DÜNYA - 23 Mart 2012 Cuma 17:48

TÜRKİYE KADINLAR BASKETBOL 1. LİGİ

A
A
A
TÜRKİYE KADINLAR BASKETBOL 1. LİGİ

Türkiye Kadınlar Basketbol 1. Ligi (TKBL) ekiplerinden Samsun Basketbol Kulübü (SBK), Play-off müsabakaları nedeniyle deplasmanda karşılaşacakları Kayseri KASKİ maçı hazırlıklarını sürdürüyor.
Play-Off müsabakaları nedeniyle Pazartesi günü deplasmanda karşılaşacakları Kayseri KASKİ maçı hazırlıklarına Yaşar Doğu Kapalı Spor Salonu`nda devam eden Kuzeyin Yıldızlarında eksik ya da sakat oyuncu bulunmazken, Baş Antrenör Kaan Artun, Kayseri KASKİ maçında turu geçmek istediklerini belirtti.
Ligi değerlendiren SBK Baş Antrenörü Kaan Artun, "Takımımız 22 maçta 10 galibiyet ile ligi 6. sırada bitirdi. Ligde konulan bütün hedeflerimize ulaştık. Bundan dolayı çok mutluyum ve oyuncularımı kutluyorum" dedi.
Play-off maçlarında Kayseri KASKİ maçına en iyi şekilde hazırlanmaya çalıştıklarını ifade eden Artun, "Takımımızın oyuncularından Jayne Appel, Fenerbahçe maçı öncesi takımımızdan ayrıldığından beri 5 numarasız oynamaya çalışıyoruz. Buda müdafaa ve hücum organizasyonlarımızı etkiliyor. Her ne kadar diğer oyuncularımız bu açığı kapatmaya çalışsa da 5 numara açığı kapatmak çok zordur. Kayseri KASKİ maçında turu geçmek istiyoruz. Turu geçmek için en önemlisi ilk maçlardır. İlk maçtan galibiyet
çıkartabilirsek tur için daha çok ümitlenebiliriz. Aksi takdirde işimiz zor olacak. Onun için ilk maça en iyi şekilde hazırlanmaya çalışıyoruz" diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Başkan Çerçioğlu: “Güçlü kadınlar, güçlü toplumların temelidir” Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" nedeniyle bir mesaj yayımladı. Başkan Çerçioğlu mesajında şunları kaydetti: “Kadına yönelik şiddet, toplumumuzun vicdanını derinden yaralayan bir sorun olmaya devam ediyor. Şiddetin hiçbir türüne tahammülümüz olmadığını bir kez daha haykırıyor; çözüm için hep birlikte harekete geçme çağrımızı yineliyoruz. Kadınlarımız, hayatın her alanında eşit haklara ve özgürlüklere sahip olmayı hak ediyor. Kadınlarımızın ekonomik bağımsızlıklarını desteklemek, eğitim ve istihdam imkanlarını artırmak bizlerin öncelikli hedefleri arasında yer almaktadır. Ancak bunlar da yeterli değildir; aynı zamanda yasaların, şiddetin önlenmesinde caydırıcı bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Kadınlarımızın güçlü ve özgür bireyler olabildiği bir toplumda şiddetin köklerinin kuruyacağına olan inancımız tam. Adaletin sağlanması için hiçbir bahaneye, hiçbir "iyi hal" indiriminin arkasına sığınılmamalıdır. Kadınların haklarını ve yaşamlarını güvence altına almak, ulusal ve uluslararası sözleşmelere sadık kalarak mümkün hale gelecektir. Bizler; bu kapsamda, ‘İstanbul Sözleşmesi’ gibi kadınlara pozitif ayrımcılık sağlayan hukuki düzenlemelerin önemine bir kez daha dikkat çekiyoruz. Aydın Büyükşehir Belediyesi olarak, şiddet mağduru kadınlarımıza her türlü desteği sağlamaya devam ediyoruz. Ancak biliyoruz ki, şiddetin sosyolojik altyapısının çözümü için toplumsal dönüşüm zaruridir. Bu dönüşüm, kadınıyla erkeğiyle herkesin zihninde ve kalbinde başlamalıdır. Bu noktada hepimize büyük görevler düşmektedir. Güçlü kadınlar, güçlü toplumların temelidir. Bu vesileyle, şiddete maruz kalmış tüm kadınlarımızı saygıyla anıyor, kadın erkek demeden herkesin bu mücadelede sesini yükseltmesini diliyoruz”
