GÜNDEM - 28 Kasım 2024 Perşembe 14:37

Zonguldak’ta IPARD III Programının ilk sözleşmesi imzalandı

A
A
A
Zonguldak’ta IPARD III Programının ilk sözleşmesi imzalandı

Nebioğlu Terziler Musausta Karaevliçavuş Karaevligeriş ve Madenler Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin süt toplama kapasitesini artırmayı hedefleyen projesi, IPARD III Programı kapsamında Zonguldak’ta hazırlanan ilk projeye ait sözleşme imzalandı. Sözleşme, Vali Osman Hacıbektaşoğlu’nun katılımıyla Zonguldak TSO’da düzenlenen etkinlikte takdim edildi.


Vali Hacıbektaşoğlu, proje tanıtımında yaptığı konuşmada, bu yatırımın Zonguldak’ın kırsal kalkınma hedefleri doğrultusunda atılmış önemli bir adım olduğunu ifade etti. Proje, 4.8 milyon TL yatırım tutarıyla gerçekleştirildi ve %70 oranında 3.4 milyon TL hibe desteği aldı. Nebioğlu, Geriş ve Madenler Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, süt toplama merkezi için üç adet araç ve araç üstü süt taşıma tankı temin ederek, günlük 8 ton olan süt toplama kapasitesini 14 tona çıkarmayı hedefliyor. Proje sayesinde, 954 haneden toplanan sütün daha hijyenik koşullarda işlenmesi ve üreticilerin gelir seviyesinin artırılması amaçlanıyor.


1995 yılında kurulan kooperatif, bu yatırımla soğuk zincire daha fazla süt dahil ederek bölgedeki çiğ süt pazarını büyütmeyi planlıyor. Ayrıca, proje kapsamında altı kişilik istihdam sağlanması da öngörülüyor. TKDK Kastamonu İl Koordinatörü Ahmet Kuyulu ve TKDK Zonguldak İl İrtibat Ofisi yetkilisi Dr. Coşar Tosun, Zonguldak’ta IPARD III Programı’nın ilk projesini hayata geçirmekten duydukları memnuniyeti dile getirerek, bu tür projelerin bölge tarımı ve ekonomisi için önemli kazanımlar sunduğunu belirtti.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul THY Sidney uçuşları başladı, Başkonsolos uçağı su dökerek uğurladı Türk Hava Yolları (THY), Avustralya’nın Melbuorne şehrinden sonra Sidney seferlerine başladı. Avustralya İstanbul Başkonsolosu Tony Huber, THY uçağını su dökerek uğurladı. Dünya’nın en çok noktasına uçan havayolu şirketi olan THY’nin Avustralya kıtasında ikinci nokta olan Sidney seferlerine başladı. İlk sefere THY Genel Müdürü Bilal Ekşi’nin yanı sıra gazeteciler ve davetliler katıldı. Haftada 4 gün gerçekleştirilecek Sidney uçuşları Malezya Kuala Lumpur aktarmalı olarak gerçekleştirilecek. Sidney’ ilk uçuşu gerçekleştiren TC- JLK kuyruk tescilli Boeing 777 tipi uçak saat 13:15’te İstanbul Havalimanı’ndan kalkış yaptı. Avusturalya’da 200 binden fazla Türk yaşıyor Sidney’e gerçekleştirilen ilk uçuş ile ilgili açıklamalarda bulunan THY Genel Müdürü Bilal Ekşi, “Türk Hava Yolları büyümesine devam ediyor. Melbuorne uçuşlara başlamıştık, şimdi ise Sidney’e haftada 4 sefer uçuşa başlayacağız. Sidney uçuşumuzu Malezya üzerinden yapacağız. Melbuorne seferini Singapur üzerinden yapıyorduk. Avustralya, Türkiye açısından önemli bir ülke. Orada 200 bine yakın Türk vatandaşımız yaşıyor. Hem onları Türkiye’yi daha rahat buluşturacağız hem de Türkiye’ye Avustralya’dan gelen turistlerin daha rahat ve kaliteli