SAĞLIK - 16 Ağustos 2024 Cuma 10:51

Prof. Dr. Tevfik Özlü: “Maymun Çiçeği hastalığı nedeniyle bir pandemi beklentim yok”

A
A
A
Prof. Dr. Tevfik Özlü: “Maymun Çiçeği hastalığı nedeniyle bir pandemi beklentim yok”

Maymun Çiçeği hastalığı nedeniyle herkesin Covid 19 da olduğu gibi bir pandemi korkusu yaşadığını belirten Medical Park Karadeniz Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Covid 19’da olduğu gibi bir kaotik pandemi beklentisi içerisinde değilim. Ancak salgının görüldüğü ülkelerden Türkiye’ye geliş gidişlerde hastalık varsa bunların ayıklanması, farkedilmesi izolazyonu önemli” dedi.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Tevfik Özlü, Dünya Sağlık Örgütü’nün Maymun Çiçeği hastalığı için acil durum ilan ettiğini hatırlattı. Özlü, dünyanın aslında bu hastalıkla yeni karşılaşmadığına dikkat çekerek “Bu virüsün 1970’den beri insanda hastalık yaptığını biliyoruz. Ama daha çok Afrika bölgesinde bu hastalığı görüyoruz. Orta Afrika ve Batı Afrika’da iki farkı varyant biliniyordu. Aslında Kongo da daha çok ölümler görülüyor ve orada ölümler fazla. Genelde hafif seyreden ve tedavi ile iyileşen bir hastalık. Ama son birkaç yıldır Afrika’nın dışında da bu vakaları görmeye başladık. Avrupa Birliği ve diğer farklı ülkelerde de görülmeye başlandı. Sanıyorum 75 üzerindeki ülkede artık bu hastalığın varlığını biliyoruz. Böyle bir durum olunca da Dünya Sağlık Örgütü acil durum ilan etti. Bu konuda artık Afrika dışındaki ülkelerin de bu hastalığı sınırlamak açısından tedbir almaları gerekiyor” diye konuştu.

“Bu hastalığın bulaşması Covid 19’a göre daha zor”

Bu durumun herkesin aklına birkaç yıl önce yaşadığımız Covid pandemisini getirdiğini kaydeden Özlü “Yaşanan son gelişmeler hepimizin zihninde bu pandemiyi yeniden canlandırdı. Herkeste ‘Acaba tekrar bir pandemi ile karşı karşıya kalır mıyız? Tekrar kısıtlamalar yasaklamalar başlar mı?’ diye bir korku var. Baştan söyleyeyim böyle bir beklentim yok. Çünkü bu virüs Covid 19 virüsü ile çok farklı özellikler taşıyor. Öncelikle bu hastalığın bulaşması Covid 19’a göre daha zor. Covid 19 virüsü çok kolay bulaşan bir virüstü hava yoluyla bulaşıyordu.

Enfeksiyonlar ile temasla bulaşıyordu. Bu virüs daha çok temas ve yakın temas ile bulaşıyor. Daha çok bulaşma cilt döküntüleri ve bu döküntülerin içindeki sıvı ile temasla oluyor. Daha çok görülenler cinsel ilişki sırasında bulaşan vakalar. Ama tabi sadece cinsel ilişki ile bulaşmıyor. Onun dışında hastanın tenine temas etme, sarılma, kucaklaşma gibi durumlarda da bulaşabilir. Hatta hastanın elbiseleri, yattığı çarşaf, oturduğu yerden de bulaşma riski olabilir. Hasta ile çok uzun süre yakın mesafedeyseniz sohbet ettiyseniz mesafeyi koruyamadıysanız size bulaşabiliyor” diye konuştu.

