SPOR - 23 Ağustos 2019 Cuma 16:13

Samsunspor ile Genk arasında iş birliği

A
A
A
Samsunspor ile Genk arasında iş birliği

Yılport Samsunspor, Belçika’nın Genk Kulübü ile iş birliği yaptı.

Yılport Samsunspor, Belçika’nın Genk Kulübü ile iş birliği yaptı.


Yılport Samsunspor Genel Menajeri Mustafa Aztopal, Teknik Menajer Yücel Uyar, Genk Kulübü’nden gelen antrenörler ile birlikte basın toplantısı düzenleyerek iş birliği protokolü ile ilgili kamuoyunu bilgilendirdi. Nuri Asan Tesisleri’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Yılport Samsunspor Genel Menajeri Mustafa Aztopal, “Ekim 2018’den beri görüşmelere başladığımız Genk Akademisi ile iş birliği konusu şu an itibarıyla hayata geçirilmiş bulunuyor. Genk Kulübü’nden 3 kişilik bir ekip Samsun’a geldi. Şu an yanımda Koen Daerden, Jozef Daerden ve Leopold Peters var. Jozef, Genk tarafından belirlenen bu işin proje lideri. Koen tüm akademinin başındaki direktör. Leopold ise yıllardır Genk akademilerinde ve A takımlarında yer alan kaleci antrenörü. Çok kısaca bahsetmek gerekirse, Genk ile olan iş birliğinin esas amacı; Samsunspor kendi akademi modelini oluşturacak ve bu modeli oluştururken dünyada bunu harekete geçirmiş örnek bir kulüp olan Genk ile iş birliği içerisinde olacak. Herkesin, her ülkenin, her şehrin kendine ait dinamikleri var. Bu dinamikleri birleştirip bizim için oluşturulabilecek en doğru modeli oluşturacağız. Buradaki amaç nedir? Baktığınız zaman Genk Kulübü’ne bize 2 gün önce bir sunum yaptılar. Orada da çok net ortada. 2000 senesinden itibaren bu atılım başlamış akademi tarafında ve 19 senede ortaya bazı gerçekler çıkmış. O gerçeklerin en başında şu geliyor; 2000 yılından 2019 senesine kadar her sezonda A takımda ortalamada en az 10 tane Genk Akademisi’nden yetişmiş oyuncu var. Yani tamamen fabrikadan üretip A takıma kazandırıyorsunuz. Böylelikle bütçeniz son derece dengeli oluyor. Büyük paralar harcamıyorsunuz. Aksine böylesine başarılı bir akademiden yetiştirdiğiniz oyuncuları ülke içinde ve yurt dışında satarak çok büyük bir ekonomi elde ediyorsunuz. Bu çok doğru ve örnek bir model. Birebir belki tüm çalışma sistemini almayacağız ama, iş tarafındaki kısmını kesinlikle örnek almalıyız diye düşünüyorum. Çok basit bir örnek vermek gerekirse şuan Belçika Milli Takımlarındaki tüm yaş kategorilerinde, U9’dan U21’e kadar düşünün ve A Milli Takım olarak düşünün, en basit örnek olarak veriyorum. Tüm kaleciler Genk’in altyapısındaki kaleciler. Bu bile başlı başına bariz bir örnek. Hatta geçen gün Peters ile konuşuyorduk. 2018 Dünya Kupası’nda Belçika Milli Takımı’nda 3 tane kaleci var ve üçü de onun yetiştirdiği kaleciler. Dolayısıyla ortada tecrübeyle sabitlenmiş çok güzel bir örnek var” dedi.


