EKONOMİ - 30 Temmuz 2024 Salı 10:34

100 lira bozuk para getirene 110 lira veriyor, duyanlar oraya koştu

A
A
A

Yozgat’ta bir fırıncı, müşterilerine bozuk para üstü verecek madeni para bulamayınca dükkanının camına ilan asarak 100 lira bozuk para getirene 110 lira vereceğini söyledi.

Yerköy ilçesinde müşterilerine bozuk para üstü verecek madeni para bulamayan fırıncı, bulduğu yöntemle dikkat çekti. İlçede fırın işleten Mehmet Işık, müşterilerinin büyük kısmının kağıt para kullanmasıyla, bozuk para sıkıntısı yaşamaya başlayınca harekete geçti. Dükkanının camına astığı yazıda 100 lira madeni para getirene 110 lira vereceğini yazdı. Fırıncı Işık’ın bu düşüncesinden ardından vatandaşlar da yazıdan sonra fırına bozuk para getirmeye başladı.

100 lira bozuk para getirene 110 lira veriyor, duyanlar oraya koştu

Piyasada ciddi boyutta bozuk para sıkıntısı yaşandığını söyleyen fırıncı Mehmet Işık, “Biz ilçede kampanya başlattık. 100 lira bozuk para getirene 110 lira veriyoruz. Çok sıkıntı yaşıyoruz bozuk para konusunda. Ekmeklerin küsuratlı olması bizi sıkıntıya sokuyor, 8 liraya ekmek satılıyor. Her getiren kağıt para getiriyor, kimse bozuk para getirmiyor. Vatandaşlarımıza da buradan sesleniyoruz, evlerindeki bozuk paraları getirsinler, değerlendirelim. Bozuk para yönünde esnaf olarak çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz” dedi. Fırıncı Işık, vatandaşların kampanyaya ilgisinin yoğun olduğunu belirterek, “Bu kampanya ile bozuk para sıkıntımızı da çözmüş oluyoruz. Yöntemi bu şekilde bulduk, 100 lira getirene 110 lira veriyoruz. Herkesi bekliyoruz” şeklinde konuştu.

Bahadır Muhlis Gökgül - Orhan Ekinci

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tekin: “(İmamoğlu’na) Türkçe okuduğunu anlama konusunda özürlü bir arkadaş. Ona iyi bir Türkçe kursu almasını tavsiye ederim” Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, siyasetteki ‘kreş’ tartışmalarına ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na, “Türkçe okuduğunu anlama konusunda özürlü bir arkadaş. Ona iyi bir Türkçe kursu almasını tavsiye ederim. Birlikte hareket ettiği terör gruplarının dilinden esinlenecek olacak ki hukuk devletinin kurallarına meydan okuyor. Bu anladığım kadarıyla Ekrem İmamoğlu’nun yönetim tarzı” dedi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, TBMM’de AK Parti Grup Toplantısı öncesi gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Siyasetteki ‘kreş’ tartışmalarının sorulması üzerine Bakan Tekin, “Sayın İmamoğlu’nun Türkçe okuduğunu anlayabilme yetisi olsaydı iyi bir üniversite kazanırdı, hiç böyle katakulliye gerek kalmadan doğru dürüst bir üniversite