KÜLTÜR SANAT - 07 Temmuz 2024 Pazar 11:17

Sivas sucuğunun lezzetini bilimsel çalışmayla kanıtladı

A
A
A
Sivas sucuğunun lezzetini bilimsel çalışmayla kanıtladı

Eskişehir’de bir profesör, en lezzetli sucuğu tespit etmek için 2 bin 500 öğrenciye Sivas, Kayseri ve Afyonkarahisar sucuklarını tattırdı, Sivas sucuğu yüzde 80 beğeni ile birinci geldi.


Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Behçet Yalın Özkara en lezzetli sucuğu tespit etmek için ilginç bir bilimsel çalışmaya imza attı. Özkara; Sivas, Kayseri ve Afyon’dan temin edilen sucukları pişirtip 2 bin 500 öğrenciye tattırdı. Hangi sucuğun hangi ile ait olduğunu bilmeyen öğrenciler yüzde 80 oranla Sivas sucuğunu beğendi. Özkara çalışmasını şahsi sosyal medya hesaplarında paylaştı. Video ile Sivas sucuğunun lezzetini bir bakıma tescilledi. Sivas sucuğunun kalitesini tarafsız bir şekilde kanıtlayan Özkara, videosunda deney olarak nitelendirerek Sivas’ı tebrik etti.



“Diğer sucuklardan ayıran 3 sebebi var”


Sivas’ta sucuk üretimi yapan bir firmanın işletmecisi, Gıda Mühendisi Erdinç Hastaoğlu, Sivas sucuğunu diğer sucuklardan ayıran özelliklerden bahsetti. Hastaoğlu, “Sivas sucuğunu diğer sucuklardan ayıran 3 ana sebebi var. Birincisi hammaddesi olan büyükbaş hayvanlarımız. Büyükbaş hayvanlarımız yerli ırklardan olup yüksek rakımlı ve bitki çeşitliliğinin bol olduğu meralarda doğal şartlarda yetişmektedir. Böyle olunca ürünün tadı ve rehası diğerlerine göre farklı oluyor. Diğer bir sebebi de baharat çeşitliliğidir. Üçüncü sebep de ustalarımız. Tüm Türkiye’deki işleme tesislerinin sucuk, pastırma ve kavurma bölümünde çalışan maharetli ustalarımızın büyük bir çoğunluğu Sivas’tan çıkmaktadır” dedi.



“Diğer şehirler lezzeti asla yakalayamaz”


Kayseri ve Afyonkarahisar’ın sucuk ve pastırma ustalarının da Sivaslı olduğunu söyleyen Hastaoğlu, “Et ve et ürünlerini severek tüketen halkımız; sucuk, pastırma ve kavurmanın Sivas’ın olduğunu iyi bilirler. Ancak diğer şehirlerde bunu sahiplenmeye çalışıyorlar. Şöyle bir durum var bunun lezzeti, kokusu ve rehasını asla yakalayamazlar. Bu noktada 2022 yılında eski dönem Sivas Ticaret Borsası Başkanı Abdulkadir Hastaoğlu bu konuya son noktayı koymuş sucuk, pastırma ve kavurmanın ana vatanının Sivas olduğunu coğrafi tescil ile belirtmiştir. Diğer şehirlerden Kayseri ve Afyonkarahisar’ın sucuk ve pastırma ustaları da Sivaslıdır. Asıl usta başları da Sivaslıdır” ifadesini kullandı.



“Sivas sucuğunda baharat ön planda değildir”


Sivas sucuğunun yapım aşamasından bahseden Hastaoğlu, “Sivas sucuğunda daha çok baharat ön planda değildir. Etin rehası ön plana çıkarılmaya çalışılmıştır. Diğer bilinen birkaç şehir de onlar daha çok baharatla etin tadını baskılamaktadır. Biz bunu yapmıyoruz ve direkt et tadını müşterilere sunuyoruz. Sivas sucuğu 3-4 gün arasında tamamlanmaktadır. İlk gün et çekimi yapılır, yağ ve baharat karışımı yapıldıktan sonra 1 gün dinlendirilir. Ertesi gün bir daha kıyma çekilir ve dolum işlemi yapılır. Fırınlanmadan önce 1 gün daha bekler. 3 gün de fırınlama işlemi yapılır ve daha sonrasında 4 gün de tüketiciye sunulur” dedi.



“Günlük 10 ila 15 ton arasında üretim yapmaktayız”


Son olarak Hastaoğlu, Sivas’ta günlük 10 ila 15 ton arasında sucuk üretimi yapıldığını da hatırlatarak, “Son zamanlarda Sivas sucuğu ve pastırmasının ön plana çıkmasıyla beraber büyükşehirlerdeki marketler, müşterilerimizden büyük bir talep görmektedir. Bununla beraber üretim tonajlarımız da artmıştır. Diğer şehirlere göre biz birinci sınıf ürün yaptığımız için yaklaşık Sivas’ta tüm üreticilerimizle beraber günlük 10 ila 15 ton arasında üretim yapmaktayız” diye konuştu.



