KÜLTÜR SANAT - 25 Aralık 2024 Çarşamba 13:44

Sır perdesi çözülemeyen köprü, bin 500 yıldır tarihe tanıklık ediyor

A
A
A

Doğu Roma İmparatoru Justinianus tarafından inşa edilen ve adını imparatordan alan Justinianus Köprüsü, Sakarya’nın Serdivan ilçesinde yaklaşık bin 500 yıldır tarihe tanıklık ediyor. Ayasofya Camii ile aynı tarihlerde inşa edilen köprünün kanal projesinde yer alan bir yapı olduğu iddiası uzmanlar tarafından tartışılırken sır perdesi hala çözülemedi.

Doğu Roma İmparatoru Justinianus tarafından MS 562 tarihinde yaptırılan, adını imparatordan alan ve Ayasofya Camii ile yaşıt tarihiyle dikkat çeken Justinianus Köprüsü 12 kemer gözünden oluşuyor. Justinianus’un Boğaziçi yerine gemiyle Anadolu’dan geçebilmek için kanal projesi planladığı ve köprünün bu projenin bir parçası olduğu iddiaları uzmanlar tarafından tartışılırken sır perdesi hala çözülemedi. Halk arasında Beşköprü olarak da bilinen ve 2018’de UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınan köprüde restorasyon kapsamında yapılan kazılarda güney cephesindeki sarnıç ve hamam yapısı ortaya çıkmıştı. Bin 500 yıldır tarihe tanıklık eden Justinianus Köprüsü, Bizans İmparatorluğu döneminin Anadolu’daki en görkemli eserlerinden biri olarak da biliniyor.

Sır perdesi çözülemeyen köprü, bin 500 yıldır tarihe tanıklık ediyor

Köprü tarihi hakkında bilgi veren Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Sakarya Sosyal ve Kültürel Çalışmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (SAKUM) Müdürü Dr. M. Alper Cantimer, “Justinian döneminin önemli eserlerinden bir tanesidir, 562 yılında yapılmıştır. Günümüze gelen bu köprüyle ilgili çok fazla ve farklı görüş bulunmaktadır. Köprünün manzara ile içerisindeki uyumsuzluğu dikkat çekmektedir. Bu da aslında köprü üzerindeki araştırmaların çoğalması gerektiğini de bize göstermektedir. Köprü üzerinde şu an itibariyle Karayolları Genel Müdürlüğü’nün 2019 yılında başlamış olan bir yenileme çalışması devam etmekte ve 2018 yılında da UNESCO Dünya Geçici Kültür Miras Listesi’ne dahil edilmiş önemli bir yapıdır” dedi.

Sır perdesi çözülemeyen köprü, bin 500 yıldır tarihe tanıklık ediyor

“Ayasofya’yla çağdaş olan bir yapıdan bahsediyoruz”

Köprünün sırrının çözülemediğiyle ilgili bir çok rivayetin olduğunu aktaran Cantimer, “Doğu Roma ya da Bizans döneminden kalma çalışmalara baktığımızda elimizde önemli isimlerin çalışmaları var. Bunların ifadelerine bakıldığında Pachymeres, 13. yüzyılda burayı aslında bir deniz liman köprüsü olarak tanımlıyor. Diğer bir isim ise 9 ve 12. yüzyıl arasındaki diğer Bizans tarihçileri gibi burayı Beşköprü olarak tanımlıyor. Ama köprünün yapımının gerçekleştiği tarih aslında 6. yüzyıl. Yani Ayasofya’yla çağdaş olan bir yapıdan bahsediyoruz. Köprü üzerindeki tartışmalar günümüzde halen devam etmektedir. Saha araştırmasına çok daha yoğun bir biçimde ihtiyacımız vardır. Çünkü bu köprü Sakarya Nehri’nin üzerine mi kuruldu veya Sakarya Nehri var mıydı yapıldığı dönemde. Ama elbette köprünün yapılabilmesi için nehrin yatağının değiştirilmesi veya kısmen ya da daraltılması gerekmektedir. Sonrasında tekrar alınamamış mıdır? Yoksa çok daha ötesi bir hedefin bir parçası mıdır? Çok daha ötesi bir hedef dediğimizde de Anadolu içlerine uzanan bir deniz limanı ya da bir nehir limanının bir parçası mıdır? Sapanca Gölü ve Sakarya Nehri’nin birleştirilmesi gibi ihtimaller üzerinde durulmuş. Bunun en önemli sebebi olarak aslında Anadolu’nun içlerine bir donanmanın gönderilebilmesi ya da bir ticaretin yapılabilmesi. Çünkü geçmiş dönemlerden itibaren özellikle Afyon ve Kütahya tarafından gerçekleşen mermer ticaretinin denize ulaşabilmesi adına en uygun yolun Sapanca Gölü ve üzerinden devam edebilecek bir süreç olduğu tartışmaları vardır. Ama Sapanca Gölü’nün yüksekliğiyle Sakarya Nehri’nin yüksekliğinin birbiriyle örtüşmemesinden dolayı bu planlar uzun süre ertelenmiş. Ama sanırım en yoğun bir biçimde bunu denemeye çalışan ismi Justinian olarak tanımlayabiliriz” diye konuştu.