Konya MEVKA’dan Ar-Ge Merkezi çalışanlarına eğitim Mevlana Kalkınma Ajansı (MEVKA), Konya’da bulunan ar-ge ve tasarım merkezlerinin kurumsal kapasitelerinin artırılmasına yönelik olarak “Ar-Ge Merkezi Uzmanlığı” eğitimi düzenledi. İnnopark Konya Teknoloji Geliştirme Merkezi’nde gerçekleştirilen eğitimler toplamda 27 saat sürdü. Eğitimlerin tamamlanmasının ardından başarılı bulunan katılımcılara Ar-Ge Merkezi Uzmanlığı sertifikaları verildi. Ajans olarak gerçekleştirdikleri eğitim programı ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Mevlana Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. İhsan Bostancı, “Hepimizin yakından takip ettiği üzere ar-ge ve inovasyon, günümüzde rekabetin vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelmiştir. Etkin ar-ge teşvikleri ile sanayisi desteklenen ülkeler dünya rekabet sıralamasında en üst seviyelerde yer almaktadır. Yine OECD tarafından hazırlanan raporlarda ortaya konulan görüşe göre de ülkelerin ekonomik büyümelerinin yüzde 50’si teknolojik inovasyonlara bağlıdır. Buradan hareketle tüm dünya ülkeleri, girişimcilik ve inovasyon faaliyetlerine önemli destekler sağlamakta, inovasyon faaliyetlerini sürdürülebilir ekonomik büyümenin temel unsuru olarak görmektedir. Bu noktada, devletimiz tarafından özellikle son yıllarda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, bakanlığımıza bağlı ve ilgili kuruluşlar vasıtası ile ülke ekonomisine katkıda bulunacak yüksek teknolojili ve katma değerli ürünlere yönelik olarak büyük destekler ve teşvikler verilmektedir. Gerek yeni ar-ge ve tasarım merkezlerinin kurulması, gerek mevcut merkezlerin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve gerekse de altyapılarının ve insan kaynaklarının güçlendirilmesi amacıyla pek çok uygulama hayata geçirilmektedir" dedi. "Elimizden geleni yapmaya hazır olduğumuzu özellikle ifade etmek istiyorum" Çalışmaların temeli hakkında bilgi veren Genel Sekreter Dr. İhsan Bostancı, "Çalışmaların temelinde ise, özel sektörde, teknolojik bilgi üretilmesini, üründe ve üretim süreçlerinde yenilik yapılmasını, teknolojik bilginin ticarileşmesini, ar-ge personeli ve nitelikli işgücü istihdamının artırılmasını desteklemek amacıyla yayımlanan ve pek çok teşvik başlığı içeren 5746 sayılı araştırma, geliştirme ve tasarım faaliyetlerinin desteklenmesi hakkında kanun yer almaktadır. Ülkemizin tahıl ambarı olarak bilinen ve özellikle son 20 yılda ar-ge ve yenilikçi teknolojiler alanında yürüttüğü çalışmaların meyvelerini toplayan şehrimizin üretim potansiyeline baktığımızda, 3 bin 400’den fazla ihracatçı firmasıyla 80’den fazla sektörde üretim yaparak bu ürettiği ürünleri 180’den fazla ülkeye satan 2023 yılı sonu itibari ile 3,36 milyar dolar ihracat gerçekleştiren bir üretim ve sanayi merkezi haline geldiğini görüyoruz. Gelinen noktada şehrimizin 2000 yılına göre ihracatını 39 kat arttırmış olması ve imalat sanayinin ihracattaki payının yüzde 93,5 olması