GENEL - 31 Mart 2012 Cumartesi 17:31

GÖLDE MAHSUR KALDILAR İHBARI EKİPLERİ ALARMA GEÇİRDİ

A
A
A
GÖLDE MAHSUR KALDILAR İHBARI EKİPLERİ ALARMA GEÇİRDİ

Sakarya`da Sapanca Gölü`nde kürek yarışları için parkur hazırlığı yapan kürekçileri gören bir vatandaş, acil yardım ekiplerine `gölde mahsur kalan bir kayık var` ihbarı yaptı. Ekipleri alarma geçiren ihbarın yanlış anlaşılma olduğu ortaya çıksa da kurtarma ekipleri, gölde yarış hazırlığı yapan kürekçileri dışarı çıkardı.
Dün akşam saatlerinde Sapanca`nın Kırkpınar mevkiinde, göl kenarında bulunan bir restoranda yemek yiyen bir vatandaş, yağmurlu havada gölün içinde kayık ile dolaşan 3 kişi gördü. Gölün içinde ki kayıkta bulunan vatandaşların gölde mahsur kaldığını zanneden ihbarcı durumu derhal polis ve itfaiyeye bildirdi. Gölde bir kayık içinde 3 kişinin mahsur kaldığı ihbarını alan ekipler alarma geçti. Olay yerine çok sayıda itfaiye, polis, Sivil Savunma ve ambulans ekipleri gönderildi. Ekipler derhal göl kenarında
aramalara başladı. Bu sırada gölde mahsur kaldıkları ihbar edilen 3 kişi kıyıda bir hareketlilik olduğunu görerek bölgeye gelince gerçek ortaya çıktı.
Sapanca Gölü`nde önümüzdeki ay yapılacak kürek yarışları için pist hazırlığı yaptıkları kaydedilen 3 kürekçi, kendilerinin gölde çalışma yaptığını söylemelerine rağmen Sivil Savunma Ekipleri tarafından gölden çıkarıldı.
Asılsız bir ihbarla işleri yarım kalarak kıyıya çıkartılan Türkiye Kürek Federasyonu Parkur kontrolleri Mustafa Çotur, Rasim Akatin ve Kemal Yılmaz olay sonrası büyük şaşkınlık yaşadı. Karşılarında ekipleri görerek neye uğradığını şaşıran kürekçiler, "Önümüzdeki aylarda yapılacak kürek yarışları için parkur kontrolüne çıktığımızda hava uygundu. Ancak parkuru kontrol ederken yağmur başladı. Biz kontrolümüze devam ederken kıyıda arama kurtarma ekiplerini fark ettik. Bize mi geliyorlar diye aramızda
konuşurken gerçek ortaya çıktı. Duyarlı olmak isteyen bir vatandaşın yüzünden çalışmamız yarım kaldı" diye konuştu.
Kıyıya çıkan kürekçiler parkur kontrolünü ertelemek zorunda kalırken, polis olayla ilgili tutanak düzenledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale 2 bin 500 yıllık Polyksena Lahti, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde siyah örtüyle kapatıldı Çanakkale’deki Troya Müzesi’nde 2 bin 500 yıllık Troya Kralı Priamos ile Kraliçe Hekabe’nin küçük kızları Polyksena’nın kurban edilmesinin betimlendiği Polyksena Lahti, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde 1 saat siyah örtüyle kapatıldı. Çanakkale’de 5 bin 600 yıllık geçmişe sahip Troya Ören Yeri’nden çıkan eserlerin sergilendiği Troya Müzesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde farklı bir etkinliğe imza attı. Troya Müzesi’nde yer alan ve Troya Kralı Priamos ile Kraliçe Hekabe’nin küçük kızları Polyksena’nın kurban edilmesinin betimlendiği 2 bin 500 yıllık Polyksena Lahti, ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde 1 saat siyah örtüyle kapatıldı. Troya Müze Müdürü Rıdvan Gölcük, bugünün Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olduğunu belirterek, “Kadına yönelik şiddetin tarihi kökenleri var. Bunu Troya destanında ya da bağlantılı anlatılarda da görüyoruz. Bunlardan bir tanesi Aka Komutanı Agamemnon’un kızı İfigenya’yı kurban etmesi ya da bugün önünde durduğumuz Troya Kralı Priamos’un ve anne Hekabe’nin kızı Polyksena’nın kurban ediliş sahnesi de bunlardan birisi ve arkamızda duran 2 bin 500 yıllık lahitin üzerinde bir kadının kurban ediliş sahnesi tüm yürek burkuculuğuyla işleniyor. Bugüne dikkat çekmek için Polyksena’nın kurban ediliş sahnesinin yer aldığı arkadaki ahdi siyah bir örtüyle örtüp, 1 saat kadar üzerindeki şiddetli bloklamaya, engellemeye ve onu göstermemeye çalışıyoruz. Kadın başka hiçbir sebeple değil, sadece insan olduğu için kıymetli ve değerli. Ve dolayısıyla biz de bulunduğumuz noktada bu değeri, bu kıymeti tekrar vurgulamak istiyoruz” dedi. Polyksena Lahti, 1994 yılında Çanakkale’nin Biga ilçesinde Kızöldün Tümülüsü’nde bulunmuştu.
