EKONOMİ - 05 Ağustos 2024 Pazartesi 12:58

Fındıkta file sistemi yaygınlaşıyor

A
A
A
Fındıkta file sistemi yaygınlaşıyor

Karadeniz Bölgesi’nin önemli geçim kaynaklarından fındığın hasadında kullanılan file yöntemi, üreticiler arasında her geçen gün yaygınlaşıyor.


Samsun’un Çarşamba ilçesinde fındık üreticileri, fındık hasat işçiliğindeki maliyeti azaltmak için file sistemine yöneliyor. File sistemi kuran üreticiler, hasat döneminde daha az iş gücü kullanarak, daha fazla fındık toplama imkânı buluyor. Çarşamba’daki birçok fındık üreticisi, file sistemi sayesinde işlerinin kolaylaştığını ve hasat verimliliğinin arttığını belirtiyor. Üreticiler, bu modern sistemin fındık toplama sürecini hızlandırdığını ve maliyetleri düşürdüğünü ifade ediyor. File sitemini kullanan fındık üreticisi Turgut Bozyel, “File sistemi sayesinde fındıklarımızı az maliyet ile daha kısa sürede topluyoruz. Bu sistem, hem zamandan hem de iş gücünden tasarruf etmemizi sağlıyor” dedi.


Yaygınlaşan file sistemi ile hasat yapan üreticilerden biri olan üretici Turgut Bozyel, “Fındık hasadına yavaş yavaş başlıyoruz. Hazırlıklarımızı yapıyoruz. Bu kapsamda filelerimizi seriyoruz. Bu ayın sonuna doğru da toplamaya başlayacağız. Burada yaklaşık 6 dönüm yerimiz var. Buraya fındık işçilerine toplatmaya çalışsak en az 30 işçinin tarlada çalışması gerekecek. 30 işçinin günlük ücretleri kişi başına 1000-1250 TL arasında olmuş olsa bayağı bir maliyetli oluyor. Ama fileyle 30 kişinin topladığı yeri 3 kişi bir günde topluyoruz" diye konuştu.


Kahverengi kokarca zararlısının da fındığa çok büyük zararlar verdiğini, dolayısıyla rekoltenin tahmin edilen ve beklenenden daha düşük olacağını söyleyen üretici Bozyel, “Hava şartları ve kokarca zararlısından dolayı fındıkta çok dökülme oldu. Dolayısıyla tahmin edilen rekolte çıkmaz. Kokarca zararlısı bu sene geçmiş senelere göre daha fazla. İlaçlama yapıyoruz ama gördüğünüz üzere yeni doğum yapmış olan kokarcalar halen daha var. Fındık hasadı masraflı bir iş. Başlangıçta ot kesimi, ilaçlama masrafları derken bayağı masraflı bir iş oluyor. Bir de gündelikçi çalışan tarlalar olduğu zaman maliyet daha da artıyor. Ama bizim gibi kendi çabaları ile topladıkları zaman maliyet biraz daha düşük oluyor. Aşağı kesimlerden ziyade yukarı kesimler de bu hasadı toplamaya hazır hale getirmek ve toplamak çok zor. Maliyet gerçekten çok fazla” şeklinde konuştu.


File sistemini kullanmayı tercih eden üreticilere Tarım ve Orman Bakanlığınca Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında yüzde 50 hibe desteği verildiği öğrenildi.



