ÇEVRE - 09 Ekim 2024 Çarşamba 12:27

Trabzon’da Tohum Koruyucuları Projesi tanıtıldı

A
A
A
Trabzon’da Tohum Koruyucuları Projesi tanıtıldı

Türkiye, Gürcistan, Romanya ve Bulgaristan ülkelerinin ortak olarak yer aldığı Tohum Koruyucuları projesi ile ilgili tanıtım toplantısı yapıldı.


Avrupa Birliği Başkanlığı (ABB) tarafından yürütülen ENI Karadeniz Havzasında Sınır Ötesi İşbirliği programı 2021-2027 dönemi birinci teklif çağrısı kapsamında başarılı bulunarak uygulamaya geçen Tohum Koruyucuları projesi hayata geçiriliyor. 11 Temmuz 2024 ve 10 Ocak 2026 tarihleri arasında 18 ay süreyle toplam 489 bin 48 Euro’luk bir bütçenin kullanılacağı projenin tanıtım toplantısı yapıldı. Trabzon’da bir otelde yapılan toplantıda proje ile ilgili bilgiler verilirken, proje ile kültürel bir miras olan ve gelecekteki gıda ihtiyacını karşılamada büyük rol oynayacak olan yerli tohumların korunması, çiftçi elinde muhafazası, çoğaltılması ve gelecek nesillere aktarılması amaçlanıyor. Tohum kültürünün kayıt altına alınacağı projede Trabzon başta olmak üzere DOKA çerçevesindeki illerde çiftçi görüşmeleri yapılacak. Doğu Karadeniz Bölgesi Yerel Tohum Koleksiyonu’nun da oluşturulacağı proje ile ilgili bilgiler veren DOKA Genel Sekreteri Kemal Akpınar yaptığı konuşmada, "Coğrafyamızda ortaya çıkan iktisadi, içtimai, hatta ekolojik değerleri hem muhafaza etmek hem de gelecek nesillere aktarmak için bu konuda kıymetli paydaşlarımızla birlikte işbirliği içerisinde bulunmanın heyecanı içerisindeyiz" dedi.



"Bir ekosistem oluşturmayı arzu ediyoruz"


Projenin bölgede ilk denilebilecek bir proje olduğunun altını çizen Akpınar, "Pandemi döneminin dünyadaki küresel ekonomiyi getirdiği noktayı hepimiz yaşadık, gördük. Burada küresel tedarikin entegrasyonu kadar yerelde de çok güçlü tedarik zincirleri, gıda üretim zincirleri oluşturmanın ehemmiyeti pandemi ile birlikte bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Projenin hem tarımsal bilgi birikimimize, mutfak birikimimize, gıda kültürümüzün gelecek nesillere aktarılmasına sağlayacak katkı kadar bu yerel çeşitleri güçlendirecek bir tedarik zinciri oluşturmak çok önemli bir boyuta geldi. Kendi kendimize yetebilecek, üretimi yapabilecek kapasiteye sahip olmamız gerekiyor. Bu ilk aşama bir farkındalık ile başlıyor. Aslında Ata Tohumu Projesi’nin Doğu Karadeniz’deki tohumu bu aslında. Bu yüzden bu projeyi de bir tohum olarak görmekte fayda var. Kültürel mirasımızı, gelecekteki gıda ihtiyaçlarını karşılamada rol oynayacak ata tohumlarımızı hem koruyacağız. Hem de çiftçinin bunu muhafaza etmesini, çoğaltmasını ve diğer ekonomik türlere dönüşmesine katkı sağlayacağız. Bir ekosistem oluşturmayı arzu ediyoruz. Bu tohum koleksiyonunu oluşturduktan sonra hem tarımsal mirasımızı, hem de hafızamızı kendi yerel inisiyatifimizle geliştireceğiz. Yerel ve bölgesel kurumlarımızla oluşturacağımız işbirliği sayesinde sadece Doğu Karadeniz Bölgesi’nde değil Karadeniz Havzası’ndaki diğer ortaklarımız ile birlikte daha uluslararası bir biçimde bir sinerji oluşturulacağına katkı sağlanacağını düşünüyorum" diye konuştu.