Erzurum EDT ’Palto’ İle Tunus’ta "Perde" diyecek Erzurum Devlet Tiyatrosu (EDT) tarafından sahnelendiği her gösterimde tiyatro severlerin yoğun ilgisiyle karşılaşan "Palto" isimli oyun, Tunus’ ta bu yıl 25.si düzenlenen Kartaca Uluslararası Tiyatro Festivali kapsamında Türkiye’yi temsilen tiyatro severlerle buluşacak. Nikolay Vasilyevic Gogol’un kaleme aldığı, Abdullah Arif Atalay’ın yönetmenliğini üstlendiği, Mustafa Bilirdönmez, Mekselina Düğdü ve Berkay Alkan’ın reji asistanlığını yaptığı oyun başta Erzurum’da olmak üzere sahne aldığı tüm şehirlerde tiyatro izleyicileri tarafından ayakta alkışlanıyor. Dünya tiyatrosunun baş yapıtlarından biri olarak görülen oyunda 9’uncu dereceden kadrolu kalem memuru Akakiy Akakiyeviç’in kendisini soğuktan koruyamayan eski paltosunun arkadaşları tarafından yırtılmasının ardından yüksek fiyat karşılığında yepyeni bir palto diktirmesi ve bu yeni paltosu şerefine verilen kutlama partisi sonrasında ise paltosunu çaldırması, ardından çalınan paltosunu bulmak adına verdiği mücadele anlatılıyor. Yılmaz Karakuzu, Özlem Çiftçi Sak, Özlem Uslu, Ergenekon Cemil Başdoğan, Onur Emre Teber, Halit Burak Günuğur ve Berkay Alkan’ın rol aldığı "Palto" isimli tiyatro oyunu 30 Kasım’a kadar sürecek olan festivalde, 32 ülkeden toplam 125 oyunun sahneleneceği 25. Kartaca Uluslararası Tiyatro Festivali’nde 26 Kasım da Tunus’ta tiyatro severlerle buluşacak.
Eskişehir Hamamyolu çarşısının 1940-1980 yılları Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşen Çelen Öztürk yürütücülüğünde hazırlanan, TÜBİTAK 1001 “Anımsama Kutusu Deneyimi Tasarımı” projesi kapsamında, Hamamyolu Çarşısı 1940-80 yılları Sanal Gerçeklik modeli uygulaması, o dönemlerde Hamamyolu Çarşısı’nı bilen 65 yaş üstü bireylerin deneyimine sunuldu. Büyükşehir Belediyesi Porsuk Konukevi’nde, yapılan uygulamada, sanal gerçeklik gözlüğü ile modellenen alanda yürüyen katılımcılar, o dönemde var olan; Akar Deresi ve kıyısındaki iki katlı evleri, ahşap köprüleri, çarşamba-cumartesi günleri kurulan pazaryerini, eski dükkanları, faytonları ve o dönemde yaşayan kişilerin alandaki anılarının ses kayıtlarını dinleyerek, o dönemin kıyafetleri ile yürüyen insanlarla birlikte Hamamyolu turu yaptılar. Bu heyecanlı sanal gerçeklik deneyimi öncesi ve sonrası, 65 yaş üstü katılımcıların, Hamamyolu çarşısının geçmiş yıllara ait bellek ögeleri ve anıları ile sohbet havasında analiz edilerek sanal gerçeklik deneyiminin anımsamaya etkisi araştırıldı. Sanal gerçeklik deneyimi sonrası, 65 yaş üstü bireylerin canlanan anıları ile yaşadığı dönemin görsel verilerine yaptığı kritikler doğrultusunda, sanal gerçeklik (VR) uygulaması geliştirilerek revize edilecek. “Hamamyolu Çarşısı Geçmiş Dönem Sanal Gerçeklik Deneyimi”nin son hali, Mayıs-Haziran 2025’de Atilla Özer Karikatürlü Ev’de 18 yaş üstü tüm kentlilerin deneyimine sunulacak, daha sonra Kentsel Belleği Müzesi’nde herkesin izlenimine sunulacak. Hamamyolu Çarşısı’nın geçmiş belleğinin dijitalleşmesi Proje, bireylerin geçmişte yaşadığı kentsel mekânların, hızla değişen kentleşme süreçlerinde kaybolması nedeniyle, toplumsal ve bireysel belleğin yok olması probleminden yola çıkarak hazırlandı. 1940-1980 yılları arasında Hamamyolu çarşısının dijital ortamda modellenmesiyle, kentsel bellek aktarımında yeni teknolojilerin rolü vurgulanıyor. ESOGÜ’nin koordinatörlüğünde, Eskişehir Teknik Üniversitesi, Harran Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi, Tepebaşı Belediyesi, Pencuse Dijital ve Alzheimer Derneği Eskişehir Şubesi gibi paydaşlarla yürütülen 30 aylık proje ile “Kentsel Anımsama Kutusu (UrbanMemoryBox)” modeli ile Kentsel Belleğin Dijital Arşivi’nin oluşturularak sürdürülebilirliğinin sağlanması amaçlanıyor. Demans hastalarında anımsama terapisi deneyimi Geliştirilen Sanal Gerçeklik Geçmiş Kent Simülasyonu, Alzheimer Derneği’nin katkılarıyla demans teşhisinin ilk süreçlerinde olan hastalara da uygulanarak, geçmiş kentsel mekân görselleri ile hazırlanan kent simülasyonunun, anıları tetiklemeye ve hatırlamaya katkısının, akademik ortamlarda paylaşılması planlandı.