GENEL - 25 Mart 2012 Pazar 14:25

ANAYASA ULUSAL GENÇLİK TOPLANTISI SAMSUN`DA YAPILDI

A
A
A
ANAYASA ULUSAL GENÇLİK TOPLANTISI SAMSUN`DA YAPILDI

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Gençlerin mutlaka bu anayasada sözleri olmalı, talepleri olmalı, talimatları olmalı ve yapılacak anayasaya sahip çıkmalı ki, bu anayasa yapıldıktan sonra yeniden tartışmalara, yeniden ileri geri konuşmalara başlamayalım, yolumuza devam edelim" dedi.
Anayasa Platformu Girişim Grubu adı altında bir araya gelen 13 meslek kuruluşu, sendika konfederasyonu ve sivil toplum örgütü tarafından TEPAV sekreteryasında düzenlenen "Türkiye Konuşuyor Vatandaş Toplantıları"nın sekizincisi Samsun`da yapıldı. Toplantıya Türkiye`nin çeşitli illerinden gelen gençler yeni anayasayı tartıştı.
Samsun Atatürk Spor Salonu`nda Türkiye Konuşuyor Vatandaş Toplantıları çerçevesinde yapılan Anayasa Ulusal Gençlik Toplantısı`na TBMM Başkanı Cemil Çiçek, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, meslek kurulu, sendika konfederasyonları ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin yanı sıra TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi milletvekilleri katıldı.
Toplantının açılışında konuşan Hisarcıklıoğlu, yeni anayasanın aslında gençler için lazım olduğunu söyledi. Gençlerden kendi gelecekleri için fikirlerini ortaya koymalarını isteyen Hisarcıklıoğlu, "Günlük hayatta birbirlerimizle fikirlerimiz, menfaatlerimiz çatışsa bile ülkemizin geleceği olan, ülkemizin geleceğinin kurgulanacağı bu Anayasa Platformu`nda hepimiz bir araya geldik. Niye yeni bir anayasa? 1980`lerde kişi başına düşen gelir bu ülkede bin 600 dolar civarındaydı. İşte geldik tıkandık 10 bin
200 dolarlar civarına. Şimdi bir hedef koyduk biz, 11 yıl sonra Türkiye`de kişi başına düşen gelirin 25 bin dolara çıkmasını istiyoruz. 25 bin dolara çıkmasını istemeyen var mı Türkiye`de? Hepimiz zengin olmak istiyoruz. Bu zenginliğe gidecek yolun başlangıcı, sistemin esas ana kurucusu, binanın temeli anayasadan başlar. Anayasa olmadan sistemin diğer unsurlarını düzeltebilmemiz mümkün değil ve bu küresel yarışta biz geri kalmak istemiyoruz 1 dakika bile kaybetmek istemiyoruz. O 1 dakikayı bile kaybetmemek
için yeni anayasayı istiyoruz. Yeni anayasa aslında sizler için lazım. Bizlerden daha fazla yaşayacak olan sizlersiniz. Bu ülkenin geleceğinin esas temeli siz gençlersiniz. Sizler için yapılması lazım. Onun için bu yeni anayasada en çok sözü söyleyecek olan sizlersiniz. Bu sizin geleceğiniz. Bizler geldik, gidiyoruz. Bizler bu ülkeyi aldık bin 60 dolardan 10 bin 200 dolara. Sizler bunu 25 bin dolara, ondan sonrada 50 bin dolara çıkartmak görevi sizin. Onun için Sayın Meclis Başkanımıza ve
milletvekillerimize, siyasi partilerimize teşekkür ediyoruz. Dediler ki, `terzi milletin kendisi olacak` dediler. İşte bu sefer terzi sizsiniz. Uzmanların hazırladığı değil. Milletin hazırladığı bir anayasa olacak. Bu milletin hazırladığı anayasada da gençlerle beraber Samsun`da olmadan başlayabilmemiz mümkün değildi. Samsun bu cumhuriyetin temellerinin atıldığı yer. Bu şehrin mana ve anlamına uygun olarak gençlerle bir araya geldik. Gençler, bugün ne söyleyecekseniz kendi geleceğiniz için söyleyeceksiniz.
