EĞİTİM - 04 Haziran 2024 Salı 15:32

Rize’de öğrencilerin yazdıkları kitaplar okurların beğenisine sunuldu

A
A
A
Rize’de öğrencilerin yazdıkları kitaplar okurların beğenisine sunuldu

Rizeli öğrencilerin yazmış olduğu 14 adet kitabın bugün tanıtımı ve imza töreni düzenledi.


2023-2024 Eğitim Öğretim Yılı’nda Rize İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Genç Yazarlar ve Şairler Kulübü Projesi düzenlendi. Düzenlenen bu proje ile birlikte Rize’de bulunan 124 ortaokul ve lisede kulüp açıldı. Her okuldan bir tane temsilci öğretmen seçilerek kitap yazmak isteyen bütün öğrenciler kulübe üye yapıldı. Açılan kulüplerle birlikte öğrenciler hem yazma becerilerini geliştirdi hem de kitap okuma alışkanlığı kazandı. Proje çerçevesinde farklı okullardan bulunan 14 öğrenci yazmış oldukları kitaplar yayınlandı. Yayınlanan kitaplar bugün Rize Gençlik Merkezi’nde yazar öğrenciler tarafından arkadaşlarına, öğretmenlerine ve velilere imzalandı. Kitap lansmanında yazar olan engelli 11 yaşındaki Miray Özcan’a da ilgi yoğun oldu. Düzenlenen törene Rize Vali Yardımcısı Hüseyin Aydın, Rize İl Milli Eğitim Müdürü Yusuf Tüfekçi, öğretmenler ve çok sayıda öğrenci katıldı.


Düzenlenen törenin ardından açıklamalarda bulunan Rize İl Milli Eğitim Müdürü Yusuf Tüfekçi, yaklaşık 10 ay içerisinde 14 tane kitap yazılıp basımları gerçekleştirildiğini belirterek ‘’Genç yazarlar ve şairler kulübü diye bir kulüp ortaya koyduk ve gerçekleştirdik. Tüm ortaokul ve liselerimizde bu kulübü kurdurduk. Her okulumuzda bir öğretmen temsilcimiz ve kulüp üyesi öğrencilerimiz mevcut. Bu çocuklarımızın biz sadece test çözerek sadece akademik başarıya kilitlenerek hayata hazır olacaklarını düşünmüyoruz. Dolayısıyla yazan, çizen, düşünen öğrenciler, düşünen nesillerden bu memleketin geleceğinin daha iyi şekilleneceğini düşündüğümüz için çocuklarımızı biraz daha yazarlık eğitimi verme yolunda çalışmalar yaptık. Yaklaşık on ay içerisinde bugün tanıtımını yaptığımız 14 tane kitabımız ortaya çıktı. Bu kitapların hepsi ulusal yayınlarda basıldı. Yayınevlerinde satışı bulunan eserler. Yerel yüzeyde matlığı olmuş bir eserler değil. Önümüzdeki yılın hazırlıklarına şimdiden başladık. Belki bunu artarak devam ettireceğiz” ifadelerini kullandı.



“Bugün bu eserlere imza atan çocukların ülkemizin geleceğine imza atan çocuklar olacağına şahit olacağız”


Kulübe üye olduktan sonra hayata tekrardan tutulmuş olan bir öğrencinin de olduğunu söyleyen Tüfekçi, “Gerçekten çocuklarımız çok mutluydu. Miray’ı gördünüz. Aslında engelli bir çocuğumuz ama ikinci üçüncü eserini çıkarıyor. Biz ona da destek verdik. Annesinin de desteğiyle şu an çocuğumuz hayata tutundu. Meslek lisemizde bir kız öğrencimiz var. Tamamen hayata küsmüş bir çocuğumuzdu. Bu kulübe üye olduktan sonra bize geldi. Kendisinin bu kulübe dahil olabileceğiyle ilgili bir talepte bulundu. Okul müdürümüz bu kitap çıktığından bir ay sonra geldi. Bize sadece şunu söyledi. Hocam siz ne yaptınız? Bir anda çocuğun hayatı değişti. O hayata küskün çocuğumuz gayet neşeli, gayet huzurlu, sosyal, sportif etkinliklerde, okuldaki bütün faaliyetleri, öne çıkan bir çocuk haline geldi. Şu an bu çocuğumuz içeride imza atıyor. Valimize kitap imzalıyor. Yazarlarımızın kitaplarına imza atıyor. Dolayısıyla amacımıza da aslında bir nebze çok kısa vadede görmüş oluyoruz. Daha uzun vadede inşallah bu çocuklarımız Rizemizin, ülkemizin, dünyanın, geleceğine imza atacak. Bugün bu eserlere imza atan çocukların ülkemizin geleceğine imza atan çocuklar olacağına şahit olacağız” şeklinde konuştu.



