GÜNDEM - 21 Eylül 2024 Cumartesi 12:07

Rektör Şevli’den Urartucayı okuyup yazan Kuşman’a ziyaret

A
A
A
Rektör Şevli’den Urartucayı okuyup yazan Kuşman’a ziyaret

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli, Çavuştepe’de gerçekleştirilen kazı alanında Urartucayı okuyup yazabilen Mehmet Kuşman’ı ziyaret etti.


Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli, Çavuştepe’de gerçekleştirilen kazı alanında yaptığı incelemeler esnasında dünyada Urartuca’yı okuyup yazabilen 12 kişiden biri olarak addedilen Mehmet Kuşman’ı ziyaret ederek kendisiyle samimi bir sohbet gerçekleştirdi. Burada bir açıklamada bulunan Rektör Prof. Dr. Hamdullah Şevli, “Üniversitemizin arkeoloji bölümünün kazı alanını ziyaret ederken, Urartuca’yı okuyabilen ender kişilerden biri olan Mehmet Kuşman amcamızla bir araya geldik. Kendisinin bu kadim dili kendi çabasıyla öğrenmiş olması büyük bir başarıdır. 1961’den 1986’ya kadar, Prof. Dr. Afif Erzen’in Gürpınar Çavuştepe’de yürüttüğü kazılarda gösterdiği özveri ve katkıları takdirle karşılıyoruz. Mehmet Kuşmanın, tarihimizin ve kültürel mirasımızın korunmasında oynadığı rol, hepimiz için büyük bir ilham kaynağı” dedi.


Mehmet Kuşman’ın burada yıllarca sadece bekçilik yapmakla kalmayıp gönüllü olarak bölgeyi koruduğunu ve sahip çıktığını vurgulayan Şevli, “Mehmet Kuşman amcamız, hem gelen misafirlerle ve turistlerle ilgileniyor hem de kazı evindeki ekibe destek sağlıyor. Ama asıl etkileyici olan, onun Urartuca diline duyduğu merak ve bu dili kendi çabasıyla öğrenmiş olmasıdır. Sabırla Urartuca yazıtlarını çözmesi ve bu çalışmaları turistlere yönelik eserlere dönüştürmesi büyük bir başarıdır. Kendisini gönülden tebrik ediyor, uzun ve sağlıklı bir ömür diliyoruz” ifadelerini kullandı.


Mehmet Kuşman’ın yıllar boyunca Urartuca bilgisi ve Çavuştepe’deki görevlerinin basının da dikkatini çektiğini ve ona yoğun ilgi gösterildiğine dikkat çeken Rektör Şevli, “Çavuştepe; Arkeoloji Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu’nun önderliğinde ve geçmişten günümüze, Prof. Dr. Afif Erzen’den bugüne kadar birçok bilim insanının yürüttüğü arkeolojik çalışmalarla tarihe ışık tutan çok kıymetli bir alandır. Mehmet Kuşman’ın, bu bölgeye gönülden sahip çıkarak Urartuca’yı kendi kendine öğrenmesi ve bölgenin turizm açısından tanıtımına katkı sağlaması ise en az bilimsel çalışmalar kadar değerlidir. İnsanlar artık sadece Mehmet amcayı tanımak için bile buraya geliyor” diye konuştu.


Çavuştepe’de yapılan kazı çalışmalarının Van Valiliğinin destekleriyle daha da ileriye taşındığını vurgulayarak orada çok güzel bir kazı evi inşa edilmekte olduğunu belirten Şevli, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Çavuştepe’yi hem turistik hem de arkeolojik açıdan daha iyi bir noktaya getireceğiz. Arkeoloji Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu’nun liderliğinde yürütülen kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle uluslararası medyada da büyük yankı buluyor. Hocalarımızın ‘Science’ dergisinde yayımlanan makalesi de bunun önemli bir kanıtı. Van’da, özellikle Çavuştepe ve Van Kalesi’nde gerçekleştirilen kazılar, arkeoloji dünyasında büyük ilgiyle takip ediliyor. Üniversitemiz, güçlü Arkeoloji ve Sanat Tarihi bölümleriyle bu alanda öncü bir konumda. Ayrıca Arkeoloji Bölümümüzde lisans ve lisansüstü programlarda Urartuca ders olarak okutuluyor ve şu an 6 öğrencimiz bu kadim dili okuyup yazabiliyor.”


Rektör Şevli ve Arkeoloji Bölüm Başkanı aynı zamanda Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu’na, askerlik dönüşünde Prof. Dr. Afif Erzen ve Prof. Dr. Taner Tarhan ile tanıştığını, Çavuştepe’de kazıların ilk yılında bir kitabenin keşfedildiğini anlatan Mehmet Kuşman ise, Van Kalesi’nden, İran’dan ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden getirilen yazıtlarla Urartuca alfabesinin üç yıl süren titiz bir çalışmayla tamamlandığını dile getirdi. Prof. Dr. Taner Tarhan ile yaptığı bir sohbette, bu kitabeleri çözmenin zorluğunu konuştuğunu belirterek bu kadim dilin 54 harften oluştuğunu paylaşan Kuşman, konuşmasının ardından


Rektör Şevli ve beraberindeki heyete Urartuca dilinde bazı belgeler okudu.



