SAĞLIK - 04 Mart 2024 Pazartesi 17:14

Tunceli ’16 tondan’ kurtuldu

A
A
A
Tunceli ’16 tondan’ kurtuldu

Tunceli İl Sağlık Müdürü Dr. Muhammed Duran, 4 Mart Dünya Obezite Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, sağlıklı beslenme ve egzersiz yapmanın önemine dikkat çekerek, "Obezite cerrahisi önceliğimiz değildir. Sağlıklı Hayat Merkezimizde bugüne kadar 8 bin 815 kişiye hizmet verilmiş olup, Tunceli 16 tondan fazla ağırlık kaybetmiştir" dedi.


Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı’na değinen Tunceli İl Sağlık Müdürü Dr. Muhammed Duran, "Bu çerçevede İl Sağlık Müdürlüğümüz Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Birimi ve Sağlıklı Hayat Merkezinde görevli diyetisyenlerimiz tarafından merkez ve ilçelerimizde vatandaşlarımıza sağlıklı bir kiloya ulaşılması, bu kiloyu koruması, uygun tedaviyi alması ve obezitenin getirdiği olumsuzlukları tersine çevirmesine yardımcı olacak pratik çözümleri teşvik amacıyla danışmanlık ve poliklinik hizmeti verilmektedir. Hipertansiyon, hiperlipidemi, kalp-damar hastalıkları, inme, tip 2 diyabet, bazı kanser türleri, kas-eklem hastalıkları ve solunum sistemi hastalıkları gibi pek çok hastalık için riski artırır" diye konuştu.


Tüm dünya ile birlikte Türkiye’de de obezitenin hızla arttığını ifade eden Dr. Duran, "Dünya obezite atlası 2023 yılı raporuna göre 2035 yılında yetişkinlerin yüzde 50’sinden fazlasının obez olabileceği öngörülmektedir. Aynı atlasın 2022 yılındaki raporuna göre ise çocukluk çağı obezitesinin 2030 yılında yüzde 20’den yüksek olacağı öngörülmektedir. Obezite ile etkin mücadele için ’önlemek’, yani obezite ve obeziteye bağlı hastalıkların meydana gelmemesi için uğraşmak esastır. Bu kapsamda Tunceli İl Sağlık Müdürlüğümüze bağlı Sağlıklı Hayat Merkezimizde kişilere özel diyet listeleri hazırlanmakta olup haftalık takipleri yapılmaktadır. Obezite cerrahisi önceliğimiz değildir. Okullarda her dönem obezite ve sağlıklı beslenme ile ilgili eğitimler verilmektedir. Belirli gün ve haftalarda stantlar kurularak toplum eğitimleri ve farkındalık çalışmaları yapılmaktadır. Tunceli İl Sağlık Müdürlüğünce obezite ile mücadele için tüm yıl boyunca çalışmalar devam etmektedir" şeklinde konuştu.



