ÇEVRE - 03 Eylül 2024 Salı 10:56

Van’da sönmüş lavların arasındaki göl ilk kez görüntülendi

A
A
A
Van’da sönmüş lavların arasındaki göl ilk kez görüntülendi

Van’ın Çaldıran ilçesinde Tendürek Dağı’nın eteklerinde sönmüş lavların arasında zorlu bir bölgede yer alan göl görüntülendi.


Başarılı operasyonlarla güvenli hale getirilen Tendürek Dağı çevresi, doğaseverler ile fotoğrafçıların yoğun ilgisini çekiyor. Van’ın tarihini merak eden ve buna ilişkin araştırmalar yapan dron pilotu öğretmen Muzaffer Salcıoğlu da daha önce bölgedeki uydu görüntülerini incelerek kale kalıntısını keşfetmişti. Bölge üzerindeki merakını sürdüren Salcıoğlu, bu kez de Çaldıran ilçe merkezine 25 kilometre uzaklıktaki Başeğmez Mahallesi Sakızlı Mezrası civarında, sönmüş lav akıntılarının arasında bir göle rastlandı.


Taşlaşmış lavların arasında çetin arazi yapısına sahip bölgede birçok canlıya ev sahipliği yapan göl, güzelliğiyle dikkat çekti. Araştırdığı kaynaklarda göle ilişkin hiçbir bilgiye rastlamayan Salcıoğlu, alanı ilk kez havadan görüntülenmiş oldu.



“Uydu haritalarında bir göl fark ettim”


İHA muhabirine konuşan Muzaffer Salcıoğlu, Van’ın saklı doğal güzelliklerine ilgisinin olduğunu belirtti. Çaldıran ilçesi Tendürek Dağı bölgesini çok özel bir yer olarak gördüğünü ifade eden Salcıoğlu, "Çünkü hakkında çok az bilgi sahibi olduğumuz ve çok az görüntünün olduğu yerlerden biridir. O bölgede daha önce de çekimler yapmıştım. Bölgede daha önce hiç bilinmeyen bir kaleyi görüntülemiştim. Daha sonra o bölgeye daha da ilgim arttı. Geçtiğimiz hafta sonu yine bir Çaldıran turuna çıktım. Orada yaklaşık 7-8 köyü gezdim. Tabii bölgeyle ilgili bazı araştırmalar yapmıştım. Uydu haritalarında bir göl fark ettim. O gölün neresi olduğunu araştırdım. Youtube veya Google üzerinde herhangi bir bilgiye rastlamadım. Uzun uzun araştırmalar yaptım. Sosyal medyada da hiçbir şekilde bir bilgi yok. O gölle ilgili tespit ettiğim yere gitmeye karar verdim" dedi.



“Bölgenin en büyük gölü olduğunu düşünüyorum”


Gölün çok zorlu bir coğrafyada lav taşlarının arasında olduğunu tespit ettiğini dile getiren Salcıoğlu, "Daha sonra oraya nasıl gidebilirim diye biraz araştırma yaptım. O köyden insanlarla irtibata geçmeye çalıştım ve tek başıma o köye gittim. Dron ile gölün videosunu çektim. Gölün içerisinde çeşitli kuş türü olduğunu da fark ettim. Biraz daha araştırdığımda Tendürek Dağı eteklerinde o büyüklükte o denli bir gölün olmadığını da fark ettim. Göl muazzam bir yerdedir. Her tarafı lav taşlarıyla ‘lekeli arazi’ diye adlandırılan bir alanda yer alıyor. Biraz da çöküntü bir yerde olduğu için sanırım daha önce hiç kimse fark edemedi. ‘Bizim köyde böyle bir yer var mı’ diye bana o köyden mesajlar bile geldi. Böyle bir yeri görüntülediğim için çok mutluyum. Van’ın doğasını ve tarihini tanıtmak beni çok mutlu ediyor” diye konuştu.



