SPOR - 28 Aralık 2014 Pazar 14:42

Turhal Güreşe Doydu

A
A
A
Turhal Güreşe Doydu

Turhal Minik Erkekler Serbest Güreş Turnuvası nefesleri kesen mücadelelerle tamamlandı.
Tokat Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü koordinesinde 27 Aralık 2014 tarihinde gerçekleştirilen Minik Erkekler Serbest Güreş Turnuvasına; Tokat Merkez, Almus, Artova, Erbaa, Niksar, Turhal, Reşadiye, Zile, Gözova Spor, Çat Kasabası, Çıkrık Spor ve Ormanbeyli Spor olmak üzere 12 takımdan 11 sıklette toplam 130 sporcu mücadele etti.
27 Aralık 2014 Cumartesi günü Turhal Mehmet Uzun Spor Salonu’nda saat 12.00’de saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasına müteakip Halkoyunları gösterisi ile devam eden Minik Erkekler Serbest Güreş Turnuvasına; Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü Spor Şube Müdürü Oktay Düzen, Sporcu Eğitim Merkezi Müdürü Doğan Şahin, Tokat ASKF Genel Başkanı Sezai Işkın, İlçe Müdürleri, Güreş İl Temsilci Ömer Akkaya, antrenörler, kurum personelleri ve Turhal’lı güreşseverler katıldı.
Müsabakaların bitiminde takım sıralamasında ve sıkletlerinde gerçekleştirilen törenle madalya ve kupaları; Turhal Belediye Başkan Yardımcısı Gürbüzhakan Alparslan, Sporcu Eğitim Merkezi Müdürü Doğan Şahin, Turhal Gençlik Hizmetleri ve Spor İlçe Müdürü Mustafa Uzun, Eski Milli Güreşçiler Mehmet Balcı, Erol Yıldırım, Muhsin Kaya, İlyas Yıldırım, Güreş Ağası Mehmet Bay, Milli Güreşçiler Soner Demirtaş, Rıza Yıldırım, Güreş İl Temsilcisi Ömer Akkaya, Tokat Güreş ve Güreşseverler Derneği Başkanı Onur Balcı, Turhal Güreşseverler Derneği Başkanı Ali Genç ve STK Temsilcileri tarafından verildi.
MİNİK ERKEKLER SERBEST GÜREŞ TURNUVASI SONUÇLARI
TAKIM SIRALAMASI
1.Turhal Gençlik ve Spor Kulübü
2.Zile Belediye Spor Kulübü
3.Çat Kasabası
SIKLETLERİNDE DERECEYE GİRENLER
29-32 KİLO
1. Ebubekir Aydın - Turhal Gençlik Spor Kulübü
2.Ahmet Durak - Çıkrık Spor Kulübü
3. Mert Hardal - Çat Kasabası
3.Hamdi Yılmaz - Çat Kasabası
35 KİLO
1.M.Eren İlhan - Turhal Gençlik Spor Kulübü
2.Hamza Çadırlı Oğlu - Ormanbeyli Spor
3.Samet Erdem - Almus Gençlik Spor Kulübü
3.İsa Besler - Çat Kasabası
38 KİLO
1.Ahmet Serdar Aydın - Turhal Gençlik ve Spor Kulübü
2.Bahadır Çalışkan - Zile Belediye Spor Kulübü
3.Ümit Mutlu - Ormanbeyli Spor Kulübü
42 KİLO
1.Serkan Al - Tokat Gençlik ve Spor Kulübü
2.Mesut Cebeci - Zile Belediye Spor Kulübü
3.Samet Çelik - Çıkrık Spor Kulübü
3.Ozan Harun Can - Erbaa Gençlik ve Spor Kulübü
47 KİLO
1.Ahmet Ulus - Turhal Gençlik ve Spor Kulübü
2.Burhan Bakır - Çat Kasabası
3.Yakup Aydın - Reşadiye Gençlik ve Spor Kulübü
3.Emin Demirtaş - Çat Kasabası
53 KİLO
1.Ferhat Çakır - Zile Belediye Spor Kulübü
2.Duran Demir - Turhal Gençlik ve Spor Kulübü
3.Oktay Can - Tokat Gençlik ve Spor Kulübü
3.Serkan Aydın - Erbaa Gençlik ve Spor Kulübü
59 KİLO
1.Mutlu Can - Tokat Gençlik ve Spor Kulübü
2.Batuhan Aydur - Niksar Gençlik ve Spor Kulübü
3.Salih Güzel - Almus Gençlik ve Spor Kulübü
3.Arif Kocabay - Reşadiye Gençlik ve Spor Kulübü
66 KİLO
1.Yasin Uzun - Çat Kasabası
2.Sefa Soysal - Turhal Gençlik ve Spor Kulübü
3.M.Akif Kalaycı - Almus Gençlik ve Spor Kulübü
3.Lütfullah Demirci - Reşadiye Gençlik ve Spor Kulübü
73 KİLO
1. Ahmet Mert Hazır - Erbaa Gençlik ve Spor Kulübü
2. Muhammed Ali Demir - Niksar Gençlik ve Spor Kulübü
3. Yunus Emre Hançer - Reşadiye Gençlik ve Spor Kulübü
3. Muhammed Eren Usta - Turhal Gençlik ve Spor Kulübü
85 KİLO
1. Semih Başkara - Turhal Gençlik ve Spor Kulübü
2. Hamid Mumcu - Turhal Gençlik ve Spor Kulübü
3. Burak Çınar - Tokat Gençlik ve Spor Kulübü
3. Aslan Özev - Zile Belediye Spor Kulübü
85-100 KİLO
1. Ahmet Emin Mumcu - Turhal Gençlik ve Spor Kulübü