kazanırdı. Demek ki okuduğunu anlama problemi var, bu net. Zaten üniversite tercihiyle ilgili süreçte de yaşananlar bunu gösteriyor. Türkçe okuduğunu anlama konusunda özürlü bir arkadaş. Ona iyi bir Türkçe kursu almasını tavsiye ederim. Birlikte hareket ettiği terör gruplarının dilinden esinlenecek olacak ki hukuk devletinin kurallarına meydan okuyor. Bu anladığım kadarıyla Ekrem İmamoğlu’nun yönetim tarzı. Takdir kendisinindir. Biz hukuk devletinin prensiplerine göre yaşıyoruz, hukuk devletinin gerektirdiği şeyleri yapıyoruz. Şimdi Özgür Özel’in tartışmaya girme biçimi de çok tuhaf. Ben daha önce de söyledim, Özgür Özel’e gerçekten acıyorum. Diyor ki ‘Şuursuz laiklik tartışmasını yeniden başlattı.’ Bir kere ’şuursuz’ kavramını kendisine iade ediyorum. Eğer şuurlu olsaydı, partisinde ne olup bittiğini bilebilseydi laiklik tartışmasını benim başlatmadığımı görürdü. Laiklik tartışmasını kimin başlattığını görmek istiyorsa Bakanlığımızın 14 Kasım Plan ve Bütçe Komisyonu’nda CHP’li milletvekillerinin şov yaparcasına ellerinde cep telefonlarıyla laiklik açıklamaları üzerinden benim cevap verme hakkımın doğduğunu ve bu hakkı benim cumartesi günü verdiğimi görürdü. Partisinin tarihini bilmiyor, partisinde olan bitenden haberdar değil. Bundan dolayı ben kendisini şuursuzlukla itham ediyorum” dedi. “Kreşlerle ilgili bizim gönderdiğimiz yazı çok açık” CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e de ilişkin konuşan Bakan Tekin, “Benim yorumum da Özgür Özel, parti içerisindeki genel başkanlık mücadelesinde içine düştüğü zor durumun farkında değil. Ona tavsiyem sakin bir kafayla kendisine yönelik tartışmaları göz önüne alsın. Kendi partisindeki isimlerin kendisine yaptığı bu manipülasyonları ve operasyonları görsün, ondan sonra karar versin. Kreşlerle ilgili bizim gönderdiğimiz yazı çok açık. Biz belediye kanununda belediyelerin kreş açma hakkının olduğunu, ama kreş ismi altında anaokulu sınıfı açma yetkilerinin olmadığını söylüyoruz. Bizim yazımız belediyelerin anaokulu ve ana sınıfı açmalarına dair yetkilerinin olmadığını, Anayasa Mahkemesi’nde CHP’nin açtığı dava neticesinde AYM’nin verdiği kararın bizim tarafımızdan uygulandığını ve kendilerine hatırlatıldığını söylüyoruz. Tartışma bundan ibaret. Benim LGBT hakkında açıklamam olmadı. Sadece, anaokulları ve ana sınıfları MEB’in iznine tabi olarak kurulur. Bu okulların kuruluş standartları, kriterleri, bu okullarda ders verecek kişiler, uygulanacak programlar MEB’in denetimine tabidir. Biz anaokulu ve ana sınıfı eğitimi veren yerleri denetleyemediğimiz için orada ne tür eğitim olduğunu bilmediğimizi söyledik” ifadelerini kullandı.
