GÜNDEM - 29 Şubat 2024 Perşembe 11:56

Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Genel Başkanı Aktürk muhtarların ne iş yaptığını anlattı

A
A
A
Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Genel Başkanı Aktürk muhtarların ne iş yaptığını anlattı

Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Genel Başkanı Bekir Aktürk, 1829 yılından bugüne işleyen muhtarlık sisteminin tartışılır hale getirilmeye çalışıldığını söyledi.


Türkiye’nin 31 Mart seçimleriyle birlikte yeni yerel yönetimlerini ve muhtarlarını seçmeye hazırlandığını hatırlatan Aktürk, “Ülke haritamızın bütününü oluşturan 50 bin 412 mahallenin muhtarlarını temsil ettiğimiz Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu olarak son günlerde 1829 yılından bu güne işleyen bir sistemle bu vatana hizmet eden camiamızın işlevselliği konusunun tartışılır hale getirilmeye çalıştığını görüyoruz. Öncelikle belirtmek isteriz ki bu talihsiz açıklamalar camiamızın en basit tanım kavramından bu güne kadar yürüdüğü 195 yıllık hizmet tarihindeki işlevselliğinin tam manasıyla incelenmediğini göstermektedir. II. Mahmut Yeniçeri Ocağı’nı ortadan kaldırması sonucu Yeniçeriler’in yokluğunda tehlikeye meydan vermemek ve küçük birimlerin güvenliğini koruyabilmek için muhtarlık teşkilatını kurmuştur. Bu birimlerin düzenlenmesi ise yasal olarak ilk kez 1864 senesinde gerçekleşmiştir. Bu yasanın adı Teşkil-i Vilayet Nizamnamesi olarak bilinmektedir. 1876 senesinde yapılan İdare-i Umumiye-i Vilayet Nizamnamesi ile muhtarların görevleri daha ayrıntılı ve net bir şekilde ortaya koyulmuştur. Ancak bu yasa ile muhtarlıklar ve mahalli yönetimler ile ilgili bütün düzenlemeler yürürlükten kaldırılmış ve bunun neticesinde muhtarlık görevleri son bulmuştur. Mahalle muhtar ve ihtiyar heyetleri, 1913 tarihli İdare-i Umumiye-i Vilayet Kanunu ile kaldırılmış olduğu halde, varlıklarını mahallelerdeki kamu hizmetlerinin bir gereği olarak 1933 yılına kadar fiilen sürdürmüşlerdir. Bu tarihte çıkartılan 2295 sayılı kanunla varlığı sona erdirilen kuruluşun görevlerini, zabıta ve belediye gibi bazı kuruluşların yapması öngörülmüştür. Ancak 10 yıllık bir uygulama mahalle muhtarlığının boşluğunun doldurulmasının mümkün olmadığı görüldüğünden, 1944 tarihli ve 4541 sayılı Şehir ve Kasabalarda Mahalle Muhtar ve İhtiyar Heyetlerinin Teşkiline Dair Kanun ile Kanunun uygulama şekil ve esaslarına dair 1945 tarihli tüzük çıkarılmıştır ve bugünkü şeklini almıştır. Günümüzde varlığını koruyan ve muhtarlık mahalle yönetimini düzenleyen yasa 05.04.2004 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilmiştir” dedi.