2. Mehmet Ali Babur - Zile Belediye Spor Kulübü
3. Nurettin Çelik - Almus Gençlik ve Spor Kulübü
3. Abdulsamet Koç - Turhal Gençlik ve Spor Kulübü
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Doç. Dr. Özdil: “Gastroenteroloji hekiminin baktığı hastaların yüzde 30-40’ı İBS hastalarından oluşuyor” Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Burhan Özdil, huzursuz bağırsak sendromu (İBS) hastalığının toplumda sık görülmeye başladığını ve tamamen ortadan kaldırılabilecek bir hastalık olmadığını belirterek, “Bir gastroenteroloji hekiminin baktığı hastaların neredeyse yüzde 30-40’ı İBS hastalarından oluşuyor” dedi. Medical Park Adana Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Burhan Özdil, huzursuz bağırsak sendromu (İBS) hastalığı hakkında bilgi verdi. Doç. Dr. Özdil, hastalığın bulgularından bahsederek, “En az son 6 ay içerisinde, 3 haftayı geçen karın ağrısı, gaz, şişkinlik ve tuvalete çıkmakla rahatlayan şikayetler varsa, huzursuz bağırsak hastalığı tanısı koyarız. Genelde hikayeyle konulan bir tanıdır. Sebebi çok belli değil. Bağırsak hassasiyetinin, ağrı hassasiyetinin artmasıyla alakalı veya ağrı eşiğinin düşmesiyle alakalı herkeste olan gaz İBS hastalarında ağrıya sebep olabiliyor. Bazılarında da sindirimli sorun olduğu için bağırsaklarda normalden daha fazla gaz oluşuyor. Ve ağrıyı tetikleyebiliyor. Beyinle bağırsak arasında yakın bir ilişki vardır. Genelde de biz stres ve sıkıntının özellikle tetikleyici sebep olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu. “Detaylı araştırmak gerekir” Huzursuz bağırsak sendromunun 30 ve 50 yaş arasında daha sık görüldüğünü kaydeden Özdil, “Her yaş grubunda da görülebilir. Genelde hastalarda hikaye ile sorgulamayla şikayet durumuna göre tanı konulur. Fakat bir takım alarm semptomları vardır. Kilo kaybı, bulantı, kusma, özellikle gece uykudan ağrıyla uyanması, büyük abdestte kanama olması, bunlar alarm semptomudur ve altta ciddi bir sorun anlamına gelir. Dolayısıyla, detaylı araştırmak gerekir. O zaman endoskopik, kolonoskopi ve görüntüleme yöntemlerine başvurulur” dedi. “Diyette karbonhidratlı gıdaları biz azaltıyoruz” Doç. Dr. Burhan Özdil, huzursuz bağırsak sendromunda beslenmenin çok önemli olduğunun altını çizerek, “Özellikle karbonhidratlı gıdaları biz diyette azaltıyoruz. İBS’nin farklı tipleri var, biliyoruz. Kabızlıkla giden tipleri var. Onlarda lifli gıda öneriyoruz. İshalle giden tipleri oluyor. Onlarda daha çok ishal giderici, ishal düzenleyici ilaçlar, tedaviler ve diyetler öneriyoruz. Bir de karma (mix) grup dediğimiz kimi zaman ishal kimi zaman kabızlıkla seyreden tipleri var. Onlarda tedavi biraz daha zor olabiliyor tabii. İshal dönemlerde ishal giderici ilaç verdiğiniz zaman daha fazla kabızlık oluyor. Kabızlık döneminde ilaç verdiğiniz zaman da hasta daha fazla ishal olabiliyor” şeklinde konuştu. “Tamamen ortadan kaldırılabilecek bir hastalık değil” Hastalığın sebebi bilinen bir hastalık olmadığı için tedavide şikayetleri azaltıcı ve gaz giderici ilaçlar önerdiklerini söyleyen Doç. Dr. Özdil, şunları kaydetti: “Özellikle bu hastalığın temelinde bağırsakların aşırı kasılması spazmı vardır. Spazm giderici ilaçlar öneriyoruz. İshal olanlara ishal ilacı, kabızlığı olanlarda kabızlık giderici tedaviler öneriyoruz. Hastalık artık yaygın görülüyor. Son zaman toplumda bayağı artmaya başladı. Bu hastalığın bazı çalışmalarda toplumda yüzde 10-20 arasında, bazı çalışmalarda ise yüzde 30-40’a kadar olabileceği söyleniyor. Ama gastroenteroloji kliniğinde bir gastroenteroloji hekiminin baktığı hastaların neredeyse yüzde 30-40’ı İBS hastalarından oluşuyor. Dolayısıyla, önemli bir hastalık ve bir toplumsal sorun. Özellikle 40 yaşından sonraki