yolculuk yapmasını sağlayacağız. İnşallah bu seferlerle Türkiye ile Avustralya arasında hem ticari ilişkilerin ve turizminin artacağına inanıyoruz. Ayrıca Avustralya’dan gelenlerin İstanbul üzerinden Dünya’nın her bir noktasına ulaşma imkanını sunacağız. Türk Hava Yolları, Dünyanın en çok noktasına uçan bir havayoludur” dedi. THY, direkt uçuş için Airbus A350-1000 tipi uçakların gelmesi bekleniyor Filolarında bulunan uçakların menzilleri yetmediği için aktarmalı olarak Sidney’e uçuşların gerçekleşebildiğini hatırlatan Ekşi, “Oraya aktarmalı uçuş yapmamızın sebebi mevcut uçaklarımızın menzili yetmiyor. Dolayısıyla bir yerde inip yakıt alması gerekiyor. İnşallah 2026’nın Ekim ayında filomuza Airbus A350-1000 uçaklarımız gelecek. Onlar geldiğinde hem Sidney’e hem de Melbuorne İstanbul’dan doğrudan uçuş yapacağız” şeklinde konuştu. THY uçağını su dökerek uğurladı İlk uçuş öncesi İstanbul Havalimanı’na gelen ve uçağın arkasından su dökerek THY uçağını Sidney’e uğurlayan Avustralya İstanbul Başkonsolosu Tony Huber, "Bugün harika bir gün, bugün Türkiye ve Avustralya ilişkilerinde önemli bir gelişme. Avustralya Türkiye arasında seferleri Mart başında başlamıştı. Bu ikinci aşama. Yeni gelişmelerin başlamasını dört gözle bekliyoruz. Avustralya’da yaşayan Türkler artık memleketlerini daha kolay ulaşacak" diye konuştu.
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasında savunma yapan hemşire yardımcısı: “Normalde doktor yoktu, denetim olacağında doktor geliyordu” İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 9’uncu gününde devam ediyor. Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık hemşire yardımcısı Batuhan Çetin “Denetim gelmeden önce hastanenin bilgisi oluyordu. Normalde doktor yoktu, denetim olacağında doktor geliyordu. Kaya bebeğin durumu ağırlaşınca doktor Rıza Keykubat’ı aradım ‘hocam nabzı alamıyorum artık’ dedim. Bana ‘500 gram zaten bebek yaşamazsa çek tüpünü gitsin’ dedi” şeklinde konuştu. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 9’uncu gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada Kaya bebeğin ölmesinde ihmali bulunduğundan ihmali davranışla kasten öldürme suçunu işlediği soruşturma kapsamında tespit edilen hemşire yardımcısı Batuhan Çetin savunma yaptı. “Normalde doktor yoktu, denetim olacağında doktor geliyordu” Batuhan Çetin savunmasında “Ben hemşire yardımcısıyım. Güney Hastanesi’nde yenidoğan yoğun bakımda çalışıyordum. Yapılan usulsüzlükler hakkında bilgim yok. Bütün hastanenin bildiği gibi yenidoğan yoğun bakımın işletme olduğunu biliyordum. Denetim gelmeden önce hastanenin bilgisi oluyordu. Normalde doktor yoktu, denetim olacağında doktor geliyordu. Kaya bebek gece doğdu. Bebek doğduktan sonra hiçbir doktor müdahalede bulunmadı. Elini bile sürmediler bebeğe. Yoğun bakıma alındı bebek. 2. günün gecesinde bebek çok kötü kanıyordu. Aspirasyon sonucu kanıyordu. Hemşire Damla Atak’a haber verildi ama hastaneye gelmeye tenezzül etmedi. 