GÜNDEM - 02 Ocak 2012 Pazartesi 11:59

"Mavi Marmara ile ambargoyu kırdık"

A
A
A
"Mavi Marmara ile ambargoyu kırdık"

Filistin Başbakanı Haniye, İsrail'in saldırısına uğrayan Mavi Marmara gemisini ziyaret etti.

ÖZGÜR EREN - ABDULLAH COŞKUN
İSTANBUL

Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Türkiye'ye gelen Haniye, dün Başbakan Erdoğan ile yaptığı görüşmenin ardından bugün de Haliç Tersanesi'nde demirleyen Mavi Marmara Gemisi'nde basın toplantısı düzenledi. Haniye, İHH İnsani Yardım Vakfı öncülüğünde düzenlenen basın toplantısında yoğun ilgiyle karşılaştı. Kuşatılmış Filistin halkının duygularıyla, sevgileriyle Türkiye'ye geldiğini anlatan Haniye, Filistin halkının her şeye rağmen izzetinden, şerefinden ve Filistin davasındaki haklılığından vazgeçmediğini söyledi. Türkiye'den dünyaya mesaj vermek istediğini belirten Haniye, "Sizin şehitleriniz, bizim şehitlerimiz, sizin kanınız bizim kanımız, sizin yaranız bizim yaramızdır" diye konuştu.

Haniye, Hamas Gazze'de seçimleri kazandıktan sonra Gazze halkı üzerine bir ambargo dayatıldığını ifade ederek, bu ambargoyla siyasi duruşlarını değiştirmelerinin istendiğini belirtti. Filistin halkının iradesinin kırılmak istendiğini anlatan İsmail Haniye, "Filistin davasını bütün dünyadaki kardeşlerimizin davasından ayırmak istediler. Bu ambargoyla birlikte Gazze'de yaşayan halkımıza ve kardeşlerimize savaş açtılar. Bu savaşlarda bin 500'den fazla şehit verdik, 5 bin yaralımız var. 5 binden fazla ev ve yerleşim yeri yerle bir edildi. 20 bin vatandaşımızı, aileyi zorla oturdukları yerden göç ettirdiler. Bu saldırının, ambargonun amacı halk iradesiyle seçilmiş Hamas hükümetini iktidardan uzaklaştırmak, Filistin mücadelesini yok etmek, iradesini kırmaktı. Bu süreçte Filistin halkıyla Gazze halkıyla dayanışma içine giren Mavi Marmara'daki kahramanların bir kısmını şehit ettiler" dedi.

"MAVİ MARMARA ŞEHİTLERİ SAYESİNDE AMBARGOYU KIRDIK"

Mavi Marmara saldırısının tarihte hiç görülmemiş bir korsanlık olayı olduğunu anlatan Filistin Başbakanı, bu saldırıyla Filistin halkına olan desteği kırmak için bütün dünyaya mesaj verilmek istendiğini vurguladı. Haniye, "Filistin tarihinde önemli yeri olan Mavi Marmara'nın hemen yanında bütün dünyaya şunu ifade etmek istiyorum ki; Mavi Marmara şehitleri sayesinde biz ambargoyu kırdık ve İsrail kuşatmasına karşı zafer kazandık. Bunu bütün dünyaya ilan etmek istiyorum" şeklinde konuştu.

Konuşması sık sık tekbirler ve sloganlarla bölünen İsmail Haniye, Mavi Marmara şehitlerinin kanlarının Gazze sahillerine kadar ulaştığını ve Gazze halkının gönüllerini kuşatıp, ferahlattığını vurguladı. Haniye, "Mavi Marmara şehitlerinin kanları Filistinli kardeşlerimizin kanlarıyla birleşerek gelecek için umut vaat etti. Mavi Marmara şehitleri sayesinde Türkiye'nin rolünü hatırladık, Türkiye kendi rolüne yeniden döndü. Ey işgalci kuvvetler, İsrail, Mavi Marmara'nın Gazze sahiline ulaşmasını engellediniz ama bugün görüldüğü gibi Gazzeliler Mavi Marmara'ya ulaşmış durumda" diye konuştu.