Bugünden sonra daha mutlu, özgür, huzurlu, bireyi esas alan bir anayasanın yapılmasında hepinizin katkısı olacak. Bugün kendi geleceğiniz için kimseden korkmadan, çekinmeden bütün fikirlerinizi ortaya koyun" diye konuştu.
Gençlerden düşüncelerini yaşayabilecekleri bir anayasal ortama göre şekillendirmelerini isteyen MHP Konya Milletvekili TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi Faruk Bal, "Gelecekte nasıl yönetileceğinizin, gelecekte hangi özgürlük alanlarında ne derecede serbestçe faaliyet gösterebileceğinizin ve devlet olarak size hizmet edecek kurum ve kuruluşların nasıl bir yapı içerisinde olacağının sesini vereceğiniz bir gündür. Bu ses yüreğinizden geçtiği gibi anayasaya yansımalı. Düşüncelerinizi özgürce, çekinmeden,
olduğu gibi yansıtmanızı istiyorum. Bu anayasayı biz yapacağız ama siz yaşayacaksınız" diye konuştu.
Türkiye`nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu söyleyen CHP Konya Milletvekili Anayasa Uzlaşma Komisyonu Üyesi Atilla Kart, "4 aydan bu yana anayasa çalışmalarını sürdürüyoruz, bu süre esnasında şöyle bir tabloyu görüyoruz, Türkiye`de nefret ve ayrışma ortamının giderek tırmandığı bir dönemde anayasa yapmanın bir zorunluluk haline geldiğini görüyoruz. Ayrışmayı giderecek ortak paydayı yakalamak durumundayız. Bu sorumluluklarımız sebebiyle Samsun`dayız" şeklinde konuştu.
Yeni anayasanın Türkiye için tarihi bir zaruret haline geldiğini belirten AK Parti İstanbul Milletvekili TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Mustafa Şentop ise konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "Türkiye yeni anayasa yapıyor. Yeni anayasa meselesi Türkiye açısından tarihi bir zaruret haline gelmiştir. Mevcut anayasa ve mevcut anayasadan önceki anayasalar Türkiye`de belli bir anlayışın, belli bir paradigmanın ürünüdür. Bu paradigma Türkiye`de milletin kendi kendini yönetemeyeceğini, ancak bürokratik oligarşinin
henüz ergin olmayan millete vesayetle Türkiye`nin temel kararlarını vererek bu ülkeyi yöneteceği bir anlayışla hazırlanmıştır. 1982 Anayasası da böyledir, önceki anayasalarda böyledir, buna vesayetçi anlayış diyoruz. Türkiye vesayetçi anlayışı, yani bürokratik oligarşinin hakim olduğu bir siyasal anlayışı, sistemi terk etmiştir. Türkiye siyasi partilerin bir tercihi olarak değil, bir tarihi zaruret olarak yeni anayasa meselesiyle karşı karşıyadır. Yeni anayasa meselesinin Türkiye açısından bir kuşak
meselesi, bir gençlik meselesi olduğu kanaatindeyim."