“ ‘Muhtar ne iş yapar?’ diyen Anadolu’yu bilmiyor demektir”


Muhtarlık camiasını gereksiz gören akademisyen ve siyasetçiler olduğuna dikkat çeken Aktürk “Geçmişten bu güne uzanan hizmet yolumuzda ki muhtarın, geçmiş tarihimizde oynadığı rol ve önemin toplumsal yapı içindeki, mahallelerimizde ki boşluğunun işlevsellikteki rolü denenerek ispatlanmış ve bu deneyimlerle düzenlenerek bu günlere gelmiştir. İnternet arama motorlarına ‘Muhtar ne iş yapar ?’ yazdığınızda kelime anlamı bakımından ‘seçilmiş kişi’ olarak ifade edilen muhtar; bir köyün ya da mahallerin yönetiminden sorumlu kişi olarak kabul görür. 5 yıllık görev süresi olan muhtar, köy ve mahallelerde tüzel kişiliği temsil eder. Mahalle ve köy halkı tarafından adaylar arasından seçilen muhtar, azaları ile birlikte mahalle ya da köyün idari işlerini yürütür. Bulunduğu bölgenin temsilcisi olmakla birlikte görev alanı içerisine giren bütün toplumsal konular onun sorumluluk alanını da teşkil etmektedir. Bu nedenle muhtarların küçük gibi görünen çok büyük görevleri vardır. Muhtarlık görevi devlet işleyişinin en küçük birimlerinden biri olmasına rağmen bürokrasinin halk ile devlet arasındaki en önemli halkalarından biridirMuhtarın asıl işi devletin hücrelerini oluşturarak halka en çabuk ulaşan ve her konuda en hızlı iletişim kurarak nüfuz eden kişidir. Muhtarlık camiası devletin sahip olduğu en etkin ve hızlı iletim ağıdır. Özellikle Anadolu’da, Güneydoğu’da muhtar yöresel özellikler ve kültürel dengeler için en etkin rolü oynayan kişidir. ‘Muhtar ne iş yapar?’ diyen Anadolu’yu bilmiyor demektir..! Kırsal da doğuda, güneydoğuda ülke coğrafyasına hakim değil demektir. Muhtarlar, pandemide, afette, uyuşturucu ile mücadelede nasıl bir rol üstlenmiş ve yönetmekte kendi başarısını ispatlamış durumdadır. Özellikle mahallenin ekonomik haritasına hakim çalışmaları yardımlaşma, var ile yok olanı buluşturma, mahallesine kazandırdığı hayırsever destekli yapılarla her şeyi devletten beklemeden devletin yolunda nasıl yürünür nasıl desteklenirin sayısız örnekleriyle devlet millet işbirliğinin en candan örnekleridir” ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi’nde Nail Tan’nın hayatı konuşuldu Kastamonu Valiliği ile Kastamonu Üniversitesi tarafından “Bilim ve Sanat Yolunda 63 Yıllık Bir Seyahat: Nail Tan Sempozyumu” düzenlendi. Kastamonu Valiliği ve Kastamonu Üniversitesi Rektörlüğü işbirliğinde Hoca Ahmet Yesevi Kültür Merkezi’nde “Bilim ve Sanat Yolunda 63 Yıllık Bir Seyahat: Nail Tan Sempozyumu” gerçekleştirildi. Sempozyum, Türk kültürüne, diline ve halk bilimine önemli katkılarda bulunan Nail Tan’ın hayatının anlatılmasıyla başladı. Sempozyumda, Türk kültürüne ve diline katkılarıyla tanınan, yazarlığa şiirle başlayan ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda çeşitli görevlerde bulunan Nail Tan’ın hizmetleri ve projeleri geniş bir şekilde ele alındı. 1998 yılında emekli olan Tan, Türk diline katkılarından dolayı 2023 yılında Türk Dil Kurumu tarafından Türkiye Diline Hizmet Ödülü ile onurlandırılmıştı. Vali Yardımcısı Aydın Ergün, Nail Tan Sempozyumu’nun Kastamonu’ya yakışan bir etkinlik olduğunu belirterek, hem kültürel mirasa sahip çıkmanın hem de Türk kültürü, dili ve halk bilimine önemli katkılarda bulunan Nail Tan ile ilgili böyle bir etkinliğin düzenlenmesinin büyük bir anlam taşıdığını ifade etti. Sempozyumun açılışında konuşan Düzenleme Kurulu Başkanı olan Kastamonu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Başkanı Prof. Dr. Eyüp Akman yaptı. Prof. Dr. Akman, Nail Tan ile ilgili hazırlanan belgeselin 18 Aralık 2023’te ilk defa üniversitelerinde yayınlandığını belirterek, bu sempozyumun önemine dikkat çekti. Akman, “Bu konuda bahtiyarız. Bir ilki gerçekleştiriyoruz. Nail Tan’ın hayattayken bu etkinliği düzenlemek, onun değerli mirasına sahip çıkmak adına büyük bir adım” şeklinde konuştu. Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Kaçar da, Nail Tan’ın hayatına dair kapsamlı bilgiler verdi. Kaçar, özellikle Kastamonu’nun Türk dünyasındaki önemine ve Tan’ın bu alandaki katkılarına vurgu yaptı.Kaçar, sempozyumun, Türk dünyasının kültürel ve dilsel zenginliğine yaptığı katkılarla dikkat çeken Tan’ı onurlandırmak için çok anlamlı bir fırsat olduğunu belirtti. Sempozyumun ilerleyen bölümlerinde, Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen akademisyenler, Nail Tan’ın akademik ve kültürel mirasına dair bildirilerini sundular.