Bursa İki şehri yakınlaştıran ziyaret Bursa AFSİAD Yönetim Kurulu, Bursa ekonomisinin çatı kuruluşu olan BTSO’yu ziyaret etti. Ziyarette karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu. Bursa Afyonkarahisarlı Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (Bursa AFSİAD) Yönetim Kurulu, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay’a ziyarette bulundu. BTSO Ana Hizmet Binası’nda gerçekleşen buluşmada konuşan BTSO Başkanı İbrahim Burkay, Bursa AFSİAD heyetini ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade etti. Dernek içerisindeki pek çok ismi iş dünyasından tanıdığını belirten Başkan Burkay, “Bursa AFSİAD’ın şehrin menfaatine yönelik yaptığı çalışma ve açıklamaları takip ediyoruz. Özellikle Bursa’ya bir KOBİ OSB kazandırılması yönündeki çağrınızı çok kıymetli buluyorum. Bursa’da sanayinin yüzde 50’si kayıt dışı. KOBİ OSB projesinin hayata geçmesi durumunda bu işletmeler kayda alınacak. Şehrin pek çok kesimi tarafından yapılan ‘çevreci üretim’ çağrıları da bu sayede gerçeğe dönüşecektir. Bursa’nın tüm gelirinin yüzde 56’sı ihracata dayanıyor. Bursa regülasyonları güçlü ve dünyayla üretimde birleşmiş bir şehir. Kayıt dışı olan üretim tesisleri kayda alındığında, uluslararası üretim şartlarına tabi olacaklardır. Özellikle AB ülkeleri, çalışacakları firmalardan çok ciddi çevresel önlemler almalarını bekliyor” ifadelerini kullandı. Bursa AFSİAD heyetine TEKNOSAB projesinin başarıya ulaştığından da bahseden Başkan Burkay, “TEKNOSAB, 4 yılda 7 bin kişiye istihdam sağlayan önemli bir üretim üssü haline dönüştü. Bursa hem çevreci, hem de yüksek teknolojiyle donatılmış bir OSB’ye sahip olarak, bu alanda diğer şehirlerimiz de örnek rol model olmuştur” ifadelerini kullandı. BTSO Başkanı İbrahim Burkay ve heyetine gerçekleştirdikleri ilk ziyaretlerinin aynı zamanda teşekkür mahiyeti de taşıdığını ifade eden Bursa AFSİAD Başkanı Dr. İlker Duran ise, “Bursa AFSİAD olarak klasik dernek görüntüsünden ziyade, üretken bir oluşum olma yolunda ilerliyoruz. Bizler kökleri Afyonkarahisar’da olup, bu şehirde üretim ve ticaret yapan Bursa sevdalılarıyız. Bursa’nın sanayideki tecrübesi ve sahip olduğu donanımı, Afyonkarahisar’ın üretimdeki avantajlarıyla buluşturmak istiyoruz. Çıktığımız bu önemli yolda; Bursa Ticaret ve Sanayi Odamızın yakın desteğini her zaman hissettik. Bu sebeple BTSO Başkanı Sayın İbrahim Burkay nezdinde tüm yönetim kuruluna teşekkür ederiz. Derneğimiz bünyesindeki pek çok arkadaşımız BTSO’da aktif olarak görev almaktadır. Burası bizim evimiz. Sizlere Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sayın Hüsnü Serteser’in selamlarını getirdik. Kendisini heyetiyle birlikte yakın zamanda Bursa’da ağırlayacağız. İlişkilerin geliştirilmesi hedeflenen bu ziyaretin en önemli ayağı kuşkusuz BTSO olacaktır. İki odanın yakın ilişkiler kurması, bölgemiz hatta ülkemiz adına büyük önem arz ediyor. Sonrasında da Bursa iş dünyasını Afyonkarahisar’daki yatırım fırsatları ve işbirliklerini keşfe çıkaracağız. Aralarında sadece 3 saat mesafe olan iki şehrin işbirliğinden önemli bir sinerji çıkması adına çalışmalarımız bundan sonra da devam edecektir” şeklinde konuştu. BTSO Yönetim Kurulu üyeleri Haşim Kılıç, Muhsin Koçaslan, Meclis Başkan Yardımcısı Murat Bayazit ile Meclis Üyesi Neslihan Binbaş’ın da ev sahibi olarak hazır bulunduğu buluşmada, Bursa AFSİAD Başkanı Dr. İlker Duran, Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Abdullah Bayrak, başkan yardımcıları Recep Yıldırım ile İdris Doğrul, Kadın Kurulu Başkanı Aytül Küçüközdemir Aydın , Genel Sekreter Mine Erkol, Yönetim Kurulu üyeleri Yakup Kayıhan, Yıldıray Yaka, Hakan Donmaz, Halil Bildik ve Yüksek İstişare Kurulu Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Karahan yer aldı.