"YENİ ANAYASADA GENÇLERİN TALEPLERİ OLMALI, SÖZLERİ OLMALI, TALİMATLARI OLMALI"
Bu tabloyu Türkiye`nin özlediğini, Türkiye`nin en büyük işçi konfederasyonlarının temsilcileri, esnaf teşkilatının en büyük kuruluşunun temsilcileri, ticaret odaları, borsalar, sanayi odalarının temsilcileri, memur konfederasyonlarının ve gençlerin ve milletin temsilcilerinin bir arada olduğunu söyleyen TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Bu tablo Türkiye`nin arzu ettiği bir tablo. Sadece anayasa konusunda değil Türkiye`nin en temel, en yakıcı, en zor sorunlarının çözümü konusunda eğer bu tabloyu Türkiye`nin her
tarafına yaygınlaştırabilirsek, farklı fikirlerde ve düşüncelerde olsak bile nasıl buralarda uygarca, temiz bir üslupla, temiz bir ifadeyle fikirlerimizi, eleştirilerimizi, beklentilerimizi ifade edebiliyorsak, emin Türkiye`deki şu atmosferi değil böyle yıllarca, 1 yıl şu havayı Türkiye`nin her tarafına egemen kılabilsek biz bu anayasayı da yaparız, Türkiye`nin yakıcı sorunlarını da çözeriz. Yapacağımız iş kadar önemli olan şu tablodur. Bunun iyi anlaşılması lazım, halen yeteri kadar anlaşıldığı kanaatinde
değilim. Türkiye`nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu buradaki insanlar söylüyor. Buradakiler dediğimiz Türkiye`nin milyonlarca insanını temsil ediyor. İhtiyaç var, talep var, tecrübe var, akademik birikim var, yani un var, yağ var, şeker var. Halkın yüzde 95`i de bu mecliste temsil ediliyor. Bu defa biz bu işi başarmamız lazım. İlk defa halkın katılımıyla, halkın istekleri doğrultusunda, halkın verdiği talimatlar çerçevesinde yeni bir anayasayı yapabilmeliyiz. Bu özgüvenimizi artıracaktır, Türkiye`nin
itibarını, meclisin itibarını artıracaktır. Siyasete güveni artıracaktır. Birlikte bir iş yapabilmenin onurunu gururunu birlikte kendi kalbimizde yaşayacağız ve yaşatacağız. Türkiye`nin bu tip başarılara da ihtiyacı var. Cumhuriyetin kuruluşuna giden ilk adımın yapıldığı yerde bu toplantıyı yapıyoruz. O günden bu güne iğneden ipliğe her şeyi dışarıdan ithal eden bir Türkiye`den dünyanın birinci liginde at koşturan, top koşturan bir ülke haline geldiysek bize bu günleri armağan edenleri buradan şükranla yad
etmemiz lazım. Siyasette de bu tip başarılara ihtiyacımız var bunun ilk adımını yeni bir anayasa olarak görüyoruz. Yeni bir anayasa yaparken bizim için en önemli stratejik değer olan gençlerimizin ve kadınlarımızın katılımını ve görüşlerini özellikle istirham ediyoruz. Sadece Samsun`da ilköğretim, ortaöğretim ve buradaki üniversitede okuyan genç ve çocuklarımızın sayısı 300 binden fazla. Bu Türkiye izin ne kadar büyük bir imkan, ne kadar büyük bir değer. Nüfusun genç olmasının ülkenin geleceği açısından ne
kadar önemli olduğunu yaşlı toplumların yaşadığı sıkıntılardan biz biliriz. Gençlerin mutlaka bu anayasada sözleri olmalı, talepleri olmalı, talimatları olmalı ve yapılacak anayasaya da sahip çıkmalı ki, bu anayasa yapıldıktan sonra yeniden tartışmalara yeniden ileri geri konuşmalara başlamayalım, yolumuza devam edelim. Ne istiyorsanız onu öğrenmek için buradayız. Biz anayasa yapıyoruz, anayasa yazacak olsaydık çok değerli komisyon üyeleri var, uzmanlar var, onlarla beraber Ankara`da oturur, masa başında bu
işi yapar, sonrada bir anket sorusu gibi size `evet mi` `hayır mı` diye sizin karşınıza getirirdik, sonunda oldu bitti maşallah bir anayasa yapmış olurduk. Halbuki biz böyle yapmadık, böyle yapılan anayasalardan şikayet ettiğimizi herkes biliyor. Bu defa işi doğru yerden tuttuk, doğru yerden başlangıç yaptık, gömleğin ilk düğmesini doğru ilikledik. Şimdi sizlerle beraber diğer düğmeleri de ilikleyip inşallah bu yılın sonuna milletimize yeni bir anayasa armağan etmek üzere yollara düştük" dedi.