Mustafa Aztopal konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Bu çalışmanın ilk ayağıydı. Bildiğiniz gibi 10 aylık bir çalışma olacak. Bu seferki biraz daha gözlem. Nasıl idman sistemleri uygulanıyor, yıllık nasıl bir program yapılmış ve hangi yaş kategorileri kaçar kişilik ekiplerden oluşuyor, kaç tane antrenör ile çalışıyor gibi bir çok gözlemi bir arada bulunduruyorlar. Hatta bugün öğleden sonra bir toplantı yapacağız. Bu hafta gözlem haftasıydı. Bundan sonraki süreç içerisinde her ay artık daha çok interaktif olacak, daha çok işin içine girecekler, daha çok sahada olacaklar, daha çok pratiğin içinde olacaklar. Her yaş kategorisinin antrenörü mutlaka buraya gelecek. 3 ayrı yaş kategorisinin 3 ayrı direktörü var. Onlar mutlaka burada olacak. Ayrıca altyapı scouting ekiplerinden, kaleci antrenörlerinden, fizyoterapistlerinden doktorlarına kadar ekibin içerisindeki bu işin birleştirici tüm unsurları 10 ay boyunca Samsun’a gelecek. Yine söylüyorum; bizim Samsunspor Akademisi olarak tek bir amacımız var. Her oyuncu grubundan biz de milli takımların her yaş kategorisine oyuncu göndermek durumundayız. Bu oyuncuları yaşları uygun olduğu zaman A takıma kazandırmak zorundayız. En çok yetenekli olanları mutlaka ihraç etmek zorundayız. Bu işin iş kısmından bahsediyorum. Biz bunları yapabilecek kapasitedeyiz. Ona yönelik bir yönetimimiz var, ona yönelik profesyonel bir ekibimiz var. Elbette bunun en önemli kısmı tesisleşme. Bu tesisleşme ile ilgili kısımların da yakın vadede çözüleceğini ümit ediyorum. İşin o kısmı da tamamlandığında, tamamen odaklanabileceğimiz bir noktada olacağız.”


Teknik Menajer Yücel Uyar, “Bu projede Samsunspor ne kazanır? Ben o tarafına bakıyorum. Bir kere bu proje Samsunspor’u diğer takımlardan ayıracak bir proje. Yani Samsunspor bir farkındalık oluşturuyor. Önemli oyuncular üreten bir takımla işbirliği yapıyor. Her şeyi bildiğini söylüyorsan hiçbir şeyi bilmiyorsun demektir. Einstein’ın bir sözü var; ‘Aynı şeyleri yaparak farklı şeyleri beklemek aptalların işidir.’ Biz bilgilerimize güveniyoruz ama reel bir gerçek var. Samsun oyuncu potansiyeli son derece yüksek bir şehir. Yetenek bulmak çok sorun değil. Önemli olan yetenekleri kullanabilecekleri şekilde geliştirmek. Bu takım bunları nasıl yapıyor. Türkiye’de yetenekli oyuncular neden kayboluyor? Genk neden bunları kaybetmiyor? Bu ayrıntıları yakalayabileceğimizi umut ediyorum. Ben Samsunspor’un 2007-2008-2009 doğumlu oyuncularının maçlarını seyrediyorum. İnanılmaz oyuncular var. Doğuştan yetenekli. Ama bakıyorsunuz U15-U16-U17-U19 derken çocuk kaybolup gidiyor. Biz bunları en iyi şekilde antrene edip, beslenme, dinlenme, antrenman gibi bileşenleri doğru şekilde yaptığımızda çok geçmeden Samsunspor kendi oyuncu havuzundan, Samsunlu oyuncularla bir yere gelecektir diye düşünüyorum. Çok zor değil. Ama bu ortamı oluşturmak önemli. Bu ortam nedir? Tabii öncelikle sağlıklı bir çalıştırma ortamı gerekiyor. Başkanımız İsmail Uyanık’ın ve Yıldırım Holding’in önemli çalışmaları var. Tesisleşme son derece önemli. İyi antrenman, iyi beslenme, iyi dinlenme, iyi eğitim, bunları bir araya getirebildiğimizde iyi oyuncular üretebiliriz. Aksi takdirde oyuncular yetenekleriyle bir yere kadar gelebiliyor. Samsun gerçekten potansiyel bir şehir. Özellikle küçük yaş gruplarını seyrediyorsanız. Her yaş grubunda 1-2 tane üstün yetenekli oyuncu var. Bizim hedefimiz en kısa sürede Samsunspor’a Samsunlu oyuncular yetiştirmek, maliyeti düşük oyuncular üretmek ve Mustafa’nın dediği gibi milli takıma ve sonrasında yurt dışına ihraç etmek. Bunlar zor değil. Bizi bu proje diğer takımlardan şu şekilde öne çıkaracak. Biz bundan sonra Genk iş birliği projesi ile Türkiye’nin en yetenekleri oyuncularını Samsunspor’da toplayabileceğiz. Düşünün sizin torununuz oğlunuz var. Gönül rahatlığıyla buraya getirebileceksiniz. Çünkü Samsunspor onlara yatırım yapacak. Bu gerçekten heyecanlandıran bir proje. Bilgi neredeyse gidip almak zorundayız. Ben 12 sene federasyonda çalıştım, Avrupa’nın bütün ülkelerini gördüm. Ama gittik 3-5 gün ziyaret ettik. Neler yapıyorlar baktık. Ama şimdi tamamen işbirliği yapıyoruz. Onlar bize katkı sağlayacak. Biz gideceğiz, onlar gelecek. Bizim yapamadığımız neler var. Burada hiç kompleksimiz yok. Hiç gocunmuyoruz. Bilgi paylaşılırsa güzeldir, paylaşmazsan sadece sende kalır ve çöp olur. Hayırlı olsun diyorum. Çok güzel bir proje olacak. Daha bu ilk buluşma. Değerlendirmelerini alacağız. Neleri eksik yapıyoruz? Neleri daha iyi yapabiliriz? Onlarda olup bizde olmayan neler var? Bize ne tavsiyeleri var? Hangi model oyuncular buradan yetişir bunlara çalışacağız. İnşallah Samsunspor için hayırlı bir proje olacak” diye konuştu.