Ankara Bakan Göktaş: “Kadına yönelik şiddeti, topyekûn mücadele etmemiz gereken hayati bir mesele olarak görüyoruz” Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, kadına yönelik şiddeti topyekûn mücadele edilmesi gereken hayati bir mesele olarak gördüklerini belirterek, "81 ilde avukatlarımızla kadın, çocuk ve aile üyelerine yönelik her türlü şiddet, tehdit, istismar, ısrarlı takip vakaları ve iddiaları büyük bir titizlikle takip ediyor, açılan davalarda mağdurların yanında yer alıyoruz. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile bu konuda dünyada eşi benzeri az bulunan hukuki bir düzenlemeye sahip olduğumuzu vurgulamak isterim” dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonunda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2025 yılı bütçesi görüşülmeye başlandı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, komisyonda bu yıl gerçekleştirilen faaliyetler, 2025 yılı bütçe teklifi ve 2023 yılı kesin hesabı hakkında sunum yaptı. Bakanlığın 2025 yılı bütçe teklifinin 407 milyar 10 milyon 627 bin Türk lirası olduğunu açıklayan Göktaş, bütçenin yarısının kadınlar için kullanıldığının altını çizdi. “2023 yılında 1,51 olan doğurganlık hızımız nüfusun kendini yenileme oranının çok altında seyrediyor” Toplumları var eden ve güçlü bir şekilde ayakta tutanın aile olduğunu vurgulayan Bakan Göktaş, “Birlik ve beraberliğimizi güçlendiren aile, çocuklarımızın kimlik kazandığı, devlete, topluma ve kültürümüze aidiyet hissederek büyüdüğü yerdir. Ailenin toplumun temeli olduğu, Anayasamızın 41. maddesinde de açıkça belirtilmektedir. Bu anlamda aile yapısına ve değerlerine özen ve hassasiyet göstererek aileyi korumak anayasal bir sorumluluktur. Bu sorumluluk ile hazırladığımız ‘Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planımızı’ 15 Mayıs Uluslararası Aile Günü’nde kamuoyu ile paylaştık. Küresel riskler ve demografik dönüşüm, sosyal refah, aile odaklı sosyal hizmetler, dijitalleşme, çevre ve afetler olmak üzere 5 ana tema çerçevesinde stratejik hedefler belirledik. Dünyadaki gelişmeleri yakından takip ediyor, politikalarımızı bu doğrultuda güncelliyoruz. Nitekim bugün dünyanın her yerinde demografik dinamikler değişiyor. Dünya genelinde olduğu gibi yaşlı nüfus, yalnız yaşayan bireyler, boşanmalar, tek ebeveynli aileler giderek artarken genç nüfusumuz da hızla azalıyor. 2023 yılında 1,51 olan doğurganlık hızımız, nüfusun kendini yenileme oranının çok altında seyrediyor. Bu bağlamda sağlıklı aileleri korumak ve çalışmalarımızı bütüncül bir anlayışla yürütmek için Aile ve Nüfus Politikaları Daire Başkanlığını kurduk. Dinamik nüfus yapımızı korumak ve en uygun politikaları geliştirmek için bir saha araştırması başlattık. İlk defa oluşturulacak ‘Nüfus Politikaları Kurulu’na ilişkin çalışmalarımızın son aşamasına geldik. Kurul ile nüfusa ilişkin hukuki düzenlemeleri, kurumsal yapıları, politikaları ve hizmetleri bütüncül bir yaklaşımla ele alacağız” ifadelerini kullandı. Her zaman ve her koşulda vatandaşın yanında olduklarını söyleyen Göktaş, 2013 yılından bu yana Türkiye genelinde 235 afet ve acil durumda 5,6 milyon vatandaşa psikososyal destek hizmeti sunduklarını