GENEL - 19 Nisan 2018 Perşembe 17:02

Trabzon’da yaşlılar için örnek bir merkez oluşturuldu

A
A
A
Trabzon’da yaşlılar için örnek bir merkez oluşturuldu

Trabzon Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nca finanse edilen, Trabzon Valiliği’nin koordinasyonunda ilçe belediyelerinin paydaş olduğunu 65 yaş üstü yaşlıların korunması ve desteklenmesi için hazırlanan ve 5 büyükşehirde uygulanan Yaşlı Destek Programı (YADES) Yaşlanma Yaşa Projesi’nin kapanışı yapıldı.

Trabzon Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nca finanse edilen, Trabzon Valiliği’nin koordinasyonunda ilçe belediyelerinin paydaş olduğunu 65 yaş üstü yaşlıların korunması ve desteklenmesi için hazırlanan ve 5 büyükşehirde uygulanan Yaşlı Destek Programı (YADES) Yaşlanma Yaşa Projesi’nin kapanışı yapıldı.


Projenin kapanışında sahilde Yaşlı Destek Merkezi’nin açılışı yapıldı. Yaşlı Destek Merkezi’nin açılışına Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Trabzon Valisi Yücel Yavuz’un eşi Şengül Yavuz, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Ahmet Kurt, Kültür İl Müdürü Ali Ayvazoğlu, Emekliler Derneği Başkanı Burhan Bayraktar ile çok sayıda yaşlı temsilcisi katıldı.


Açılışta konuşan Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, proje kapsamında Trabzon’un 18 ilçe ve 692 Mahallesi’nde 60 yaş ve üstü kişilerle anket gerçekleştirildiğini kaydederek, “Anket içeriğinde, yaşlılarımızın hangi sağlık kuruluşlarını kullandığından, devlet bakımına ihtiyaç olup olmadıklarına kadar tespit edildi. 60 yaş üstü 5 bin 300 kişi ile gerçekleştirilen anketle birlikte Trabzon’un ihtiyaç analizi çıkarıldı. Bu anket çerçevesinde kısa, orta ve uzun vadeli planlar oluşturuluyor. Ardından Trabzon’un 18 ilçesinde ilçe belediyeleri ve ilçe kaymakamlık personellerine yaşlı bakım hizmetleri eğitimleri verildi. Bu eğitimler sonrasında her ilçede yaşlıların ulaşabileceği YADES sorumluları oluşturuldu. Trabzon’un 4 bölgesinde halk ve muhtarlara, Yaşlı Destek Hizmetleri’nin önemi ve kurumlararası işbirliği seminer eğitimleri verildi. Proje kapsamında YADES koordinasyon merkezi kuruldu. Bu merkezde Sosyolog, Sosyal Hizmet Uzmanı ve yardımcı personeller görev yapıyor. Bu merkez ile birlikte Trabzon Merkez’de bir çatı kurum oluşturularak ilçe belediyeleriyle birlikte yaşlıların isteklerine cevap veriyor” dedi.


Ayasofya sahilinde kurulan ahşaptan yapılmış Yaşlı Destek Merkezi’nin de yaşlılar için güzel zaman geçirme fırsatı oluşturacağını kaydeden Başkan Gümrükçüoğlu, “Yaşlı Destek Merkezi’ne gelen yaşlılar, taleplerini, isteklerini, şikayetlerini ve önerilerini merkezde bulunan personele bildirecek. Bildiriler ilgili makamlara iletilerek sorunlar kısa sürede çözülecek, talepleri yerine getirilecek. Torunlarını hemen yan tarafında bulunan Oyuncakistan’a getiren dedeler ve nineler bu merkezde yaştaşlarıyla bir araya gelecek. Yaşlı Destek Merkezi’ne gelen yaşlılar, merkezde bulunan kitapları ve günlük gazetelerini okuyabilecekler. Yaşlı Destek Merkezi’nde yaşlılara özel hobi kursları gerçekleştirilecek. Yaşlılar; resim yapma, ebru sanatı, ahşap boyama, dikiş-nakış gibi etkinlikler gerçekleştirecek. Yaşlı Destek Merkezi’nin hemen yanında tamamen yaşlılara özel yapılan egzersiz aletleriyle sporlarını yapacak. Ayrıca yaşlıların talebi üzerine; Kur’an okuma, okuma yazma, bankamatik kullanma, akıllı telefon kullanma gibi eğitimler de verilecek” diye konuştu.