“Ölümler sağlık hizmetlerine ulaşımı ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği ile ilgili olabilir”

Hastalığın destek tedavileri ile iyileştiğini hatırlatan Özlü “2-4 hafta içinde tedavi ile hasta şifaya kavuşuyor. Ölüm daha çok Afrika’daki olgularda var. Yüzde 1-6 arasında ölüm bildirilmiş ama bu değişebiliyor. AB ülkelerinde ölüm vakaları çok nadir. Dünyada şuana kadar 600 civarında ölüm olduğu ortaya çıkmış. Neredeyse tamamına yakını Afrika’daki ölümler. Bu da virüsün ölümcüllüğünden ziyade oradaki sağlık hizmetlerine ulaşımı ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği ile ilgili olabilir” şeklinde konuştu.

“Bu virüsün mutasyon geçirmesi ve mutasyonların varyanta dönüşme olasılığı çok daha düşük”

Avrupa’da hastalık ile ilgili farklı bir varyantın çıktığı ve bunun daha ölümcül olduğu yönünde çıkan haberleri de değerlendiren Özlü “Bu varyantın daha ölümcül olduğu söyleniyor ama bu konuda kesin bir bilgi yok. Bu virüsün mutasyon geçirmesi ve mutasyonların varyanta dönüşme olasılığı çok daha düşük. DNA virüsü çünkü bu. DNA virüslerinde mutasyon olur ama bu hemen bir varyanta dönüşmeyebilir. Yeni bir varyantın oluşması çok kolay değil. Covid’de gördüğümüz gibi daha ölümcül daha tehlikeli varyantların ortaya çıkması çok gerçekçi görünmüyor” ifadelerini kullandı.

“Hiç semptom olmayan hastaların bulaştırıcı olup olmadığı ile ilgili henüz bir bilgi yok”

Prof. Dr. Tevfik Özlü, hastalığın belirtileri ile ilgili olarak ise “Ateş, kırgınlık, halsizlik, kas ve eklem ağrıları, baş ağrısı. Onun dışında da boyunda lenf bezlerinin şişmesi ve tabiki de ciltte döküntüler, Bu döküntüler zamanla patlayabiliyor ve iyileşirken de ciltte iz bırakabiliyor. Bu döküntüler hastalığın bulaştırıcılığından da en çok sorunlu olan bulgusu. Bir taraftan hastayı görünce tanıyorsunuz. Döküntüsü olduğu içir temas etmezsiniz. Kendinizi korursunuz. Bu açıdan bir alert veriyor çevresine. Döküntüsü olmayan hasta da bulaştırabilir ama daha sınırlı bir bulaşma olabilir. Hiç semptom olmayan hastaların bulaştırıcı olup olmadığı ile ilgili henüz bir bilgi yok. Covid’de ise hiç belirti göstermeyen bir kişi de hastalığı yayabiliyordu ama bu hastalık için bir şey diyemiyoruz” dedi.

“El hijyeni her zamanki gibi hastalıktan korunmada önemli”

“Covid 19’da olduğu gibi bir kaotik pandemi beklentisi içerisinde değilim” diyerek pandemi korkularını gideren Prof. Dr. Tevfik Özlü, şu uyarılarda bulundu:

“Bu gerçekçi gelmiyor ama bir sorun var ve bu sorun Afrika kıtasının sınırlarını aşmış durumda. Bu açıdan dikkatli olmamız gerekiyor. Salgının görüldüğü ülkelerden geliş gidişlerde hastalık varsa bunların ayıklanması, farkedilmesi izolazyonu önemli. Bu hastaları 21 gün izole etmek gerekiyor. Hijyen ve temizlik önemli. Uçaklarda özellikle koltukların her kullanımdan sonra temizlenmesi şart. Çünkü o koltuğa o döküntüler döküldüyse oradan hastalık bulaşabilir. El hijyeni her zamanki gibi hastalıktan korunmada önemli. Bunlara dikkat edersek çok sorun yaşayacağımızı düşünmüyorum.”