söyledi. Bugüne kadar 5 bin 681 Aile Sosyal Destek Programı (ASDEP) görevlisiyle son bir yılda 1,4 milyon hane olmak üzere toplam 8,3 milyon haneye ulaştıklarını söyleyen Göktaş, ASDEP ile ailelerin ihtiyaçlarını yerinde tespit ederek sosyal hizmetleri ulaştırmaya devam edeceklerini belirtti. “Dijital bağımlılık son yıllarda ciddi bir problem olarak karşımıza çıkıyor” Bağımlılığın bireylerin, ailelerin, toplumların ve ülkelerin geleceğini etkileyen küresel bir tehdit olduğuna dikkati çeken Göktaş, “Bakanlık olarak, Yeşilay ile madde, alkol, tütün, kumar, dijital ve teknoloji bağımlılığı hususlarında önleyici rehberlik, eğitim ve farkındalık programları düzenliyoruz. Eğitim programlarımızla bugüne kadar 1,5 milyondan fazla kişiye ulaştık. Yeni hizmet modelimiz, Sosyal Uyum Süreci Danışmanlığı ile yürütülen tedavi ve rehabilitasyon çalışmalarına sosyal uyum boyutunda katkı sunacağız. Burada şu noktaya özellikle dikkatinizi çekmek isterim. Bildiğiniz üzere teknolojinin gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan dijital bağımlılık son yıllarda ciddi bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Konunun uzmanları, ebeveynler ve çocukların katılımıyla, ‘Dijital Bağımlılık ve Aile Çalıştayı’nı düzenledik. Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Eylem Planımızda belirlediğimiz hedefler çerçevesinde, dijitalleşmenin beraberinde getirdiği tehlikelere karşı tedbirler geliştiriyoruz. Hedefimiz, dijital dünyanın aileler ve özellikle çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak ve kalıcı çözümler geliştirmektir” diye konuştu. “5 bin genç çiftin kredi ödemelerini gerçekleştirdik” Aile ve Gençlik Fonu hakkında da konuşan Bakan Göktaş, “Aile ve Gençlik Fonu kapsamında Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi Projemizi pilot olarak deprem bölgesini önceleyerek başlattık. Projenin uygulama alanını, doğurganlık oranları en düşük olan Zonguldak, Karabük ve Bartın’ın yanı sıra Osmaniye’yi de dahil ederek genişlettik. Proje kapsamında 6 bin 17 çifte evlilik öncesi eğitim ve aile danışmanlığı hizmeti sunduk. Ayrıca 5 bin genç çiftin kredi ödemelerini gerçekleştirdik. Önümüzdeki dönemde projemizin uygulama alanını genişleterek daha fazla çiftimizin bu imkândan faydalanmasını sağlayacağız” dedi. Çocuklar Güvende Programı ile 55 bin 67 sosyal hizmet müdahalesi yapıldı Çocuklara ve yaşlılara yapılan yatırımlar hakkında bilgi veren Göktaş, şu anda 80 çocuk evleri koordinasyon merkezine bağlı bin 185 çocuk evinde 5 bin 538, 119 çocuk evleri sitesinde 7 bin 173 ve 62 ihtisaslaşmış çocuk evleri sitesinde bin 698 çocuk olmak üzere toplam 14 bin 409 çocuğa hizmet sunduklarını söyledi. Çocuklar Güvende Programı kapsamında 393 ekiple risk altındaki çocuklar ve ailelere koruyucu, önleyici ve destekleyici hizmetler sunduklarını belirten Göktaş, ekiplerin bu programla 25 bin 990 okul ziyareti ve 138 bin 462 görüşme gerçekleştirerek, 55 bin 67 sosyal hizmet müdahalesinde bulunduklarını açıkladı. “2025 yılında kadınlar için bütçemizde ayrılan toplam tutar 206 milyar 19 milyon 243 bin liradır” Kadınların ekonomik, siyasi ve sosyal alanlarda güçlenmelerini sağlayan birçok ilke imza attıklarını söyleyen Göktaş, “Güçlü kadın, güçlü Türkiye şiarıyla bu yıl 8 Mart’ta açıkladığımız Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı ile kadınların gücüne güç katmaya devam ediyoruz. 