POLİTİKA - 08 Ekim 2024 Salı 15:38

Vali Ekici: “İlimizde küçük de olsa bir fay hattı var”

A
A
A
Vali Ekici: “İlimizde küçük de olsa bir fay hattı var”

Şırnak’ta Vali Birol Ekici başkanlığında Uluslararası Afet Risklerinin Azaltılması Günü toplantısı gerçekleştirildi. Vali Ekici; “İlimizde küçük de olsa bir fay hattı var” dedi.


Vali Birol Ekici başkanlığında gerçekleştirilen Uluslararası Afet Risklerinin Azaltılması Günü toplantısına Vali Yardımcısı Hasan Hüseyin Alpaslan, İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Birlik, Belediye Başkan Yardımcısı Ömer Birlik, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hakkı Turgut, AFAD İl Müdürü Muzaffer İşlek ve Şırnak Üniversitesi Öğretim üyesi Orkun Kantarcı katıldı.


Toplantıda, Şırnak düzeyindeki afet risk azaltma çalışmalarına dair kapsamlı sunumlar yapıldı. Toplantında Vali Birol Ekici ve kurul üyeleri, video konferans aracılığıyla İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş ve AFAD Başkanı Vali Okay Memiş’in il valilerine hitap ettiği toplantıya katıldı.


Yapılan video konferans toplantısının ardından valilik toplantı salonunda basın açıklaması düzenleyen Şırnak Valisi Birol Ekici, 2000 yılından bu yana Şırnak’ta meydana gelen afetlere dikkat çekerek, Şırnak olarak daima alarm durumda olunması gerektiğini söyledi. Vali Ekici, ”13 Ekim afet risklerini azaltılması günü. Tüm dünyada afet risklerinin azaltılması günü olarak kutlanıyor. Bu haftada İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya’nın emri ile tüm illerimizde afet risklerini değerlendirilmesi, il afet risk azaltma çalışmalarının gözden geçirilmesi için bir çalışma başlatmış bulunmaktayız. Hepimizin bildiği üzere ülkemiz, coğrafi jeolojik yapısıyla ve iklim yapısı itibari ile bir çok afet risklerini barındıran bir bölgededir. 17 Ağustos 1999 depreminden sonra yüzlerce afeti birlikte yaşadık. Bu afetlerde binlerce insanımız hayatını kaybetti. Milyonlarca insanımız bunlardan etkilendi ve milyarlarca lira kaybımız oldu. En son 6 Şubat depreminde hepimizin bildiği üzere asrın felaketi denilen, felaket ülkemizde yaşandı ve Kahramanmaraş depremlerinde 11 ilimizde 13 buçuk milyon insan etkilendi. 53 bin vatandaşımız hayatını kaybetti ve milyarlarca liralık mal kaybımız oldu. Bu afet risklerini azaltılması için tüm illerimizde il afet risklerini azaltma planlarımızı hazırlamış bulunmaktayız. İlimizin il afet risklerini azaltma planı hazır durumdadır. 2021 yılında hazırlanmıştır. Bu planda 206 tane eylem vardır. Bu eylemleri daima gözden geçiriyoruz. Hepimizin bildiği üzere ilimizde 2000 yılından sonra 8 tane deprem yaşanmıştır, ilimizde küçük de olsa bir fay hattı vardır. 2009 yılından sonra 1 çığ felaketimiz, 1 heyelanımız ve Kumçatı ve Cizre’de 2 tane sel baskınımız vardır. Bu yaşadığımız olaylar, bizim Şırnak olarak daima alarmda kalmamızı kurumlar olarak hazırlıklı olmamızı ve vatandaşlarımızı afet risklerinden korumamızı ve bunun için gece gündüz çalışmamızı gerektiriyor. Bu çalışmaları tekrar 2025 yılında, 206 eylemimizi üniversitemizin de katkısı ile tekrar gözden geçireceğiz. Bunları tüm halkımızla paylaşacağız” diye konuştu.


