ÇEVRE - 22 Ekim 2024 Salı 14:09

“Trabzon İklim Buluşmaları” Sempoyumu’nda su, gıda ve enerji konuşuldu

A
A
A
“Trabzon İklim Buluşmaları”  Sempoyumu’nda su, gıda ve enerji konuşuldu

‘Trabzon İklim Buluşmaları’ sempozyumunda konuşan Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, “İnsanoğlunun doğayla çok acımasız bir mücadelesi var. Bilinçsizce süregelen bu mücadeleyi eğer insanoğlu kazanırsa insanlık kaybedecek” dedi. Başkan Kaya, iklim buluşmalarına katılan bilim insanlarının görüşlerini dikkatle dinleyeceklerini belirterek ihtiyaç duyulan her anda sorumluluk alacaklarının altını çizdi.


Ortahisar Belediyesi, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası ve Ülke Politikaları Vakfı ile birlikte “Trabzon İklim Buluşmaları” sempozyumu düzenledi. Ortahisar Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü’nün “Su, Gıda ve Enerji Politikaları” ana başlığıyla organize ettiği sempozyuma Türkiye’de iklim değişikliği konusunda uzman birçok akademisyen katıldı. Panelde iklim değişikliği ve küresel ısınmanın Karadeniz Bölgesi’ne etkileri ve alınması gereken önlemler konuşuldu.



"Temiz, nitelikli suya ulaşma konusunda sıkıntılarımız var"


Sempozyumda konuşan Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, Türkiye’nin sanılanın aksine su zengini bir ülke olmadığını hatırlattı. Kaya “Bugün burada insan yaşamını etkileyen belki de en önemli 3 başlığı konuşacağız. Mesleğinin duayenleri hocalarımızın su, gıda ve enerji politikaları konularında anlatacaklarından faydalanacağız ve Trabzon’umuzda üzerimize düşeni yapma gayreti içerisinde olacağız. Biz Karadeniz’i hep su zengini bir bölge hatta Türkiye’yi de su zengini bir ülke olarak tanımlarız, ama üzülerek söylemeliyim ki biz aslında su fakiri bir bölge ve ülkeyiz. Sorsanız sürekli yağış alan heyelanların sellerin olduğu, su bolluğu olan bir bölge gibi görülürüz dışarıdan ama içilebilir, temiz, nitelikli suya ulaşma konusunda sıkıntılarımız var. Tabi bunun altındaki sebepler nelerdir; yapılan bilimdışı uygulamalar ve mühendislikten nasibini almamış işlerin doğal sonuçları bunlar. Örneğin gıda konusu: büyüklerimiz iyi bilirler Karadeniz’imiz balık fışkıran bir denizdi ama bugün Karadeniz’de 3-5 çeşit balık avlayabiliyoruz. Aynı denizin kıyıdaş ülkeleri Romanya’da Gürcistan’da, Bulgaristan’da, Ukrayna’da denizde bolluk var ama bizim kıyılarımızdan balık çıkmıyor maalesef. İşte bugün burada bunun sebeplerini irdeleyeceğiz. Nerede yanlış yaptığımızı enine boyuna konuşacağız” diye konuştu.


“İnsanoğlunun doğayla çok acımasız bir mücadelesi var. Bilinçsizce süregelen bu mücadeleyi eğer insanoğlu kazanırsa insanlık kaybedecek” diyen Kaya “İklim değişikliğine görev bilim ve akıl ışığında bilinçlenip gerekli önlemleri almalıyız. Bu anlamda bugünkü etkinliğimizi çok değerli buluyorum, burada birbirinden değerli bilim insanlarını ağırlamaktan onur duyuyorum. Onları dikkatle dinleyip, notlar alacağımızı ve üzerimize düşen vazifeyi yerine getireceğimizi ifade ediyorum” şeklinde konuştu.


