POLİTİKA - 03 Ağustos 2024 Cumartesi 21:35

Uşak’ta muhtarla istişare toplantısı yapıldı

A
A
A
Uşak’ta muhtarla istişare toplantısı yapıldı

Uşak Belediye Başkanlığı tarafından muhtarlarla istişare toplantısı yapıldı.


Uşak Belediye Başkan Yardımcısı Halil Arslan başkanlığında gerçekleşen toplantıya Fevzi Çakmak, Karaağaç, Işık, Bozkurt, Yeşil Karaağaç, Ovademirler ve Köme Mahallesi muhtarların katılımıyla gerçekleşti. Mahallelerde bugüne kadar planlanan işler, iş akışları ve yeni talepler görüşülerek karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu. İl genelinde yapılan çalışmalardan memnuniyet duyduklarını belirten muhtarlar teşekkür etti.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Meme kanserinde ‘koruyucu ameliyatların’ faydası kanıtlandı Ünlü oyuncu Angelina Jolie, annesini yumurtalık kanserinden kaybetmesinin ardından kendisinin de meme ve yumurtalık kanseri riski taşıdığını öğrenip her iki memesini de aldırmasıyla tüm dünyanın dikkatini çekmişti. Konuyla ilgili ‘risk azaltıcı ameliyatların faydasının kanıtlandığını’ söyleyen Doç. Dr. Ahmet Özveren, “Bu kanıtlar San Antonio Meme Kanseri Sempozyumu’nda (SABCS) sunuldu. Artık hastalarımızın koruyucu ameliyatlar konusundaki sorularına bu veriler üzerinden cevap verebileceğiz” dedi. Acıbadem Kent Onkoloji Merkezi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Özveren, geçen 10-13 Aralık tarihlerinde ABD’nin San Antonio şehrinde düzenlenen, 11 binden fazla kişinin yüz yüze ve çevrimiçi katıldığı San Antonio Meme Kanseri Sempozyumu’nda sunulan çalışmaların sonuçlarını değerlendirdi. Doç. Dr. Özveren, meme ve yumurtalık kanseri yatkınlık genleri olarak bilinen BRCA mutasyonu olan ve erken başlangıçlı meme kanseri öyküsü olan hastaların risk azaltıcı cerrahilerden fayda görüp görmediği konusunda yapılan çalışmalardan ‘yol gösterici’ sonuçlar alındığını söyledi. Doç. Dr. Özveren şunları kaydetti: “Bu çalışmalarda BRCA mutasyonu taşıyıcısı olup 40 yaşından küçük ilk kez meme kanseri tanısı almış olanlarda risk azaltıcı mastektomi veya salpingo-ooferektomi (yumurtalıklardan ve fallop tüplerinden birinin (tek taraflı) veya her ikisinin (çift taraflı) çıkarılması işlemi) yaptırmanın genel sağ kalım ve hastalıksız sağkalım açısından anlamlı düzeyde iyileşme ile ilişkili olduğu görülmüş. Bu küresel çalışma, erken başlangıçlı meme kanseri öyküsü olan genç BRCA mutasyon taşıyıcıları arasında risk azaltıcı ameliyatların sağkalım sonuçlarını iyileştirdiğine dair kanıt sağlıyor.” “Genç popülasyonlarda cerrahi müdahalelerin etkisi daha az belirgin” BRCA mutasyon taşıyıcısı olup kanser öyküsü olmayan kişilere, risk azaltıcı cerrahi müdahaleler de dahil olmak üzere çeşitli risk azaltıcı stratejilerin önerilmekte olduğunu aktaran Doç. Dr. Özveren, “Ancak erken başlangıçlı meme kanseri öyküsü olan daha genç popülasyonlarda bu cerrahi müdahalelerin etkisi daha az belirgindir. Çalışma