılamayacağını düşündüğünü ifade etti.
İstanbul Yenidoğan çetesine yönelik 2. dalga operasyon: 14 gözaltı İstanbul’da yenidoğan çetesine yönelik gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonda, aralarında 5 doktor, 3 hemşire ve 5 sağlık çalışanının yer aldığı 14 kişi gözaltına alındı. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 13’üncü gününde devam ederken, çeteye yönelik yeni bir operasyon yapıldı. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yürütülen soruşturma kapsamında, "suç işlemek amacıyla örgüt kurma, nitelikli dolandırıcılık, rüşvet, kasten öldürmenin ihmali davranış ile işlenmesi ve resmi belgede sahtecilik suçlarına" karışanlarına yönelik 26 Nisan ve 29 Temmuz’da İstanbul merkezli eşzamanlı operasyon gerçekleştirildi. Aralarında doktor, hemşire ve sağlık çalışanlarının da yer aldığı toplam 53 şüpheliye yönelik gerçekleştirilen operasyonlarda gözaltına alınan 23 şüpheli, sevk edildikleri adli adli makamlarca tutuklanırken, 16 şüpheli hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. Şüphelilere ait ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda ise birçok dijital materyal, yasadışı ilaç ve usulsüz tıbbi işlemlere ilişkin doküman ele geçirildi. Yapılan çalışmaların devamında örgüt lideri Fırat Sarı ile birlikte hareket ettiği tespit edilen 16 şüphelinin daha suç eylemlerine dahil oldukları anlaşıldı. Bebekleri günlük 8 bin lira karşılığında gereksiz yere yoğun bakım servislerinde tuttukları anlaşıldı SGK tarafından özel hastanelerde tedavi gören bebek hastalara günlük 8 bin lira ödeme yapıldığı için hastane görevlilerinin iyileşen ve taburcu edilmesi gereken bebeklerin, ödeme almaya devam edebilmek için hastanelerde tutmayı sürdürdükleri belirlendi. Yoğun bakım ünitelerinde 7 gün 24 saat bulunması zorunlu doktorun, masraflardan kaçınmak için yoğun bakım ünitesinde bulundurmadığı tespit edildi. Yoğun bakım servisi doktorlarının yalnızca resmi kayıtlarda görevli olarak gösterildiği ancak bebek hastaların durumları ağırlaştığı gün ve saatlerde görevli gösterilen doktorların başka yerde oldukları belirlendi. Yoğun bakım ünitelerinde hemşirelerin çalıştırıldığı, acil durumlarda telefonla hemşirelerin birbirlerine hangi müdahalede bulunmaları gerektiğini telkin ettikleri, hasta yakınları doktorla görüşmek istediğinde ise hemşirelerin kendilerini doktor olarak tanıttıkları yönünde bulgular elde edildi. Bebeklerin günlük epikriz raporlarının gerçeğe aykırı düzenlendiği belirlendi Yoğun bakım ünitelerinde yatan bebeklerin günlük epikriz raporlarının gerçeğe aykırı olarak düzenlendiği, çoğu zaman doktor tarafından düzenlenmesi gereken raporların hemşireler ya da hasta bakım elemanları tarafından doldurulduğu tespit edildi. Yoğun bakım ünitelerinde yatan bebeklerin durumu kötüleştiğinde görevli doktorların hastaneye gitmedikleri ve bebeklerin ölümü ile sonuçlandığı anlaşıldı. Bu kapsamda bugün yapılan eşzamanlı operasyonda eş zamanlı operasyonda, aralarında 5 doktor, 3 hemşire ve 5 sağlık çalışanının yer aldığı 14 kişi gözaltına alındı.
Niğde Çırak bulamadığı zanaatını eşiyle birlikte yaşatıyor Niğde’nin Bor ilçesindeki atölyesinde yarım asırdan uzun süredir bıçak üreterek geçimini sağlayan İhsan Binay, gelişen teknolojiye rağmen eşiyle birlikte bıçakçılık zanaatını sürdürüyor. Eşiyle birlikte çalışan el yapımı bıçak ustası 76 yaşındaki İhsan Binay, şekil verdiği demir ve çeliği keçiboynuzunun yanı sıra plastik ve ahşapla birleştiriyor. Unutulmaya yüz tutmuş mesleğini aynı atölyede 60 yıldır sürdüren Binay’a en büyük desteği ise eşi Meliha Binay veriyor. Yarım asırdan uzun süredir Bor ilçesi ve civar köylere hizmet verdiğini söyleyen Binay, el emeği bıçakların seri üretim bıçaklara kıyasla çok daha kaliteli olduğunu söyledi. Mesleğe 12 yaşında başladığını anlatan Binay, “Bizim yaptığımız bıçaklar hakiki el dövmesi. Sanat bir aşk ve heves işi. Hevesi olmayan, aşkı olmayanlar sanatkar olamaz. Bazıları yeter çalıştığın bırak diyor ama benim yeni başlamış gibi mesleğe hevesim var. Meslek aşkı olmasa devam etmez” dedi. “Gençlerin zanaat gerektiren işlere hevesi yok” Mesleğini öğretecek çırak bulmakta zorlandığını anlatan Binay, gençlerin zanaat gerektiren mesleklerle ilgilenmediğini söyledi. Binay, “Çıraklar biraz çalışıp bırakıp gidiyor. Benim gençlere tavsiyem elinden geleni yapsınlar. Şimdiki gençlerin sanata ilgileri yok, hazır satayım istiyorlar. Bizim gibi temelden mesleğe hevesleri yok. Bizlerden sonra zaten bu mesleği yapacak kimse kalmıyor. Sadece bizim burada değil, Türkiye genelinde de mesleği bırakıp emekli olanlar yerine kimseyi bulamıyorlar” diye konuştu. Mesleğini büyük bir aşkla yaptığını söyleyen İhsan Binay, sağlığı el verdiği ölçüde bıçak üretmeye devam edeceğini sözlerine ekledi. El emeği bıçak üretiminin son temsilcilerinden olan İhsan Binay’a işlerinde yardımcı olan eşi Meliha Binay ise, “Elimden geldiği kadar destek oluyorum. Beraber dükkanı açıyoruz, beraber kapatıp evimize gidiyoruz. Bu sanatı sürdürecek kimse kalmadı. Çırak bulamıyor, ben de gücüm yettiği kadar destek oluyorum” ifadelerini kullandı.