8 bin 815 kişi 16 ton kilo verdi


Tunceli İl Sağlık Müdürü Dr. Muhammed Duran, obezitenin tedavisi ve başvurulacak yerler ile ilde bu konuda yapılan çalışmalara ilişkin şu detayları paylaştı:


"Diyetisyenlerce yapılacak değerlendirme sonucu bireyin yaşına, cinsiyetine, fiziksel aktivite düzeyine, fizyolojik durumuna ve beslenme alışkanlıklarına uygun, yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlayacak bir plan yapılması, diyet tedavisini oluşturmaktadır. Fazla kilolu ve obez bireyler, beslenme ile ilgili konularda doğru bilgi edinmek ve diyet tedavisi almak için Tunceli İl Sağlık Müdürlüğümüze bağlı Tunceli Sağlıklı Hayat Merkezinde verilen beslenme-obezite danışmanlığı hizmetinden yararlanabilir. Sağlıklı Hayat Merkezimizde bugüne kadar 8 bin 815 kişiye hizmet verilmiş olup, Tunceli ili 16 tondan fazla ağırlık kaybetmiştir. Hizmet verdiğimiz 3 bin 166 danışan obez olup, normal kilosuna kavuşmuştur. Aynı zamanda 3 bin 761 danışan da fazla kilolu olup normal kilosuna kavuşmuştur."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa’da yedek anahtarla hırsızlık Manisa’nın Salihli ilçesinde çalınan otomobil, polis ekiplerinin çalışmaları sonucu Antalya’da bulundu. Gözaltına alınan 2 şüpheli tutuklanırken, aracı 6 yıl önceki sahibinin yedek anahtarla çaldırttığı ortaya çıktı. Olay, Salihli’nin Kurtuluş Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, K.Y.’ye (50) ait evinin önünde park halinde bulunan milyonluk Mercedes otomobili, kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce çalındı. Aracının çalındığı fark eden vatandaş, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine Salihli İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, hırsızlık olayının aydınlatılması için çalışma başlattı. Otomobilin geçebileceği güzergahlarda yapılan araştırma sonucu PTS kayıtlarından aracın Salihli’den çıkış yaptığı tespit edildi. Ekipler, Salihli’ye kiralık araçla gelen şüphelilerin park halindeki aracı çaldıktan sonra arka arkaya Antalya’ya gittiklerini tespit etti. Antalya İl Emniyet Müdürlüğü ile koordineli çalışma sonucu şüpheliler H.P. (24) ve İ.D. (24) yakalanarak gözaltına alındı. Araç sahibine teslim edilirken, gözaltına alınan 2 şüpheli çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Şüphelilerin ilk ifadesinde milyonluk Mercedes otomobilin 2018 yılındaki sahibi M.U.’nun kendilerine aracın yedek anahtarını ve adresini vererek, yeni satın aldığı aracı alıp gelmelerini istediğini belirttikleri öğrenildi.
Bursa Sahte dolar krizine Bursa’dan çözüm Türkiye’de çıkan sahte döviz krizinin ardından ülke genelinde 50 ve 100 dolarlık banknotların alımı durduruldu. Bursa’da kapalı çarşı esnafı elle inceleyerek döviz alımına devam ediyor. Türkiye piyasalarda dönen sahte döviz krizi ile çalkalanıyor. 600 milyon dolar olduğu düşünülen sahte paraları ATM’ler ve para sayma makineleri de ayırt edemiyor. Türkiye genelinde 50 ve 100 dolarlık banknotların alımı durdurulurken Bursa’da ekonominin kalbi kapalı çarşı esnafı döviz alımına devam ediyor. “Bizden sahte para geçmez ” Bursa’da kapalı çarşı esnafı Yüksel Durmuş, “30 yıldır bu işle uğraşıyoruz, şu anda piyasada 50 ve eski 100 dolarlık sahte banknotlar piyasada dolaşıyor. Biz devamlı makineleri güncelliyoruz şu anda bizim makinelerimizden bu paralar geçmiyor. Risk almamak için elimiz ile kontrol ediyoruz daha para sayma makineleri çıkmadan biz zaten elle kontrol ediyorduk bu anlamda da kendimiz uzmanız, bizden sahte para geçmez” şeklinde konuştu. “Bankalar kabul etmeyince sorun yaşıyoruz” Bankaların döviz banknotlarını güncellediğini dolayısıyla eski banknotları kabul etmediğini söyleyen Durmuş,“Bankalar 50 dolar ve eski 100’lükleri güncellemişler ve almıyorlar şu anda bizde ise bazı dövizciler almıyorlar, almamasının sebebi ise sahtelik ile ilgili değil. Biz dövizi vatandaşa satıyoruz onlar bankalara yatırıyor. Bankacı almayınca geri geliyor ve biz o konuda sorun yaşıyoruz. O yüzden satışını gerçekleştiremediğimiz için şu anda almıyoruz. Tekrar almaya başlayacaktır diye inanıyorum” dedi.