Samsun Kahverengi kokarcaya karşı 14 bin 250 hane ilaçlandı Samsun’un Çarşamba İlçe Kaymakamı Mehmet Kamil Sağlam, kahverengi kokarca zararlısı ile mücadele kapsamında 14 bin 250 hanenin ilaçlandığını, 7 bin 168 adet samuray arısının salındığını açıkladı. Samsun’un Çarşamba ilçesinde ’kahverengi kokarca’ zararlısı ile mücadele kapsamında yapılan ve yapılması planlanan çalışmalar hakkında değerlendirme toplantısı gerçekleştirildi. Çarşamba Ziraat Odası toplantı salonunda Çarşamba Kaymakamı Mehmet Kamil Sağlam başkanlığında değerlendirme toplantısı yapıldı. Çarşamba Kaymakamı Mehmet Kamil Sağlam, zararlıyla mücadele için bugüne kadar yapılan çalışmalara dair detaylı bilgiler vererek, kışlak mücadele döneminde 16 teknik personelden dörder kişilik ekipler oluşturulduğunu ve toplamda 283 toplantı yapıldığını belirtti. 7 bin 486 üreticiye bilgilendirme yapıldığını ve toplam da 113 bin 41 üreticiye 13 defa SMS atıldığını belirten Kaymakam Sağlam, “Erginlerin kışlaklara çekilmeye başlamasıyla sonbaharda toplamda 425 adet feromon tuzak bulaşıklığın yüksek olduğu mahallelerimize eylem paydaşlarımızdan olan muhtarlarımızla koordine halinde üreticilerimize dağıtılmıştır. Kışlak mücadelesine katkı sunacak şekilde Samsun İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüzce 180 litre biyosidal ürün, Çarşamba Ticaret ve Sanayi Odasınca termal sisleyici ilaçlama makinesi ve 105 litre biyosidal ürün temin edilmiştir” dedi. Toplamda 14 bin 250 hane ilaçlandı, 7 bin 168 adet samuray arısı salındı Toplam da 14 bin 250 hanenin biyosidal ürün ile ilaçlandığını ve 7 bölgeye toplamda 128 tüp 7 bin 168 adet samuray arısının salındığını söyleyen Sağlam, “2024 yılı kışlak mücadelesi kapsamında tüm mahallelerimizde bulunan metruk yapıların ilaçlanması yapılmıştır. 143 mahallemizin 130’unda ilçe müdürlüğümüz teknik elemanlarınca 466 metruk kamu binası, (Okul, Lojman, depo v.b), 8 merkez mahallesin de ise ilçe belediyemiz tarafından 20 metruk binanın ilaçlanması yapılmıştır. Toplamda ilçemizde 14 bin 250 hane biyosidal ürün ile ilaçlanmıştır. Bu Kapsamda toplamda 350 litre biyosidal ürün kullanılmıştır. Cezbet-öldür yöntemiyle mücadele kapsamında İl Tarım Müdürlüğümüzce temin edilen feromon tuzak ile cezbetmek amacıyla bulaşıklığın yüksek olduğu 52 mahallede 425 adet feromon tuzak, yok etmek amacı ile de 168 litre bitki koruma ürünü(BKÜ) kullanılmış olup, Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitü Müdürlüğünün üretimini gerçekleştirdiği samuray arısının ilçemizde ilaçlamadan ari 7 bölgeye toplamda 128 tüp (7 bin 168 adet arı) salımı yapılmıştır” diyerek sözlerini tamamladı. Toplantıya Çarşamba İlçe Tarım ve Orman Müdürü İrfan Öztürk, Çarşamba Ziraat Odası Başkanı Muammer Aydemir ve muhtarlar ile çiftçiler katıldı.