Trabzon Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Ahmet Kurt’ta, Büyükşehir Belediyesi ile önemli bir ortaklık yaptıkları bu projenin başarıyla uygulandığını dile getirerek, “Farklı sosyal gruptan vatandaşlarımıza yönelik bu türdeki çalışmalarımız bundan sonra da devam edecek” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Soğuk kış gecelerinin derinlerinden gelen ses: "Bozacı" Sindirim sisteminden bağışıklığa, cilt ve saç sağlığına kadar birçok rahatsızlığa iyi gelen mayalı içecek boza, Bursa’nın Nilüfer ilçesinde Aytaç Çelikpençe tarafından sokak aralarında satılıyor. Kış aylarında soğuk kış gecelerinin sessizliğini, uzaklardan gelen "Bozacı" sesiyle bozan Çelikpençe, yıllardır Nilüfer’in bütün mahallelerine ulaşmaya çalışıyor. Normalde kaynakçı olan, 10 yıldır da şehir içi nakliyede tır ve kamyon şoförlüğü yapan Çelikpençe, akşamları da boza satarak aile bütçesine ek gelir sağlıyor. Osmanlı dönemi giysilerinden yeleği ve başında fesi ile nostalji de yaşatan Çelikpençe, ilçede tek olduğu için müşteri sıkıntısı da çekmiyor ve 20-25 litre satarak evine dönüyor. Aytaç Çelikpençe, 47 yaşında olduğunu belirterek, askerden döndükten sonra başladığı bozacılığı 25 yıldır sürdürdüğünü söyledi. Haftada en az 5 akşam boza sattığını anlatan Çelikpençe, şöyle konuştu: "Yıldırım’da bir ağabeyimiz var. Babadan öğrendiğiyle boza yapıyor, bizim ustamız. Ondan alıyorum ben. Mısırdan yapıyor ve lezzeti hep aynı babası nasıl yapıyorsa öyle devam ediyor. İlk başladığımda Yıldırım’da satıyordum, sonra Nilüfer’e geldim ve yıllardır bu bölgedeyim. Kardeşim de Osmangazi tarafında satıyor. İlçede birer kişiden 3 kişiyiz." "Eskisi gibi sokak aralarında satılmıyor" Bozanın eskisi gibi sokak aralarında satılmadığını, hazıra döndüğünü dile getiren Çeikpençe, "Düşünün Nilüfer’de ben tekim. Osmangazi’de kardeşim tek. Müşterilerimiz, bozayı bilenler bizi tanıyor. Bozacı diye bağırdığımda pencerelere çıkarlar. Bazen de telefonumdan beni ararlar evlere özel servis götürüyorum. Akşamları 20-25 litre satıyorum. Litresini 120 liradan veriyoruz. Beğeniliyor çünkü yıllardır aynı lezzet" dedi. Markette satılanların bir raf ömrüyle tüketiciye sunulduğunu anlatan Çelikpençe, "Bizim ürünler katkısız ve doğal. 2-3 günde tüketilmesi gerekiyor. Aksi halde bozulabilir. Zaten taze tüketmesi daha iyi oluyor" ifadesini kullandı. Çelikpençe, her yıl ekimde başladığı boza satışını mart sonunda noktaladığını belirterek, Nilüfer merkezde adım atmadığı mahalle ve sokak bulunmadığını kaydetti. Bozanın faydaları Darı irmiği, şeker ve sudan yapılan boza, tatlı ve ekşiyi bir arada sunan karakteristik bir tada sahip. Osmanlı döneminde de tüketildiği bilinen Türklerin uzun yıllardır tükettikleri içeceklerden olan boza, buğday, arpa, yulaf, mısır, pirinç, bulgurdan da yapılabiliyor. Genellikle tarçın ve leblebi ile tüketilen bozanın, yapıldığı tahıllarla aynı içeriğe sahip olduğundan kanser ve kalp hastalıklardan koruyan fenolik asit açısından zengin olduğu biliniyor. Ayrıca boza, demir, selenyum, magnezyum, B vitaminleri ve lif de içeriyor. Cilt ve saç sağlığına, içerdiği aktif mayalarla ve laktik asitle sindirim sistemine iyi gelen boza, antioksidanlarca zengin olduğundan bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. Öksürüğe ve soğuk algınlığına iyi geldiği bilinen boza, anne sütünü de artırıyor.