Koen Daerden, Samsun halkına ve Samsunspor’a teşekkür ederek başladığı konuşmasında şunları söyledi:


“Çok misafirperverler ve bizi çok sıcak şekilde karşıladılar. Daha sonra bu projeye başlarken Samsun ile ilgili düşüncelerimiz çok genişti. Bizi neler bekliyor, nasıl bir seviye bekliyor gibi çok fazla soru vardı. Bu bir hafta içerisinde bu sorularımıza cevap bulduk. Çok işimiz var ve bu yüzden Belçika’ya döndüğümüzde ekibimizle beraber oturup tekrar toplantılar yapıp, Samsunspor ile iletişimde kalıp altyapıyı nasıl daha iyi noktaya getirebiliriz diye çalışmalar yapacağız. Bu proje için motivasyonumuz çok yüksek. Samsunspor ile çalışmayı çok istiyoruz.”


Jozef Daeroen ise, “Proje kelimesini çok duyduk. Projeyi ikiye ayırabiliriz. Birincisi A Takım ve ikincisi de altyapı. A Takım ne kadar iyiyse ne kadar yüksekte futbol oynuyorsa bu ister istemez otomatikman altyapıya da yansıyacak. Bizim bilgimizi Genk’de yaşadıklarımızı ve tecrübelerimizi Samsunspor’a da aktarmak istiyoruz. Bunun bir senelik bir proje olmadığının farkındayız. Bir sene sonra bu proje tamam bitti iyi futbolcular yetiştirdik hiçbir zaman diyemeyiz. Bu sabrı gösteren Samsunspor ailesine de çok teşekkür ediyorum. Bize çok iyi hissettirdiler. Bu proje 5 sene 10 sene sürebilecek diye söylemeleri bizi rahatlatıyor. Çünkü çok kısa zamanda iyi sonuçlar alabiliriz ama çok daha iyi sonuçları da ileriki zamanda alabiliriz. Biz hazırız bütün tecrübelerimizle. Tüm tecrübelerimi kullanarak bu projede kendimi komple Samsunspor için vermek istiyorum” dedi.


Leopold Peters de, “Benim gözüme batan Samsunsporlu futbolcuların oyunu çok sevdiği ve çok disiplinli şekilde antrenmanlarda çalıştığı. Kendim yarım saatte olsa sahada olup kalecilere biraz idman verdim. O idmanda bile çocukların ne kadar istekli olduğunu ve ne kadar öğrenmek istediğini çok iyi hissettim. Takımdan ve futbolculardan pozitif enerji aldım, iyi bir hissiyatla Belçika’ya geri dönüyorum” ifadelerini kullandı.


