ASAYİŞ - 28 Kasım 2024 Perşembe 16:23

Yenidoğan Çetesi davasında savunma yapan hemşire yardımcısı: “Normalde doktor yoktu, denetim olacağında doktor geliyordu”

A
A
A
Yenidoğan Çetesi davasında savunma yapan hemşire yardımcısı: “Normalde doktor yoktu, denetim olacağında doktor geliyordu”

İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 9’uncu gününde devam ediyor. Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık hemşire yardımcısı Batuhan Çetin “Denetim gelmeden önce hastanenin bilgisi oluyordu. Normalde doktor yoktu, denetim olacağında doktor geliyordu. Kaya bebeğin durumu ağırlaşınca doktor Rıza Keykubat’ı aradım ‘hocam nabzı alamıyorum artık’ dedim. Bana ‘500 gram zaten bebek yaşamazsa çek tüpünü gitsin’ dedi” şeklinde konuştu.


İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 9’uncu gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada Kaya bebeğin ölmesinde ihmali bulunduğundan ihmali davranışla kasten öldürme suçunu işlediği soruşturma kapsamında tespit edilen hemşire yardımcısı Batuhan Çetin savunma yaptı.


“Normalde doktor yoktu, denetim olacağında doktor geliyordu”


Batuhan Çetin savunmasında “Ben hemşire yardımcısıyım. Güney Hastanesi’nde yenidoğan yoğun bakımda çalışıyordum. Yapılan usulsüzlükler hakkında bilgim yok. Bütün hastanenin bildiği gibi yenidoğan yoğun bakımın işletme olduğunu biliyordum. Denetim gelmeden önce hastanenin bilgisi oluyordu. Normalde doktor yoktu, denetim olacağında doktor geliyordu. Kaya bebek gece doğdu. Bebek doğduktan sonra hiçbir doktor müdahalede bulunmadı. Elini bile sürmediler bebeğe. Yoğun bakıma alındı bebek. 2. günün gecesinde bebek çok kötü kanıyordu. Aspirasyon sonucu kanıyordu. Hemşire Damla Atak’a haber verildi ama hastaneye gelmeye tenezzül etmedi. 3 tane hemşire yardımcısı bulunuyordu bebeğin vefat ettiği gün” dedi.


“500 gram zaten bebek yaşamazsa çek tüpünü gitsin”


Sanık Çetin savunmasının devamında “Bebeği teslim aldığımızda çok soğuktu monitör okumuyordu. Nabzı düşüktü. Bebek akşam 18.00’da 3 tane hemşire yardımcısına bırakıldı. Ben sorumluluğu kabul etmedim. Damla Atak bana ‘ben gidiyorum çok yorgunum bugün ben arama’ dedi. Muhtemelen kendine kalmasın diye akşam ölsün diye gündüz yaşatmaya çalıştı. Gece, doktor Rıza Keykubat’ı aradım. Bir vizit attı. Rıza Keykubat’ın da haberi vardı durumdan. Bebek gece 03:00 gibi daha da ağırlaştı. Keykubat’ı aradım ‘hocam nabzı alamıyorum artık’ dedim. Bana ‘500 gram zaten bebek yaşamazsa çek tüpünü gitsin’ dedi. Ben de sorumlu olarak vicdanımı rahatlatmak için kalp masajı yaptım. Bebeği yaşatmak için yapılabilecek müdahaleleri yaptım. Ben de bundan dolayı yargılanıyorum şu an. Ben çoğu şeye tanık oldum ama sanık olarak yargılanıyorum. Kalp masajı yapmasam da ölecek bir bebek ama kalp masajı yaptığım için yargılanıyorum. Şeyhmus Hoca bebeği hiç görmedi. Gelip gittiği çok nadirdir yenidoğan servisine. Sadece kaşesini kullandıran bir doktor. Bebek öldükten sonra başhekim, başhemşire beni bir odaya aldılar. Tehdit ettiler beni. Normalde yoğun bakımda kamera vardı. Ben inanmıyorum kamera kayıtlarının olmadığına. Yok etmişler. Nöbet listeleri bile yalan yanlıştı. Denetime gelenlere yalan nöbet listelerini verdiler. Kaya bebek öldükten sonra denetim geldi. Damla Atak beni aradı ‘Doktor geldi müdahale etti diyeceksin’ dedi. Denetimin geleceğinden nasıl haberleri oluyordu bilmiyorum” şeklinde savunma yaptı.


Duruşma tutuksuz sanıkların savunması ile sürüyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’den 81 ile kitap desteği giderek büyüyor Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer Kent Konseyi Emekliler Meclisi iş birliği ile yürütülen kampanya ile Nilüfer’de toplanan 3 bin 367 kitap daha 9 şehre gönderilmek üzere yola çıktı. Kitap gönderimi sırasında Emekliler Meclisi’ni ziyaret eden Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, bütün Nilüferliler’i bu anlamlı kampanyaya destek olmaya çağırdı. Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer Kent Konseyi Emekliler Meclisi iş birliği ile Anadolu’daki çocuklar kitapla buluşuyor. Proje çerçevesinde kitaplar, ilçe genelindeki muhtarlıklar ve Nilüfer Kent Konseyi’nde toplanarak gönüllüler tarafından tasnif ediliyor. Ardından toplanan kitaplar Türkiye’nin dört bir yanındaki öğrencilere ulaştırılıyor. 2013 yılından itibaren her yıl geleneksel olarak düzenlenen proje kapsamında, yardımsever vatandaşların destekleriyle toplanan kitaplar, Türkiye genelindeki 81 şehre ulaştı. 11 yıldır devam eden kampanya kapsamında şimdiye kadar bin 5 okula, 147 bin 180 kitap gönderildi. 9 şehre 3 bin kitap Son olarak 9 şehirdeki 10 okula gönderilmek üzere toplam 3 bin 367 kitap daha yola çıktı. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcıları Okan Şahin ve Emre Karagöz de kitapların gönderilmesi sırasında gönüllülerin yanında yer aldı. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, son kampanyada kitap gönderilen her okul için, bir kitabın kapağına Nilüfer’den mesaj yazdı. Kitapların ihtiyaç duyulan okullara gönderilmesinin çok değerli olduğunu söyleyen Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, projeye katkı sunan herkese teşekkür etti. Başkan Özdemir, “Nilüfer Kent Konseyi Emekliler Meclisimiz, halkımızın bağışladığı kitapları Anadolu’nun dört bir yanındaki okullara ulaştırıyor. Halkımıza çağrımız şudur; Okuduğunuz veya yeni aldığınız kitapları Nilüfer Kent Konseyi’ne ya da muhtarlıklara bırakın. Sizin adınıza Anadolu’da kitaplar okunsun istiyoruz. Sizleri de bu organizasyona destek olmaya bekliyoruz” şeklinde konuştu.