ASAYİŞ - 13 Temmuz 2024 Cumartesi 16:49

Hain darbe girişiminde sokağa çıkan Cizreli, o anları anlattı

A
A
A

15 Temmuz hain darbe girişiminde sokağa çıkıp direnen Yunus Emre Yiğit, "Tepkimizi göstermek için Cizre Köprüsü’nde insan barikatı oluşturduk" dedi.

15 Temmuz Hain darbe girişiminden 8 yıl geçti. Darbe girişiminin seyrini değiştiren adreslerden biri de Şırnak Cizre ilçesiydi. FETÖ’cü komutanlar, darbeye destek için asker sevkiyatı yapmaya çalıştı. Şırnak Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanlığına bağlı 300 komando, Şerafettin Elçi Havalimanına doğru yola çıktı. Ancak hesap edemedikleri bir direniş onların kirli planını boşa çıkardı. Yola çıkan darbecilerin hedefi Şırnak Şerafettin Havalimanına ulaşmaktı. Cizre’den geçip kendileri için gönderilen uçaklarla Ankara’ya gitmeyi planlayan darbeciler, önce Cizre girişinde daha sonra Cizre Köprüsü’nde halkın ve emniyetin direnişi ile karşılaştı.

Darbe gecesi sokağa ilk çıkıp tankın önünde setten duvar ören vatandaşlardan olan Yunus Emre Yiğit, darbe gecesi yaşadıklarını İHA muhabirine anlattı. Yiğit, hain darbe girişiminden 8 yıl geçmesine rağmen hala nöbette olduklarını söyledi.

Darbeye karşı çıkmak için Cizre Köprüsü’nde etten duvar ördüklerini belirten Yiğit, "Cizre halkı olarak bizler darbeyi duyduğumuz andan itibaren cumhurbaşkanımızın talimatları ile sokağa çıktık. Tepkimizi göstermek için güvendiğim arkadaşlarımı çağırarak Cizre Köprüsü’nde insan barikatı oluşturduk. Amacımız ülkenin her noktasında olduğu gibi darbenin karşısında durmak ve askeri unsurların şehrin merkezine hareket etmesini engellemekti. Şırnak Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanlığına bağlı 300 komando ekibi, Şırnak Şerafettin elçi havalimanından Ankara’ya hareket edecek ve özel birliklerin merkezine doğru yol alacaklardı" dedi.

Tankın üzerine çıkıp al bayrağı dalgalandırdığını belirten Yiğit, "Darbe gecesi ailemle vedalaşarak sokağa çıktım. Siyasi darbelerin olduğu vakitlerde bir daha eve geri dönmemek vardı. Bende ailemle helalleştikten sonra sokağa çıktım. Bizler, canımızı verme pahasına olsa bile o gece dışarı çıktık. Darbeyi duyup sokağa çıkan ilk insanlardan biriside bendim. Dışarıya çıktığımızda askeri unsurların olduğu 105. nokta olan Cizre Köprüsüne hareket ettik. Cizre Köprüsü’nde askeri araçların önünde insan barikatı oluşturarak askeri unsurların şehir merkezine inmelerine ve havalimanına yetişmelerini engelledik. Al bayrağımızı taşıyarak tankın üzerine çıktım ve milli iradeye hiçbir şeyin üstün gelmediğini göstermek için al bayrağımızı dalgalandırdım. Bizler her daim devlete, millete olan inancımızla darbelerin karşısında duracağız" ifadelerinde kullandı.