muhtemel patojenik/patojenik germ hattı BRCA1 ve/veya BRCA2 mutasyonları olan ve 40 yaşından küçük evre I-III meme kanseri tanısı konmuş 5 bin 290 hastayı kapsayan uluslararası, çok merkezli, retrospektif bir kohort (kayıtlardan geriye dönük izlemler yapılan araştırmalar) çalışmasıdır” diye konuştu. Mastektomi analizi sonuçları Doç. Dr. Özveren, risk azaltıcı mastektomi analizinin, tanıdan itibaren 1 yıldan kısa bir süre içinde ameliyata giren 2 bin 910 hasta ile ameliyat olmamayı tercih eden 2 bin 380 hastayı kapsadığını söyledi. 5,1 yıllık medyan (bir veri kümesindeki orta değer) takip süresince, risk azaltıcı mastektomi geçiren hastaların ölme riskinin yüzde 35 daha düşük bulunduğunu kaydeden Doç. Dr. Özveren, “Ayrıca hastalıksız sağ kalımda yüzde 42’lik bir risk azalması olduğu görüldü” dedi. “Bu analiz de 5 bin 290 hasta ile yapıldı” Doç. Dr. Özveren, risk azaltıcı salpingo-ooferektomi analizinin de tanıdan itibaren 3 yıl sonra bu ameliyatı geçiren 2 bin 782 ve geçirmeyen 2 bin 508 hasta olmak üzere toplam 5 bin 290 hastayı kapsadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Ortalama 4,9 yıllık takip süresince, risk azaltıcı salpingo-ooferektomi yüzde 42 daha düşük ölüm riski ve hastalıksız sağ kalımda yüzde 32 risk azalması ile ilişkilendirildi. Bu tür veri kümelerine sahip olmak, hastalara ‘ameliyat olarak sahip oldukları riski azaltma miktarına dair potansiyel olarak en iyi tahminimizi’ vermemize yardımcı oluyor. Ayrıca bu çalışma verilerine dayanarak bu mutasyonları tespit ettiğimiz meme-over kanserli hastalarımızda ‘yine de koruyucu ameliyat olmasam olur mu?’ sorusuna daha net cevap verebilmekteyiz.” “İlk duyduğumda şok oldum” 2020 yılında elle muayene sırasında memesinde kitle hisseden ve ardından muayene olan Neslihan Ergin (42), “Meme kanseri olduğum tanısıyla ameliyat oldum. Kitle hemen alındı. İlk duyduğumda şok oldum çünkü ailemde ve akrabalarımda hiç kimsede meme kanseri yok. İlk defa bende çıktığı için bunun olabileceğine inanmadım. Muayene ve erken tanıyla birlikte operasyon geçirdim. Kemoterapilerim oldu. Şu an gayet iyiyim” ifadelerine yer verdi.
Ordu Ordu’da kahverengi kokarcaya karşı 200 bin nokta ilaçlandı Ordu’da, fındık başta olmak üzere tarım ürünlerine ciddi zararlar veren kahverengi kokarca ile mücadele kapsamında, 2024 yılında 200 bini aşkın noktada mücadele çalışması gerçekleştirildi. Karadeniz Bölgesi’nin en önemli geçim kaynağı olan fındık, istilacı kahverengi kokarca böceği ile tehlikede. İl ve ilçe tarım müdürlükleri ve sektör paydaşlarının ortak çalışmalarıyla 2023 yılında 40 bin noktada ilaçlama çalışması yapılırken, 2024 yılı için 15 ilçede 280 bin nokta belirlendi. Belirlenen bu noktalar için ekim ayında başlatılan çalışmaların ardından şimdiye kadar 200 bini aşkın noktada çalışmalar tamamlandı. 