“Hedefim büyük yazarlar arasında yer almak”


Gelecek yıllarda kendisinin de büyük bir yazar olmak istediğini ifade eden İclal Efran Katmer “Birçok öğrencinin hayatına dokunduğumuza inanıyorum. Hayali olan insanlar için çok güzel bir proje. Bana çok güzel duygular kattı. Gurur vericiydi ve hayatta bir şeyleri başarabileceğime inandırdı. Çok güzel ve büyük adımlar attık. Etkinlik çok güzel ve talep çok büyüktü. Bu kadar yoğun ilgiyi biz de beklemiyorduk. Kitabımı yazmam 2 ayımı aldı. Aynı zamanda roman da yazıyorum. Hedefim büyük yazarlar arasında yer almak’’ ifadelerini kullandı.


11 yaşındaki Engelli yazar öğrenci Miray Özcan ise “Herkesin özel bir durumu var. Bence herkes kendini sevmeli. Bu hayattaki asıl amacımız kendiniz sevmektir. Herkes kendini sevmelidir. Ben kendimi çok seviyorum” dedi.



Rize’de öğrencilerin yazdıkları kitaplar okurların beğenisine sunuldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa’yı filler temizleyecek Manisa Büyükşehir Belediyesi, çevre dostu çözümlerle daha temiz ve sağlıklı yaşam alanları oluşturmaya devam ediyor. Temizlik hizmetlerinde kullanılan araç filosunu güçlendiren Manisa Büyükşehir Belediyesi, çevreye duyduğu sorumluluğu bir adım daha ileri taşıyarak, tamamen yerli ve yüzde 100 elektrikli fil adı verilen 4 vakumlu süpürge alarak araç filosunu güçlendirdi. Manisa Büyükşehir Belediyesi, temizlik hizmetlerinde kullanmak üzere tamamen yerli üretim ve yüzde 100 elektrikli vakumlu süpürgeleri kullanmaya başlıyor. Kaldırım, ana arter ve dar alanlar için tasarlanan vakumlu süpürge ile personel daha az yorulacak, daha fazla bölgenin temizliğini sağlayacak. Elektrikli olması, sürdürülebilir çevre politikalarına katkı sunmasının yanında kullanım kolaylığı ile de dikkat çekiyor. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, ’Fil’ isimli vakumlu elektrikli süpürgeyi denedi ve performansını değerlendirdi. Araçların performanslarının değerlendirileceğini, başarılı görülmesi halinde süpürge sayısının artacağını söyleyen Başkan Zeyrek, böylelikle daha geniş alanda kullanım sağlanacağını söyledi. Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin çevreye duyarlılığını ve teknolojiyi etkin bir şekilde kullandığını gösteren yerli üretim ve tamamen elektrikli bu araçlar, geniş kullanım alanıyla Manisa’nın temizliğine önemli katkılar sunacak.
Ankara Yeniden Refah’tan Bahçeli’nin ‘İmralı ile DEM görüşmeli’ çağrısına destek: “Alınacak yol varsa alınsın” Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, “Sayın Bahçeli madem ki sivil siyasete misyon yüklemiştir, DEM Parti’nin İmralı ile görüşmesini istemiştir biz de bu öneriyi destekliyoruz” dedi. Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yapılan bir açıklamanın kamuoyunda beklenen etkiyi uyandırmadığını ifade eden Kılıç, “Bakanlığın açıklaması dikkate alındığında görülüyor ki 1 Ocak 2025 tarihinden geçerli olmak üzere konutlarda yıllık 5 bin kilovat saatin üzerindeki tüketimlerde enerji faturalarındaki yüzde 60’lık sübvansiyon kalemi kaldırılacak. Mevcut faturaların yüzde 60 sübvansiyonlu olduğu 1 Ocak’tan itibaren faturalarda yüzde 60 sübvansiyonun kaldırılacağı gerçeği dikkate alındığında karşımıza çıkan tablo şudur. 