SAĞLIK - 02 Nisan 2025 Çarşamba 14:32

Koku halüsinasyonları nörolojik ve psikiyatrik hastalıkların işareti olabilir

A
A
A
Koku halüsinasyonları nörolojik ve psikiyatrik hastalıkların işareti olabilir

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Esra Acıman Demirel, koku halüsinasyonlarının bir çeşit koku bozukluğu olduğunu belirtti. Demirel, olmayan bir kokuyu algılama, mevcut kokuyu farklı hissetme veya kötü koku algılama şeklinde ortaya çıkan bu durumun, birçok sebebe bağlı olarak gelişebileceğini ifade etti.


Doç. Dr. Demirel, koku bozukluklarının tek veya her iki burunda hissedilebileceğini ve çok çeşitli sebeplerle ortaya çıkabileceğini söyledi. Kulak-burun-boğaz hastalıkları, nörolojik ve psikiyatrik nedenlerin bu duruma yol açabileceğini belirten Demirel, bu bozukluğun multidisipliner bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini vurguladı. Koku bozukluğunun, öncelikle kulak burun boğaz uzmanları tarafından değerlendirilmesi gerektiğini belirten Demirel; burun iltihapları, burun polipleri, COVID-19 gibi viral enfeksiyonların yanı sıra tümörler ve psikiyatrik hastalıkların da koku halüsinasyonlarına yol açabileceğine dikkat çekti.


Demirel, "Koku halüsinasyonları bir çeşit koku bozukluğudur. Olmayan bir kokuyu algılama, var olan kokuyu farklı algılama ya da kötü koku algılama şeklinde isimlendirilmektedir. Koku bozuklukları tek bir burunda da hissedilebilir, iki burunda da hissedilebilir ve bunun birçok sebebi var. Kulak-burun-boğaz hastalıklarına bağlı olabilir, nörolojik ve psikiyatrik nedenler ile karşımıza gelebilir. Bu nedenle ayrıntılı bir şekilde multidisipliner olarak ele alınması gereken bir bozukluktur. Biz öncelikle mutlaka kulak burun boğaz hekimi tarafından muayenesini istiyoruz. Burunda bir iltihap, burunda polip, burun enfeksiyonu, COVİD gibi viral enfeksiyonlar sonrası görülebiliyor. Yine burun içerisinde yabancı bir cisim, burnun üst tarafındaki bir tümör buna sebep olmakta. Yine birçok psikiyatrik hastalık, kokuyu, farklı algılama, olmayan bir kokuyu algılama şeklinde karşımıza gelebilir. Örneğin şizofreni hastalığı gibi psikiyatrik hastalıkların bu açıdan ele alınması gerekiyor" dedi.



"Beyin tümörü ya da koku sinirini tutan tümörlerde de koku bozukluğu oluşuyor"


Hastalardan gelen en yaygın şikayetlerin çürümüş meyve, kokmuş sebze, bayat yemek ve tuvalet kokusu şeklinde olduğunu ifade eden Demirel, "Nörolojik açıdan migren atağı sırasında da koku bozukluğu görebiliyoruz ya da öncesinde aura dediğimiz baş ağrısı başlamadan önceki durumlarda görebiliyoruz. Epileptik nöbetler sırasında ya da epileptik nöbet öncesi aura dediğimiz durumlarda da koku bozuklukları görmekteyiz. Yine Parkinson hastalığı gibi nörodejeneratif hastalıklarda da koku bozuklukları görülmekte. Bununla birlikte beyin tümörü ya da koku sinirini tutan tümörlerde de koku bozukluğu gözlenmekte. Çürümüş meyve kokusu, kokmuş sebze kokusu, kokmuş yemek kokusu ya da tuvalet kokusu geldiğini söyleyen hastalar var. Baş ağrısı öncesinde bizim aura dediğimiz tabloda görülüyor. Önce hasta kötü bir koku duyduğunu belirtiyor, bahsettiğim kokular, sonrasında hastanın baş ağrısı atakları başlayabiliyor. Yine epileptik nöbetler bu şekilde başlayabiliyor. Nöbet öncesinde hasta kötü bir koku duyuyorum, sonrasında nöbet geçiriyorum diye karşımıza gelebiliyorlar" ifadelerine yer verdi.