Sır perdesi çözülemeyen köprü, bin 500 yıldır tarihe tanıklık ediyor

“Köprünün aslında tam olarak işleviyle ilişkili halen bilgi sahibi değiliz”

Köprünün Roma’dan günümüze kalan kıymetli bir eser olduğunu aktaran Cantimer, “Köprünün aslında tam olarak işleviyle ilişkili halen bilgi sahibi değiliz. Bilim insanlarının bu konu üzerindeki tartışmaları da devam ediyor. Köprü 429 metre uzunlukta. Yaklaşık 10 metre genişliğinde, 6 metre genişliğinde ayakları var ve 12 kemerden oluşuyor. Aslında Beşköprü ya da beşli bir sistemin, beşli bir köprü sisteminin parçası mı yoksa beş yaydan oluştuğu için mi Beşköprü deniyor? Bu arkeolojik araştırma ve yenileme çalışmalarında ortaya çıkabilecek unsurlar. Köprünün doğusunda hemen demiryolunun yan tarafında bir hamam ya da bir kilise kalıntısı ortaya çıkmış durumda. Başka müştemilatların olduğuna dair yerli halkın ya da bölge halkının söylemleri de var. Yakın zamanda ortaya çıkacaktır ve değerini artıracaktır diye düşünüyoruz köprünün. Çünkü köprü bulunduğu coğrafyayla çok uyumlu durmuyor ama Anadolu’nun batısında doğu Roma’dan günümüze kalan en kıymetli eserlerden bir tanesi. Bulunduğu coğrafyayla ilişkili, anlamını kazanabilmesi adına yoğun araştırmalara ihtiyaç olduğunu ifade edebilirim. Bunlar biraz da devrin liderlerinin bir ihtişam göstergesi olarak yapılan yapılar. Bu köprüde sanırım böyle değerlendirmek gerekir. Ama altında bir kilisenin varlığı, dehlizlerin varlığı, müştemilat koymak için mekanların varlığı bize köprünün kuruluş amacının birden fazla olduğunu düşündürüyor ama kesinleşmiş bir durumdan bahsedebilmek mümkün değil” şeklinde konuştu.

Sır perdesi çözülemeyen köprü, bin 500 yıldır tarihe tanıklık ediyor

“Bir nehir limanının parçasıysa Adapazarı kelimesi anlam kazanacaktır”

2019 yılından beri restorasyonun devam ettiğini belirten Cantimer, “Bu bölgenin tarihi değerinin özellikle zenginleşmesi bizim için çok önemli olur. Eğer burası bir deniz limanının bir parçasıysa veya bir nehir limanının bir parçasıysa Adapazarı kelimesi anlam kazanacaktır bizler, bu şehrin yerlileri için. Çünkü Sapanca Gölü’nün tahliye akıntısı aslında Çark Deresi ve bu dere bir zamanlar bu şehrin içme suyu ihtiyacını karşılıyordu. Çark Deresi ile Sakarya Nehri arasında bir pazarın kurulduğunu düşünmek anlam kazanmaya başlayacaktır bizim için. Doğal bir restorasyon aslında 10-15 yıldan aşağı sürmez. Ama sanırım 2025 yılı itibari ile artık köprünün aktive edileceğine dair birkaç duyumum var” ifadelerini kullandı.

Burak Can Tokyürek - Orkun Kaya

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Falezlerden denize düşen araç için ekipler arama çalışması yaptı Antalya’da bir otomobilin falezlerden denize düştüğü ihbarı ekipleri alarma geçirdi. Karadan, denizden ve termal kameralı dron ile de havadan yapılan uzun arama çalışmalarında aracın sadece plaka ve tampon kısmına rastlanırken, hava şartlarının elverişsiz olması dolayısıyla çalışmalara sabah devam etmek üzere ara verildi. Olay, saat 19.30 sıralarında Antalya’nın Muratpaşa ilçesi Şirinyalı Mahallesi Eski Lara Caddesi’nden bulunan Mobil Halk Plajı yakınlarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, bir aracın süratli bir şekilde falezlerden denize uçtuğu ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, polis, AFAD, sahil güvenlik ve sağlık ekibi sevk edildi. Ekipler ismi öğrenilemeyen görgü tanığının ifadeleri doğrultusunda bölgede arama başlattı. Falezler didik didik arandı İtfaiye ve AFAD ekipleri görgü tanıdığının gösterdiği noktada oluşturdukları ip düzeneği ile falezleri didik didik aradı. Aracın denize düştüğü ihtimaline karşı deniz polisi ve sahil güvenlik ekipleri de bölgedeki aramalara katıldı. İl Emniyet Müdürü İlker Arslan da bölgeye gelerek çalışmalar hakkında bilgi aldı. Uzun süren aramalar sonucunda dalgalar arasında tespit edilen bir nesne üzerinde yoğunlaşan ekipler 34 CHK 531 plakalı otomobilin plakasına ulaştı. Yapılan plaka sorgulamasında araçtaki şahsın E. Ş. (27) olabileceği üzerinde duruluyor. Termal kameralı dron ile arama yapıldı E. Ş.’nin araçta olup olmadığı yönünde gece geç saatlere kadar süren çalışmalarda şiddetli rüzgar ve dalgalar nedeniyle ekipler arama yapmakta zorlandı. Bu sırada olayı haber alarak bölgeye gelen E. Ş.’nin yakınları endişeli gözlerle ekiplerin arama çalışmasını izledi. AFAD tarafından getirilen termal kameralı dron ile de bölgede detaylı arama yapıldı. Sert dalgalar nedeniyle dalgıçların arama yapamaması ve can güvenliklerini korumaları gerektiği için aramalara sabah erken saatlerde yeniden başlanmak üzere ara verildi.