Tolga Şahin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük "Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları" listesine KBÜ’den 18 akademisyen girdi Stanford Üniversitesi tarafından hazırlanan "Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları" listesinde Karabük Üniversitesinden (KBÜ) “Yıllık Etki” kategorisinde 12 akademisyen, "Kariyer Boyu Etki" kategorisinde 6 akademisyen yer aldı. KBÜ’den yapılan açıklamada, bilim dünyasında önemli başarılar elde eden Karabük Üniversitesinin, dünya çapındaki akademik başarılarıyla adını duyurmaya devam ettiği, "Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları" listesinde yer alan KBÜ’lü akademisyenlerin, üniversitenin prestijini artırırken bilimsel gücünü de kanıtladığı belirtildi. Hollanda merkezli yayıncılık Elsevier tarafından yayımlanan listenin, kariyer boyu etki ve yıllık etki olmak üzere iki farklı kategoride değerlendirildiği ifade edilen açıklamada, "’Kariyer Boyu Etki’ ve ’Yıllık Etki’ olarak iki kategoride Elsevier veri tabanında yayınlanan listede, 22 anabilim dalı ve 174 alt bilim dalından dünyadaki bilim insanları yer aldı. Listenin oluşturulmasında; nitelikli yayın sayısı, yayınların yer aldığı derginin etkisi, patent sayısı, yapılan atıf sayısı, h-indeks, hm-indeks, makale sayısı, atıf alan makale sayısı ve yayımlandığı derginin etkisi gibi uluslararası ölçütler kullanıldı. Karabük Üniversitesinden ’Yıllık Etki’ kategorisinde; Prof. Dr. Engin Gedik, Prof. Dr. İlhan Ceylan, Prof. Dr. İsmail Esen, Prof. Dr. Kubilay Tekin, Prof. Dr. Mustafa Günay, Prof. Dr. Selhan Karagöz, Doç. Dr. Fatih Aydın, Doç. Dr. Mehmet Erdi Korkmaz, Doç. Dr. Muhammet Emre Turan, Doç. Dr. Okan Ünal, Doç. Dr. Samet Uslu, Doç. Dr. Satiye Korkmaz yer alırken, ’Kariyer Boyu Etki’ kategorisinde; Prof. Dr. İlhan Ceylan, Prof. Dr. İsmail Esen, Prof. Dr. Kubilay Tekin, Prof. Dr. Nizamettin Kahraman, Prof. Dr. Selhan Karagöz, Doç. Dr. Okan Ünal ’Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları’ listesine girerek büyük başarı elde etti" denildi. KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, Karabük Üniversitesinin büyük başarılarıyla bilim dünyasındaki yerini güçlendirmeye devam ettiğini belirtti. Son zamanlarda birbiri ardına gelen Türkiye ve dünya çapında büyük ödüller ve başarıların Karabük halkını, öğrencileri, akademik ve idari personelleri gururlandırdığını ifade eden Kırışık, "Uluslararası alanda adından söz ettiren Karabük Üniversitesi, bilimsel araştırma ve yayınlarla dünya çapında ön plana çıkmaktadır. ’Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları’ listesine girmeyi başaran akademisyenlerimiz, Karabük Üniversitesinin akademik alandaki başarısını bir kez daha uluslararası alanda göstermiştir. Dünyanın en etkili bilim insanları arasında yer alan akademisyenlerimizi kutluyor ve başarılarının devamını diliyorum. Bilim merkezli öğrenci dostu üniversite vizyouE?Uonumuzla önemli başarılar elde etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
Karabük KBÜ’de ’’Psikiyatri Hemşireliği Eğitimi ve Uygulamasında Neredeyiz?" Çalıştayı Karabük Üniversitesi (KBÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Psikiyatri Hemşireliği Anabilim Dalı ve Psikiyatri Hemşireleri Derneği iş birliği ile "Psikiyatri Hemşireliği Eğitimi ve Uygulamasında Neredeyiz?” Çalıştayı düzenlendi. KBÜ ev sahipliğinde 15 Temmuz Şehitler Konferans Salonu’nda düzenlenen çalıştayında, psikiyatri hemşireliği alanındaki eğitim ve uygulamaların mevcut durumunu değerlendirmek, güncel gelişmeleri paylaşmak ve geleceğe yönelik stratejiler belirlemek amacıyla sağlık alanında