Burdur Evde baba, okulda hoca, sahada kaptan: Yılmaz ailesinin başarı öyküsü ParaVolley Türkiye Milli Takımı’nda forma giyen Mehmet Yılmaz ve oğlu Samet Yılmaz, ay-yıldızlı forma altında başarıdan başarıya koşuyor. Baba-oğul, milli takımdaki başarısıyla 2 Avrupa şampiyonluğu yaşadı. Burdur’da 22-24 Kasım’da düzenlenen ParaVolley Avrupa Şampiyonası B Kategorisi’nde Türk Milli Takımı, namağlup şampiyon olarak adını A Kategorisi’ne yazdırdı. Yaklaşık 8 yıl önce kurulan ve gösterdiği gelişimle Avrupa’da ses getiren Milli Takım, böylelikle müzesine ikinci Avrupa Kupası’nı götürdü. Daha önce Gümüş Ligi ikinciliği ve üçüncülüğü yaşayan Milli Takım, son olarak katıldığı ParaVolley Avrupa Milletler Gümüş Ligi’nden şampiyon olarak geldiği Burdur’da da namağlup şampiyon olarak bu başarıyı taçlandırdı. Milli Takım’ın bu başarısında büyük rol oynayan ve turnuva boyunca gösterdiği performansla MVP seçilen takım kaptanı Mehmet Yılmaz (51), şampiyonluğun yanı sıra oğlu Samet Yılmaz ile beraber ay-yıldızlı forma için mücadele etmenin gururunu yaşıyor. Uzun yıllar Milli Takım’da voleybol oynayarak başarılı bir kariyer yaşayan ve aynı zamanda Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Ankara Etimesgut Necip Fazıl Kısakürek Ortaokulu’nda beden eğitimi öğretmeni olarak görev yapan Yılmaz, geçirdiği sakatlıklar nedeniyle voleybolu bırakmak zorunda kaldı. Mehmet Yılmaz, okulda öğrencisi olan ve babasının izinden gitmek isteyen oğlu Samet Yılmaz’ın (25) doğuştan gelen engelinden dolayı voleybolu bırakıp, oturarak voleybola geçtikten sonra çağırıldığı ParaVolley Milli Takımı’nda yaklaşık 8 yıldır oğluyla birlikte ay-yıldızlı forma için mücadele ediyor. Baba oğul başarıdan başarıya koşuyor Mehmet ve Samet Yılmaz, birlikte katıldıkları 4 Avrupa Şampiyonası’nda 2 Avrupa Kupası kazanmanın büyük gururunu yaşıyorlar. Saha içinde evdeki baba oğul ilişkisini bir kenara bırakarak profesyonel bir şekilde kaptan ve oyuncu ilişkisiyle oynayan Mehmet - Samet Yılmaz’ın şimdiki hedefleri ise 2025 yılında Macaristan’da düzenlenecek ParaVolley Avrupa Şampiyonası A Kategorisi’nde de şampiyon olup, 2028 Los Angeles Paralimpik Oyunları’na katılmak. "Oğlumun daveti üzerine oturarak voleybola geçtim" Olimpik voleybol oynarken yaşadığı sakatlıklar nedeniyle ve oğlunun davetiyle oturarak voleybola geçtiğini hatırlatan Mehmet Yılmaz, "Ortaokul dönemlerimde voleybola başladım. Uzun yıllar İstanbul, Ankara, Karadeniz Ereğlisi takımlarında olimpik voleybol oynadım, milli takımda da uzun yıllar görev yaptım. Sonrasında da sakatlıklar, ameliyat durumları ve kalıcı hasarlar kalınca da oturarak voleybola gelmiş oldum. Buraya nasıl geldim derseniz oğlum da voleybol oynuyordu. Ben beden eğitimi öğretmeniyim aynı zamanda. Oğlum benim öğrencimdi. Ben de voleybol öğrensin diye ve voleybolu sevdiği için, ilerlemesini istediğim, iyi yerlerde olsun, başarılı olsun istediğim için eğitim veriyordum ona. Sonrasında bir gün hocası ’Samet böyle bir kamp var gelir misin?’ diye oğlumu davet etmiş. O da katılmış bu kampa. Hoşuna gitmiş onun da. İkisini beraber yapıyordu. Hem olimpik oynuyordu hem de oturarak voleybola katılıyordu. Sonra oğlum da beni çağırınca, ’Baba en azından bize yardıma gelir misin? Senin de engelin var sakatlıklarından dolayı. En azından raporlarını görürler’ gibilerinden davet edince ben de katıldım. Sonrasında süreç öyle devam etti" dedi. "Uzun yıllar sakatlığıma rağmen olimpik voleybol oynadım ama yaş ilerleyince vücudum kaldırmadı" Olimpik voleybolu sakatlıklar nedeniyle oluşan engelinden dolayı bırakmak zorunda kaldığını belirten Yılmaz, "Uzun yıllar oynayınca eklemlerde hasar oluyor. Çünkü maçlarda ayağımız burkuluyor bağlar kopuyor ve kıkırdak kırılıyor. Birike birike belli bir yaştan sonra da zaten artık vücut kaldırmıyor. Benim iki ayak bileğim de ameliyatlar nedeniyle donmuş bir şekilde şu an. Donunca da artık kalıcı olarak böyle devam ediyorum. Ben uzun yıllar sakat sakat voleybol oynadım yine. Tabi oynadıkça daha da ilerledi. İlerleyince de kırklı yaşlara yakın bırakmak zorunda kaldım. ParaVolley’in heyecan süresi de macerası da 8 yıl. Yeni bir branş. 2025 yılında gideceğimiz Avrupa şampiyonası 5. turnuva olacak" şeklinde konuştu. "Sahada duygusallık bitiyor, profesyonellik başlıyor" Oğlunun daveti üzerine ParaVolley’e geçtiğini belirten baba Yılmaz, oğlu ile arasında evde baba-oğul ilişkisi varken sahada ise bunun kaptan-oyuncu ilişkisine döndüğünü dile getirerek, "Oğlum milli takım kampına gitti 8 sene önce, yaşı da küçüktü. Biz beraber normal voleybol oynuyorduk zaten onunla maçlara da gidip geliyorduk. Sonra kampa beni de davet etti, ’gelir misin?’ dedi. Oradaki hocası da beni tanıdığı için ’Baban gelebilir mi? Bize de buradaki arkadaşlara da yardımcı olur hem’ demiş. Yani oğlumun tavsiyesiyle bu branşa katılmış oldum. Baba-oğul gidiyoruz. Ay-yıldızlı formayı giymek ayrı bir gurur. Oğlumla bunu paylaşmak, temsil etmek o ayrı bir mutluluk, ayrı bir gurur. Başarılı oldukça, oğlumun başarısını gördükçe de daha da hoşuma gidiyor, daha mutlu oluyorum. Takımda ben kaptanım. Takım içinde herkes arasında yaş farkı olsa da herkes bir oyuncu. Öyle olunca da oğlum sahada ismimle sesleniyor, kaptanım diyor, ’Mehmet’ diyor arada. Yani sahadayken baba-oğul duygusallığı bitiyor, profesyonellik başlıyor ve sonuca gitmeye çalışıyoruz" cümlelerine yer verdi. Samet Yılmaz: "Voleybola babamın desteğiyle başladım, şimdi milli takımda beraber oynuyoruz" Yaklaşık 15 yıldır voleybol oynadığını, bunun 7 yılının olimpik voleybol, kalan 8 yılının ise paralimpik voleybol olduğunu dile getiren oğul Samet Yılmaz, "Voleybola on yaşındayken babamın desteğiyle başlamış bulundum. Zaten kendisi de eski milli voleybolcu. Olimpik kategoride yer alan ayakta oynanan dediğimiz voleybolda uzun yıllar milli takımda yer almış. Onun desteğiyle başladığımı söyleyebilirim. Benim engel durumum aslında genetik, çocukluktan gelen bir durum. Ama ilerleyen yaşlarda biraz daha etkisi artınca hocalarımın ve babamın da desteğiyle biraz da oturarak voleybola yönelme eğilimim oldu. Ayak bileğimde kas zayıflığı ve buna bağlı olarak kemik deformasyonu durumu var. Yaş ilerledikçe bu durum daha da fazla ortaya çıktı. Olimpik voleybol oynadığım dönemde milli takım kampına davet edildim. Orada benden sorumlu hoca aynı zamanda oturarak voleybolda da milli takım antrenörlüğü yapıyordu. Beni gördü ve