Dünyada meydana gelen afetlere en çok yardım yapan ülkelerin başında Türkiye’nin geldiğini belirten Vali Ekici, “Hepimizin bildiği üzere, afet riskleriyle mücadele yerelden başlıyor. 2015 yılında Birleşmiş Milletlerin öncülüğünde Sendai’de yapılan toplantıda afet risklerinin tespit edilmesi, bunların azaltılması için tüm paydaşlar ile birlikte toplantılı yapılması, risklerin üzerine gidilmesi, risklerin azaltılması ve risklerin ortadan kaldırılması için tüm dünyaya bir çağrı yapıldı. Ülkemizde bu yönde çok çalışma yapıyor. Bugün şunun ile gurur duyabiliriz. Ülkemiz 2017 yılından sonra dünyada afet yaşayan tüm bölgelere en çok yardım yapan ülkelerin başında gelmektedir. Hatta birkaç yıl Kızılayımız ve ülkemiz yardım yapan ülkeler arasında 1’inciliği almıştır. Bu yılda dünyanın en cömert, en çok yardım yapan ülkelerin arasındayız. Bu çerçeve de afetler ile mücadele kapasitemizi arttırmamız gerekmektedir. Özellikle bu kapasite meselesine çok yoğun olarak vurgu yapmak istiyorum. Okullardaki çocuklarımızın afetlere karşı eğitilmesi, mahallelerde vatandaşlarımızın afetlere karşı bilinçlerinin arttırılması, mahallelerde toplanma alanlarımızın oluşturulması ve tüm vatandaşlarımızın, afetler gerçekleştiği zaman aslında en çok ihtiyacımız olan kişi kimdir? Komşumuzdur. Bizim en yakınımızdakilerdir. Bunların afet ile mücadele etmek üzere eğitilmesi çok önemlidir. Bunlar üzerinde yoğun bir şekilde çalışacağız ve Şırnak ilimizi, ülkemizi, milletimizi afet risklerinden korumak üzere çok çalışacağız” şeklinde konuştu.



Vali Ekici: “İlimizde küçük de olsa bir fay hattı var”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Erzurumlu tatlıcıdan 1000 öğretmene tatlı ve pasta ikramı Erzurumlu tatlı ustası Selami Atiş, 24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle kent merkezinde bulunan 1000 bin öğretmene baklava ve yaş pasta ikram etti. Öğretmenler Günü nedeniyle Erzurum kent merkezindeki okulllara giderek, öğretmen salonlarında öğretmenlere sürpriz yaptıklarını vurgulayan Selami Atiş, “Bugün, bir milletin geleceğini şekillendiren, çocuklarımıza ışık tutan, onların hayatlarına dokunan siz değerli öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü. Bu özel gün, her birinizin fedakârlığını, emeğini ve özverisini yüceltmek, bir toplumun gelişmesindeki en önemli yapı taşlarından biri olan öğretmenlerimize teşekkür etmek için bir fırsattır. Selami Usta olarak biz de bu anlamlı günde, sizlere olan minnettarlığımızı ifade etmek istedik. Bir öğretmenin, yalnızca bilgi öğretmekle kalmayıp aynı zamanda karakterleri şekillendiren, yaşamlarına dokunan, onlara ilham veren bir lider olduğunu biliyoruz. Bu yüzden, öğretmenlerimizin emeklerine olan saygımızı ve sevgimizi, en tatlı şekilde ifade etmek istedik.” dedi. " İyi ki varsınız, iyi ki öğretmensiniz" 1000 öğretmene baklava ve yaş pasta ikram ederek, eğitimcilere küçük bir teşekkür sunmak istediklerini vurgulayan hem tatlı işletme sahibi ve hem de ustası Selami Atiş , “Tatlılar, tıpkı sizin gibi, insanları bir araya getirir, sofraları şenlendirir, kalpleri ısıtır. Biz de bu anlamlı günde, bir nebze de olsa, sizlere tatlı bir anı bırakmak istedik. Sizlerin emeğiyle şekillenen her bir öğrenci, toplumumuza katkı sağlayan birer değer haline geliyor. Bugün, bu değerli katkılarınız için bir kez daha teşekkür etmek, minnettarlığımızı ifade etmek istedik. İyi ki varsınız, iyi ki öğretmensiniz. Yeni nesillere ışık tutan, toplumumuzu daha aydınlık yarınlara taşıyan siz değerli öğretmenlerimize, Selami Usta ailesi olarak teşekkürlerimizi sunar, her birinizin Öğretmenler Günü’nün anlamı kadar güzel, tatlı ve huzurlu geçmesini dileriz. ş eklinde konuştu.