Trabzon Avrasya Üniversitesi, İran heyetini ağırladı İran İslam Cumhuriyeti Trabzon Başkonsolosu Naser Mohebati, Maku Serbest Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Hossein Garossi ve beraberindeki heyet, Avrasya Üniversitesi’ni ziyaret ederek Mütevelli Heyet Başkan Ömer Yıldız, Rektör Vekili Prof. Dr. Yavuz Özoran ve Genel Sekreter Gülay Yeniçeri ile görüştü. Başkonsolos Naser Mohebati, ziyarette yaptığı konuşmada, “Bölgenin en önemli eğitim kurumlarından biri olan Avrasya Üniversitesi’ni de ziyaret ediyoruz. Sizlerle tanışmaları çok önemli, gelecekte yapılabilecek işbirliğinin ilk adımını atmış oluyoruz. Önümüzdeki ay Tahran’da yapılacak önemli bir ticaret zirvemiz var, bu vesile ile sizleri de o zirveye davet ediyoruz" dedi. Maku Serbest Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Hossein Garossi ise ziyarette Maku’nun İran’ın en büyük endüstriyel ve ticari serbest bölgesi olduğunu vurgu yaptı. Garossi, "Ülkemizde çeşitli serbest bölgeler var. Maku İran ile Türkiye’nin sınırında çok önemli bir merkez. Maku’nun en önemli özelliği ise ticaretle bilimsel çalışmaların aynı anda yürütüldüğü bir yer olmasıdır. Çalışmalarımız arasında üniversitelerarası araştırmalar konulu bir başlığımızda bulunuyor. Türkiye’deki TÜBİTAK gibi değerlendirebilirsiniz. Bizde de bilimsel çalışmaları destekleyen bir kurumuz. Bu anlamda Avrasya Üniversitesi ile yapacağımız işbirliği çok önemli" şeklinde konuştu. Yıldız: “İşbirliğine hazırız” Avrasya Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ömer Yıldız da, Başkonsolos Naser Mohebati ve İran’dan gelen Maku Serbest Bölgesi heyetini ağırlamaktan duydukları memnuniyeti dile getirerek, iki dost komşu ülkenin kurumları olarak işbirliğine hazır olduklarını ifade etti. Yıldız, ”Avrasya Üniversitesi 2010 yılında kurulan şimdiye kadar 13 binden fazla mezun veren bölgenin tek vakıf üniversitesidir. Üniversitemizde İranlı akademisyenlerimiz ve öğrencilerimiz bulunmaktadır. Hedeflerimiz arasında uluslararasılaşma ilk sırayı almaktadır. Uluslararası öğrenciler gerek küresel eğitim diplomasisinin bir parçası olarak gerekse üniversitedeki çok kültürlü akademik, sosyal hayatın parçası olarak yükseköğretim sisteminin uluslararasılaşmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu anlamda dost ülkemiz İran’dan üniversitemize öğrencilerin gelmesi içinde çalışmalarımıza hız vermek istiyoruz. Gerçekleşen ziyaretin önemi çok büyüktür. Misafirlerimize tekrar şehrimize, üniversitemize hoş geldiniz diyor, ziyaretleri için teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.