teklif etti. Ben de kabul ettim. Daha sonra oturarak voleybol milli takım kampına davet edildim. İlk kampa katılmamın ardından babamı davet ettim aslında o kampa. Daha sonra birlikte devam ettik bu spora. Yaklaşık 8 yıldır beraber oynuyoruz. Avrupa şampiyonası daha sonra Avrupa şampiyonalarının ön elemeleri, Altın Lig, Gümüş Lig müsabakalarında yer aldık, beraber oynadık. Bunun dışında sahada tamamen profesyonel bir şekilde yani baba-oğuldan uzak daha çok iki sporcuyuz. Sahada o benim kaptanım ve tamamen profesyonel bir şekilde oyunumuzu sürdürmeye devam ediyoruz" dedi. "Babamla oynamak hem keyifli hem gurur verici" Babasıyla ay-yıldızlı forma altında oynamaktan büyük gurur ve mutluluk yaşadığını söyleyen Samet Yılmaz, "Aslında beraber oynamak çok keyifli duygusal olarak baktığımızda. Ama profesyonel olarak baktığımızda ise o benim kaptanım, ben takımın sporcusuyum. İşimizi yapıyoruz. Arada sırada ufak tefek gerilim oluyor sahada. Ama bizde orada olan orada kalır. Ay-yıldızlı formayı babam ile birlikte giymek çok gurur verici bir şey kesinlikle. Kazandığımız, kaybettiğimiz her maçta gurur duyarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Babamla olmak, babamla birlikte mücadele etmek de çok keyifli" şeklinde konuştu.
Çorum 3 ay önce de ’patlatacağım’ demişti: Evini ve aracını ateşe verip canına kıydı Çorum’da bir şahıs aracını ve evini ateşe vererek canına kıydı. Ölen şahıs, 3 ay önce de eşinin kendisi ile barışmadığını iddia edip evine il aracına benzin dolu su şişe ve bidonla düzenek kurmuştu. Olay, sabah saatlerinde Ilıca Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Ali Rıza Gülbahçe (67), caddede park halinde olan 35 GA 8295 plakalı otomobili ve cadde üzerindeki apartmandaki evini ateşe verdi. Şahıs daha sonra kendisini eve kilitledi. Olayı gören vatandaşlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis, itfaiye ve sağlık ekibi sevk edildi. Evde ve araçta çıkan yangın söndürüldü Olay yerine gelen polis ekipleri, caddedeki vatandaşları tahliye ederek geniş güvenlik önlemi aldı. İtfaiye ekipleri ise alev alev yanan otomobil ve evdeki yangını söndürmek için çalışma başlattı. Çorum Belediyesi itfaiye ekiplerinin uzun çabaları neticesinde otomobildeki ve evdeki yangın kontrol altına alınarak söndürüldü. Cansız bedeni bulundu Daha sonra kapıyı kırarak eve giren polis ekipleri Gülbahçe’yi yerde hareketsiz yatarken buldu. Sağlık ekipleri tarafından Gülbahçe’nin hayatını kaybettiği belirlendi. Olay yeri inceleme ekipleri ve Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan incelemenin ardından Gülbahçe’nin cenazesi morga kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. 3 ay önce de kurduğu düzenekle intihara kalkışmıştı Öte yandan, Ali Rıza Gülbahçe, 3 Eylül tarihinde, eşi ile görüşemediğini iddia ederek evini ve aracını benzin dolu şişe ve bidonlarla kurduğu düzenekle patlatacağını iddia ederek intihara kalkışmıştı. Eşi ile görüşmek istediğini belirten ve yazdığı notta, "Bu isteğimi 3 saat içinde gerçekleştirmezseniz araba, ev ve kendimi havaya uçuracağım. Hiç kimsenin canı yansın istemiyorum" ifadelerine yer veren Gülbahçe, polis ekiplerinin 2,5 saatlik çabası ile ikna edilmişti.