bizleri mutlu etmekle beraber gelecek adına da umutlandırmaktadır. Ar-ge ve yenilikçi teknolojiler konusunda yapılacak yeni yatırımlarla birlikte yüksek teknolojili üretime geçiş, şehrimizin hem ülkemizin hem de dünyanın önde gelen sanayi şehirleri arasındaki yerini daha da sağlamlaştıracak hem de katma değerli üretim sayesinde ihracattaki payını artıracaktır. Bunu sağlayabilmenin yolunun ise ar-ge ve tasarım merkezlerinin sayısının ve niteliğinin artırılmasından geçtiği de başta ifade ettiğimiz gibi su götürmez bir gerçektir. Bu minvalde, şehrimizin sahip olduğu mevcut duruma baktığımızda ise 22 ar-ge merkezi, 1 tasarım merkezi bulunduğunu, bu merkezlerde toplamda yaklaşık 700 kişinin çalıştığını, toplamda devam eden proje sayısının 230 olduğunu ve bu veriler ışığında şehrimizin ülkemizde 9. sırada yer aldığını görüyoruz. Gerek ihracat rakamları ve gerekse de şehrimizin üretim dinamiklerini göz önünde bulundurduğumuzda bu sayıyı yeterli görmediğimizi ve bu noktada hem ar-ge ve tasarım merkezlerinin sayılarının artırılması hem de mevcut merkezlerin ihtiyaçlarının belirlenerek sorunların çözüme kavuşturulması noktasında elimizden geleni yapmaya hazır olduğumuzu özellikle ifade etmek istiyorum" şeklinde konuştu. "Eğitim programının hayırlara vesile olmasını diliyorum" Dr. İhsan Bostancı, son olarak, "Ajansımız tarafından düzenlenen bu eğitim programının öznesi olan ar-ge ve tasarım konusu, kurum olarak bizim hem mali destek hem de teknik destek mekanizmalarımızın odağında bulunmaktadır. Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğümüz başta olmak üzere paydaş kurumlarımız ile bu konularda çalışmaları sürdürüyoruz. Ajansımız tarafından bugüne kadar ilan edilen destek programlarında ar-ge ve yenilikçi teknolojiye dayalı ürün üretmeyi taahhüt eden projelerin her zaman öncelikli olarak desteklendiğini ve bu noktada pozitif ayrımcılık yaptığımızı da özellikle dile getirmek istiyorum. 2020 yılından bu yana özel sektör temsilcilerimizin de başvurusuna açtığımız ve şu an açık bulunan İmalat Sanayiinde Dönüşüm Teknik Destek Programı çerçevesinde; imalat sanayiinde faaliyet gösteren firmalarda yeni ar-ge ve tasarım merkezlerinin kurulmasına ya da mevcut ar-ge ve tasarım merkezlerinin ihtiyaç duyduğu danışmanlık ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik faaliyetlerin destekleneceğini de buradan tekraren duyurmak istiyorum. Ajansımız tarafından düzenlenen bu eğitim programı ile de şehrimizde bulunan ar-ge ve tasarım merkezlerimizin kurumsal kapasitelerinin artırılmasını amaçladık. 27 saat süren eğitimler boyunca, ar-ge projesi geliştirme ve hazırlama, ar-ge ve teknoloji yönetimi, ar-ge ve fikri mülkiyet, problem çözme teknikleri- trız, teknik ve mali açıdan proje döngüsü/yürütme, ürün tasarım ve geliştirme yönetimi gibi konularda eğitimler verildi. Hepsi birbirinden değerli ve konusunda uzman eğitmenler tarafından verilen eğitimlerin, şehrimizdeki ar-ge merkezlerinde çalışan personellerimizin mesleki gelişimlerine büyük katkılar sunacağına olan kanaatimiz tamdır. Bu duygu ve düşüncelerle, bu eğitim programının hayırlara vesile olmasını diliyorum” diye konuştu.