Toplantıda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), HAK İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ), MEMUR Sendikaları Konfederasyonu (MEMUR-SEN), Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (T.KAMU-SEN), Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB), Türk
Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB), Türkiye Barolar Birliği (TBB), Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), Türkiye Noterler Birliği (TNB) temsilcileri ve Vali Hüseyin Aksoy birer konuşma yaptı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Hortumun verdiği zarar gün ağarınca ortaya çıktı Antalya’da dün gece fırtına ve hortumun verdiği zarar gün ağarınca ortaya çıktı. Hortumun vurduğu bölgede yaklaşık 300 dekarlık alanda çok sayıda sera ve ikamette büyük çapta hasar meydana geldi. Hortuma evlerinin içinde yakalanan kadın korku dolu anları gözyaşları içinde anlattı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün turuncu kodla uyardığı Antalya’da özellikle dün akşam saatlerinde etkili olan sağanak yağış ve fırtına hayatı olumsuz etkiledi Valiliğin fırtına uyarısı yaptığı bölgelerden birisi olan Aksu ilçesinde akşam saatlerinde hortum meydana geldi. Hortum, evler ve seraların bulunduğu alandan geçerek naylon ve cam seralara zarar verdi. Ağaçların yollara devrildiği, elektrik tellerinin koptuğu ve seraların kullanılamaz hale geldiği Kurşunlu Mahallesi’nde zararın gerçek yüzü gün ağarınca ortaya çıktı. Kaymakam inceleme yaptı Çok sayıda seranın hortumun etkisiyle naylon ve camlarının kırılarak uçtuğu, demirlerinin ise zarar gördüğü gözlendi. Seralarda bulunan ve yakın zamanda hasat edilmeyi bekleyen tarım ürünleri ise kullanılamaz hale geldi. Hortum nedeniyle Kurşunlu Sağlık Ocağı’nın da çatısı uçarken maddi hasar meydana geldi. Aksu Kaymakamı Ahmet Hikmet Şahin, hortumun zarar verdiği bölgede incelemelerde bulundu. Kaymakam Şahin, ev ve seraları zarar gören vatandaşlarla görüşerek bilgi aldı. "Kendimizi zor attık" Serası hortum nedeniyle zarar gören çiftçilerden Osman Sargın, evde otururken bir uğultu duyduğunu ve her şeyin birkaç saniye içerisinde gerçekleştiğini belirterek, “Akşam 21 gibiydi. Kanepede otururken bir ses gelmeye başladı uğultu şeklinde. Yerimden kalkıp merdivene doğru yönlendiğimde sanki bomba atılmış şekilde sesler gelmeye başladı. Merdiven boşluğunu attık kendimizi, deprem mi oldu, ne oldu bilemedik. Birkaç saniyede oldu her şey, ben böyle bir şey görmedim. Allah daha beterini göstermesin. Gece çıktın olaydan sonra seralara görebildiğimiz kadarıyla baktık. Sera diye bir şey kalmamış” dedi. Sera içerisinde hasadı gelmiş ürünlerin bulunduğunu ve kullanılamaz hale geldiğini belirten Sargın, “İçindeki mahsullere mi acıyalım, yıkılan seralara mı. Hiç satılmadık sebzeler vardı bunun içinde hasadı gelmiş. Evin içi haşat, komple yıkıldı, pencereler patladı. Çift cam kırıldı, çatı uçtu. Anlatılacak gibi değil. Güneş enerji panelleri vardı, hepsini