Gazetecilerin sorularını cevaplayan Koen Daerden şunları söyledi:


“İlk kez kulüp olarak Türkiye’ye gelip altyapıyla ilgili durumları gördük. Bizim Genk’deki başarı hikayemizi Samsunspor ile birlikte devam ettirmek istiyoruz. Özellikle buradaki Türk kültürüne ve yaşam tarzına saygı duyarak bu projeyi ilerletmek istiyoruz. Daha bir hafta oldu burada bulunalı. Bizim vizyonumuzu taşıyan bu kulüpte bayağı insanlar var, başkan olsun, Mustafa Bey olsun, Yücel bey olsun. Onlarla henüz toplantı yapmadık detayları ilk onlara aktarmak istiyorum. Altyapıda kesinlikle iyi şeyler gördük, ışık gördük. Ama en önemli konu hatta tesisleşmeden de, A takımın yükselmesinden de daha önemli olan konu kulübün içinde en önemli pozisyonlardaki insanların bizimle aynı düşüncede olması. Bizi gerçekten çok motive ediyor bu projede devam etmek için. Çünkü biz 17-18 sene önce aynı böyle başladık. Kulüpte birkaç insandık, küçük bir gruptuk. Biz artık bu kulüpte birkaç şeyi değiştirmeliyiz diye düşünmüştük. Çünkü alt yapıdan futbolcu yetiştirmek istiyorduk. Aynı şeyleri şuan Samsunspor’da da görüyoruz. Bu bizim için çok sevindirici ve bu projeyi de devam ettirmek için bu en büyük motivasyon oldu. Belçika 12 milyon nüfuslu bir ülke. Aşağı yukarı yüzde 10’u Samsun diyebiliriz. Samsun’da biz ne kadar futbolun yaşandığını ne kadar çocuklarda yaşadığını hissediyoruz. Ne kadar tutkulu oynadıklarını görüyoruz. Dışarda dolaştığımızda insanların bizimle konuştukları bu şehrin futbolu yaşadığını hissettirdi. Bu bizim için ekstra bir motivasyon. Böyle bir yere gelip de böyle bir projeyi ilerletmek bizi sevindiriyor.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş: "İslam insanlığa nasip olmuş, verilmiş olan en büyük nimettir” Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Hz. Adem Peygamberimizden Hz. Muhammed aleyhiselatu vesselam Efendimize kadar bütün peygamberler İslam peygamberidir. İslam insanlığa nasip olmuş, verilmiş olan en büyük nimettir” dedi. Mübarek üç ayların habercisi olan Regaib Gecesi dolayısıyla yurdun tüm camilerinde programlar düzenlendi. Vatandaşların camilere akın ettiği gece, ibadet ve dualarla idrak edildi. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Eskişehir’in Sivrihisar ilçesindeki tarihi Ulu Camii’nde düzenlenen "Regaib Gecesi Özel Programı"na katıldı. Başkan Erbaş’ın kıldırdığı yatsı namazının ardından başlayan programda, Kur’an-ı Kerim tilavetleri yapıldı, salavatlar getirildi, ülkemiz ve İslam alemi için dualar edildi. Programda konuşan Başkan Erbaş, Recep, Şaban ve Ramazan aylarının mukkaddes aylar olduğunu belirterek, “Bu üç ay içerisinde mübarek geceler vardır. İşte bu gece idrak ettiğimiz Regaib Gecesi, daha sonra Miraç Gecesi, yine Recep ayının 27’nci gecesine denk geliyor. Ardından Şaban ayının yarısında yani 15’inde idrak edeceğimiz Berat Gecesi. Sonra Ramazan ayı başlı başına bir mukaddes ay; Kur’an ayı, bereket ayı, zekat ayı, hayır hasenat ayı Ramazan ayını daha da mukaddes hale getiren Kadir Gecesi ve sonra Ramazan Bayramı. Görüyorsunuz üç ay içinde her günü neredeyse her gecesi mübarek olan bu ayları idrak etmemizi sağlayan yüce Rabbimize sonsuz hamdüsenalar olsun” dedi. “Yaratılış gayemiz imtihan olmak” Başkan Erbaş, dünyada daha iyi Müslüman ve insan olmak, iyiliği yeryüzünde yayarak ve sonucunda bunlarla imtihan olmak için yaratıldıklarını dile getirerek, şöyle konuştu: “Allah ölümü de hayatı da bakalım ‘Hanginiz daha güzel amel işliyorsunuz, hanginiz en iyi işi yapıyorsunuz? Allah’ın hoşuna gidecek, Resulünün çizmiş olduğu sınırlar içerisinde kalacak. En güzel işleri yapıyorsunuz?’ diye sizi imtihan etmek için yarattı. Yaratılış gayemiz demek ki imtihan olmak. Bütün peygamberler bu hakikati gönderildikleri topluma anlatmak için vazifelendirilmişlerdir. Onlar Cenab-ı Hakkın kendilerine vermiş olduğu İslam’ı tebliğ görevini yerine getirmişlerdir. Hz. Adem Peygamberimizden Hz. Muhammed aleyhisselatu vesselam Efendimize kadar bütün peygamberler İslam peygamberidir. İslam insanlığa nasip olmuş, verilmiş olan en büyük nimettir. İslam’ı kabul eden insana ‘Müslim’ deniliyor. Peygamber Efendimiz insanlığa gönderilen en büyük nimet olan İslam’ı kabul eden Müslüman’ı şöyle tarif ediyor; ‘Müslüman, diğer Müslümanların, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.’” “İbadetler, daha güzel bir Müslüman olabilmemize vesiledir” Peygamber Efendimizin tarif ettiği gibi bir Müslüman olabilmek için bazı vesilelere ihtiyaç olduğunu kaydeden Başkan Erbaş, “İbadetler, hayır hasenat, Kur’an-ı Kerim’de bize emredilen o emirleri yerine getirmek, bizim daha güzel bir Müslüman olabilmemiz için bir vesiledir. Mübarek günler, geceler, Regaib, Miraç, Berat, Kadir ve Mevlid Gecesi, cuma ile bayram günleri bu mukaddes zamanlar bir vesiledir” diye konuştu. Başkan Erbaş, “Biz insanı en güzel bir surette yarattık, sonra aşağıların aşağısına çevirdik” ayet-i kerimesini hatırlatarak, “Esasında biz yaratılış olarak en güzel bir surette yaratılmışız. Bu şerefimizi inancımızla, ibadetlerimizle, iyiliklerimizle, hayır hasenatımızla vesilelere sarılarak muhafaza etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. “Gençlerimizi peygamber ve Kur’an ahlakıyla yetiştirmek zorundayız” Gençlerin, çocukların peygamber ahlakıyla yetiştirilmesi gerektiğini söyleyen Başkan Erbaş, “Ahlaki ilkeler dediğimiz konuları hem kendimiz üzerimizde taşıyacağız hem de çocuklarımıza öğreteceğiz. Gençlerimizi Peygamber ahlakı, Kur’an ahlakıyla yetiştirmek zorundayız” şeklinde konuştu. İslam aleminin güçlerini birleştirerek özellikle Gazze’de, Filistin’de çocuk, bebek, kadın demeden masum insanların üzerine bombalar yağdıran zalimlerin birbirine düşmesi için dua eden Başkan Erbaş, “Zalimleri ve onlara yardım edenleri kahruperişan eylesin inşallah. Bütün Müslümanlara birlik, beraberlik, kardeşlik ve uyanıklık nasip eylesin. Bu şekilde Ramazan ayına ulaşmayı hepimize nasip eylesin” dedi. Program, Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Şaban Kondi’nin yaptığı dua ile sona erdi.