3 tane hemşire yardımcısı bulunuyordu bebeğin vefat ettiği gün” dedi. “500 gram zaten bebek yaşamazsa çek tüpünü gitsin” Sanık Çetin savunmasının devamında “Bebeği teslim aldığımızda çok soğuktu monitör okumuyordu. Nabzı düşüktü. Bebek akşam 18.00’da 3 tane hemşire yardımcısına bırakıldı. Ben sorumluluğu kabul etmedim. Damla Atak bana ‘ben gidiyorum çok yorgunum bugün ben arama’ dedi. Muhtemelen kendine kalmasın diye akşam ölsün diye gündüz yaşatmaya çalıştı. Gece, doktor Rıza Keykubat’ı aradım. Bir vizit attı. Rıza Keykubat’ın da haberi vardı durumdan. Bebek gece 03:00 gibi daha da ağırlaştı. Keykubat’ı aradım ‘hocam nabzı alamıyorum artık’ dedim. Bana ‘500 gram zaten bebek yaşamazsa çek tüpünü gitsin’ dedi. Ben de sorumlu olarak vicdanımı rahatlatmak için kalp masajı yaptım. Bebeği yaşatmak için yapılabilecek müdahaleleri yaptım. Ben de bundan dolayı yargılanıyorum şu an. Ben çoğu şeye tanık oldum ama sanık olarak yargılanıyorum. Kalp masajı yapmasam da ölecek bir bebek ama kalp masajı yaptığım için yargılanıyorum. Şeyhmus Hoca bebeği hiç görmedi. Gelip gittiği çok nadirdir yenidoğan servisine. Sadece kaşesini kullandıran bir doktor. Bebek öldükten sonra başhekim, başhemşire beni bir odaya aldılar. Tehdit ettiler beni. Normalde yoğun bakımda kamera vardı. Ben inanmıyorum kamera kayıtlarının olmadığına. Yok etmişler. Nöbet listeleri bile yalan yanlıştı. Denetime gelenlere yalan nöbet listelerini verdiler. Kaya bebek öldükten sonra denetim geldi. Damla Atak beni aradı ‘Doktor geldi müdahale etti diyeceksin’ dedi. Denetimin geleceğinden nasıl haberleri oluyordu bilmiyorum” şeklinde savunma yaptı. Duruşma tutuksuz sanıkların savunması ile sürüyor.
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan, Umman Sultanı El Said’i resmi törenle karşıladı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Umman Sultanı Heysem bin Tarık bin Teymur El Said’i resmi törenle karşıladı. Konuk Umman Sultanı Heysem bin Tarık bin Teymur El Said’in içinde bulunduğu makam aracını Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin önündeki caddede karşılayan süvariler, El Said’e protokol kapısına kadar eşlik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, El Said’i Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin ana giriş kapısında karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve El Said’in tören alanındaki yerlerini almalarının ardından, 21 pare top atışı eşliğinde iki ülkenin milli marşları çalındı. El Said Muhafız Alayı Tören Kıtası’nı ’Merhaba Asker’ diyerek selamladı. Törende, tarihte kurulan 16 Türk Devletini temsil eden bayraklar ve askerler de yer aldı. Heyetlerini birbirine takdim eden Erdoğan ve El Said, merdivenlerde Türkiye ve Umman bayrakları önünde gazetecilere poz verdi. Baş başa görüşmeye geçen Erdoğan ve El Said, ikili ve heyetler arası gerçekleştirecekleri görüşmelerin ardından anlaşmaların imza törenine ve ortak basın toplantısına katılacak. Törende, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Hakkı Susmaz, Cumhurbaşkanı Güvenlik ve Dış Politika Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç ve Ankara Valisi Vasip Şahin de yer aldı.