Koku halüsinasyonları nörolojik ve psikiyatrik hastalıkların işareti olabilir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aracıyla seyir halindeyken görüntülü sohbet eden sürücüye 5 bin 327 lira ceza kesildi Aksaray’da direksiyon başında telefonuyla görüntülü konuşarak trafikte seyreden ve görenleri hayrete düşüren sürücüye 5 bin 327 lira ceza kesilirken trafik güvenliğini tehlikeye sokmaktan adli işlem başlatıldı. Olay, 5 Nisan tarihinde Aksaray’ın en işlek caddesi olan Atatürk Bulvarı’nda yaşandı. Atatürk Bulvarı’ndan eski hastane istikametine seyreden 68 ADE 921 plakalı otomobilin sürücüsü, aracın göğüs kısmı ile camı arasına sıkıştırdığı telefonuyla arkadaşıyla görüntülü görüşmeye başladı. Dakikalarca arkadaşıyla konuşan sürücü trafikte kilometrelerce görüntülü konuşarak seyrederken, seyir halindeyken düşen telefonunu 2 eliyle de direksiyonu bırakarak kaldırdı. Trafikte her an kaza yapma riskiyle karşı karşıya olan sürücü zaman zaman da düşmek üzere olan telefonuna eliyle müdahale ederek düzeltip görüşmesine devam etti. Kırmızı ışıkta beklerken kendisini gören diğer araç sürücüleri ve yolcular hayretler içerisinde kalırken, sürücünün bu dikkat dağıtıcı tehlikeli sürüşü cep telefonu kamerasıyla görüntülendi. Atatürk Bulvarı’ndan Şeyhamit Mahallesi istikametine dönüş yapan sürücü görüşmesine devam ederken uzaklaşarak gözden kayboldu. Görüntülerin ardından harekete geçen Aksaray İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Şubesi ekipleri sürücünün kimliğine ulaşarak A.E. isimli sürücüye 3 ayrı trafik ihlali maddesinden toplam 5 bin 327 lira ceza kesilirken, aracın da muayenesiz olduğu belirlendi. Ceza işlemlerinin ardından sürücü hakkında "Trafik güvenliğini tehlikeye sokmak" suçundan adli işlem başlatıldı.
Kırıkkale Mahkemede yürek yakan soru: "Oğlunun ve torununun başındaki dedeyi neden vurdun?" Kırıkkale’de çıkan arazi kavgasında dede, oğul ve torunun silahla vurularak hayatını kaybettiği olayla ilgili yargılanan 2 sanık kardeş hakim karşısına çıktı. Müşteki avukatın sanığa yönelttiği, "Torununun ve oğlunun başındaki dedeyi neden vurdun? Öldürdüğün İbrahim’e neden tekrar ateş ettin" sorusu dikkat çekti. Olay, 6 Ağustos 2024 tarihinde Kırıkkale’nin Sulakyurt ilçesine bağlı Deredüzü köyünde meydana geldi. Araziye yapılacak çeşmenin su hattı kazısı sırasında başlayan tartışma, kısa sürede silahlı çatışmaya dönüştü. Erhan Çiftçi (46) ve kardeşi Kadir Çiftçi (40) ile karşı taraf arasında çıkan çatışmada, Satılmış (69), oğlu İbrahim (54) ve torunu Satılmış Cesur (17) hayatını kaybetti. Olayın ardından gözaltına alınan kardeşler tutuklanırken, enişteleri K.A. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, tutuklu yargılanan sanıklar Erhan Çiftçi ve Kadir Çiftçi hakkında "fikir ve eylem birliği içerisinde kasten öldürme" ve "çocuğa karşı işlenmesi nedeniyle nitelikli adam öldürme" suçlarından 2 kez müebbet ve 1 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, tutuksuz yargılanan sanık K.A. hakkında ise "suç delillerini yok etme ve gizleme" suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Kırıkkale 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanık kardeşler ile tutuksuz sanık K.A, müştekiler, taraf avukatları ve maktul yakınları hazır bulundu. Duruşmada savunma yapan sanık Erhan Çiftçi, "Karşı taraf bize ateş etti. Kendimi korumak için tüfek ve tabancayla karşılık verdim. O gün sağlıklı düşünemedim. Mecburiyetten ateş ettim, yoksa beni öldüreceklerdi" dedi. Mahkeme başkanının, aracında neden silah bulundurduğu sorusuna ise, "Köyde domuzlar için silah taşıyoruz, silahlar hep arabamda olur" cevabını verdi. Müşteki avukatlarından Uğur Yıldırım, sanık Erhan Çiftçi’ye, "Yerden silahı aldığını söyledin, peki torununun ve oğlunun başındaki dedeyi neden vurdun, yerde yatan İbrahim Cesur’a neden tekrar ateş ettin?" sorusunu yöneltti. Sanık ise, "Yerden silahı aldım ama dedeyi neden vurduğumla ilgili beyan vermek istemiyorum. İbrahim için yapılan suçlamayı da reddediyorum" şeklinde yanıt verdi. Sanıklardan Kadir Çiftçi ise önceki ifadelerinin aksine olay yerinde olduğunu kabul ederek, "Satılmış bizi tehdit etti, sonra babası ve oğlu ile birlikte geldi. Arabayı siper edip bize ateş açtılar. Karşılıklı çatıştık" diye konuştu. Tutuksuz sanık K.A. ise suçlamaları reddederek beraatını talep etti. Olayın görgü tanıklarından M.T., "Tarlada çalışırken Satılmış Cesur eşekle geldi, ardından beyaz bir araçtan Erhan ve Kadir indi. Erhan tabanca, Kadir tüfekle ateş etti. İbrahim’in yere düştüğünü gördüm. Erhan beni arayıp Kadir’in suçsuz olduğunu, cinayeti kendisinin işlediğini söyleyerek öyle ifade vermemi istedi" dedi. Duruşmada SEGBİS ile bağlanan Erhan Çiftçi’nin oğlu A.Ç. ise, "Babam bana tabancayı gömmemi söyledi, ben de eniştemin bahçesine gömdüm" ifadesini verdi. Mahkeme heyeti, 2 sanığın tutukluluğunun devamına, olay yerinde 15 Mayıs’ta keşif yapılmasına karar vererek duruşmayı 26 Mayıs 2025 tarihine erteledi.