Fındıkta file sistemi yaygınlaşıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul ‘Farklı Olsan Ne Olur’ sergisi Kadırga Sanat Galerilerinde sanatseverlerle buluştu Sanatçı Jeroen Yasin Demoen, 30 yıllık Türkiye deneyiminin ardından, 10 yıl önce tanıştığı ebru sanatında ürettiği eserlerini ‘Farklı Olsan Ne Olur’ sergisiyle Kadırga Sanat Galerilerinde sanatseverlerin beğenisine sundu. Sanatçı Jeroen Yasin Demoen, 30 yıllık Türkiye deneyiminin ardından, 10 yıl önce tanıştığı ebru sanatında ürettiği eserlerini ‘Farklı Olsan Ne Olur’ sergisiyle Fatih’te bulunan Kadırga Sanat Galerilerinde sanatseverlerin beğenisine sundu. Hazırlanan seçkide, sanatçının Japon suminagashi, Türk ebrusu, kaplangözü ebru örnekleri, ebru sanatından esinlendiği heykelleri ve 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası’na atfen hazırladığı lösemili hücreler serisi bulunuyor. Kadırga Sanat Galerilerinde üç ay boyunca sergilenecek olan ‘Farklı Olsan Ne olur’ sergisi sanatseverlere ebru sanatının farklı yorumları ve teknikleriyle zenginleşmiş 240’ı aşkın eserden oluşan bir seçki sundu. Dimoen açılış töreninde eserleri ziyaretçilerine tek tek anlattı. "Ebru yaparken iplik, saç kurutma makinesi ve diş fırçası gibi malzemeler de kullanıyorum" Yaptığı konuşmada 30 yıldır Türkiye’de olduğunu ve 10 yıldır da ebru sanatı ile ilgilendiğini anlatan Dimoen, “10 sene önce ebru ile tanıştım sonra giderek çalışmalarımı farklılaştırmaya çalıştım, bir hikaye aramaya çalıştım. Geleneksel ebru sanatı da çok güzel ama ben yapım tekniği olarak da farklılık arıyorum. Ebru yaparken iplik, saç kurutma makinesi ve diş fırçası gibi malzemeler de kullanıyorum. Necmettin Hoca yıllar önce çiçek yapınca eleştirilmişti am farklı bir şey yapmasaydı belki de ebru sanatı bugün yok olmuştu. Herkes umarım daha da farklı çalışmalar yapar. Herkese çok teşekkür ederim” diye konuştu. 12 Ekim tarihinde ziyarete açılan sergi 12 Ocak tarihine kadar Kadırga Sanat Galeri’sinde sanatseverler ile buluşacak.
Samsun Maralfalfanın ilk hasadı yapıldı Samsun’un Bafra Ovası’nda bir kez ekildikten sonra 10 ila 15 yıl boyunca hasat edilebilen ve boyu 60 günde 3 metreye ulaşan maralfalfa yem bitkisinin ilk hasadı yapıldı. Ekimi yapıldıktan sonra bir haftada çıkmaya başlayan, 45 günde kardeşlenme yaparak uzayan maralfalfa kaba yem bitkisi, Bafra’da yetiştiriliyor. Sürmeli Mahallesi’nde 30 dönümde organik olarak yetiştirilerek bir ilk gerçekleştiren Ahmet Yüksel, çelikleme konusunda da üreticilere yardım edebiliyor. İlk hasadı gerçekleştiren üretici Ahmet Yüksel, “Şu anda ektiğimiz maralfalfa, pakchonk 1 imparator cinsi. Ürünümüzün tarlada ekimi karık içi 70 santim, karık aralığı 70 santim olmak üzere 1 dekara 2 bin adet çelik ekimi yapılıyor. İlk ekimden sonra kısa bir zaman içerisinde hasadımız yapılıyor. İlk hasatta beklenti tonaj olarak yaklaşık 5-6 ton, ondan sonra ki her hasat 45 ila 50 gün aralıklarla devam edip, kardeşlenme sayısı çoğalacağı için 5-6 tonluk hasadımız 7-8 ton, üçüncü biçimde 10 tonlara, yıllık olarak 1 dekardan ortalama 50-60 ton beklentimiz var. İlk kez Karadeniz Bölgesinde 30 dekarlık bir ekim gerçekleştirdik. Hayvancılığımıza sıfır maliyetli kaba yem bitkisi için bu yüksek proteinli maralfalfa olmazsa olmazımızdır. Bafra Ovamızda yaklaşık 30 çiftçimiz kendi çeliklerini yetiştirmek üzere çelikhanelerini kurdular. Birim fiyatını ben 10 liradan verdim. Maralfalfa çeliği satışı yapanlar 20-25 lira arasında bu çeliği satıyor. Ben 2025 yılında da 10 liradan devam edeceğim” dedi. Ürünün Bafra ve besiciler üzerindeki olumlu etkilerinden bahseden Bafra Ziraat Odası Başkanı Osman Tosuner, “Örnek çiftçilerin var olması sevindirici. Çiftçinin bunu kullanmasını tavsiye ediyorum. 