Van’da sönmüş lavların arasındaki göl ilk kez görüntülendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Tarım arazilerindeki kaçak yapılar yıkılıyor Tepebaşı Belediyesi, Karadere Mahallesi’nde tarım arazisine “hobi bahçesi” adı altında yapılan kaçak yapıların yıkım işlemlerini gerçekleştiriyor. Tepebaşı Belediyesi, ilçe sınırları içinde bulunan imara aykırı yapılaşmalara karşı çalışmalarını sürdürüyor. Karadere Mahallesi 28113 ada 104 parselde yer alan tarım arazilerine izinsiz yapılan yapılara; 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa istinaden, Eskişehir Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, İl Toprak Koruma Kurulu tarafından yıkım kararı alındı. Bu kararlar doğrultusunda; Tepebaşı Belediyesi ekiplerince gerekli tespitler yapılarak, 3194 Sayılı İmar Kanunu gereği söz konusu yapıların yıkımına karar verildi. Yasal süreleri tamamlanan kaçak yapıların, tahliye ve yıkımına, Tepebaşı Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğü koordinasyonunda devam ediliyor. Yıkım işlemleri Tepebaşı İlçe Jandarma Komutanlığı unsurları ve 1. Jandarma Asayiş Komando Bölüğü tarafından alınan güvenlik tedbirleri eşliğinde ve bakanlık tarafından belirlenen prosedürler çerçevesinde yürütülüyor. “Yasal dayanağı olmayan hobi bahçelerine itibar etmeyin” Tepebaşı Belediyesi yetkilileri, “Tarım Arazilerine ‘hobi bahçesi’ adı altında yapılan izinsiz, ruhsatsız, kontrolsüz yapılaşmalar pandemi sürecinde artmış olup, yeni bir İmar Barışı ile affa uğrayabilir beklentisi ile de hız kazanmıştır. İhtiyaçlar ve beklentiler kanunlara aykırı davranmaya gerekçe olmamalıdır. Vatandaşlarımızı hak kaybına uğrayarak mağduriyet yaşamamaları için, bu yasal dayanağı olmayan hobi bahçelerine itibar etmemeleri, yasalara uygun davranmaları konusunda yeniden uyarıyoruz” denildi.
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasının görülmesine devam ediliyor İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 8’nci gününde devam ediyor. Duruşmada mahkeme başkanı sanıklara yönelttiği sorulara net cevaplar alamamasına öfkelenerek, “Kime sorsak hiçbir şeyden haberi yok. Hemşire ‘doktor biliyor’ diyor, doktor ‘başhekime sorun’ diyor. Ben anlamıyorum, bu hastaneleri nasıl böyle yönettiniz” dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 8’nci gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar hazır bulundu. Duruşmada tutuksuz sanık hemşire Ayşe Gizem Büyükköleş savunma yaptı. İhmali davranışlarda bulunup Opera bebeğin ölümüne neden olduğu gerekçesiyle savunma yapan sanık Büyükköleş, "2023 yılında üniversiteden paramedik bölümünden mezun oldum. Birinci Hastanesi’nde stajyer olarak çalıştım. Opera bebek hastaneye geldiğinde toplu nöbeti devralmıştık. Bu bebeğin günlüğüne 20 bin lira alındığını duydum. Opera bebek stabildi. Sabah saat 06.30 gibi Tuğçe Toptemel’e bebek büyük olduğu için bakımına girmek istediğimi söyledim. Bebeğin bağlı olduğu cihaz ötmeye başladı. Bu durumu Doğukan Taşçı’ya bildirdi Tuğçe. Doğukan bizden bebeğin videosunu ve kan şekerini istedi. Ancak Tuğçe bebekten kan gazı almaya çalıştı. Kan gazı için ekipman yoktu. Bebeğe Doğukan CPR işlemi yapılmamasını söyledi ancak Tuğçe CPR yapmaya başladı ama sürdürmedi. Sabah nöbeti devralmaya gelen arkadaşlara bebeği teslim ettik" ifadelerini kullandı. "İhmali bir davranışta bulunduğumuzu düşünmüyorum" Savunmasına