2024-2028 dönemini kapsayan eylem planımızla eğitim, sağlık, ekonomi, liderlik ve karar alma mekanizmalarına katılım ile çevre ve iklim değişikliği alanlarında çalışmalar yürütüyoruz. İl bazında eylem planları uygulayarak, kadınların güçlenmesi çalışmalarını ülke genelinde sürdürülebilir ve sistematik bir yapıya kavuşturmayı hedefliyoruz. 2025 yılı bütçemizde sadece Kadının Güçlenmesi Programı’na ayırdığımız miktar yaklaşık 6 milyar liradır. Evde bakım ücreti, SED ödemeleri, doğum yardımları, eşi vefat eden, engelli ve 65 yaş üstü kadınlara verilen destekler, ADEM ve SODAM projeleri ve genel sağlık sigortası primleriyle birlikte 2025 yılında kadınlar için bütçemizde ayrılan toplam tutar 206 milyar 19 milyon 243 bin liradır. Bu anlamda aslında Bakanlığımız bütçesinin yüzde 50,6’sını, yani yarısından fazlasını kadınlar için ayırdığımızı özellikle ifade etmek istiyorum” ifadelerine yer verdi. “Kadına yönelik şiddeti topyekûn mücadele etmemiz gereken hayati bir mesele olarak görüyoruz” Bugün kadına yönelik şiddetin küresel bir sorun olmaya devam ettiğini belirten Göktaş, “Kadına yönelik şiddeti, topyekûn mücadele etmemiz gereken hayati bir mesele olarak görüyoruz. Bu meseleye her zaman siyaset üstü bir anlayışla yaklaştık. Her seferinde dile getirdiğimiz gibi bizim için tek bir vaka bile çok fazladır. Bakanlık olarak kadının temel haklarını ihlal eden ve toplum huzurunu tehdit eden şiddet karşısındaki net tavrımızdan asla taviz vermedik. Fiziksel, psikolojik, ekonomik ve siber olmak üzere şiddetin her türüyle mücadelemizi ‘sıfır tolerans’ ilkesi doğrultusunda büyük bir kararlılıkla sürdürüyoruz, sürdürmeye de devam edeceğiz. 81 ilde avukatlarımızla kadın, çocuk ve aile üyelerine yönelik her türlü şiddet, tehdit, istismar, ısrarlı takip vakaları ve iddiaları büyük bir titizlikle takip ediyor, açılan davalarda mağdurların yanında yer alıyoruz. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile bu konuda dünyada eşi benzeri az bulunan hukuki bir düzenlemeye sahip olduğumuzu vurgulamak isterim” ifadelerine yer verdi. “2025 yılı bütçe teklifi ise 407 milyar 10 milyon 627 bin Türk lirasıdır” Bakanlığın 2025 yılı için talep ettiği bütçe hakkında konuşan Göktaş, “2023 yılı kesin hesaba ilişkin bütçemizin yüzde 99,6’sına tekabül eden 212 milyar 382 milyon liralık ödeneği kullandık. 2025 yılı bütçe teklifi ise 407 milyar 10 milyon 627 bin Türk lirasıdır. Bakanlığımız merkez ve taşra birimlerine; personel giderlerine 53 milyar 280 milyon, sosyal güvenlik prim giderlerine 8 milyar 825 milyon, mal ve hizmet alım giderlerine 20 milyar 1 milyon, cari transfer giderlerine 319 milyar 632 milyon, sermaye giderlerine 5 milyar 259 milyon, sermaye transferlerine ise 10 milyon 300 bin Türk lirası bütçe tahsis edilmektedir. ‘Biz büyük bir aileyiz’ inancıyla ülkemizin dört bir yanında fedakârca emek veren çalışma arkadaşlarımıza sizlerin huzurunda bir kez daha teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.