2-3 ay içinde bu ürünün katkıları anlaşılır. Beside ve sütte hangisinin daha verimli olduğu o zaman geniş kapsamlı konuşulur. Hocalarımız ve çiftçilerin gerçekleştireceği bir söyleşinin de verimli olacağını düşünüyorum” diye konuştu. Maralfalfanın Bafra’da yetiştirilen 4. doğal yem bitkisi olduğuna dikkat çeken Süleyman Özata ise, “2010 yılında başlayan macera organik köyü başlangıcımızla beraber çevreye uyumlu, toprağa uyumlu, havaya uyumlu ürünlere gidiyoruz. Sürmeli’de, Bafra’da, Orta Karadeniz’de 4. organik ürün, maralfalfa. Bu maralfalfa çok yıllık bir bitki olup büyük baş hayvanlarda kaba yemde çok faydasının olduğuna inandığımız bitki. İlk hasadını bugün yapıyoruz. İnanıyorum ki sütte, ette ve büyük-küçükbaş hayvan yetiştirmede tarımsal alanda çok büyük katkısı olacak. Bizler buna inandık, inandığımızı ispat için varız. Şu anda ilk biçimde güzel bir randıman aldık. İkinci, üçüncü biçimi de yapacağız. İlk bakımından sonraki hizmeti çok önemli. 50 günden sonra rahat bir biçim olacak. Senede 3 defa biçeceğiz ve mısıra alternatif, ota alternatif, yeme alternatif bir şey olacak. Biz ette, sütte sıfır maliyet diyoruz. O sıfır maliyet için Sürmeli’de başlattığımız bu ürünü yetiştirmeye kararlıyız. Türkiye’nin besiciliğinin kurtuluşu maralfalfada diyebilirim” şeklinde konuştu.
İstanbul ‘Farklı Olsan Ne Olur’ sergisi Kadırga Sanat Galerileri’nde sanatseverlerle buluştu Sanatçı Jeroen Yasin Demoen, 30 yıllık Türkiye deneyiminin ardından, 10 yıl önce tanıştığı ebru sanatında ürettiği eserlerini ‘Farklı Olsan Ne Olur’ sergisiyle Kadırga Sanat Galerilerinde sanatseverlerin beğenisine sundu. Sanatçı Jeroen Yasin Demoen, 30 yıllık Türkiye deneyiminin ardından, 10 yıl önce tanıştığı ebru sanatında ürettiği eserlerini ‘Farklı Olsan Ne Olur’ sergisiyle Fatih’te bulunan Kadırga Sanat Galerilerinde sanatseverlerin beğenisine sundu. Hazırlanan seçkide, sanatçının Japon suminagashi, Türk ebrusu, kaplangözü ebru örnekleri, ebru sanatından esinlendiği heykelleri ve 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftasına atfen hazırladığı lösemili hücreler serisi bulunuyor. Kadırga Sanat Galerilerinde üç ay boyunca sergilenecek olan ‘Farklı Olsan Ne olur’ sergisi sanatseverlere ebru sanatının farklı yorumları ve teknikleriyle zenginleşmiş 240’ı aşkın eserden oluşan bir seçki sundu. Dimoen açılış töreninde eserleri ziyaretçilerine tek tek anlattı. “Ebru yaparken iplik, saç kurutma makinesi ve diş fırçası gibi malzemeler de kullanıyorum” Yaptığı konuşmada 30 yıldır Türkiye’de olduğunu ve 10 yıldır da ebru sanatı ile ilgilendiğini anlatan Dimoen, “10 sene önce ebru ile tanıştım sonra giderek çalışmalarımı farklılaştırmaya çalıştım, bir hikaye aramaya çalıştım. Geleneksel ebru sanatı da çok güzel ama ben yapım tekniği olarak da farklılık arıyorum. Ebru yaparken iplik, saç kurutma makinesi ve diş fırçası gibi malzemeler de kullanıyorum. Necmettin Hoca yıllar önce çiçek yapınca eleştirilmişti am farklı bir şey yapmasaydı belki de ebru sanatı bugün yok olmuştu. Herkes umarım daha da farklı çalışmalar yapar. Herkese çok teşekkür ederim” diye konuştu. 12 Ekim tarihinde ziyarete açılan sergi 12 Ocak tarihine kadar Kadırga Sanat Galeri’sinde sanatseverler ile buluşacak.