200 kattan daha fazla çoğalabilen böcek için yüksek kesimli bölgelerden başlayarak, orta ve sahil kesimlerde yapılan mücadele çalışmalarının 10 gün içerisinde tamamlanması hedefleniyor. “Son 2 yıldır ilimizde ciddi zararlara neden oluyor” Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, kahverengi kokarcanın Ordu’da son 2 yıldır yaygın bir şekilde görüldüğünü, bu süreçte ciddi zararlar verdiğini kaydetti. Kokarca ile son 1 yıldır önemli bir mücadele yapıldığını aktaran Soydan, “Her şeye rağmen özellikle bahar döneminde o kışlaklardan bahçeye dönen kokarcalar, ciddi zararlar verdi. Bununla ilgili yapılan toplantılar neticesinde bir eylem planı hazırlandı. Bu kapsamda kışlak mücadelesi yapılması kararı alındı ve Ordu’nun tamamında 280 bin noktanın ilaçlanması gerektiğine dair tespitler gerçekleştirildi. Bu çalışmalar 15 ilçeyi kapsadı ve bu süreçte Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ilaç desteği ile birlikte, ilgili kurumların da desteğiyle ekipler kurularak, 280 bin nokta için ekim ayının ortasında çalışmalar başladı” dedi. Yürütülen ilaçlama mücadelelerinin önemine değinen Soydan, “Bu mücadelelerin sonucunda 2024 yılında 200 binden fazla noktada ilaçlama yapıldı. Bu ilaçlama çalışmalarının yapıldığı noktalarda bu zararlının ciddi oranda imha olduğunu gördük. Kışlaklarını geçirmek için bekleyen kahverengi kokarcalar burada imha edildi, aslında bu dünyada örnek gösterilecek bir çalışma” diye konuştu. “Kışlak mücadelesinin ardından bahar döneminde de mücadele gerekiyor” Soydan, kahverengi kokarca ile mücadele çalışmalarının devam ettiğinin ancak bahar döneminde havaların ısınması ile yeniden bir mücadele yapılacağını kaydederek, şunları söyledi: “İlaçlamama çalışmalarının son anlarına gelindi, en fazla 10 gün içerisinde kışlak mücadelesi bitmiş olacak. Kışlak mücadelesi bittikten sonra belki ilaçlanmayan noktalar kalabilir, tamamı imha olmayanlar olabilir, bu nedenle kokarcalar hava ısınını yakaladığı zaman yani 17-18 derece hava ısısını bulduğu zaman yeniden kışlaklardan bahçelere dönmeye başlayacaktır. Bu süreç başlamadan yeniden bir mücadele planlaması yapılıyor. Böylelikle kahverengi kokarca ile ciddi bir mücadele yapmış olacağız. Bu mücadele temmuz ve haziran ayların, kokarcaların yumurtlama dönemlerinde de devam edecektir. Tüm kurumlarımız popülasyonunun artmaması ve zararın en aza inmesi için seferber oldu ve ciddi bir mücadele yapılıyor.”
İstanbul Milli Uydu "Fergani FGN-100-d1" uzayda Milli Uydu "Fergani FGN-100-d1" uzaydaCALİFORNİA (İHA) - Fergani Uzay tarafından milli olarak geliştirilen ve özel bir firma tarafından üretilen Türkiye’nin en büyük uydusu FGN-100-d1 uzaya fırlatılmasının ardından yörüngesine başarıyla yerleşti.Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar tarafından kurulan Fergani Uzay’ın milli olarak geliştirdiği FGN-100-d1 uydusu, 14 Ocak 2025 akşamı Türkiye saati ile (TSİ) 22.09’da ABD’nin Vandenberg Uzay Kuvvetleri Üssü’nden uzaya fırlatıldı. Böylece Fergani Uzay tarafından yürütülen Konumlandırma Takım Uydu Projesi’nin ilk adımı başarıyla atıldı.Uzayda göreve başladıTürkiye’nin özel bir firma tarafından üretilen en büyük uydusu olan 102 kg ağırlığındaki FGN-100-d1 uydusu, Rideshare Programı kapsamında Transporter-12 göreviyle uzaya taşındı. Milli uydu sistemi fırlatmadan yaklaşık 62 dakika sonra TSİ 23.11’de fırlatma aracından ayrılarak yörüngesine başarıyla yerleşti. FGN-100-d1 uydusu yörüngeye oturmasının ardından telemetri verileri ileterek başarılı bir şekilde göreve başladı."İlk uydumuzu yörüngeye oturttuk"FGN-100-d1 uydusunun fırlatma ve yörüngeye yerleşme yolculuğu Fergani Uzay CEO’su Selçuk Bayraktar ve ekibi tarafından Özdemir Bayraktar Mili Teknoloji Merkezi’nde bulunan Uzay Gözlem ve Kontrol Merkezi’nden takip edildi. Bayraktar, FGN-100-d1 uydusunun göreve başlamasının ardından şöyle konuştu, “2022 yılında faaliyete geçirdiğimiz Fergani Uzay girişimimiz bugün 106 kişilik kocaman bir aile olarak yola devam ediyor. Bugün ilk uydumuzu yörüngeye oturtmuş olduk. Bu uydularımız alçak yörünge konstelasyonu olarak adlandırılan takım uyduları görevini üstlenerek, hem konumlandırma hem de haberleşme alanında hizmet verecekler. Bu projeyi tümüyle öz kaynaklarımızla yürüttük. Uydumuz şu an 500 kilometredeki yörüngesine vardı ve ilk manevralarını gerçekleştirdi.”"Uluğ Bey küresel konumlama sistemimizi öz kaynaklarımızla geliştireceğiz““İnşallah 5 yıl içinde 100 uyduya vararak Uluğ Bey adını verdiğimiz küresel konumlama sistemimizi tüm dost ve kardeş coğrafyalarla paylaşmak üzere öz kaynaklarımızla geliştirmiş olacağız. Takım uydularımızın konstelasyonunu tamamlarken, diğer yandan 50 tonluk ağırlığa sahip ve 1.5 tonu yörüngeye çıkartabilecek fırlatma aracımızın geliştirme çalışmalarına da devam edeceğiz. Vatanımıza, milletimize hayırlı ve uğurlu olsun. Gecesini gündüzüne katarak ülkemizin uzay serüvenine katkıda bulunan tüm yol arkadaşlarıma tebriklerimi ve şükranlarımı iletiyorum.”Günde 15 kez dünya turu atacakFergani mühendislerinin uzmanlığıyla tamamen milli imkânlarla geliştirilen FGN-100-d1 uydusu, Alçak Dünya Yörüngesinde (LEO) yaklaşık 510 km irtifada ve Güneş Eşzamanlı Yörüngede (SSO) görev yapacak. Milli uydu yörüngede 7.6 km/saniye hızla hareket ederek bir günde yaklaşık 15 kez dünya turu atacak.Türkiye’nin uzay yolculuğunu destekleyecekÜç yedekli uçuş bilgisayarına sahip olan FGN-100-d1 uydusunun, yörüngede operasyon, telemetri-telekomut haberleşmesi, konumlandırma ve faydalı yük iletişim kabiliyetlerini başarıyla test etmesi amaçlanıyor. Fergani Uzay mühendislik ekibi tarafından geliştirme sürecinde görev kritik aviyonik ekipmanları, yerli yazılım entegrasyonu, yeşil itki teknolojisine sahip motoru, yapısal tasarım çalışmaları ve çevresel testleri başarıyla gerçekleştirildi. Proje kapsamında Türkiye’nin uzay ekosistemi ve uzay teknolojilerinde güçlü bir şekilde ileri taşınması hedefleniyor.