Rektör Şevli’den Urartucayı okuyup yazan Kuşman’a ziyaret

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şırnak 37 yıldır dinmeyen acı: Teröristlerin katlettiği 12 kişi unutulmadı Şırnak merkeze bağlı Güneyce köyü Berman mezrasında 37 yıl önce PKK’lı teröristlerin saldırısı sonucu şehit edilen 12 kişinin acısı unutulmadı. Gabar Dağı eteğinde bulunan Güneyce köyünde 37 yıl önce PKK’lı teröristler tarafından düzenlenen köy baskınında şehit edilen 6’sı çocuk, 2’si hamile 12 kişinin acısı ilk günkü tazeliğini koruyor. PKK’lı teröristler Güneyce köy sakinlerini 1987 yılında önce katletti, sonra yaktı. Olayın üzerinden 37 yıl geçmesine rağmen PKK’lı teröristlerin katlettiği 12 kişinin acısı ilk günkü tazeliğini koruyor. 37 yıl önce terör örgütü PKK’nın evlerine düzenlediği saldırıda, annesi, babası ve eşinin de aralarında bulunduğu 6’sı çocuk, 2’si hamile kadın, 12 akrabası şehit edilen Şehmuz Güngör, her yıl dönümünde köye gelip, evden geriye kalan enkaza Türk bayrağı asıyor. Güneyce köyünde 21 Eylül 1987 yılında, terör örgütü PKK’lıların saldırısında Güngör ailesinin yaşadığı evde Rıfat Güngör (80), Emine Güngör (70), Sait Güngör (35), Behiye Güngör (32), Huhe Güngör (35), Hizne Güngör (34), Azime Güngör (15), Hülya Güngör (4), Abdulcebar Güngör (2), Sacide Güngör (2) ile hamile olan Narinç Güngör (33) ve Emine Güngör (19) karnında bebekleri ile şehit edildi. Saldırıdan tek kurtulan ise 6 yaşındaki Fettah Güngör oldu. Saldırıda annesi, babası ve eşi Huhe Güngör’ü kaybeden Şehmuz Güngör, olayın her yıl dönümünde yaşadığı Aslanbaşar köyünden, Güneyce köyüne gelerek, evden geriye kalan yıkık enkaza Türk bayrağı asıyor. Saldırının yaşandığı gün köyde olmadığını belirten Şehmuz Güngör, “1987 tarihinde terör tarafından köyümüz basıldı. Bu hain saldırı sonucu şehit olanları biz her yıl buraya gelip anıyoruz. Terör örgütü insanları öldürüp, buralardan vazgeçeceğini sanmasınlar. Terör örgütü buraya baskın düzenlediğinde 6’sı çocuk, 2’si hamile 12 kişiyi katlettiler. Biz bu katliamı unutmadık unutturmayacağız” dedi. Beşire Güngör, ise gece vakti baskın yaptıklarını söyledi. Güngör, "12 kişiyi şehit ettiler, çocuklar sahipsiz kaldı. Biz çok zorluk çektik. Biz devletimizin yanındayız. Başımıza bunu getirenleri lanetliyoruz” diye konuştu. Hanım Güngör de, annesini, babasını ve 5 kardeşini kaybettiğini söyledi. Hanım Güngör, "Amcamın evinde büyüdüm. Ama yoklukla büyüdüm. Annemi babamı hiç görmedim, o zaman çok küçüktüm. Bize şehitlik hakkı verilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu. Behiye Güngör ise, o geceyi hiç unutamadığını belirterek, "Gece uyandığımda ateş dumanlar var. Ben şahsen asla unutamıyorum. Bunu başımıza getirenlere insan demiyorum. Bizi bu hale getiren bu hayvanları lanetliyorum” dedi. Katılımcılar adına açıklama yapan Fatma Güngör, 1984 yılında ilk katliamlarını gerçekleştiren kalleş, hain, bölücü terör örgütü PKK’nın 21 Eylül 1987 tarihinde Şırnak’ın Güneyce köyü yakınındaki Berma mezrasında Güngör ailesine yaptığı menfur saldırının 37’nci sene-i devriyesi sebebiyle toplandıklarını söyledi. Fatma Güngör, "Burada toplanma amacımız başta aziz şehitlerimizi anmak, bizleri buralardan yok etmeye çalışan hainlere karşı bayrağımızı dalgalandırdığımızı ve gölgesinde vatan nöbeti beklediğimizi göstermektir. Olayın üzerinden 37 sene geçti ama acısını dün gibi hissediyor ve yaşıyoruz. 40 yılı aşkındır bebek-çocuk, kadın-erkek, genç-yaşlı ayrımı yapmaksızın binlerce vatandaşımızı, korucumuzu, askerimizi şehit eden bu kalleşleri kınıyor ve lanetliyoruz. Allah’ın da laneti bu hainlerin ve destekçilerinin üzerine olsun. 