Trabzon Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ahmet Yüksel Gülay ise konuşmasında işbirliği vurgusu yaparak “Trabzon, yeşil doğasıyla, masmavi denizi ve temiz havasıyla Karadeniz’in incisi bir şehrimiz. Ancak bu güzelliklerin sonsuza kadar bizim de olacağına garantisi yoktur. Özellikle son yıllarda meydana gelen şiddetli yağışlar, sel felaketleri, toprak kaymaları ve kuraklık gibi olaylar iklim krizinin kapımızda olduğunun açıkça göstergesidir. Ülkemiz yerel yönetimleri özellikle çevre temalı çok önemli çalışmalar yapmaktadır. Geri dönüşüm ekonomisinde yerel yönetimlerin kullanacağı akıllı sistemler ve kurumlar arası işbirliğinin de çok önemli olduğunu belirtmek istiyorum. Trabzon’umuz da 824 bin 352 nüfusu ile önemli bir enerji ihtiyacına sahiptir. Biz yerel yönetimler olarak çevreyi kirletmeyen, kaynağından ve kendini yenileyebilen enerji kaynaklarına yönelmemiz gerektiğinin farkındayız. Hep birlikte daha yaşanabilir bir Trabzon için, sürdürülebilir adımlar atmak üzere el birliğiyle çalışacağız” ifadelerini kullandı.



“İklim Buluşmaları İzmir, Eskişehir ve İstanbul’un ardından Trabzon’da”


TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Enerji Daimi Komisyonu Yürüme Kurulu Üyesi Suat Yılmaz ise Türkiye’nin enerjide dışa bağımlı hale geldiği ve bir an evvel fosil yakıt kullanımını azaltması gerektiğini ifade ederek elektrik hizmetlerinde denetim eksikliği olduğunu söyledi. Yılmaz “Elektrik Mühendisleri Odası İklim Değişimleriyle alakalı olarak her yıl belediyelerde etkinlikler gerçekleştirmekte ve bu konuda farkındalık sağlayarak iklim krizinin etkilerin azaltılmasına katkı sunmayı hedeflemektedir. Daha önce İzmir, Eskişehir ve İstanbul’da yapılan buluşmamızı bu kez Trabzon’da gerçekleştiriyoruz” dedi.


Türkiye’nin enerji üretiminde ağırlıklı olarak fosil yakıt kullandığı bilgisini paylaşan Yılmaz, “Türkiye yıllardır sürdürülen yanlış politikalar sonucu ne yazık ki enerjide dışa bağımlı ve ağırlıklı olarak fosil yakıt tüketen bir ülke haline gelmiştir. Türkiye’de elektrik üretimi büyük oranda fosil yakıtlara bağlıdır. Hem kurulu gücümüz hem de üretim kapasitemiz açısından 2023 yılı sonu itibarıyla doğalgazda yüzde 23.53, ithal kömürde yüzde 9.49, linyitte ise 9.32 oranında kurulu gücümüz fosil yakıtlardan karşılanıyor” şeklinde konuştu.



“Yenilenebilir enerji kaynakları enerji üretiminde dışa bağımlılığımızın azaltılması için büyük önem taşıyor”


Yenilenebilir enerji kaynaklarının iklim krizini sınırlandırabileceği bilgisini paylaşan Yılmaz sözlerini şöyle tamamladı:


“Hepimizin bildiği gibi iklim krizi bütün dünyayı tehdit ediyor. Aşırı iklim olayları insanlık için en büyük tehditlerden birisini oluşturuyor. İklim değişikliği nedeniyle gıda ve su kıtlıkları yaşanırken aşırı yağmurlar, seller, artan sıcaklıklar, daha fazla hastalık ve ekonomik kayıplar görülüyor. Bu çerçevede yenilenebilir enerji kaynakları iklim değişikliğini sınırlandırmanın en etkili yolu olduğu gibi, enerji üretiminde dışa bağımlılığımızın azaltılması için de büyük önem taşıyor. Tüm enerji politikalarında olduğu gibi, yenilenebilir enerji kaynakları konusunda da kamunun yararı, çevre ve insanların yaşadıkları ortamla uyumu dikkate alınmalıdır yani insan ve çevre odaklı bir yaklaşımla hareket edilmelidir.”