Bursa Papa Francis Mayıs ayında İznik’e geliyor Birinci İznik Konsili’nin yıldönümü dolayısıyla Papa Francis’in Mayıs ayında İznik’i ziyaret edeceği kesinleşti. Papa’nın ilk durağının İznik Ayasofya-i Camii Kebir’i olacağı belirtilirken bu önemli ziyaret, ilçede turizm hareketliliğini artırdı. Ayasofya Camii’ne çok sayıda turist kafilesi gelip ziyaret gerçekleştiriyor. Daha fazla turist ağırlanması için hazırlıklara devam ediliyor. Geçmiş dönem İznik Müzesi Müdürü Taylan Sevil, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “İlçemiz, kültür varlıklarıyla dolu önemli bir yer. Papa Francis’in ziyareti hepimiz adına sevindirici bir gelişme. İznik’te Ayasofya Camii varsa turizm vardır; Ayasofya yoksa turizm yoktur. Papa’nın ziyaretiyle İznik, dünya çapında tanıtılacak ve turizmde yeni bir atak yaşayacaktır,” ifadelerini kullandı. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan İznik, zengin tarihi ve doğal güzellikleriyle yılda binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan ilçede Ayasofya Camii’nin yanı sıra surlar, antik tiyatro, tarihi hamamlar ve camiler turistlerin ilgisini çekiyor. Papa’nın ziyaretiyle birlikte sadece Ayasofya değil, ilçenin diğer tarihi ve kültürel miraslarının da uluslararası düzeyde tanıtılması hedefleniyor. Turizm sektöründe faaliyet gösteren işletmeler, bu süreçte daha fazla turist ağırlayabilmek için hazırlıklarını sürdürüyor. İznik’in bu tarihi fırsatı, hem ekonomik hem de kültürel anlamda büyük kazanımlar sağlaması bekleniyor.
Bursa Bir el sanatında sona doğru: Kalaycılık Bursa’da babasından öğrendiği kalaycılık mesleğini 45 yıldır devam ettiren 55 yaşındaki Yılmaz Erişen, mesleğin artık bitme noktasına geldiğini ve artık kimsenin bu işi yapmak istemediğini belirtti. Zamana yenik düşen mesleklerden olan kalaycılık, teknolojinin gelişmesiyle son demlerini yaşıyor. Zamanında büyüklerin evlerinde eksik olmayan bakır tavalar, tencereler tozlu raflara kalkmaya devam ediyor. Bursa’da yaşayan 55 yaşındaki Yılmaz Erişen, babasından öğrendiği mesleğini 45 yıldır özveriyle sürdürüyor. Unutulmaya yüz tutmuş mesleğin son temsilcilerinden birisi olan Erişen, sabahın erken saatlerinde dükkânını açarak güne başlıyor. Müşterilerin getirdiği bakır kaplara özenle ilgilenen Erişen’in kalayladığı malzemeler, müşterilerinden takdir topluyor. Mesleğini 45 yıldır devam ettirdiğini söyleyen Erişen, "Ben bu işe ilkokul 3. sınıfa giderken okuldan sonra dükkâna gelerek başladım, 8 yaşından beri bu işin içerisindeyim. Baba mesleğim, okulda dersimizi bitirip buraya çalışmaya geliyordum. Çalışmaya gelmeyince kızarlardı, ’dükkânda iş var, siz burada oturuyorsunuz’ derlerdi" şeklinde konuştu. "Meslek bitme noktasına geldi" Yeni neslin bu tür el sanatlarına merakı olmadığını ve bu yüzden eleman yetişmediğini söyleyen Erişen, "Gençlerin bu tür işlerde merakı yok. Bizim zamanımızda ve bizden sonraki nesilde merak vardı ama şimdiki yeni nesilde böyle bir merak ya da ilgi yok. Şimdiki gençler masa başı iş istiyorlar. Eskiden okullar bittiği zaman çocuklar gelirdi buraya ve ’çırak lazım mı’ diye sorarlardı. Şimdi ise ne gelen oluyor ne de giden. Kimse gelmiyor. Bu meslek bitme noktasına geldi, bizlerden başka yapan yok" dedi. "Bu mesleği öldürmek istemiyoruz" Elinden geldiğince mesleği yaşatmaya çalışacaklarını söyleyen Erişen, "Yeni bakır ürünler üretiliyor, onlar sayesinde bizler de ayakta kalabiliyoruz. Bakır çaydanlıkların eskiden başka modeli vardı, şu an ise daha farklı. Vatandaş özenip alıyor ve kalaya ihtiyacı olduğu zaman getirip kalaylatıyor. Biz de bunlar sayesinde kendimizi döndürebiliyoruz. Kahvaltı yerleri, çay bahçeleri bakır tava ve çaydanlık getiriyor, bunlar sayesinde ayakta durmaya devam ediyoruz. Kolay değil, 45 senedir yapıyoruz bu mesleği. İş olduğu sürece yapmaya çalışacağız. 70 senelik dükkân burası. Bu mesleği öldürmek istemiyoruz ama elimizden pek bir şey gelmiyor. Gözümüzün önünde erimeye devam ediyor" şeklinde konuştu. "Kalay doğru bir şekilde yapılmalı" Bakırın doğru kalaycılarda kalaylatılması gerektiğini söyleyen Erişen, "Bakırda pişen yemeği yedikten sonra kalan yemeği başka bir kaba boşaltılması gerekiyor. İçerisinde durmamalı, zehirlemesinden değil, kalayın dayanıklı durması için yapılması lazım. Vatandaşlar, ürünlerini sokakta geçen seyyar kalaycılara kalaylatıyorlar. Onlar kurşun ile kalayladığı için zehirlenme yapabiliyor. Bakır insanı zehirlemez, sadece kurşun ile yapılmayan doğru bir şekilde kalay yapılması gerekiyor" diye konuştu.