Bursa BTSO Kimya Konseyi Bursa Business School’da buluştu Kimya sektöründe kamu, üniversite ve iş dünyası paydaşlarını ortak akıl vizyonuyla buluşturan BTSO Kimya Konsey Toplantısı Uludağ’da Bursa Business School ev sahipliğinde gerçekleştirildi. BTSO Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Gülmez, Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden kimya sanayinin, pek çok sektöre ara mal ve hammadde temin eden bir sanayi dalı olarak gerek üretim gerekse de dış ticarette ülke ekonomisine oldukça büyük fayda sağladığını söyledi. Sektörlerin gelişimine ivme kazandıran projelere öncülük eden BTSO Sektör Konseyleri çalışmalarına devam ediyor. BTSO tarafından Uludağ’da iş dünyasının referans eğitim merkezi olarak kurgulanan Bursa Business School’da gerçekleştirilen ‘Bursa Kimya Sektörü Strateji Raporu’ istişare toplantısı BTSO meclis ve komite üyeleri, üniversiteler, yerel yönetimler, kamu kurumları, akademik odalar ve sivil toplum kuruluşlarından yoğun bir katılımla gerçekleşti. “Sektörün ihracatı için projeler üretiyoruz” Toplantının açılışında konuşan BTSO Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Gülmez, BTSO olarak sektörün ihracat odaklı büyümesinin yanı sıra istihdam ve nitelikli üretiminin artması için yoğun bir çaba sarf ettiklerini söyledi. Sektöre yönelik Ur-Ge projeleriyle üyelerinin dünyaya açılmasını ve kurumsal kimliklerini güçlendirmeyi sürdürdüklerini belirten Gülmez, “BTSO çatısı altında faaliyet gösteren Kimya Sektör Konseyi olarak, Bursa’mızın rekabet gücüne büyük katkılar sağlayan bu önemli yapılanma içinde çalışmalarımıza kararlılıkla devam ediyoruz. Bugüne kadar konseylerimizle, Bursa’mızın dönüşüm sürecini hızlandıran ve sektörlerimize ivme kazandıran 60’tan fazla örnek projenin hareket noktası olduk” dedi. “Konseylerimiz dinamik bir yapıya kavuştu” Bilgi temelli yeni ekonominin, yeşil ve dijital dönüşümle şekillendiği ve girişimcilik ekosisteminin daha da önem kazandığı bu dönemde sektörlerin gelişimine yönelik çalışmalarını sürdüren konseylerin öneminin altını çizen Gülmez, “Konseylerimiz sizlerin de katkılarıyla daha dinamik bir yapıya kavuştu. Meclis ve komite üyelerimizden sivil toplum kuruluşlarına, üniversite ve akademik odalardan kamu kurum temsilcilerimize kadar konseylerimizin her bir üyesi, sektörlerimizi harekete geçirecek projelerin oluşmasına öncülük etmek için büyük bir çaba gösteriyor. Geçtiğimiz sene Odamızın referans eğitim merkezi Bursa Business School’da kimya sektörümüzün stratejik arama çalıştayını yine bu salonlarda gerçekleştirmiştik. Bugün tekrar sektörümüzün yol haritasına katkı sunmak için bir araya geldik. Bu çerçevede, hep birlikte sektör raporu çalışmalarıyla sektörlerin ihtiyaçlarına cevap vermeye, politika ve strateji geliştirme süreçlerine katkı sunmayı sürdüreceğiz” dedi. “Ortak akılla hareket edilmesi sektör için çok kıymetli” BTSO Kimya Konseyi Başkanı İlker