Cüneyt Özkaya

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis El Aman Hanı restorasyon çalışmaları gözden geçirildi Bitlis’in tarihi dokusunu yansıtan önemli yapılardan El Aman Hanı, kapsamlı restorasyon çalışmalarına ev sahipliği yapıyor. Düzenlenen inceleme toplantısında, çalışmalara dair kritik değerlendirmeler yapıldı. Toplantıda, tarihi yapının restorasyon sürecinin mevcut durumu, teknik detaylar ve karşılaşılan zorluklar masaya yatırıldı. Katılımcılar, mimari özelliklerin korunması adına yapılan çalışmaları detaylandırarak, öneri ve değerlendirmelerde bulundu. Özellikle modern tekniklerin kullanılarak yapının tarihi değerinin korunması gerektiği vurgulandı. Eren Üniversitesi Rektörü Necmettin Elmastaş, El Aman Hanı’nın kültürel miras açısından önemine değinerek, “Bu tür projelerle tarihi değerlerimizi gelecek nesillere aktarmayı amaçlıyoruz. Çalışmaların planlandığı gibi ilerlediğini görmek bizleri memnun ediyor” ifadelerini kullandı. Toplantı sonrası katılımcılar, restorasyon alanını ziyaret ederek çalışmaları yerinde inceledi. Ekip, saha çalışanlarından yapılan işler hakkında detaylı bilgi aldı. Restorasyon sürecinin tamamlanmasının ardından El Aman Hanı’nın bölgenin turizm potansiyeline önemli katkı sağlaması bekleniyor. Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş’ın başkanlığındaki toplantıya, Vakıflar Bölge Müdürü Ali Osman Ayan, İstanbul Üniversitesi Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kemal Kutgün Eyüpgiller, Restorasyon Uzmanı Dr. Olcay Aydemir ve Mimar İlknur Adak, Rektör Danışmanı Adnan Alkan, Yapı İşleri Daire Başkanı Süleyman Erdemli katıldı.
İstanbul GAC, Guangzhou Otomobil Fuarı’nda üç yeni model tanıttı GAC, Guangzhou Otomobil Fuarı’nda yeni S7, AION UT ve HYPTEC HL modellerini tanıttı. Çin’in en büyük otomobil üreticilerinden biri olan GAC Group, Guangzhou Otomobil Fuarı 2024’te elektrikli, uzun menzilli ve plug-in hibrit segmentlerini kapsayan üç modelini; S7, AION UT ve HYPTEC HL’yi tanıttı. Üç yeni model hakkında şu bilgiler verildi: Markanın, ilk ‘gelişmiş zekâ’ aracı olduğunu söylediği beş koltuklu büyük SUV S7, 2,6 metrelik ışık şeridi, 4WD’li üçüncü nesil PHEV sistemi ve 1000 kilometrenin üzerinde karma menzile sahip. Ayrıca, kişiselleştirilmiş mod ayarı için sekiz ön ayarlı ifadeye sahip yapay zeka destekli ortam aydınlatması, Kuzey Işıkları’ndan ilham alan arka lambalar, gizli kapı kolları ve çatı LiDAR sensörleri ile şık ve fütüristik bir sürüş deneyimi sunuyor. Markanın küresel stratejik modellerinden biri olan AION UT de fuarda görücüye çıktı. Üst düzey bataryalı elektrikli araç olarak konumlandırılan UT, yumuşak siluetli bir hatchback olup, ekstra uzun 2 bin 750 mm dingil mesafesi, oval şekilli farları ve minimalist C şeklindeki arka lambaları ile benzerlerinden ayrılıyor. Grubun son çıkış modeli, lüks SUV standartlarını yeniden tanımlamayı amaçlayan altı koltuklu büyük bir araç olan HYPTEC HL oldu. 5 bin 126 mm uzunluğundaki HL, zarif aydınlatma ekranları, üst düzey video ve ses donanımları, süet tavan ve baştan sona birinci sınıf deri gibi lüks özelliklerle dolu, ancak rakiplerinden ayrılmasını sağlayan şey, ikinci sıra konforuna yeni bir odaklanış. HL, ikinci sıradaki yolcular için dokunmatik ekranlar, hızlı şarj bağlantı noktaları ve ekstra geniş kolçaklarla donatılmış ikiz 18 noktalı masaj koltuklarına sahip.
Van Van’da 82 yıllık çay evinde nostaljiye yolculuk Van’ın İpekyolu ilçesindeki Kahvaltıcılar Sokağı’nda yer alan ve 82 yıllık geçmişiyle dikkat çeken çay evi, ziyaretçilerine nostaljik bir yolculuk sunuyor. Van’da 1942 yılından bu yana hizmet veren çay evi, soğuk kış aylarında misafirlerine sıcak bir ortam sağlıyor. Sobanın üzerinde demlenen tarçınlı çayın kokusu mekânı sararken, sigara içilmesinin teklif dahi edilmediği bu huzurlu ortam, konuklarını geçmişin sıcaklığıyla kucaklıyor. Çay evine gelenler, sıcak bir bardak çay eşliğinde eski günleri yâd ederken, mekânın tarihi atmosferi kış günlerinde adeta bir sığınak sunuyor. Eski bir binada hizmet veren ve odun sobasının etrafında koyu sohbetlere ev sahipliği yapan çay evinin müşterilerinin büyük kısmı ise yaşlılardan oluşuyor. İHA muhbirine konuşan 55 yaşındaki çay evi sahibi Dolayı Öztürk, 1942 yılından bu yana hizmet veren Van’ın en eski çay evi olduğunu belirtti. Geçmişten kalan sandalye ve masaları dahi değiştirmediklerini ifade eden Öztürk, “Zamanında büyüklerimiz bu masalarda, sandalyelerde oturduğu için onları değiştirmiyoruz. Burada çay içip, kararlar vermişler ve bazı küskünler barışla sonuçlanmış. Bu yüzden burada değişiklik yapmak istemiyoruz. Elimizden geldiği kadar işimizin hakkını vermeye çalışıyoruz. Kışın gelmesi ve havaların soğumasıyla ilk olarak tarçın çayına başlıyoruz. Sobanın üzerinde demlenen tarçın çayına kuşburnu ve ıhlamur gibi bitkileri de karıştırıyoruz. Bu yıl tarçın çayına ek olarak elma çayı da yapıyoruz” dedi. Uzun yıllardır aynı çay evine geldiğini ifade eden Mehmet Salih Yusufoğlu ise arkadaşlarıyla bir ara geldiği çay evinde huzur bulduğunu dile getirdi.