Diyarbakır Diyarbakır’da 200 bin ton inşaat malzemesi üretecek fabrikanın açılışı yapıldı Saint-Gobain’in yapı malzemeleri iş kolunda faaliyet gösteren şirketi Weber Türkiye’nin 7. fabrikası, Diyarbakır’da düzenlenen törenle açıldı. Fabrika, ilk etapta yılda 200 bin ton inşaat malzemesi üretecek. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi’nde açılan fabrikada; yapıştırma harçları, derz dolguları, çimento bazlı sıvalar, mantolama sistemleri ve zemin sistemleri üretilecek. Burada yapılan açılışta konuşan Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, Diyarbakır’da sanayinin gelişmesine çok büyük ehemmiyet verdiklerini, Diyarbakır’ın, sanayileşme anlamında biraz geç başlayan bir şehir olduğunu söyledi. Çok dinamik bir nüfusu olduğunu ve gelişim ruhunun çok güçlü olduğunu belirten Vali Zorluoğlu, “O bakımdan aradaki mesafeyi çok hızlı kapatacağına benziyor. Çok önemli bir fabrikayı hizmete alıyoruz. Her geçe gün yeni yeni yatırımlar bu şehre kazandırılıyor. Bu, şehirde istihdam demek, yatırım demek, üretim, ihracat demek. Diyarbakır’ın refahının artması demek” dedi. Diyarbakır’ın uzun yıllar başka sorunlarla mücadele etmek zorunda kalan bir şehir olduğuna değinen Zorluoğlu, şöyle konuştu: “Terörle mücadele ile vakit geçirmek zorunda kalmış bir şehir. Ancak şimdi çok şükür öyle bir noktadayız ki, Diyarbakır artık bütün potansiyelini hem sanayide, hem tarımda, hem de turizmde yakalayabilecek bir zemin, huzur ortamı oluşturmuş durumda. Saint-Gobain Weber olarak Diyarbakır’da çok daha büyük yatırımlarınızı da bekliyoruz. Bu konuda bizde valilik olarak bütün yatırımcılarımıza olduğu gibi sizlere de her türlü güçlü desteği vereceğimizi de ifade diyoruz. Bu tesis 25 dönüm üzerine 6 bin 200 metrekare kapalı alan ile başladı, inşallah Diyarbakır’ımızın üretimine, ihracatına, istihdamına ciddi katkı yapacak.” Saint-Gobain Türkiye CEO’su Aykut Aydoğan, çoğunda lider pozisyonda oldukları farklı farklı iş alanlarında 5 farklı şirket, 14 marka ve 21 tesisle Türkiye ekonomisinde değer katmaya çalıştıklarını ifade etti. Yenilikçi çözümlerle inşaat sektörünün sürdürülebilirlik alanında referans noktalarından biri olma hedefiyle hareket ettiklerini belirten Aydoğan, “Tesisimizin doğrudan veya dolaylı olarak ekosistemimiz üzerinde sağladığı iş imkanlarıyla da hem iş imkanları sunarak, hem de bölge ekonomisine katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Tabi ki bu yatırımların arkası gelecek” diye konuştu. OSB Başkanvekili Felat Gökdemir, 918 hektar ve dört etaptan oluşan OSB’de 389 firmanın bulunduğunu, bunlardan yaklaşık 300 civarı firmanın faaliyetini sürdürmekte, kalan firmaların da inşaat ve makine kurulumlarına devam etmekte olduğunu kaydetti. Bugün itibariyle yaklaşık 22 bin vatandaşa istihdam sağlıyor olmanın gururunu yaşadıklarını aktaran Gökdemir, “Kökleri nerede ise 400 yıla dayanan bu sürede zarfından dünyada oluşan tüm badireleri atlatarak ayakta kalmayı başaran, inşaat sektöründe dünyada marka olarak Saınt Gobaın Weber firmasının Diyarbakır Organize Sanayimize böyle teknolojik bir yatırımı yapması bizleri mutlu etmiş, bundan sonra kentimize ve OSB’imize yatırım yapacak uluslararası firmaların gelebilmesi ile alakalı bizleri ziyadesiyle umutlandırmış, örnek bir yatırım olmuştur” ifadelerini kullandı. Açılış konuşmalarının ardından Vali Zorluoğlu’na hediye takdim edilip açılış kurdelesi kesildi.