Duran, kimya sektörünün geniş bir yelpazede birçok sektöre katkı sağladığını belirtti. Üretim yapan tüm sektörlerde kimya sektörünün önemli bir yer tuttuğunu vurgulayan Duran, “Dünyadaki kimya ticaret hacmi 2,2 trilyon doları buluyor. Ülkemizde de kimya sektörü, kritik bir öneme sahip. Bu nedenle sektörün tüm paydaşlarının birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi gerekiyor. Konsey olarak, Bursa’da sektörün hak ettiği yere ulaşması için mücadele etmeye kararlıyız. Kimya sektörü, Ar-Ge’ye dayalı bir alan. Uluslararası rekabette güçlü bir konum elde edebilmek için inovasyona yatırım yapmamız gerekiyor. Üniversite-sanayi iş birliği bu noktada kritik bir rol oynuyor. Firmalarımızın rekabet gücünü artırmak, daha fazla ihracat ve üretim gerçekleştirmek için inovasyon şart. Kimya Konseyi olarak üniversitelerimizle yakın iş birliği içindeyiz ve ortak projeler hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Sektörün ilerlemesi için ortak akılla hareket edilmesi çok kıymetli” diye konuştu. Sektörün şehir içinde yer alan plansız üretim alanlarının taşınmasını istediğini ifade eden İlker Duran, “Biz de kimya sektörü olarak KOBİ OSB projesinin hayata geçmesini istiyoruz. Kent merkezinde yanıcı, patlayıcı kimyasalların üretim ve depolama alanlarının bulunması ciddi bir risk oluşturuyor. Daha fazla üretim yapmak ve kapasiteyi artırmak için uygun alanlar şart. Ayrıca, hava kirliliği ve trafik gibi sorunların çözülmesi adına bu projenin hayata geçmesi oldukça önemli. Bursa, ihracatta bir dönem ikinci sıradayken maalesef şu an 4. sıraya geriledi. Bunu tersine çevirmek ve şehrimizi hak ettiği konuma taşımak için kimya sektörü olarak elimizi taşın altına koymaya hazırız. Yeter ki bize gerekli alanlar işaret edilsin. Ar-Ge odaklı, yüksek teknolojili ve düzenli üretim alanlarıyla daha fazla üretim yaparak ülkeye döviz kazandırabiliriz. Kimya sektörünün ilerlemesi, ülkemizin her alanda güçlenmesine katkı sağlar” dedi. Kimyasal riskleri göz ardı etmemeliyiz Şehir içindeki firmaların düzenli alanlarda toplanmasının faydalı olacağını ifade eden Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Tekin Mutlu, “Aklın, bilimin ve mantığın olduğu her yerde, mantıkla beraber hareket etmekle mükellefiz çünkü biz bilim insanıyız. Tüm odalarla birlikte, özellikle çevre koruma, su ve hava kirliliği konusunda endişelerimiz var. Ancak, KOBİ OSB’nin planlı bir şekilde kurulması taraftarıyız. Bursa’da kimyasal riskler göz ardı ediliyor. Şehrin kimyasal risk haritası yok. Meydana gelebilecek Marmara Depremi Bursa’yı etkileyecek ve bunun ardından kimyasal sızıntılar, patlamalar ve yangınlar ikinci bir felakete yol açabilir. Eğer üretim ve depolama yapan kimya firmaları belirlenen KOBİ OSB bölgesinde toplanırsa, bizim işimiz çok kolaylaşır. Bu sayede kimyasalların envanterini kolaylıkla çıkarabiliriz ve şehir, bir bomba üzerinde oturmaktan kurtulur.” dedi.