Trabzon’da Tohum Koruyucuları Projesi tanıtıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakırlı iki kardeş Kızılelma ve Bayraktar’dan ilham alarak 10 bin liraya F22 maket uçağı yaptı Diyarbakır’da düzenlenen bilim şenliğinde öğrenciler projelerini sergiledi. Sergide iki kız kardeşin Kızılelma ve Bayraktar gibi milli çalışmalardan ilham alarak yaptığı F22 maket savaş uçağı dikkat çekti. Türkiye’nin savunma sanayisindeki yerli ve milli ürünleri öğrencilere ilham olmaya devam ediyor. Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü bahçesinde yapılan TÜBİTAK 4006 Bilim Fuarı’nda öğrenciler projelerini sergiledi. Projeler hakkında konuşan Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Selahattin Balkan, Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü olarak 2023-2024 eğitim-öğretim yılında TUBİTAK 4006 Bilim Fuarları Destekleme Programlarına başvuru yapan 92 okulun sergisinin açıldığını söyledi. Şu anda 23 okulun 46 etkinliğiyle bilim şenliği yaptıklarını belirten Balkan, amaçlarının öğretmen ve öğrencileri bir araya getirerek ufuklarını açmak, bundan sonraki eğitim öğretim dönemlerinde daha güzel çalışmalara imza atmak olduğunu dile getirdi. Diyarbakır İl Müdürlüğü olarak TÜBİTAK çağrılarından 2204 A ve 2202 4B çağrılarına katılım sağladıklarını ifade eden Balkan, “2202 4A çağrısında bin 56 başvurumuz vardı, 14 tanesi bölge finaline katılım sağladı. Bölge finaline katılım sağlayan 14 başvurumuzdan 5 tanesi bölge derecesi alarak Türkiye finallerine katılmaya hak kazandı. Türkiye finallerine katılan projelerimizden bir tanesi Türkiye birinciliği ödülü aldı. Yine 2204 4B projesinde 469 proje ile başvuru yaptık. 15 projemiz Türkiye finallerine katıldı. Türkiye finallerinde de bir projemiz birinci oldu” dedi. “Öğrencilerimiz şu anda yerli ve milli sanayi için okullarımızda, bilim ve sanat merkezlerimizde bu anlamda ellerinden gelen çalışmaları fazlasıyla yapmaya çalışıyorlar” diyen Balkan, “Bu yıl TEKNOFEST’te de bir okulumuz Türkiye birincisi oldu. Her anlamda öğrencilerimizsı eğitim kalitesini artırabilmek adına Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü olarak elimizden geleni yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Kardeşi ile birlikte F22 maket uçaer yapan Zeynep Kaymaz, havacılık ve uzay bilimleri takımında geliştirdikleri maketin yaklaşık 10 bin liraya mal olduğunu kaydetti. Kaymaz, “10 kanal alıcı ve vericiye sahip. Uçabiliyor, fakat 1 kilonun üzerinde bir ehliyet sistemi gerektiği için şu an uçuş iznimiz yok, uçuramıyoruz. Havada ve yerde yönelmesini sağlayan kanatçıkları bir araya toplamış şekilde bulunduruyoruz. Denge ve iniş takımı ile sistemini yeniden tasarlayıp kurduk bu uçakta” diye konuştu. “Kötü olmaksızın topluma yararlı bütün işlerde olmak istiyorum” Haberlerden, dizilerden Türkiye’nin savunma teknolojisi alanında iyi bir yerde olduğunu gördüğünü belirten Kaymaz, “Bu bana ilham veriyor. İleride buradan gururla böyle uçakların benim elimden olmasını çok isterim. Bu alanda hareket etmeyi ve ilerlemeyi çok istiyorum. Kızılelma, Bayraktar, insansız hava araçları, bütün SİHA’lar ilgimi çekiyor. Kötü bir alanda, savaş anlamında değil, iyi, kötü olmaksızın topluma yararlı bütün işlerde olmak istiyorum. TEKNOFEST’in Diyarbakır’da olmasını çok isterdim. Çevre illerde olunca maalesef burada bile okuldan izin alıp geldim. Burada olsaydı daha rahat bir şekilde ulaşabilirdim. Bunun için daha rahat projeler yapabilirdim” ifadelerini kullandı.
Ankara Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Bodnar: “(İkinci Barış Zirvesi) Türkiye’nin arabulucu olarak iştiraki bizim için çok önemli” Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasyl Bodnar, 2024 yılının sonuna kadar ikinci kez Barış Zirvesi’nin düzenlenmesi için çalışmaların devam ettiğini belirterek, “Türkiye’nin arabulucu ve tecrübe olarak iştiraki bizim için çok önemli” dedi. Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliğinde, Büyükelçi Bodnar ve Kırım Tatar Meclisi Başkan Yardımcısı Nariman Celal basın mensupları ile bir araya geldi. Rusya-Ukrayna savaşının son durumunun değerlendirildiği toplantıda, Büyükelçi Bodnar ve Kırım Tatar Meclis Başkan Yardımcısı Celal basın mensuplarının sorularını cevapladı. “Günde yaklaşık 800 ile 2 bin 200 asker kaybediyorlar” Rusya, Ukrayna’ya yönelik saldırılarını doğu cephesinde devam ettirdiğini belirten Büyükelçi Bodnar, Rusya’nın şiddetini artırdığı bazı yerleşim yerlerinden çekilmeye devam ettiklerini dile getirerek, “Son durumlara bakıldığında Rusya, bizim bölgelerimizden binde bir oranda yer işgal edebildi. Cephede günlük olarak yaralanan ve ölen Rus askerlerini açıklıyoruz. Günde yaklaşık 800 ile 2 bin 200 asker kaybediyorlar” ifadelerini kullandı. İkinci kez Barış Zirvesi düzenlemeyi planladıklarını ifade eden Büyükelçi Bodnar, Eylül ayında birkaç etkinlik organize ettiklerini ve bu etkinliklerde Türkiye’nin de yer aldığını belirtti. Savaşın devam etmesine rağmen Kırım’ın işgali için çabaların devam ettiğini belirten Bodnar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kırım’ın işgalden kurtulması için yürüttüğü çalışmalardan dolayı minnettar olduklarını aktardı. “Bayraktar olmak üzere birçok önemli ortaklığa imza attı” Ukrayna’nın yeni dışişleri bakanlığı görevine getirilen Andriy Sibiga’nın Ukrayna’nın eski Ankara Büyükelçisi olduğunu hatırlatan Bodnar, şu ifadelere yer verdi: “Türkiye-Ukrayna ikili ilişkileri ve stratejik ortaklığının gelişmesi için önemli adımlar attı. Başta Bayraktar olmak üzere birçok önemli ortaklığa imza attı. Sibiga’nın göreve gelmesinin ardından tebrik etmek için arayan ilk mevkidaşı Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan oldu. Birkaç gün sonra Birleşmiş Milletler zirvesinde ilk görüşmelerini gerçekleştirdiler. Aynı zamanda Birleşmiş Milletler Zirvesi’nde iki ülkenin cumhurbaşkanları da görüşme fırsatı buldu. Yapılan anlaşmalar sonucunda Ukrayna’nın yeniden inşası konusunda ilerleme sağladık. Önümüzdeki aylarda Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın Ukrayna’yı ziyaret etmesini öngörüyoruz.” “Türkiye’nin arabulucu olarak iştiraki bizim için çok önemli” İkinci Barış Zirvesi’nin düzenlenmesinin amacının Ukrayna’da adaletli barış sağlanması yönünde olduğunu aktaran Bodnar, “Ukrayna ve Rusya’nın karşı karşıya oturup Ukrayna’nın Rusya’nın taleplerini dinlemesi gibi bir formattan bahsetmiyoruz. Bu doğrudan gerçekleşecek ikili görüşme olmayacak, muhtemelen üçüncü tarafların masada yer alacağı ve üçüncü tarafların üzerinden yapılacak bir format olacak. Bu zirveyi 2024’ün sonuna kadar gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Bu planlarımız şu ana kadar erteleniyor. Rusya, kendi tarafını tutan üçünü taraf ülkelerin bakış açısını bize aşılamaya çalışıyor. Türkiye’nin arabulucu ve tecrübe olarak iştiraki bizim için çok önemli. Biz Ukrayna’nın başarısını sağlayabilecek her zirveye açığız. Tabii ki bu adaletli barışı bize getirebilecek hiçbir teşebbüse karşı çıkmıyoruz” diye konuştu. “Rusya, Kırım Tatarlarına özel bir savaş açtı” Kırım Tatar Meclis Başkan Yardımcısı Nariman Celal, daha önce uzun yıllar gazetecilik yaptığını belirterek, “2021’de Kırımı tekrar Ukrayna’ya alma teşebbüsüyle kurulan kırım platformuna katıldım. Türkiye’de Kırım platformunun üyesiydi. Kırım platformundan sonra eve döndüm ve beni tutukladılar. Rusya’nın beni tutuklamak için birçok sebebi vardı. Ama onlar gaz şebekesine zarar verdiğim gibi saçma bir sebep buldular. Ben bu uyduruk sebepten dolayı 17 sene cezaya mahkum oldum. Hasan ve Aziz Mahtemovlar hala Rus cezaevindedirler. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ben, Hasan ve Aziz adına kendi savunma pozisyonunu ifade etti ve bizi kurtarmaya kararlıydı. İkili görüşmelerde birkaç kez bizim isimlerimizi zikrettiğini biliyorum. Türkiye ve Ukrayna Cumhurbaşkanlarının ve Uluslararası platformların bize gösterdiği ilgiden dolayı serbest bırakıldık. Kırımda resmi rakam 220 siyasi mahkum bulunmaktadır. Onlardan 132’si Kırım Türkü. Bu rakamlardan anlıyoruz ki Rusya, Kırım Tatarlarına özel bir savaş açtı. Rusya’da şu an siyasi mahkum çerçevesinde tanınan insanlar suçsuz insanlar. Onlar kendi topraklarının işgaline karşı çıkan insanlar. Ben hiçbir zaman Rusya hükümetini devirmek gibi amaçları taşımadım, herkesin serbest yaşamasını istedim. Kırımdaki durum çok zor ve insanlar kendilerini özgür hissetmiyorlar” dedi. Celal, Kırım’ın 2014’teki işgalinden sonra demografik yapının değiştiğine yönelik soruya, “Uluslararası kanunları ihlal etmesiyle Rusya, kırımın demografisini etkiledi. Bu işgalden sonraki dönem içinde 800 binden 1 milyona kadar vatandaşı kırıma zorla taşındırdı. Ayrıca kırıma taşınan herkesi Rus vatandaşlığı almaya da zorladı. İşgalden önce Kırım’da yüzde 60 Rus yaşıyordu, onlardan yüzde 35’i kendine Ukraynalı diyordu fakat onlar mental olarak Ruslara daha yakındı. Rusça konuşuyorlardı. Uluslararası kanunlara göre işgal edilen topraklarda seferberlik ilan etmek yasak ama ediliyor” şeklinde yanıtladı.