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren yıllık tüketimi toplamda 5 bin kilovat saati aşan aboneler için elektrik tüketimine yüzde 150 zam gelecek demektir. Yüzde 150 elektrik tüketimine kış aylarında gelecek zammı bu ülkede hiç kimsenin karşılayabilmesi mümkün değildir" dedi. Kılıç, “Geçen haftalarda Balıkesir, Mersin ve İstanbul’da son anda da Niğde’deki çocuk evleri sitesinde yaşanan hadiseler gerçekten tüyler ürperten hadiselerdir. Niğde’deki devlet yurdunda 9 yaşında engelli ve epilepsi hastası bir yavrumuz maalesef çalışan şiddetine maruz kalmış ve hayatını kaybetmiştir. Henüz 9 yaşında bir çocuk, engelli, epilepsi hastası, vicdanını yitirmiş kamu çalışanı ne istiyorsun bu çocuktan? Devlet bu tabloyu görmüyorsa devlet değildir. Devlet yurdunda 9 yaşında bir yavrunun darp edilmek suretiyle hayatını kaybettiği bir ülke sosyal devlet değildir. Çocuklar aç bırakılmış, darp edilmiş, tekmelenip yerlerde sürüklenmiş, dövülmüş. Çocuklara topluca banyolar yaptırılmış. Mahremiyetleri yok edilmiş. Çocuklar merdiven altına kapatılmış, hücre cezalarına maruz bırakılmış. Böyle bir ülkede Aile Bakanlığı vardır belki ama Aile Bakanı yoktur” şeklinde konuştu. Bir gazetecinin sorusu üzerine MHP lideri Bahçeli’nin DEM Parti-İmralı çağrısının da değerlendiren Kılıç, şunları kaydetti: "Bahçeli’nin açıklamalarını takip ediyoruz. Diyor ki: DEM Parti’nin İmralı ile görüşmesi sağlanmalıdır. DEM Parti heyeti geçen hafta bizi ziyaret etti. Ziyarette görüldü ki DEM Parti’nin bu konuda özel ya da genel bir bilgi yok. Kamuoyunun bildiğinden daha farklı bir bilgi yok. Eğer bir süreç başlatılacaksa adı her ne ise DEM Parti’nin de buna ilişkin bilgilendirilmesi lazım. Sayın Bahçeli mademki sivil siyasete misyon yüklemiştir, DEM Parti’nin İmralı ile görüşmesini istemiştir biz de bu öneriyi destekliyoruz. Devlet Bahçeli’nin çağrısına AK Parti gereken desteği vermelidir. Görüşme sağlansın, her ne mesaj alınacaksa alınsın. Türkiye bir muammanın parametrelerini tartışmasın. Alınacak bir yol varsa alınsın. Atılacak bir adım var atılsın ama Türkiye havanda su dövmeyi bıraksın. Sayın Bahçeli’nin daha önceki terörist başının Meclise gelmesi çağrısına biz kesin bir dille ret yanıtı vermiştik. Zannediyorum o çağrı AK Parti koridorlarında karşılık bulamamıştır.” “Belediye başkanları muhtemelen bu kararın altında imzası bulunanları alkışlıyorlardır” Kılıç son olarak gündemdeki belediyelerin kreşlerinin kapatılması tartışmalarına ilişkin de şunları söyledi: "Bütün siyasi partilerin seçimlerde verilmiş kreş sözleri vardı. Doğrusu bizimde Ankara’da kreş sözümüz vardı. İstanbul’da Sayın Murat Kurum’un yüze yakın kreş sözü vardı. Esasında CHP’li belediyelere hiç beklemedikleri bir can suyu verdiler bu genelgeyle. Çünkü söz verdikleri kreşlerin yüzde 10’unu bile yapamayan belediyeler bunlar. Verdikleri sözü tutamayan belediyeler bunlar. Kamuoyunda bu genelge marifetiyle öyle bir algı oluştu ki, sanki CHP’li belediyeler bütün mahalleleri semtleri, kreşlerle doldurmuşlar da hükümet de buna karşı çıkıyor engel oluyor. Kaç tane gördünüz Ankara’da kreş tabelası veya İstanbul’da kaç tane kreş tabelası gördünüz? Var olanlar zaten numunelik. Ama belediye başkanları muhtemelen bu kararın altında imzası bulunanları alkışlıyorlardır. Yapmadıkları bir hizmetin 10-20 katı lehlerine bir hizmet yapılmış gibi puan yazdırdıkları için. Dünyada bu işler daha ziyade yerel yönetimler marifetiyle yapılır. Belediyeler kreş mi açıyor, bırakın açsınlar. Anaokulu mu açıyor, bırakın açsınlar. Anayasa Mahkemesi’nin ya da yasaların amir hükümleri varsa ona göre dizayn olsunlar. Devlet de gereken denetimi bunlar üzerinde sağlasın. Eğer bu kreşlerde, anaokulu, gündüz bakım evi gibi yerlerde genel eğitim müfredatımıza milli ve manevi değerlerimize birlik ve beraberliğimize aykırı eğitimler veriliyorsa, talimler yapılıyorsa elbette ki, devletin gereğini yapmak hakkıdır, vazifesidir. Ama topyekûn hiçbir denetim yapmaksızın ‘alayını kaldırmaya ve kapatmaya karar verdim’ demenin hukukla da mantıkla da siyasetle de izah edilebilir bir tarafı yoktur."