söktü. Çiftçinin hali vahim. Devletin el atması lazım, yoksu biz bu çiftçilikten vazgeçeceğiz. Devlet bize sahip çıkmazsa biz bu işi yapamayız. Hurdacıyı çağırıp her şeyi satıp bizde aylıklı bir yerde çalışmayı düşünüyoruz” dedi. "Kıyamet kopuyor sandım" Hortum ve frtınanın zarar verdiği evlerden birisinde yaşayan Nezahat Sargın isimli kadın ise evin kapısını açması ile birlikte camın patladığını belirterek, “Kapıyı açmamla birlikte cam kırıkları üzerine geldi. Kıyamet kopuyor sandım. Bir oraya, bir buraya kaçtım. En son odaya kendimi zor attım. Canımı orda kurtardım. Ağacımız, seralarımız yerle bir oldu. Hiçbir şeyimiz kalmadı. Pencereyi açıp sandalye koyup çıktım dışarı, oğluna aramaya başladım. O da kendini evin içine atmış, kurtarmış kendini. Seraya girseymiş. O da ölürdü. Ne kadar ağaç varsa yıkılmış” ifadelerini kullandı. "Uğultu duyduk evimiz sallanmaya başladı, çocuklarımla kanepenin arkasına saklandık" Uğultuyla beraber çocuklarıyla kanepenin arkasına saklandıklarını kaydeden Saliye Öcal ise “Dün akşam 20.15 sıralarında yağmur ve ardından hortum geldi. Uğultu duyduk evimiz sallanmaya başladı. Çok korktuk kanepenin arkasına çocuklarımla birlikte yattım. Evimin üstünü bir anda aldı gitti hortum. Allahtan çocuklarıma ve canımıza bir şey olmadı. Arkada ki seramız zarar gördü. Ortalık sakinleşince görümceme sığındık. Sonra babamın yanına gittik. Ailemiz destek oldu” dedi. Evinin tamamen kullanılmaz hale geldiğini belirten Öcal, “Evimiz, eşyalarımız hiçbir şeyimiz kalmadı. Çocuklarımın sağ kurtulduğuna şükrediyorum. Odalarım, mutfağım hiçbir eşyam kalmadı her şeyimiz gitti. Geceyi babada geçirdik. Kiralık ev arıyoruz. Üreticiyim, seramızdan da hortum geçti” şeklinde konuştu. "Arabamın garajını hortum nereye götürdü bilmiyorum" Bölgede serası bulunan kadın üretici Seçil Çetindarı gece yaşanan olayı göz yaşları içinde anlattı: “Ağustos ayından bu yana emek çekiyorum. İlk hasadımı daha dün yaptım, toplamaya başladım. Akşam böyle oldu. Seram, garajım, arabam zarar gördü. Hepsi gitti. Elimde hiçbir şey kalmadı. Hortum geçerken evdeydim. Bir uğultu koptu. Bir çıktım sera, arabam hepsi gitmiş. Bugün hasat edecektim. 3 dekar alanımın hepsi ziyan oldu.” Garaj ortada yok Arabasının garajını hortumun alıp başka yere attığını ifade eden Çetindarı, “Arabamın garajı bile gitti. Garajımın nereye gittiğini bilmiyorum. Hortum vurmuş garajımın demirleri bile yok nereye attığı belli değil. Motosikletim ve arabam büyük hasar gördü. Geceyi muhtarın evinde geçirdik. Eve giremiyoruz. Ne yapacağız bilmiyorum” dedi. Sağlık ocağı zarar gördü Bölgede bulunan sağlık ocağı da hortumdan nasibini aldı. Sera demirlerinin camlarını kırdığı Sağlık Ocağı kullanılamaz hale geldi. Bölgede kayınpederinin serası bulunan Fatih Mahalle Muhtarı İbrahim Baki Gülcü şunları söyledi: “Yaklaşık 6 dönüm alanda kayınpederimin serasını aldı götürdü. Sezon bitti. Bunlar sökülüp yeniden yapılacak. Bu sene zarar gören çiftçiler perişan oldu”.