Kırıkkale Sürücüsünün ehliyeti olmayan tır, park halindeki kamyona çarptı Kırıkkale’de sürücüsünün ehliyeti olmayan tır, park halindeki kamyona çarptı. Kazada araçlar hurdaya döndü. Kamyon sürücüsü, "Telefon ışığıyla ikaz verdim ama fark etmedi, arkadan bodoslama girdi" diyerek kazayı anlattı. Kaza, gece saatlerinde Kırıkkale-Kayseri D765 karayolunun 35. kilometresinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Nazmi İnan, mazotu biten Isuzu marka 06 CUA 778 plakalı kamyonunu yolun banket kısmına park etti. O sırada, iş makinesi taşıyan Y.Ö. yönetimindeki 06 DST 778 plakalı MAN marka tır, park halindeki kamyona arkadan çarptı. Çarpmanın şiddetiyle savrulan tır, orta refüje devrildi. 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan ihbarla olay yerine sağlık, polis ve jandarma ekipleri sevk edildi. Kazada yaralanan tır sürücüsü, sağlık görevlilerince olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Tedavi altına alınan sürücünün sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Kazada, her iki araçta da büyük çapta maddi hasar meydana geldi. Trafik ekiplerince yapılan kontrollerde tır sürücüsü Y.Ö.’nün ehliyetinin olmadığı tespit edildi. Tır sürücüsüne ve araç sahibine toplamda 37 bin 412 lira para cezası uygulandı. Yapılan işlemlerin ardından araçlar vinç ve çekici yardımıyla otoparka kaldırıldı. "Bodoslama girdi" Kaza anını anlatan kamyon sürücüsü Nazmi İnan, "Keskin yolundaydım. O sırada aracımın mazotu bitti. Dörtlüleri yaktım, bekliyordum. Kendim de arkadaydım. Telefon ışığıyla araçlara ikaz veriyordum. Bu amca (tır sürücüsü) beni fark etmedi, aracı da fark etmedi. Telefonla uzun süre ikaz vermeme rağmen arkadan bodoslama girdi. Daha sonra bu şekilde kaza oluştu. Amcaya koştum, sağlık durumunu sordum" ifadelerini kullandı.
Antalya Ferdi Tayfur, şarkılarıyla uğurlandı Antalya’da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden sanatçı Ferdi Tayfur’un cenazesi hastaneden alındı. Hastane önünde toplanan yüzlerce kişi, usta sanatçıyı gözyaşları ve şarkılarıyla uğurladı. Muğla’nın Marmaris ilçesinde yaşamını sürdüren arabesk müzik sanatçısı ve bestekar 79 yaşındaki Ferdi Tayfur, 15 Aralık’ta tansiyon rahatsızlığı sebebi ile ambulansla hastaneye kaldırılmıştı. Yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınan Tayfur, 17 Aralık’ta ailesinin isteği ve uzman doktorların tavsiyesiyle ilk olarak ambulans helikopterle havalimanına, ardından ambulans uçak ile Antalya’ya sevk edilmişti. Usta sanatçı, organ yetmezliği sebebiyle tedavi gördüğü hastanede akşam saatlerinde hayatını kaybetti Ferdi Tayfur’un vefatının ardından sevenleri hastane önünde toplandı. Sık sık "Ferdi baba" sloganları atan sevenleri, zaman zaman gözyaşlarına hakim olamadı. Klasik bir minibüsle hastaneye gelenler de, açtığı duygu yüklü şarkıları sevenlerine dinletti. Şarkılarıyla gözyaşları içinde uğurlandı Tayfur’un cenazesi 23.30 sıralarına hastanenin morgundan cenaze aracına koyulup kalabalığın bulunduğu alana getirildi. İzdihamın yaşandığı alanda Antalya Valisi Hulusi Şahin ve İlker Arslan da alana gelerek Tayfur’un ailesine baş sağlığı diledi. Bu sırada Tayfur’un yakınları ve sevenleri uzun süre gözyaşı döktü, helallik alınması ve duaların ardından Ferdi Tayfur’un cenazesi şarkıları eşliğinde hastane alanından götürüldü. Yine sevenlerine bir esnaf tarafından lokma ikramı yapıldı. Aile mezarlığına defnedilecek Öte yandan Tayfur’un cenazesinin, cumartesi günü saat 12.00’de Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenecek anma töreninin ardından Emirgan Çınaraltı Camii’nde kılınacak cenaze namazı sonrası, ikindi namazını müteakiben Yeniköy’de aile mezarlığına defnedileceği belirtildi.