İsmail Haniye, Mavi Marmara şehitlerinin tarih boyunca unutulmaması için Gazze limanında bir yer yaptıklarının ifade ederek, şunları söyledi;

"Buranın adını Mavi Marmara şehitleri olarak koyduk. Orada 9 ayrı bölüm yaptık ve her bir bölüme ayrı bir şehidin adını koyduk. Bu ümmetin şehitlerinin ortaya koymuş olduğu kahramanlık önünde ve Allahın rızası önünde bizim burada söyleyeceğimiz cümleler çok mütevazi kalacaktır. Ama bir vefa borcu olarak Filistinliler olarak biz bu üzerimizdeki sorumluluğu sonuna kadar sürdüreceğiz. Bu vefa borcu şu demek; Filistin davasından hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz, Filistin davası için mücadele etmeye devam edeceğiz. Mavi Marmara şehitlerine vefa demek Kudüs davasından vazgeçmemek demektir. Mavi Marmara şehitlerine vefa demek Filistinli esirleri kurtarmak için sonuna kadar mücadele etmek demektir. Mavi Marmara şehitlerine vefa demek Filistin davasının İslam aleminin en önemli davası olduğu bilincini ortada tutmak demektir."

Filistin davasında kendilerini yalnız bırakmayan Türk halkı ve Başbakan Erdoğan'a teşekkür eden Haniye, "Sayın Başbakanla yaptığımız görüşmede şunu anladım ki Türk halkının gönlünde Filistin davası sıcak bir yer tutuyor" dedi. Haniye, "Yapılan anlaşmalardan sonra İsrail hapishanelerinden kurtulan Filistinli kardeşlerimize ev sahipliği yapan Türkiye'ye şükranlarımı arz ediyorum. Filistinli esir kardeşlerimiz Filistin davası için onlarca yıl İsrail zindanlarında kalmış kardeşlerimizdir. Bu kardeşlerimiz sizin kardeşleriniz ve sizin misafirleriniz ve aynı zamanda Filistin davasını canlı tutacak kardeşlerimizdir" ifadelerini kullandı.


"İSLAM BAHARI'NIN FİLİSTİN MESELESİ İÇİN ÖNEMLİ ETKİLERİ OLACAK"
"Arap Baharı" olarak bilinen gelişmeleri "İslam Baharı" olarak adlandıran Haniye, Filistin çevresindeki tüm ülkelerde bir hareketlilik yaşandığını ve bu gelişmelerin Filistin meselesi için önemli etkileri olacağının altını çizdi. İşgalciler karşısında kesinlikle gevşeme göstermeyeceklerini vurgulayan İsmail Haniye, "Boyun eğmeyeceğiz, kırılmayacağız. Ambargo karşısında gevşemeyeceğiz, direneceğiz. Mavi Marmara'nın önünde bütün dünyaya şunu ilan etmek istiyorum ki; Gazzeli kardeşlerimiz yılmadılar ve Filistin davası zafer kazanmıştır. Mavi Marmara sayesinde bizim için planlanan bütün oyunlar bozulmuştur ve bütün dünyrolan desteği kırmak için bütün dünyaya mesaj va bunu görmüştür. Allah'ın izniyle hep birlikte zaferi kazanacağız. Ne zaman diye soracak olursanız inşallah en kısa zamanda demek istiyorum" dedi.

İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım ise Filistin'in bu mücadelesinin haklı bir özgürlük mücadelesi olduğunun altını çizerek, "Her gün çocuklar ve kadınlar ölürken bizler de Filistinliler gibi öldük, vurulduk ama onların yanında olmaktan vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. 2. Mavi Marmara seferi ertelenmek zorunda kaldı. Aslında şu anda size 'İsmail Bey ile bu gemiye binip gideceğiz' demeyi çok isterdim ama onun da zamanı var. Bu ambargo kalkacak hiç merak etmeyin" şeklinde konuştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yıldız Holding geleneksel ’Mutlu Et Mutlu Ol Günü’nün 10’ncu yılını tüm dünyada coşkuyla kutladı Yıldız Holding’in dünyada 80 bini aşkın çalışanıyla eş zamanlı olarak kutladığı Mutlu Et Mutlu Ol Günü birbirinden renkli etkinliklere ve atölye çalışmalarına sahne oldu. Kuruluşundan bu yana “Mutlu Et Mutlu Ol” anlayışıyla tüm paydaşlarının mutluluğunu ve toplumsal faydayı hedefleyen Yıldız Holding, 10 yıldır her yıl kasım ayının üçüncü perşembe günü kutladığı geleneksel “Mutlu Et Mutlu Ol Günü” İstanbul Çamlıca kampüsünde de Ülker dostları ve paydaşları ile kutlandı. Program Yıldız Holding’in ikonik markalarının dünyanın farklı coğrafyalarında başlayan hikayelerini anlatan belgesel gösterimi ve özel sanat eserleri sergisi ile zenginleşti. Etkinliğe, A Milli Kadın Voleybol Takımı’nın başarılı oyuncuları Eda Erdem, Gizem Örge, sanatçı Ahmet Güneştekin’in yanı sıra iş dünyası ve sivil toplum kuruluşlarından önemli isimler konuk oldu. Mutlu Et Mutlu Ol Günü’nde Yıldız Holding’in Ülker, Godiva, McVitie’s gibi ikonik markalarının geçmişten günümüze tarihi yolculuğunu anlatan belgesel gösterimi, prodüksiyonluğuna da yapan sanatçının anlatımıyla gerçekleşti. Etkinlik kapsamında Ahmet Güneştekin, Ara Güler, Burhan Doğançay, Laurence Jenkell, Ogan Akıncı, Melis Ağazat ve Patricia Couton’un Yıldız Holding markalarından aldıkları ilham ile özel olarak ürettikleri eserlerin yer aldığı bir seçki de sergilendi. Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker, “Yıldız Holding’de sürdürülebilir ve sorumlu büyüme vizyonumuzla tüm paydaşlarımızın ortak faydasına odaklanmayı önemsiyoruz. Kuruluş felsefemiz olan Mutlu Et Mutlu Ol anlayışımızla faaliyet gösterdiğimiz coğrafyalarda, toplumsal faydayı önceleyen projelerimizi Mutlu Et Mutlu Ol Günü’nde tüm dünyada hep birlikte eş zamanlı kutluyoruz. Bu duyguda bizimle ortak paydada buluşan 80 bini aşkın çalışanımıza teşekkür ediyoruz” diye konuştu. Murat Ülker, “Mutlu olmanın yolunun mutlu etmekten geçtiğine inanıyor, topluma ve insanlığa katkıda bulunduğumuz ölçüde kendimizi başarılı kabul ediyoruz. Kuruluşumuzdan bu yana ülkemize sağladığımız ekonomik katkıların yanı sıra, sosyal, kültürel ve sanatsal faaliyetlerle de topluma fayda sağlama misyonunu sahipleniyoruz. Kazakistan’dan Amerika’ya, İngiltere’den Nijerya’ya tüm ofislerimizde geleneksel hale gelen 10 yıldır kutladığımız Mutlu Et Mutlu Ol Günü’nde ikonik markalarımızın yolculuğunu anlatan eserlerden oluşan bir seçkiyi Çamlıca kampüsümüzde ziyarete açtık. Tüm sanatseverleri sergimize bekliyoruz” dedi. Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve CEO’su Mehmet Tütüncü, "Çalışanlarımızla birlikte yıl boyunca ürettiğimiz faydayı ve ortak başarılarımızı birlikte kutladığımız Mutlu Et Mutlu Ol Günü, amaç odaklı şirket kültürümüzün somut bir göstergesidir. Bu özel günde tüm ofis, tesis, satış noktaları ve Ar-Ge merkezlerimizde çalışanlarımız ve tüm paydaşlarımızla birlikte keyifli vakit geçirdiğimiz etkinlikler hayata geçiriyoruz. Önümüzdeki dönemde insana yatırım anlayışımız doğrultusunda gelişimi merkeze alan projelerle tüm ekosistemimize katkı sağlamaya ve başarılarımızı hep birlikte kutlamaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Adana Dağ köylerindeki eli öpülesi öğretmenler Adana’nın Feke ilçesine bağlı dağ köylerinde görev yapan öğretmenler, eğitimin yanı sıra çocuklar sabah üşümesin diye odun kırıp soba yakarak zorlu coğrafyada gönüllere de dokunuyor. 8 kişilik birleştirilmiş sınıfta görev yapan Musalar İlkokulu öğretmeni Erol Ateş Durmaz ve Gaffaruşağı İlköğretim Okulu öğretmeni Aleyna Güleç, okulda özveriyle çalışıyor. 8 kişilik sınıflarda öğrencilere birebir eğitim veren, birçok sosyal ve kültürel etkinlik yapma imkanı sunan fedakar öğretmenler, öğrencilerin üşümemesi için sınıfın sobasını öğrenciler gelmeden kendi elleri ile yakıyor. Aile ortamına dönüşen sınıfta sahiplendikleri ve "Jüpi" ismini verdikleri kediye de yer yapan öğretmen Aleyna Güleç, öğrencilerine hem iyi eğitim alıp hem de iyi bir insan olmaları için tüm değerleri öğretiyor. 2 yıl önce Musalar köyündeki okula atanan ve öğrencileri için her sabah odun kesip sobayı yakan öğretmen Erol Ateş Durmaz, "Birleştirilmiş sınıfımızda öğrencilerimizin bu zorlu coğrafyada en iyi eğitimi alması için mücadele ediyoruz. Çocuklarımı ve köy okulunu seviyorum. 4 sınıfa birlikte eğitim veriyoruz. Yolları ve coğrafyası zor olsa da zenginlikleri çok olan bir bölgede eğitim veriyoruz. Devletimizin burada öğrencilere değer vermesi çok önemli. Bizler de en iyi eğitimi verebilmek için çalışıyoruz" diye konuştu. Öğretmen Aleyna Güleç ise, 2 yıllık öğretmen olduğunu ama öğrencilerinin başarısı için büyük emek vererek öğrencilerini geleceğe hazırladığını ifade etti. Güleç, öğrencilerin okulu ve dersleri sevmesi, iyi birer insan olması için köy okulunun dezavantajlarını avantaja çevirdiklerini ifade ederek, “Sınıfımız sayısı az olduğu için daha çok etkinlik yapma imkanı buluyoruz. Her gün sobamızı yakıyoruz, bazen mısır patlatıyoruz. Bahçede birçok uygulama yapıyoruz. Okulumuzun bahçesindeki kedimiz Jüpi’yi sınıfımıza aldık, onunla birlikte ders işliyoruz. Çocuklarımızla doğayı, köyümüzü kullanarak fen dersini dışarıda işlediğimiz oluyor. Bilimsel etkinlikler yapabiliyoruz. 7 öğrencimize özel okul gibi eğitim verebiliyoruz. Sürekli sınıfımızda etkinlikler ile derslerimizi işliyoruz. Köy okulunu avantajlı hale getirdik” diye konuştu. Öğrencilerden Fevzican Bolbar, öğretmenini çok sevdiğini ifade ederek, "Öğretmenimin bizim için soba yakması, birçok etkinlik yaptırması beni çok mutlu ediyor" dedi. Öğrencilerden Sıla Ersin öğretmeni ile çok mutlu olduğunu ve ders işlemeyi çok sevdiğini ifade ederken, Özlem Ersin ise kitap okumayı çok sevdiğini söyleyerek, "Sınıfımızda az kişi var. Öğretmenimiz bizim için her şeyi yapıyor” dedi.