Adana Eğitim-Bir-Sen Adana Şube Başkanı Sarıgeçili: "Öğretmenlerimize verilen değer her şeye değer" Eğitim-Bir-Sen Adana Şube Başkanı Mustafa Sarıgeçili, “Öğretmenlerimize ve eğitim çalışanlarımıza verilen değer, her şeye değer” dedi. Eğitim-Bir-Sen Adana Şubesi, Öğretmenler Haftası dolayısıyla eğitim çalışanlarının değerini vurgulayan çeşitli etkinlikler gerçekleştirdi. Öğretmenlere duyulan saygının bir ifadesi olarak düzenlenen bu özel çalışmalar öğretmenler ve eğitim çalışanları tarafından da takdirle karşılandı. Sarıgeçili, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının toplumdaki önemine değinerek, “Öğretmenlik, insanlık tarihinin en kadim ve saygın mesleklerinden biridir. Bizler, öğretmenlerimizin fedakârlıkları ve emekleriyle geleceğimizi inşa ettiğini biliyor ve onların hak ettikleri değeri görmeleri için mücadele ediyoruz. Eğitim-Bir-Sen olarak, öğretmenlerimizin yaşadığı sorunları çözmek için her platformda sesimizi yükseltiyor, onların daha iyi şartlarda çalışabilmesi için elimizden geleni yapıyoruz” diye konuştu. Sarıgeçili, “Bu özel günleri kutlamak, bu vesile ile çeşitli programlar, etkinlikler düzenlemek, açıklamalar yapmak elbette önemli ancak biz Eğitim-Bir-Sen olarak öğretmenlerimizin değerini yalnızca bir gün değil, her zaman hatırlamak ve hak ettikleri ortamda çalışmalarını sağlamak için gayret ediyoruz. Sembolik günlerin ötesinde, öğretmenlerimizin gerçek sorunlarına çözüm üretilmesi gerektiğine inanıyor, bunun için mücadele ediyoruz” dedi. Öğretmenler Haftası kapsamında Adana’da farklı sektörlerde faaliyet gösteren firmalarla anlaşmalar yapılarak Eğitim-Bir-Sen üyeleri ve ailelerinin istifade edebileceği yüzde 30’a varan indirimler sağlandığına işaret eden Sarıgeçili, şöyle devam etti: "Öğretmenler Haftası özelinde bu indirim anlaşmalarıyla üyelerimizin aile ekonomilerine bir nebze olsun katkı sağlamak istedik. Adana’nın önemli firmaları ile indirim anlaşmalarımız yıl boyunca da devam edecek. Ayrıca, sendikamıza üye olsun ya da olmasın tüm eğitim çalışanlarımıza kahve ve çikolata içeren özel hediye paketleri dağıttık. ’Tatlı yiyip tatlı konuşalım’ düşüncesiyle hazırladığımız hediye paketleriyle eğitim çalışanlarımıza bir nebze de olsa moral vermek istedik. Aldığımız olumlu geri dönüşler bizi son derece mutlu etti. Burada tüm eğitim çalışanlarımızın bizim için değerli olduğunu vurguladık. Üyelerimiz ise bizim için özeldir. Onlar için de farklı bir hediye hazırlığı içerisindeyiz. Önümüzdeki günlerde bu hediyeyi de üyelerimize takdim edeceğiz.” Sarıgeçili, açıklamasının devamında öğretmenlerin yaşadığı ekonomik ve sosyal sorunlara da değinerek, "Öğretmenlerimizin düşük maaş, ek ders ücretleri, atama, mülakat gibi konularda yaşadığı sorunların bir an önce çözülmesi, uzman ve başöğretmenlik ile ilgili daha önce verilen sözlerin tutulması ve eğitimcilere yönelik şiddet olaylarının da son bulması gerekiyor. Eğitimde kalitenin artması, öğretmenlerimizin hak ettikleri değeri görmesiyle mümkün olacaktır. Ancak bu şekilde Öğretmenler Günü’nü kutlamanın bir anlamı olur. Eğitim-Bir-Sen olarak bu sorunların çözümü için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz” şeklinde konuştu. Eğitim camiasına yönelik desteklerini artırarak sürdüreceklerini belirten Eğitim-Bir-Sen Adana Şubesi yöneticileri Öğretmenler Haftası özelinde gerçekleştirdikleri çalışmalarla eğitim çalışanlarına “Bizim için değerlisiniz” mesajını güçlü bir şekilde iletti. Eğitim çalışanları Eğitim-Bir-Sen Adana Şubesi’nin hiçbir öğretmeni ve eğitim çalışanını ayırt etmeden, kendilerine değer verdiğini gösterdiğini vurgulayarak sendika yöneticilerine teşekkür etti.