Erzincan Erzincan Ergan Dağında yapılan kar raftingi 52 milyonun üzerinde takipçisi bulunan sosyal medya kanalının dikkatini çekti Erzincan Ergan Dağı Kayak Merkezinde hafta sonu yapılan kar raftinginin Vali Hamza Aydoğdu tarafından sosyal medyada paylaşılan videosu, sosyal medya platformu instagramda 52 milyon 200 bin takipçisi bulunan “houseofhighlights” adlı kullanıcının dikkatini çekti. Kullanıcı Vali Aydoğdu’dan videoyu yayımlamak için müsaade istedi. Erzincan’daki Ergan Dağı Kayak Merkezi’nin 2 bin 400 rakımında oluşturulan parkurda adrenalin tutkunlarının kar raftingi renkli görüntüler oluştururken, adeta izleyenlerin nefesini kesti. Son 2 yıldır Erzincan Valiliği İl Özel İdaresi ve özel müteşebbislerin yaptığı yatırımlar ile düzenlenen değişik aktivitelerle Türkiye’nin parlayan yıldızı haline gelen Ergan Dağı Kayak Merkezi’nde adrenalin tutkunları eğlenceye doyuyor. Kar üstü aracının arkasına bağlanarak belirli bir etaba çıkarılan botla aşağı kayılarak kar raftingi yapıldı. Kar raftingi yapan adrenalin tutkunlarının mutluluk çığlıkları kameraya yansıdı. Bu anların videosunu Vali Hamza Aydoğdu sosyal medya hesabından paylaşırken çok sayıda beğeni ve yorum aldı. Beğenip yorum yapan kullanıcılar arasında 52 milyon 200 bin takipçisi bulunan “houseofhighlights” kanalı da yer aldı. Popüler kullanıcı, yorumunda “Bu videoyu televizyon programlarımız dahil sosyal medya hesaplarımızda yayımlamak istiyoruz. İzin verir misiniz” ifadelerine yer verdi. Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu’da, “Şehrimizin tanıtımı için Erzincan adını kullanarak istediğiniz yerde yayınlaya bilirsiniz” şeklinde cevap verdi.
Adana Ölümlü kazada sürücünün yargılanmasına devam edildi Adana’da önündeki araca makas attıktan sonra yolun karşısına geçmek isteyen kadına çarparak ölümüne neden olduğu iddia edilen sürücünün yargılanmasına devam edildi. Ölen kadının çocukları olayın cinayet olduğunu öne sürerken, avukatlar ise şüphelinin deliller toplanmadan apar topar tahliye edildiğini söyledi Çukurova ilçesi Turgut Özal Bulvarı’nda 10 Ağustos’ta Kasım Yılmaz, kullandığı 01 AEY 213 plakalı otomobil ile iddiaya göre önündeki araca makas attıktan sonra direksiyon hakimiyetini kaybetmesi üzerine refüje çıktı. Savrulan otomobil, yolun karşısına geçmek isteyen Sevgi Akbaş’a (54) çarptı. Akbaş hayatını kaybederken sürücü Kasım Yılmaz ise tutuklandı. Kaza ile ilgili alınan kaza tespit tutanağı ve trafik bilirkişi raporunda, kazanın oluşumunda sürücü Kasım Yılmaz’ın kusurlu, Sevgi Akbaş’ın ise kusursuz olduğu belirtildi. Yapılan soruşturma sonunda sürücü Kasım Yılmaz hakkında Adana 40. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ‘Taksirle Ölüme Neden Olma’ suçundan açılan davanın ikinci duruşması yapıldı. Duruşmaya ev hapsi ile tahliye olan sanık Kasım Yılmaz, müştekiler ile tarafların avukatları katıldı. Duruşmada kazada ölen Sevgi Akbaş’ın eşi ile çocukları dinlendi. Ali Akbaş, sanığın kullandığı araçla annesine çarpıp 23 metre sürüklediğini belirterek, “Sanık 70 kilometre hızla gittiğini söylüyor. Anneme yolun ortasında çarptığı söyleniyor. Anneme bu hızla çarpıp 23 metre sürüklemesi matematiğe ve hayatın olağan akışına uygun değil. Sanığın daha hızlı olduğu ortadadır. Sanık kendini kurtarmak için yalan söylüyor” dedi. Annesinin ölümünün ardından üzüntüden gözlerinde kist oluştuğu belirtilen ve duruşmada gözyaşlarına hakim olamayan Cansu Şahin, arkadaşlarının kazayı gördüğünü belirterek, “Sanığın 70 kilometre hızında olduğunu söylemesi gerçeği