Sivas sucuğunun lezzetini bilimsel çalışmayla kanıtladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Ekmeğin neden bozulduğu Osmangazi’de konuşuldu Osmangazi Belediyesi tarafından düzenlenen "Medya Buluşması" adlı söyleşiye konuşmacı olarak katılan gazeteci-yazar Deniz Zeyrek ve Çiğdem Toker, ‘Ekmekler Neden Bozuldu’ konusunu ele aldı. Hasan Ali Yücel Dünya Klasikleri Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen söyleşiye Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın ile birlikte CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, Belediye Başkan Yardımcısı Mutlu Esendemir, belediye meclis üyeleri ve Bursa basınının temsilcileri katıldı. Moderatörlüğünü Bursa medyasının deneyimli gazetecilerinden Aysın Komitgan’ın yaptığı söyleşide gazeteci-yazar Orhan Akbal’ın ‘Önce ekmekler bozuldu, sonra her şey’ sözü üzerine konuşan konuklar, adalet sistemi bozulunca da her şeyin bozulduğuna dikkat çekti. “Paranın kölesi olanların mayası bozuldu” Ekmeğin özünü mayanın oluşturduğunu dile getiren Aysın Komitgan, insanın da bir mayası olduğuna vurgu yaparak, Türk halkında son zamanlarda ahlaki bir maya bozulması yaşanıp yaşanmadığını konuklara sordu. Deniz Zeyrek, ‘Önce ekmekler bozuldu, sonra her şey’ sözü, değişimin kötü bir şey olduğu algısı verdiğini, ancak her değişimin kötü bir şey olmadığını söyledi. "Önemli olan değişimi pozitif bir şekilde gerçekleştirmek" diyen Zeyrek, “Ülkemizin ve insanımızın mayası bozulmadı. Paranın kölesi olan insanların mayası bozuldu. Paranın kölesi olan kişiler, mayayı bozmaktan da ekmeği bozmaktan da çekinmez duruma geldi. Ancak, insanımızın ve ülkemizin ana omurgası yani mayası tutmuş. Bunu da en güzel Cumhuriyet’in 100. Yıl kutlamalarında gördük. 29 Ekim 2023 günü 2 milyon 900 bin kişi Anıtkabir’e gitti. Devletin bütün imkanlarını kullanan iktidara rağmen, halkımızın yarısı Cumhuriyet için dimdik ayakta olduğunu ve sahip çıktığını gösterdi” dedi. “Bizi sağlam tutan maya Cumhuriyet” Türkiye’de siyasi bir değişime ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Zeyrek, “Kararlı, demokrasiye, hukuk devletine ve kurallara sahip çıkan bir iktidara ihtiyaç var. Hangi parti olursa olsun, gelen iktidarın yaşanan çürümeyi ve bozulmayı engellemesi gerekiyor. Bu olmazsa asıl mayamız o zaman bozulacak. Asıl o zaman ahlaksızlaşacağız ve yolsuzlaşarak çürüyeceğiz. Zaten maya çürüdüğünde de bir daha toparlama şansı olmaz. O aşamaya gelirsek ne vatanımız kalır ne halkımız kalır. Ben gelecek adına umutluyum. Mayamızın bozulmadığı kanaatindeyim. Bizi sağlam tutan mayanın da Cumhuriyet olduğunu düşünüyorum. Bu mayayı çalanlar da başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere silah arkadaşlarıdır” diye konuştu. “Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar zirve yaptı” Ekmeklerin bozulmasını hem mecazi hem de gerçek anlamlarında ele alan Çiğdem Toker, "Gerçek anlamda baktığımızda bizim çocukluğumuzdaki ekmekler daha doyurucuydu. Bu kadar beyaz değillerdi. Gramajları bu kadar düşük değildi. Bu kadar çok rafine edilmiyorlardı. Ekmeğin son 20 yıl içerisinde geçirdiği süreç bile bize birçok şeyi anlatıyor aslında. Geçim konusunda ele aldığımız ekmek ise bambaşka bir hadise. Hem işsizlik, hem mesleksizlik hem de ekonomik sorunlara karşılık geliyor. Türkiye’de her zaman geçim sıkıntıları oldu. Ancak son yıllarda yaşanan yoksulluğu ben görmedim. Sadece ekonomik olarak değil, insanın insan olarak hak ettiği haklar konusunda da bir yoksulluk yaşıyoruz. Yolsuzluk da, yoksulluk da yasaklarda ülkemizde son dönemde zirve yaptı. Bu yoksulluklar da iktidarın tercihleri dolayısıyla yaşıyoruz. İnsan sadece insan olduğu için ve bir devlete vatandaşlık bağıyla bağlandığı için bir çok hakka sahip. Fakat bu haklar artık tuzla buz olmuş durumda. Bizim yeni baştan vatandaşlığın ne olduğunu hatırlamaya ve hatırlatmaya ihtiyacımız var” dedi. “Adalet bozulunca da her şey bozuluyor” Türkiye’de son dönemde şiddet olaylarında yaşanan artışın insanların ekmeğe ulaşamamasının ya da yaşanan ekonomik sıkıntıların etkisinin olup olmadığını elen alan Deniz Zeyrek, “Ülkemizde