bilimsel çalışmalar yapan akademisyen, uzman ve araştırmacılar bir araya geldi. TÜBİTAK’ın 2223-B Yurtiçi Bilimsel Etkinlik Düzenleme Desteği kapsamında desteklenen çalıştayta psikiyatri hemşireliğindeki gelişmeler ve yenilikler ele alındı. Çalıştayın açılış oturumuna KBÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Solmaz, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Ak, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Müslüm Kuzu, Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Tarık Özmen ve Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Güngör, Psikiyatri Hemşireleri Derneği Başkanı Doç. Dr. Gül Dikeç, Bilişim Teknolojileri Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Dr. Emrullah Demiral, akademisyenler, öğrenciler ve davetliler katıldı. Açılış oturumda konuşan KBÜ Rektörü Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Solmaz, Karabük Üniversitesi tarafından sağlık alanında yenilikçi yaklaşımlar geliştirmek amacıyla düzenlenecek olan Sağlık Bilimleri Festivali hakkında bilgiler vererek, “Üniversitemizde Tıp Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu yer alıyor. Sağlık alanında güçlü bir ekibimiz var. Bunun için de ’SAĞLIKFEST’ diye bir festival düzenliyoruz. Lise, ön lisans, lisans, lisansüstü ve serbest kategorimiz var. Serbest kategoriye 18 yaşını geçmiş herkes başvurabiliyor. Gençlerimize daha fazla düşünme ve analiz etme bunun yanında çözüm üretme fırsatı vermek için SAĞLIKFEST’i düzenlemiş bulunuyoruz. Bu kategorilere SAĞLIKFEST’in tanıtımıyla ilgili materyallere sağlıkfest.org web sitemizden ulaşabilirsiniz. Festivalimize katılmanızı bekliyoruz. 6-7 Kasım’da coşkulu bir festival yapacağız; özel sektörün ve kamu kurumlarının katılımıyla güzel bir festival planlıyoruz. Hepinizi bu programa katılımlarınızdan dolayı hoş geldiniz diyor, tebrik ediyorum, teşekkür ederim" ifadelerini kullandı. Psikiyatri Hemşireleri Derneği Başkanı Doç. Dr. Gül Dikeç, "Daha önceki çalıştayların bize rehberlik ettiği bu çalıştayda aslında hem eğitimde hem de uygulamada ne aşamada olduğumuzu, değişen dünyada hangi değişikliklerin olduğunu ve neleri konuşmamız gerektiğini istişare etmek için sizlerle bir araya gelmek istedik. Kuşkusuz burada konuşacaklarımız, çalışmalarımız aslında hem yönetim kurulunun hem de komisyonlarımızın çalışmalarının daha sistematik bir hale gelmesini sağlayacak. Biz aslında bu çalıştayda hem eğitimde neredeyiz, neler değişti, gözden geçirmek; muhtemel müfredat değişiklikleri ya da lisans programlarının açılma sürecinde rehberlik etmek; bunun için de programlarımızın oluşturulan programların gözden geçirilmesi; yine uygulama içinde daha gerçekçi, daha ölçülebilir hedefleri gözden geçirmeyi istedik" dedi. Açılış konuşmalarının ardından Prof. Dr. Kadriye Buldukoğlu, “Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Hemşireliği Eğitimimizin Benzerlik ve Farklılıkları Yönünden Değerlendirilmesi” başlığıyla bir sunum gerçekleştirdi. Sunumda, psikiyatri hemşireliği eğitiminin farklı üniversiteler arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları analiz edildi ve geleceğe yönelik eğitim stratejileri üzerinde duruldu. Ardından Prof. Dr. Zekiye Çetinkaya Duman ve Prof. Dr. Nurhan Eren tarafından “Psikiyatri Hemşireliği Uygulamada Ne Hedefliyor? Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Hizmetlerinde Hemşirelik Uygulamalarının Güçlendirilmesi Çalıştayı Sonuç Raporu ve Gelecek” konusu ele alındı. İki gün süren çalıştay, grup çalışmalarının sonuçlarının sunulması, ruh sağlığı ve psikiyatri hemşireliği uygulamaları üzerine yapılan değerlendirmelerle sona erdi.