Muş Bilimin ışığında bir öğretmenin hikâyesi Muş Bilim ve Sanat Merkezinde öğretmenlik yapan ve hayata geçirdiği projelerle öğrencilerine ilham kaynağı olan Birsen Geçer, öğrencilerini bilim ile geleceğe hazırlıyor. Mesleğinde üstün başarı göstererek projeler gerçekleştiren Birsen Öğretmen, Türkiye’nin ilk uzay yolcusu Alper Gezeravcı tarafında uzayda denen Propolisin Antibakteriyel Etkisi (PRANET) projesinin hazırlanmasında öğrencilerine öncülük ederek bu başarıyı uzaya taşımıştı. Zeynep Nehir Çamlıca, Dilşah İmran Avcı ve Baver Bedirhan Bingöl’ün öğretmenleri Birsen Geçer ile hazırladığı "Propolisin Antibakteriyel Etkisi" (PRANET) projesinin uzayda test edilmesi tüm yurtta övgü ile söz edildi. Yıllardır büyük bir özveriyle çalışan Geçer, öğrencilerini bilimsel düşünceye yönlendiren projelerle adından söz ettirmeye devam ediyor. Teknoloji odaklı projeleri sayesinde öğrencilerin büyük bir başarıya imza attığını söyleyen Birsen Öğretmen, “Öğretmenler akademik bilgiyi sadece öğrencilere aktaran kişiler değil, aynı zamanda onları geleceğe hazırlayan, hayata hazırlayan kişilerdir. Bizler de tabi ki bu proje sürecinde elbette akademik katkılarımız söz konusu oldu ama bunun yanında öğrencilerimizden problem çözme becerisi gelişti. Eleştiren bakış açıları gelişti, sorumluluk aldılar, işbirliği içerisinde birlikte bir çalışmayı ortaya koydular. Bunlar öğrencilerimin üzerinde olumlu olduğunu düşündüğüm katkılardan birkaç tanesi. Projemizin ismi PRANET, aslında bu isim bir kısaltma. Propolisin Antibakteriyel Etkisi isimli projemizin bir kısaltması. Bu projedeki amacımız, daha önce yapmış olduğumuz çalışmaya benzer Propolis’in antibakteriyel özelliğinin üzerinde bir takım testler yaptık, bunu projelendirdik. O proje sonucunda etkili bir antibakteriyel olduğu sonucuna ulaşmıştık. Daha sonra Türk Bilim Misyonu çağrısını duyduktan sonra da aynı projeyi bir de mikro yer çekimi ortamında denemeyi amaçladık. Türk Bilim Misyonu çağrısından sonra da mikro yer çekimi ortamında neden olmasın dedik. Bunu bir de belki orada deneyebiliriz diye düşündük. Bunların hazırlığını yaptık ve projemiz de kabul edildikten sonra Alper Gezeravcı tarafından uzayda gerçekleştirildi. Olumlu sonuçlar aldık” dedi. Projeleri uzayda denenen öğrencilerden Zeynep Nehir Çamlıca, hocalarının desteğinin kendileri için değerli olduğunu ifade ederek, “Birsen Hocamızın desteği bizim için gerçekten çok değerliydi. Türkiye Bilim Misyonu’ndan haberdar olmamıştık, ancak Birsen Hocamız bu çağrıyı fark edip bizim adımıza mail göndererek projeye katılmamız için vesile oldu. Onun katkıları olmasaydı belki de bu fırsatı yakalayamayacaktık. Kendisine bu noktada sonsuz teşekkürler. Birsen Hocamız sadece projemize destek olmadı, aynı zamanda hayatımızda da çok özel bir yer edindi. Gelecekteki meslek hayatımıza bilim insanı olursak, onun öğretilerini ve bu süreçte kazandığımız deneyimleri hep yanımızda taşıyacağız. İnsanlara faydalı işler yapma hedefimizi sürdüreceğiz ve bugünleri hep güzel bir şekilde hatırlayacağız” şeklinde konuştu. Birsen öğretmenin yalnızca akademik anlamda değil, sosyal anlamda da kendilerine çok büyük katkılar sağladığını ifade eden Dilşah İmran Avcı da, “Birsen Hocamız sayesinde bu noktaya gelebildik. Eğer Birsen Hocamız gibi ilgili ve duyarlı bir öğretmen olmasaydı, belki de Türkiye Bilim Misyonu kapsamında bu projeden haberdar bile olmayabilirdik. Ancak Birsen Hocamız, projemizi bu misyona taşımamıza öncülük ederek bizim yolumuzu açtı. Hocamız yalnızca ders anlamda değil, sosyal anlamda da bizlere çok büyük katkılar sağladı. Öğrencinin fikirleri önemsendiğinde, öğrenciye fırsat verildiğinde ne kadar yol katılabildiğini Birsen Hocamız sayesinde çok iyi gözlemledik” diye konuştu.