21 Eylül gecesi Güngör soyadını taşıyan, ailemizden, yaşları 2 ile 12 arasında değişen çocuk, hamile, yetişkin erkek olmak üzere toplam 12 kişi şehit edildi. Tam tamına 12 insan, 12 can, 12 masum beden kalleşçe aynı gece içinde katledildi. Bu kadar insanımızın şehit edilme sebebi ailemizden koruculuk yapmaya başlayanların olmasıdır. Devlet büyüklerimizden de bu konuda bizlerle hemfikir olup, destek vermelerini istiyoruz. 12 insanımıza ’sivil terör mağduru’ sıfatından ziyade ’şehitlik’ vasfının verilmesini ve şehit statüsüne alınmalarını talep ediyoruz. Şehitlerimizi andığımız, aziz hatıralarını yad ettiğimiz bugünde memleketin her neresinde olursa olsun dini, bayrağı ve vatanı uğruna kanı dökülen her bir vatandaşımıza, korucumuza, askerimize, polisimize Yüce Allah’tan rahmet ve kederli ailelerine de tekrar baş sağlığı ve sabırlar dileriz” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından program mevlit-i şerif okunması ve duaların edilmesiyle son buldu. (MY-AKK-Y)
Kocaeli Başkan Bıyık: "’Binlerce balık katledildi’ diyenler gerçekten çevreciyseniz İzmir’deki balık ölümlerini durdurun" Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık, Zıpkınla Balık Avı Türkiye Şampiyonası’nda "Binlerce balık katledildi" diyenleri sert bir dille eleştirerek, "Kuru kuruya şov yapmanın alemi yok. Toplam 300 balık yakalandı ve bunlar ihtiyaç sahiplerine dağıtıldı. Çevreci geçinenleri kirlilik yüzünden on binlerce balığın her gün karaya vurduğu İzmir Körfezi’yle ilgili konuşmaya davet ediyorum" dedi. Zıpkınla Balık Avı Türkiye Şampiyonası ve Milli Takım seçmeleri Darıca’da coşkuyla gerçekleşti. Şampiyona için düzenlenen ödül töreninde konuşan Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık, binlerce balığın zıpkınla vurularak telef edildiği yönündeki iddialara yanıt verdi. Konuya ilişkin konuşan Başkan Bıyık, "Zıpkınla balık avı, uluslararası arenalarda yapılan hem federasyonumuzun, hem bakanlığımızın her türlü desteğini almış profesyonel ekiplerle beraber yapılan spor daldır, bu denilene göre ‘vahşice bir katliam’ değildir. Buna katliam diyenleri bundan sonra balık yememeye davet ediyorum. Kuru kuruya şov yapmanın alemi yok. Ben açılışta bazı çevresel çalışmalarımızdan bahsettim. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın İzmit Körfezi’nde yaptığı güzel çalışmalardan bahsediyorum. Ama İzmir Körfezi’ndeki denize vuran ölü balıklar ile alakalı yüreğim kan ağlıyor. Çevrecileri de oraya davet ediyorum. Lütfen bu işi siyasal bir sahneye çekmeye çalışmayın" diye konuştu. "Gerçekten çevreciyseniz, İzmir’deki balık ölümlerini durdurun" Sporculara ve verilen emeklere haksızlık yapılmaması gerektiğini söyleyen Başkan Bıyık, "Bizler ülkemizin farklı ilçelerinden gelen sporcularımızı ağırlamaktan mutluluk duyduk. İlçemizi, memleketimizi tanıttık. Derdimiz hizmet etmek, spora katkı sunmak ve vatandaşlarımızı denizle buluşturmak. Burada toplam 300 tane balık avlandı. Avlanan balıkları kaymakamlığımızın ve belediyemizin sosyal yardım alan ailelerine göndereceğiz. İzmit Körfezi’nde kurallara uygun ölçüde zıpkınla avlanan 300 balığı, İzmir Körfezi’nde kirliliğe bağlı yaşanan on binlerce balık ölümüyle bir tutmaya çalışanlara sesleniyorum. Böyle çevreci olunmaz. Böyle kimseyi kandıramazsınız. Gerçekten çevreciyseniz, İzmir’deki balık ölümlerini durdurun. Bizlerin gençleri denizle buluşturan, yakalanan 300 balığı da ihtiyaç sahiplerine dağıtmayı amaçlayan etkinliğimizle uğraşmayın" şeklinde konuştu.