hastalarda, ani gelişen semptomları olanlarda ve 2-6 haftalık tedaviye rağmen semptomda düzelme olmayanlarda, daha önce endoskopi, kolonoskopi yapılmamışsa mutlaka yapılmasını da öneriyoruz. Çünkü 40- 50 yaşlarından itibaren mide, bağırsak kanseri riski artmaya başlıyor. Bu hastalık hem gastroenteroloji hem diyetetik hem de psikolojik yönü olan bir hastalık. Üçlü bir tedavi yöntemi izlemek lazım. Hasta- hekim ilişkisi çok önemli, hastaların ikna olmaları gerekiyor. Burada organik bir sebep dediğimiz, gözle görülebilir bir hastalık olmadığı için hastayı ikna etmek lazım. Tamamen ortadan kaldırılabilecek bir hastalık değil. Şikayetler azaltılıyor, hasta rahatlatılabiliyor ama bu sürekli ve uzun süreli bir tedavi.”
Edirne Telefonlar akıllı, uykular kalitesiz Hayatımızın bir parçası haline gelen cep telefonları ve teknolojik aletler sanıldığı kadar masum değil. Özellikle cep telefonunun uyku sağlığını birkaç boyutu ile etkileyebildiğini söyleyen Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Levent Öztürk, parlak ışık, uyku zamanının yerine cep telefonunda geçirilen aktivitelerin koyulması ve medya içeriğinin uyku kalitesini düşürdüğünü belirtti. Uyku öncesi oyalanmak için göz gezdiriliyor. Hatta bazıları yastığının altına koyarak uyuyor. Peki ya uyumadan hemen önce telefonla ilgilenmek ve mavi ekrana maruz kalmak, uyku kalitesini nasıl etkiliyor. Uzmanlara göre, artan telefon bağımlılığı özellikle gençleri uykudan uzaklaştırıyor. Uyku sağlığını yeniden kazanmak için en az bir saat öncesinde uyku ortamının loş hale getirilmesi ve akıllı telefon dahil elektronik cihazlardan uzaklaşılması tavsiye ediliyor. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Levent Öztürk, cep telefonlarının uyku öncesi ihtiyaç duyulan melatonin hormonunun salgılanmasını baskıladığını ve bu nedenle uykuya dalmanın zorlaştığını söyledi. Akıllı telefonların uykuyu birkaç farklı yolla olumsuz etkilediğini söyleyen Prof. Dr. Öztürk, kaliteli uyku için tavsiyelerde bulundu. "Parlak ışık uykuya dalışı zorlaştırır" Cep telefonlarında genellikle parlak ışık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Öztürk, "Özellikle yeni modellerde bu ışık mavi spektrumuna doğru kaymış durumda. Bu nedenle o ışığa maruz kalmak özellikle beyinden salgılanan melatonin hormonunun baskılanmasına neden oluyor. Bu hormonu biz bir uyku stabilizatörü olarak değerlendiririz. Bu bakımdan melatonin eksikliği uykuya dalmayı zorlaştırır ve uyku süresince uykuyu daha kırılgan hale getirir. Bu önemli bir faktördür" dedi. Bir diğer faktörün uyku zamanının yerine cep telefonunda geçirilen aktiviteleri koymak olduğunu belirten Prof. Dr. Öztürk, video izleme, oyun oynama ya da arkadaşlarla mesajlaşma şeklinde zaman geçirmenin uykuya dalış süresini geciktirdiğine değindi. Cep telefonu aktivitelerinde zaman kavramı olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Öztürk, bu zaman çerçevesi yokluğunun uyku açısından bir sorun oluşturduğunu aktardı. Medya içeriğinin ve cep telefonunda neyle ilgilenildiğinin de önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Öztürk, şiddet içerikli ya da uyarıcı nitelikte olan görüntülerde vücudun uyarı sistemlerinin alarma geçtiğini ve uykuya dalışı zorlaştırdığını ifade etti. Alınacak önlemlerin başında yatak odasına elektronik cihaz sokmamak olduğunu ifade eden Prof. Dr. Öztürk, cep telefonu, bilgisayar ve televizyon ekranlarını uyunacak ortamda bulundurmamakta fayda olduğunu belirtti. Meslek gereği telefonu yanından ayıramayan vatandaşlara da tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Öztürk, cep telefonunun yataktan bir-iki metre kadar uzağa koyulmasının uyku kalitesini koruyacağını aktardı.