Bursa Bursa’nın alev savaşçısı kadınlarının eğitimi komandoları aratmadı Bursa’da 2024 yılında 18 bin olaya müdahale eden itfaiye ekiplerinin kritik yerinde görev alan alev savaşçısı kadınlar, aldıkları eğitimlerle komandoları aratmadı. Arama-kurtarma, yüksekten iniş ve ısıya dayanıklılık testi gibi zorlu eğitime tâbi tutulan kadın itfaiyecilerin, olaylara müdahalesi ise kameraya anbean yansıdı. Bursa merkez ve 17 ilçede vatandaşların can ve mal güvenliğini korumak için 7-24 nöbet tutan Bursa Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Teşkilatı, trafik kazaları ve doğal afetlere mücadele çerçevesinde profesyonel ekiplerle anında müdahale edebilmek için itfaiye teşkilatını güçlendirmeye devam ediyor. Artan ihtiyaçlar ve Bursa halkına en iyi şekilde hizmet verebilmek için yeni döneme kadın itfaiyecilerle giren itfaiye teşkilatı, 2024 yılında yaklaşık 18 bin olaya müdahale etti. Kadın personellere 5 ay önce kadro açan Bursa İtfaiyesi, bünyesinde yaklaşık 24 kadın itfaiyeci bulunduruyor. İtfaiyeci kadınların her hafta aldığı ısıya dayanıklılık, trafik kazasına müdahale, kuleden iniş, yangına müdahale gibi aldığı eğitimler, komanda eğitimlerini aratmazken, zorlu mücadele kameraya anbean yansıdı. İtfaiye Müdahale Şube Müdürü Hasan Kayaş, "Kadın personellerimiz yaklaşık 6 aydır bizimle birlikte aynı mücadeleyi devam ettiriyorlar. 650 erkek, 30 tane de kadın personelimiz var. Bursa İtfaiye Daire Başkanlığının kadın istihdamını arttırmaya çalışıyoruz. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Mustafa Bozbey, bize bu konuda erkek personellerin yapabileceği işleri kadın personellerin de yapabileceğini belirtti. Bize Bursa’da kadın personellerin arttırılmasına yönelik talimatlarını bildirdi. Biz de bu çerçevede kadın istihdamıyla kadromuzu güçlendirmeye çalışıyoruz" diye konuştu. İtfaiye Arama Kurtarma Şube Müdürü Erdal Öztürk ise, "Bursa İtfaiyesi 2024 yılında 18 bin olaya müdahale etti. Bu olayların başında yangın, arama kurtarma ve trafik kazalarına müdahale gibi önemli alanlar var. Burada ciddi eğitimler veriyoruz. Bursa merkez ve ilçelerde, sanayilerde vatandaşların can ve mal güvenliği için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu alanda çalışanlarımızı yetiştirmek ile birlikte, önemli ve ciddi çalışmalara yer veriyoruz" dedi. İtfaiyeciliğin çocukluk hayali olduğunu belirten kadın itfaiyeci Mısra Bayram, "Ben çocukken yan tarafta oturan arkadaşımın evi yanmıştı. O zaman itfaiye ekipleriyle tanıştım ve büyüyünce ben de itfaiyeciler gibi kahraman olacağım diyerek bu yola atıldım. Daha sonra lisesini okudum. Buralara geldik, kritik müdahalelere yönelik eğitimler alıyoruz. Bizi tek zorlayan ekipmanların ağır olması fakat onu da sporla destekliyoruz" şeklinde konuştu.