devam eden sanık, Ayşe Gizem Büyükköleş, "Ne Tuğçe Topdemir’in, ne de kendimin ihmali bir davranışta bulunduğumuzu düşünmüyorum. Biz elimizden gelen tüm müdahaleyi yaptık. Bu olay olana kadar Fırat Sarı’yı tanımıyordum. Gece hastanede doktor bulunmazdı. Nöbet listesinin olup olmadığını bilmiyordum. Mesleği öğrenmek için ilk kez çalışmaya başladığım yerde böyle bir şey yaşadığım için çok üzgünüm" diye konuştu. Mahkeme başkanı sanığa başkasının kaşesinin hemşireler tarafından kullanılıp kullanılmadığını sordu. Sanık Ayşe Gizem Büyükköleş “Bilmiyorum ama bu konuşuluyordu sürekli” şeklinde cevap verdi. Mahkeme başkanı bunun üzerine öfkelenerek “Kime sorsak hiçbir şeyden haberi yok. Hemşire ‘doktor biliyor’ diyor, doktor ‘başhekime sorun’ diyor. Ben anlamıyorum, bu hastaneleri nasıl böyle yönettiniz” dedi. Duruşmaya sanık savunmasının ardından 45 dakika ara verildi.
İstanbul Mahkeme başkanı öfkelendi: “Kime sorsak hiçbir şeyden haberi yok, ben anlamıyorum bu hastaneleri nasıl böyle yönettiniz” İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 8’nci gününde devam ediyor. Duruşmada mahkeme başkanı sanıklara yönelttiği sorulara net cevaplar alamamasına öfkelenerek, “Kime sorsak hiçbir şeyden haberi yok. Hemşire ‘doktor biliyor’ diyor, doktor ‘başhekime sorun’ diyor. Ben anlamıyorum, bu hastaneleri nasıl böyle yönettiniz” dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 8’nci gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar hazır bulundu. Duruşmada tutuksuz sanık hemşire Ayşe Gizem Büyükköleş savunma yaptı. İhmali davranışlarda bulunup Opera bebeğin ölümüne neden olduğu gerekçesiyle savunma yapan sanık Büyükköleş, "2023 yılında üniversiteden paramedik bölümünden mezun oldum. Birinci Hastanesi’nde stajyer olarak çalıştım. Opera bebek hastaneye geldiğinde toplu nöbeti devralmıştık. Bu bebeğin günlüğüne 20 bin lira alındığını duydum. Opera bebek stabildi. Sabah saat 06.30 gibi Tuğçe Toptemel’e bebek büyük olduğu için bakımına girmek istediğimi söyledim. Bebeğin bağlı olduğu cihaz ötmeye başladı. Bu durumu Doğukan Taşçı’ya bildirdi Tuğçe. Doğukan bizden bebeğin videosunu ve kan şekerini istedi. Ancak Tuğçe bebekten kan gazı almaya çalıştı. Kan gazı için ekipman yoktu. Bebeğe Doğukan CPR işlemi yapılmamasını söyledi ancak Tuğçe CPR yapmaya başladı ama sürdürmedi. Sabah nöbeti devralmaya gelen arkadaşlara bebeği teslim ettik" ifadelerini kullandı. "İhmali bir davranışta bulunduğumuzu düşünmüyorum" Savunmasına devam eden sanık, Ayşe Gizem Büyükköleş, "Ne Tuğçe Topdemir’in, ne de kendimin ihmali bir davranışta bulunduğumuzu düşünmüyorum. Biz elimizden gelen tüm müdahaleyi yaptık. Bu olay olana kadar Fırat Sarı’yı tanımıyordum. Gece hastanede doktor bulunmazdı. Nöbet listesinin olup olmadığını bilmiyordum. Mesleği öğrenmek için ilk kez çalışmaya başladığım yerde böyle bir şey yaşadığım için çok üzgünüm" diye konuştu. Mahkeme başkanı sanığa başkasının kaşesinin hemşireler tarafından kullanılıp kullanılmadığını sordu. Sanık Ayşe Gizem Büyükköleş “Bilmiyorum ama bu konuşuluyordu sürekli” şeklinde cevap verdi. Mahkeme başkanı bunun üzerine öfkelenerek “Kime sorsak hiçbir şeyden haberi yok. Hemşire ‘doktor biliyor’ diyor, doktor ‘başhekime sorun’ diyor. Ben anlamıyorum, bu hastaneleri nasıl böyle yönettiniz” dedi. Duruşmaya sanık savunmasının ardından 45 dakika ara verildi.