Balıkesir Başkan Akın’dan Şehir Tiyatrosu müjdesi Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, kentin en köklü eğitim kurumlarından olan Sırrı Yırcalı Anadolu Lisesi (SYAL)’in 40. kuruluş yıldönümü programına katıldı. Yırcalı ailesinin şehrin eğitim hayatına kattıkları değerden bahseden Başkan Akın, Balıkesirli sanatçı İlker Ayrık’ın da destekleriyle Balıkesir’e şehir tiyatrosu kazandıracaklarının müjdesini verdi. Sırrı Yırcalı Anadolu Lisesi (SYAL) kuruluşunun 40. yılını kortej yürüyüşü ve ardından okul konferans salonunda gerçekleşen programla kutladı. Programa Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’ın yanı sıra Karesi Kaymakamı Metin Arslanbaş, AK Parti Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbay, Karesi İlçe Milli Eğitim Müdürü Sami Günnü, İş İnsanı Rona Yırcalı ve Yırcalı ailesi, Okul Müdürü Ali Duran, okul aile birliği yönetim kurulu üyeleri, SYAL Mezunlar Derneği yönetim kurulu ve dernek üyeleri, öğretmenler, mezunlar ve öğrenciler katılım sağladı. Başkan Akın, salona girişte büyük alkış aldı. Programın sunuculuğunu Balıkesirli ünlü oyuncu İlker Ayrık yaptı. Balıkesir’in tanınmış isimlerinden iş insanı Rona Yırcalı okulun tarihçesiyle ilgili bilgi vererek, köklü eğitim kurumunun yetiştirdiği öğrencilerin başarılarıyla gurur duyduklarını söyledi. Balıkesir’e Şehir Tİyatrosu geliyor Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, ünlü sanatçı İlker Ayrık ile Balıkesir Şehir Tiyatrosu ile ilgili görüşme gerçekleştirdiğini belirterek “Balıkesir değişiyor, dönüşüyor. Telefon açtım ve dedim ki; Balıkesir’de bir şehir tiyatrosuna ihtiyacımız var. ’Elini taşın altına koyar mısın?’ dedim. ’Tamam’ dedi. Huzurlarınızda teşekkür ediyorum.” sözleriyle şehre yakın zamanda bir şehir tiyatrosu kazandırma çalışmasında olduklarını söyledi. Hayatlarını eğitime adadılar Balıkesir’in eğitim hayatında Yırcalı ailesinin çok önemli bir yere sahip olduğunu söyleyen Başkan Akın “40 yılı değil, hayatlarını eğitime adayan Yırcalı ailesine teşekkür ediyoruz. Benim de babamdan, dedemden hep bildiğim, duyduğum ailelerdendir. Hakikaten iyi ki varlar. Gençlere örnek oluyorlar. 40 yıl, hakikaten zor bir yol. 40 yıl içerisinde binlerce mezun verip eğitime dertlenmiş, evlatları ve Balıkesirlileri bir arada tutup onların başarılı noktalara gelmesi için elini taşın altına koymuş bir aile. Hakikaten hepimizin onuru, gururu. Bu önemli günde ayrıca yakın zamanda kaybettiğimiz değerli annemiz Müşerref Yırcalı’ya Allah’tan rahmet, tüm Yırcalı ailesine de başsağlığı dileklerimi iletiyorum” dedi. İmkanlarımızı seferber ettik Sırrı Yırcalı Anadolu Lisesi’nin diğer okullara da örnek olan bir okul noktasına geldiğini ifade eden Başkan Akın, “Burada emekler çok. Başta Rona Bey, öğretmenler, siz öğrenciler, okul yönetimi ayrı ayrı muhteşem. Buradaki SYAL ruhu, Balıkesir ruhu ve Kuvayi Milliye ruhu Çünkü hepimiz birer Kuvayi Milliyeciyiz. Milli birlik ve beraberlik bizim için her şeyin ötesindedir. Onun için bizim anlayışımızda partizanlık, ayrımcılık yoktur. Ne vardır? Milli birlik ve beraberlik. O milli birlik ve beraberlik de işte bu tür anlayışı devam ettiriyor. Gençlerimiz güçleniyor. Gençlerimiz güçlendikçe Balıkesir’imiz çok daha önemli bir noktaya gidiyor. Gençlerimizin Balıkesir’den gitmediği, profesyonelleşerek bu kente katkı sundukları bir geleceği hayal ediyoruz. Bunun için de hem iş dünyası hem de bizler el ele vererek tüm imkânlarımızı gençlerimiz için seferber ediyoruz” diye konuştu. Balıkesir’e hep beraber imza atalım Konuşmasının sonunda SYAL mezunlarına çağrıda bulunan Akın “Değerli kardeşler, hatta buradan mezun olup diğer illere, hatta başka ülkelere giden başarılı yöneticiler var. Başarılı bilim insanları, başarılı iş insanları var. Ben bu kardeşlerimizi, ‘Ben şehrim için ne yapabilirim?’ diyen bütün mezunlarımızı Balıkesir’e hizmet etmeye davet ediyorum” dedi. Konu hakkında SYAL Mezunları Derneği Başkanıyla bir görüşme gerçekleştirdiklerinin bilgisini paylaşan Akın, “Orada kendileriyle görüştük. Dedik ki, biz Balıkesir’imizi daha da güzelleştirmek istiyoruz. Buna katkı sunmak isteyen kim varsa başımızın üzerinde yeri var. Bu konuda anlaştık, görüştük ve SYAL Mezunları Derneği ile birlikte çalışmalar yapacağız. SYAL mezunlarıyla hep beraber olalım, Balıkesir’e hep beraber imza atalım" dedi.