“Trabzon İklim Buluşmaları”  Sempoyumu’nda su, gıda ve enerji konuşuldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Türk bilim adamına Japonya’da prestijli ödül Uluslararası Plastik Rejenarif Cerrahlar Derneği Türkiye Delegesi Prof. Dr. Eray Copcu’nun geliştirdiği doku yenilenmesine yönelik tedavi, Tokyo’da düzenlenen Sydney Coleman En İyi Bilimsel Çalışma Yarışması’nda 3’üncülük elde etti. Japonya’nın başkenti Tokyo’da uluslararası 4 dernek ve 2 bin 500 doktorun katılımıyla gerçekleştirilen rejenaratif cerrahlar ve biyolojik ürünler buluşmasında Türkiye’yi Prof. Dr. Eray Copcu temsil etti. International Society of Plastic Regenarative Surgeons (Uluslararası Plastik Rejenaratif Cerrahlar Derneği )Türkiye Delegesi Copcu, toplantıda 4 çalışmasını uluslararası tıp dünyasına duyurdu ve bir oturumun da başkanlığını üstlendi. Copcu’nun geliştirdiği ve hücrelerin yenilenip iyileşmesine yönelik çalışma da organizasyon kapsamında Sydney Coleman En İyi Bilimsel Çalışma Yarışması’nda 3’üncülüğe layık görüldü. Dünyanın dört bir yanından yüzlerce bilimsel eser arasından seçilen 12 adayın değerlendirildiği yarışmada, Copcu’nun “eksozom terapilerinin rejenaratif tıpta kullanılmasını” içeren doku yenilenmesine yönelik çalışması dereceye giren tek klinik çalışma oldu. Hücresiz hücre tedavisi Prof. Copcu, yaptığı açıklamada, dünyanın özellikle koronavirüs salgını ve teknoloji 5.0 devriminden sonra çok hızlı geliştiğini ve tıbbın da bu gelişmelere çok hızlı uyum sağladığını belirtti. Yeni dönemde ilaçla tedavinin yerini, kök hücre tedavileri yoluyla hasarlı dokuların yerine geçebilecek yeni ve canlı dokuların geliştirilmesini hedefleyen rejeneratif tıp uygulamalarının aldığına dikkat çeken Copcu, uygulama sayesinde 90 yaşındaki bireyin anne karnındaki bebeğin iyileşme gücüne ulaşmasını hedeflediklerini vurguladı. Copcu, bireyden alınacak az miktarda yağ dokusunu eksozom ile birleştirince anne karnındaki mükemmel iyileşme olanağına ulaşmanın mümkün olabildiğine dikkat çekerek, “Bunun yaşlı bir bireyde olması tedavisi imkansız görünen pek çok duruma çare olacaktır. Bu paradigma değiştiren bir gelişme sayılabilir” dedi. Hücresiz hücre tedavileri Rejeneratif tıp kapsamında en popüler uygulamanın günümüzde eksozom uygulamaları olduğunu belirten Prof. Copcu, “40-120 nanometre boyutlarındaki bu hücre dışı veziküller, hücreler arası iletişimi ve kargo görevini görürler. Dokunun rejenerasyonu yani yenilenmesi için bunlar kök hücreden elde edilen aslında hücresiz hücre tedavileridir. Çünkü herhangi bir hücre içermezler, çok sayıda protein içerirler” dedi. Copcu, hücrenin özelliğini taşıyan eksozom tedavilerinin son yıllarda çok hızlı kullanıma girdiğini dile getirerek, doğal eksozomların insan, hayvan ve bitkilerden alınan hücrelerden alınabildiğini, mühendislik ürünü eksozomların (indüklenmiş mezenkimal hücreler) ise çok yüksek teknoloji ile laboratuvarda elde edilebildiğini anlattı. Eray Copcu, ödüle layık görülen çalışmasında kişiden alınan az miktarda yağ dokusunun mühendislik ürünü eksozomla birleştirildiğini ve yeniden hastaya verilerek iyileşme, onarım sağlandığını ifade etti. 2 yeni gelişmeyi tıp literatürüne soktu Geliştirdiği rejeneratif tıp yaklaşımı ile 2 yeni gelişmenin de literatüre girdiğini dile getiren Copcu, şu teknik bilgileri verdi: “Bunlardan biri Adinizer adlı ultra-keskin bıçaklarla yağ doku içindeki yağları selektif olarak ortadan kaldırarak ilk defa yağ dokudan ekstra sellüler matriks (ECM) denen, vücuttaki hücrelerin iyileşmesi, çoğalması ve hareketini kontrol eden yapıyı izole etmiştir ki bu işleme de-parenkimizasyon adı verilmiştir. İkinci olarak da iMSC’den elde edilmiş eksozomları bu deparenkimize ECM birleştirerek otologizasyon yani kendileştirme sağlamıştır. Bu 2 kavram da literatüre ilk defa girmiştir."