Bitlis Bitlis’te 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlamaları Bitlis’te 24 Kasım Öğretmenler Günü düzenlenen çeşitli etkinliklerle kutlandı. Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından hazırlanan program Atatürk anıtına çelenk sunulmasının ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunması ile başladı. Programda konuşan Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, günün anlam ve önemini belirten konuşmasında, eğitimli bir geleceğin yetişmesine sadece ülke insanımızın değil, dünya mazlum ülkelerinin de ihtiyacı olduğunu belirterek şunları söyledi: “Öncelikle sözlerimiz öğretmenleri gününüzü kutlayarak başlamak istiyorum. Bizler, oku diye başlayan bir kitaba inanıyoruz. Bir harf öğretene kırk yıl köle olmayı öğreten bir medeniyete sahibiz. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ise iki tür sıfat taşır. Birincisi Başkomutandır, ikincisi ise Başöğretmendir. Yani savaş döneminde Başkomutan, barış zamanında da Başöğretmen olarak anılmayı tercih etmiştir. Bizim bütün geleneğimiz eğitime değer verme üzerine kurulmuştur. Bu dünyanın her tarafında hep böyledir. İşte insan yetiştiren öğretmenlerimiz toplumun gerçek anlamda mimarlarıdır. İnsan yetiştirmek çok önemlidir. İnsan yetiştirmenin temelinde 3 ana ayak vardır. Birincisi çocuklarımızın bilimsel ve akademik anlamda en yüksek gelişmeyi sağlamaktır. Bunun her daim peşinde olmak zorundayız. Diğeri çocuklarımız özgüvenlerini sanatla kültürle barışık şekilde kazanmalıdırlar. Üçüncüsü de milli ve manevi değerlerine bağlı gençler yetiştirmektir. Bu milletin daha güçlü olmasına, ayağa kalkmasına, sadece ülke insanlarının değil, mazlum dünya ülkelerinin de ihtiyacı vardır. Bu uğurda geleceğimizi yetiştiren öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler gününüzü kutluyorum.” Programda konuşan İl Milli Eğitim Müdürü Bilal Gür ise, her hali saygınlık uyandıran, gayretlerine âşık, heyecanı ve azmiyle çocuklarımıza ışık saçan, ahlak ve adalet üstüne inşa ettikleri ilim nefesleriyle, irfan pınarlarımız olan öğretmenlerimizin günü olduğunu ifade ederek, “Bizler, öyle bir medeniyet ve kültürün mirasçılarıyız ki bilginler, erenler, arifler, ilim, irfan ve sanat sahibi büyük zatlar; her mevkiden, her makamdan bir adım önde olmuş ve bir adım önde tutulmuşlardır. Onlar, yaşadıkları devrin liderlerine yön vermiş, bilgi ve hikmetleriyle, yaşadıkları asrın göz bebeği hâline gelmişlerdir. Onlar, yaşadıkları çağı ve sonraki yüzyılları aydınlatmak için gök kubbemizde, her daim asılı duran bilgi huzmeleri olarak tarihe mal olmuşlardır. Her zaferin ardında bir dua, her galibiyetin gerisinde bir bilgi ve her fethin ruhunda, elleri öpülesi devrin öğretmenleri yer almıştır” dedi. Konuşmaların ardından Öğretmen ve öğrenciler tarafından şiirler okundu. Oratoryo gösterisi ve sinevizyon gösteriminin ardından Program 24 Kasım Öğretmenler günü dolayısıyla düzenlenen çeşitli yarışmalarda dereceye girenlere ödül verilmesi ile devam etti. Ayrıca emekli öğretmenler ve en kıdemli öğretmen ile en yeni öğretmene çiçek verilen program çekilen toplu fotoğrafın ardından sona erdi. Kültür Merkezindeki programa Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, İl Milli Eğitim Müdürü Bilal Gür, Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş, Jandarma Komutanı Tuğgeneral Zafer Tombul, Belediye Başkanı Nesrullah Tanğlay, İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Kurum amirleri, Siyasi parti temsilcileri, öğretmen ve öğrenciler katıldı.