geçmiş yıllarda da şiddet olayları yaşandı. Vahşice katledilen insanlar oldu. Vahşet insanların bir kısmı tarafından kuşaktan kuşağa taşınıyor. Bu tür olaylar, yoksulluk arttığında, insanların çaresizliği arttığında çoğalıyor. Adalette yaşanan çürüme de şiddet ve vahşet olaylarını tetikliyor. Geçtiğimiz gün sokak ortasında bir kadına tecavüz etmeye çalışan iki kişinin serbest kaldığını gördük. Ancak, fikirleri yüzünden insanlar yıllardır hapis yatıyor. Ömür boyu yanımızda olmaması gereken insanlar serbest dolaşıyorlar. Yoksulluk arttığında ahlaki açıdan bir çürüme olur. Ancak çürüme devlet başladığında işler kontrolden çıkar. Türkiye’nin iyi yönetilememe gibi bir sorunu var. Bu olayların altında da bu sebep yatıyor. Adalet bozulunca da her şey bozuluyor” dedi. “Sosyal medya mahkemeleri ile adalet sağlanıyor” Moderatör Aysın Komitgan’ın Türkiye’de son dönemde ortaya çıkan sosyal medya adaleti hakkındaki sorusunu yanıtlayan Çiğdem Toker, “Ülkemizde çok ciddi cezasızlık uygulaması olmuş durumda. Bunun birçok sebebi var. İçimizi soğutmayan kararlar alındı ve bu da toplumda öfke durumu oluşturdu. Kadına bakış açısı da önem taşıyor. Sosyal medya mahkemeleri diye bir kavram oluştu. Suç işlediği ortada olan ceza almayan kişilerin, sosyal medyada yayılmasından sonra tekrardan yargılanmaları ve ceza almaları çok garip. Hukuk devletinde yarığının bu şekilde işlememesi gerekiyor. Ancak ülkemizde durum bu şekilde işlemiyor. Özellikle kadına ve çocuğa yönelik suçlarda zanlıların serbest bırakılmasının ardından, olayın sosyal medyada paylaşılması ve tepkilerin olmasıyla birlikte şahısların tekrardan yargılanması çok oluyor” diye konuştu. Konuşmalarının ardından, gazeteci-yazar Deniz Zeyrek ve Çiğdem Toker programa katılan konukların ve meslektaşlarının sorularını yanıtladı. Söyleşi sonunda Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Deniz Zeyrek Çiğdem Toker ve Aysın Komitgan’a teşekkür plaketi takdim etti.
Ankara İçişleri Bakanı Yerlikaya: "Kadınlara şiddet uygulamaya kalkanlara, onların huzuruna kast edenlere rahat nefes aldırmayacağız” İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “Kadınlara şiddet uygulamaya kalkanlara, onların huzuruna kast edenlere rahat nefes aldırmayacağız. Jandarmamızla, Emniyetimizle, Sahil Güvenliğimizle huzurun teminatı olmaya devam edeceğiz” dedi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünü ziyaret ederek, kentte yaşanan son olaylarla ilgili bilgi aldı. Sosyal medya hesabından konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Bakan Yerlikaya’nın paylaşımında şu ifadeler yer aldı: “İstanbul Emniyet Müdürlüğümüzü ziyaret edip, meydana gelen son olaylarla ilgili brifing aldım. İçişleri Bakanlığı olarak en temel ilkemiz ülkemizin huzurudur. Ülkemizin huzurunun temeli de kadın temel hak ve özgürlüklerinden, kadına şiddete sıfır toleranstan geçer. Kadınlara şiddet uygulamaya kalkanlara, onların huzuruna kast edenlere rahat nefes aldırmayacağız. Jandarmamızla, Emniyetimizle, Sahil Güvenliğimizle huzurun teminatı olmaya devam edeceğiz. Bu amaçla İstanbul’un huzur ve güvenliği için gece ve gündüz ekip sayılarımızı artırdık, arttırmaya devam ediyoruz. 2024 yılının ilk yarısında İstanbul Emniyetimize katılan personel ve araç takviyesi sonrası İstanbul’da; personel sayımızı yaklaşık 7 bin artırdık. Gündüz ve gece ekip sayımızı iki katına çıkardık. Son olarak yine bu dönem İstanbul Emniyetimize 2 bin 380 personel ve 174 araç daha verdik. Artan personel sayımız; gece ve gündüz ekip sayımız mahalle mahalle, sokak sokak şehirlerimizin huzur ve güvenliğini tesis etmek içindir. Emniyet güçlerimiz her an Milletimizin emrinde ve hizmetindedir. Aziz Milletimiz emin olsun: Huzurumuza kast edenlerle, suç odaklarıyla mücadelemizi gece gündüz demeden yılın 365 günü sürdürüyoruz ve sürdürmeye devam edeceğiz. Vahşi bir cinayete kurban giden Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner kızlarımıza Allah’tan rahmet, acılı ailelerine başsağlığı diliyorum. Beyoğlu’nda iki şahıs tarafından taciz edilen kızımıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.”