Çankırı Ustalar uyardı: Kış öncesi araç bakımına dikkat Çankırı’da, havaların soğumasıyla birlikte sürücülere uyarılarda bulunan oto tamirciler, araçların yapılmayan bakımlarının can ve mal kaybına sebebiyet verebileceğine dikkat çekti. Kış mevsiminin gelmesi ve havaların soğumaya başlamasıyla birlikte sürücülerin araç bakımlarını ihmal etmemeleri konusunda uyarılarda bulunan oto tamirciler, araçlardaki sıvı kontrolleri, lastik ve periyodik bakımlarının önemine dikkat çekti. Çankırı’da soğuk havaların hissedilmesiyle araç sahiplerine yapılması gerekenler hakkında önemli uyarılarda bulunan oto tamirciler, araçların mutlaka bakımdan geçmesi gerektiğini, aksi takdirde can ve mal kaybına sebebiyet verebileceklerini söyledi. Kış öncesi araçlarının bakımlarını yaptırmak isteyen sürücüler ise sanayinin yolunu tuttu. “Canınıza ve malınıza zarar gelmemesi için kışlık lastikler kış öncesinde mutlaka taktırılmalı” Çankırı’da uzun yıllardır araç tamir ustası olarak çalışan Şenol Şentürk, “Araçların kış öncesi bakımında antifriz dolumu önemlidir. Antifriz dolumu yapılmadığı takdirde motor blokları donar ve devir daim bozulur. Antifriz koyulduğunda, devir daimler bozulmaz ve bloklar çürümez. Kalorifer bakımları da çok önemlidir. Bakımların yapılmadığı takdirde kaloriferler sıcak üflemez. Kalorifer peteklerinin de temizlenmesi gerekir. Kesinlikle kışlık lastiklerinin olması gerekiyor. Canınıza ve malınıza zarar gelmemesi için kışlık lastikler kış öncesinde mutlaka taktırılmalı. Kışlık lastiklerin takılmadan önce rot balans ayarı yapılıp ön ve arka takı kontrolleri yapılması gerekiyor. Arızalı parçalar da varsa onlarında değişmesi lazım. Sürücüler bunları yapmadığı takdirde kazaya sebebiyet verebilir” dedi. “Fren balataları ve diskleri de kontrol ettirmekte çok fayda var” Kış aylarında araçların rutin bakımlarının düzenli yapılmasını gerektiğini belirten Mehmet Adam ise, “Başta kışlık lastiklerimizi takmamız gerekiyor. Ardından, antifriz, radyatör kaçakları, yağ ve hortumları kontrol etmemiz gerekli. Dizel araçlarda, turbo ve enjektörlerine bakılması ve rutin bir bakım yapılması gerekiyor. Fren balataları ve diskleri de kontrol ettirmekte çok fayda var. Ben kendi aracımın kış öncesi, yağını, filtrelerini, fren balatalarını ve lastiklerimi değiştirdim. Şu anda aracıma gönül rahatlığıyla binebiliyorum” diye konuştu. “Yolda herhangi bir can ve mal kaybı olmaması için bu tür bakımları her yıl yaptırmamız gerekiyor” Aracının kışlık bakımını yaptırdığını dile getiren Ozan Sicim, “Kış ayları geldi, havalar soğumaya başladı. E tabii doğal olarak araçlar ve yollar da bu durumdan etkilendi. Bende aracımın lastik, antifriz, kalorifer tamiri gibi kışlık bakımlarının hepsini yaptırdım. Yolda herhangi bir can ve mal kaybı olmaması için bu tür bakımları her yıl yaptırmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.