Bursa Serviks kanserinde erken teşhis hayat kurtarıyor Rahim ve rahim ağzı kanseri, hücrelerin anormal büyümesi sonucu oluştuğunu ifade eden uzmanlar, bu kanser türlerinin erken aşamalarda teşhis edilmesi, tedavinin daha kolay ve başarılı olması için önemli olduğuna dikkat çekti. Serviks kanserinin, rahmin alt kısmındaki serviks bölgesinde gelişen ve erken dönemde belirti vermeyen tehlikeli bir kanser türü olduğunu belirten Medicana Bursa Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Sabri Kartal, "Erken teşhis ile serviks kanseri tedavi edilebilir ve sağ kalım oranları oldukça yüksektir. Bu sebeple düzenli olarak yapılan Pap smear ve HPV testleri, kadın sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. Serviks kanserinin en önemli sebebi, uzun süreli yüksek riskli HPV enfeksiyonlarıdır. HPV aşısı bu konuda çok önemlidir. HPV, cinsel yolla bulaşan bir virüs olup, çoğu enfeksiyon semptom göstermeden geçse de, bazı yüksek riskli tipler serviks kanserine yol açabilmektedir. HPV aşısı, bu riski önemli ölçüde azaltan etkili bir korunma yöntemidir" diye konuştu. Erken dönemde serviks kanseri teşhisi konan kadınların tedaviye yanıtının oldukça yüksek olduğunu ifade eden Op. Dr. Kartal, "Erken dönemde yapılan Pap smear testlerinde anormal hücre değişiklikleri tespit edilirse, bu durum kanser öncesi aşamalarda müdahale edilmesine imkan tanır. Erken tedavi ile serviks kanseri tedavi edilebilir ve 5 yıllık sağ kalım oranı yüzde 92’ye kadar çıkabilir. Serviks kanseri riskini artıran faktörler, HPV enfeksiyonuna ek olarak, sigara içmek, erken yaşta cinsel ilişkiye başlamak ve bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıklardır. Ayrıca, HPV aşısı yaptırmayan kadınların ve düzenli Pap smear testleri yaptırmayan kişilerin daha yüksek risk taşını unutmaması gerekiyor" dedi. Serviks kanserinin tedavisinde cerrahi müdahaleler, radyoterapi ve kemoterapi gibi seçeneklerin bulunduğunu belirten Op.Dr. Kartal, "Erken evrelerde histerektomi (rahim ve serviksin alınması) en yaygın tedavi yöntemidir. Ancak, doğurganlık isteyen kadınlar için doğurganlık koruyucu cerrahi tedavi seçenekleri de mevcuttur. Serviks kanseri konusunda kadınları bilinçlendirmek ve düzenli kontrollerin önemini vurgulamak amacıyla, herkesi düzenli jinekolojik muayeneleri ve tarama testlerini yaptırması gerekiyor" şeklinde uyardı.
Diyarbakır 10 milyon mal varlıkları olan bohçacı hırsızlara "Avcı" operasyonu: 14 tutuklama Diyarbakır’da bohçacı kılığıyla evlere girip hırsızlık yapan çeteye "Avcı" operasyonu düzenlendi. Mal varlıkları 10 milyon lirayı bulan 14 şüpheli adli makamlarca tutuklandı. İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık ve Yankesicilik Büro Amirliğine bağlı ekipler tarafından evden hırsızlık şüphelilerine yönelik çalışma başlatıldı. Yüzlerini kapatıp bohçacı kılığında mahalle arasında dolaşan şüpheliler, çeşitli bahanelerle evlere girdi. Girdikleri evlerde birisi ev sahibini oyalarken, diğerinin ’tuvalete gidiyorum’ diyerek arka odalara girip ve yüklü miktarda ziynet eşya çaldığı belirlendi. Özellikle kameraların olmadığı binayı tercih eden şebeke, bir binanın güvenlik kamerasını fark edemeyerek takıldı. Şüpheliler, sürekli çevrede bulunan kameralara yakalanmamaya çalışıyordu fakat bindikleri bir takside kamera olacağını düşünemeyen şüphelilerin, taksideki kamerayı görünce panikle yüzünü kapattığı görüldü. "Avcı" operasyonu düzenleyerek eve aramaya giden polisler, lüks eşyalarla karşılaşarak şaşırdı. Operasyonda 14 şüpheli gözaltına alındı. Şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildikleri adli makamlarca tutuklandı. Zanlıların 10 milyon lira değerindeki ev, arsa ve araçlarına ise el konuldu. Öte yandan, daha önce işlediği suçlardan dolayı denetimli serbestliği bulunan şüphelinin, hırsızlığa çıkmadan önce polis merkezine giderek imza attığı görüntülere yansıdı.