yansıtmamaktadır. Çok hızlı olduğu ve anneme çarpıp fırlatması aşikardır. Tutuklanmasını istiyorum” dedi. "Kaza değil kasten öldürmedir" Onur Akbaş da, annesinin ölümünü esnaf arkadaşlarının araması ile öğrendiğini söyledi. Akbaş, “Kazada ölenin annem olduğunu bilen arkadaşlarım beni aradı. Kazadan öyle haberim oldu. Bilirkişi raporunda sanığın otomobili ile makas attığı net hızının 70 kilometreden fazla olduğu da belirtilmiştir. Bu bir kaza değil kasten öldürmedir. Annemi 23 metre sürüklemiştir. Annemin vücudunda kaç kırık, kaç darbe olduğu adli tıp raporunda belli” diyerek sanığın tekrar tutuklanmasını istedi. Ramazan Akbaş ise sanığın tutuklanmasını isteyerek, “Cinayet gibi bir kaza. Zoruma gidiyor. Sanık çok süratli, drift attığı belli. Tutuklanmasını istiyorum” dedi. Kazada ölen Sevgi Akbaş’ın çocuklarının avukatı, deliller toplanmadan sanığın sağlığı nedeniyle 1 ay cezaevinde tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilmesine dikkat çekerek, “Henüz eksik hususlar vardı. Rapor bile sanık tahliye edildikten sonra geldi. Sağlık durumu ise iyidir. Sanık esrarengiz şekilde tahliye edilerek ödüllendirildi. Bu kazaya kamuoyu taraf oldu. Sanığın otomobili ile makas atması bilinçli taksir değil olası kasıt vardır. Böylesi bir olayda sanık ilk celsede tahliye edilmiştir. Savcı bile tutukluluğunun devamını istemiştir. Sanık makas atarak can alıyorsa kasıt vardır, araç silah olarak kullanılmıştır. Tahliye kararından sonra ölen Sevgi Akbaş’ın yakınları kanser oldu. Cansu Şahin’in gözlerinde, annesinin ölümü ve sanığın tahliye kararı nedeniyle ağır üzüntü ve gözyaşlarından dolayı kist oldu. Olayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar götüreceğiz. Deliller toplanmış gibi göz boyamak için sanığa ev hapsi verilmiştir. Karar vicdanları sızlatmıştır” diyerek sanığın tekrar tutuklanmasını talep etti. "Aileye başsağlığı dilerim" Sanık Kasım Yılmaz da karşı tarafın sosyal medya gücünü kullanarak kendisini kötülemeye çalıştığını iddia ederek, “Benim 19 kez hızdan ceza aldığım ve ehliyetime el konulduğu yazılarak beni kötülemeye ve yargılamayı etkilemeye çalışıyorlar. Ben ceza almadım ve ehliyetime de el konulmadı. Kanser raporumu 2 yıl önce aldım. Aileye başsağlığı dilerim, acıları var. Trafik kazası. Karşı tarafı tanımam, kasıtla öldürmemi gerektirecek bir şey yok” dedi. Daha sonra kaza yerinde esnaflık yapan İ.Ç. tanık olarak dinlendi. Dükkanın bulunduğu yerdeki bankta otururken fren sesi duyduğunu belirten İ.Ç., “Fren sesinin ardından araç kaza yaptı sandım. Araç yolu karşıdan karşıya geçmek isteyen kadına çarptı. Kadın benim sol tarafıma düştü” dedi. Avukatların sorusu üzerine tanık İ.Ç., “Kadının refüjde olduğunu görmedim. Aracın refüjden çıkıp sağ tarafa döndüğünü gördüm” diye ifade verdi. "Bu kazadan cinayet çıkmaz" Sanığın avukatı da, kazada makas atma olayının olmadığını iddia etti. Karşı tarafın mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını öne süren avukat, “Bu bir kaza. Bu kazadan cinayet çıkmaz. Üzücü bir olay. Ev hapsinin dahi gereksiz olduğu kanaatindeyiz. İkili bilirkişi raporu istiyoruz. Müvekkilimin ev hapsinin imza atma yönünde adli kontrole çevrilmesini talep ediyoruz” dedi. Mahkeme savcısı, sanığın ev hapsinin devamına ve eksikliklerin tamamlanmasını talep etti. Hakim, sanığın ev hapsinin devamına karar verirken sanık avukatının ikili bilirkişi raporu talebini daha önceki raporların uyumlu olması nedeniyle reddetti. Duruşma eksikliklerin tamamlanması için ileri bir tarihe ertelendi.