POLİTİKA
Bakan Göktaş: “Yapay zeka sistemlerinde etik ve kapsayıcı yaklaşımlar benimsenmesi gerektiğine inanıyoruz” 21 Kasım 2024 Perşembe - 13:03:24 Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, “Yapay zeka sistemlerinin tasarım ve kullanım süreçlerinde her yaş grubunun, çocukların, kadınların, yaşlıların ve ailelerin ihtiyaçlarını merkeze alan etik ve kapsayıcı yaklaşımlar benimsenmesi gerektiğine inanıyoruz“ dedi. Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ve Yapay Zeka Politikaları Derneği işbirliğiyle Ankara’da ’Uluslararası Yapay Zeka Çağında Medya Zirvesi’ gerçekleştirildi. Zirve çerçevesinde medya sektörüne yol göstermesi hedefiyle medyada gelecek senaryoları, değerler iletişimi, iletişim kaynaklı tehditlerin yapay zeka ile çözümü ve yayın düzenlemeleri başlıklı oturumlar düzenlendi. Zirvede Türkiye ve dünya ekosistemine dair güncel bilgiler, yeni ihtiyaçları karşılayacak öneriler ve yapay zeka kullanımının etik boyutları gibi konular da ele alındı. Zirvenin açılış konuşmasını yapan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, hızla dijitalleşen ve yapay zekanın etkilerinin daha fazla hissedildiği bir dönemde yaşadıklarını belirtti. Yapay zeka ve medyayı bir arada ele almanın çok anlamlı olduğunu söyleyen Bakan Göktaş, “Yapay zekanın pek çok alana entegre olmasıyla birlikte hayatımızda da hızlı bir dönüşüm yaşamaya başladık. Yapay zekanın sunduğu faydalar gerçekten önemli. Gelişmeyi desteklerken verimliliği artırma ve devam eden zorlukları çözme konusunda büyük bir potansiyel barındırıyor. Bu dönüşüm bilgiye erişimi ve tüm iletişim süreçlerini kolaylaştırırken, güvenilirlik ve etik sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu anlamda karşı karşıya kalabileceğimiz risklerin tüm boyutlarıyla ele alınmasını oldukça kıymetli buluyoruz. Bu risklerin bertaraf edilmesi için yapay zeka teknolojilerinin şeffaf, adil ve erişilebilir bir şekilde geliştirilmesi büyük bir önem taşıyor” açıklamasında bulundu. “Etik tasarıma uygun olmayan yapay zeka sistemleri mahremiyetlerini riske atabilir” Bakan Göktaş, çocuklar özelinde yapay zeka destekli eğitim platformlarının kişiselleştirilmiş öğrenme fırsatları sunduğunu ve yanlış algoritmalar öğrenme eşitsizliklerini derinleştirebileceğini kaydederek, “Çevrimiçi içeriklerin yetersiz denetimi çocukların psikolojik gelişimini olumsuz etkilerken, etik tasarıma uygun olmayan sistemler mahremiyetlerini riske atabilir” diye konuştu. “Yapay zeka sistemlerinde etik ve kapsayıcı yaklaşımlar benimsenmesi gerektiğine inanıyoruz” Yapay zeka tabanlı dijital araçların bir taraftan aile içi iletişimi desteklediğini fakat diğer taraftan yanlış kullanımla aile bağlarını zayıflatıp iletişim sorunlarını artırabileceğini vurgulayan Bakan Göktaş, “Bu anlamda yapay zeka sistemlerinin tasarım ve kullanım süreçlerinde her yaş grubunun, çocukların, kadınların, yaşlıların ve ailelerin ihtiyaçlarını merkeze alan etik ve kapsayıcı yaklaşımlar benimsenmesi gerektiğine inanıyoruz. Aksi takdirde bu teknolojilerin fırsatlar sunmaktan çok toplumdaki eşitsizlikleri ve kırılganlıkları derinleştiren bir araç haline gelmesi kaçınılmaz bir gerçek olarak önümüzde duruyor” değerlendirmesinde bulundu. “Medya kanallarında kadın bedeninin metalaştırılması nedeniyle kadınlara karşı ayrımcılığın daha da pekiştiğini görüyoruz” Yapay zeka sistemlerinin etik ve kapsayıcı yaklaşımla kullanılması açısından medya temsilcilerine ve çalışanlarına önemli sorumluluklar düştüğüne işaret eden Bakan Göktaş, “Geleneksel ve yeni medya kanallarında kadınların basmakalıp rollerle temsil edildiği, kadın bedeninin metalaştırıldığını ve bu temsil biçimleri nedeniyle kadınlara karşı ayrımcılığın daha da pekiştiğini üzülerek görüyoruz. Dijitalleşen dünyada gençlerimizin kendilerine yapay bir hayat inşa ederek kendi kişiliklerinden tavizler verdiğine, sanal ve sahte kimliklere büründüklerine şahit oluyoruz” ifadelerine yer verdi. “Yayınlanan etik ilkelerin medya kuruluşları için rehber niteliği taşıdığını düşünüyorum” Dijital çağın ebeveyn-çocuk ilişkilerini değiştirerek roller arasındaki sınırları belirsizleştirdiğini ve kuşaklar arası iletişim sorunlarını artırdığını söyleyen Göktaş, hem haberlerde hem gündüz kuşaklarında hem de gerek dizi ve filmlerde kadına, çocuğa yönelik şiddetin normalleştirildiğine yönelik bulgular elde edildiğini sözlerine ekledi. Bakan Göktaş, sözlerine şöyle devam etti: “Tüm bu hususlara dikkat çekmek için yıl içinde dizi yapımcılarıyla, medya ve sosyal medya temsilcileriyle bir araya geldik. Tüm taraflara hassasiyetlerimizi aktararak, yayın ve içeriklerin bu hassasiyetler çevresinde desteklenmesine yönelik görüşlerimizi dile getirdik. Geçtiğimiz mart ayında RTÜK Başkanlığımız ile iş birliği içinde hazırladığımız ‘Medyada Kadına Yönelik Şiddetle Mücadeleye İlişkin Etik İlkeleri’ yayımladık. Yayınlanan bu etik ilkelerin medya kuruluşları için önemli bir rehber niteliği taşıdığını düşünüyorum. Medyanın bu ilkeleri benimsemesinin, kadına yönelik şiddetin toplumda normalleştirilmesinin önüne geçilmesine, mağdurların daha fazla zarar görmesinin engellenmesine katkı sunacağına inanıyorum.” “Yakaladığımız teknolojik üstünlüğü her alana yaymayı hedefliyoruz” RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ise, gelişmiş bir ülke olarak Türkiye’nin de yapay zeka çağından geri kalmasının düşünülemez olduğunu ifade ederek, “Yapay zeka konusu Cumhurbaşkanımızın bizzat takip ettiği ve çok önemsediği meselelerdendir. Geçtiğimiz günlerde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile KADEM tarafından gerçekleştirilen ‘Yapay Zeka ve Kadın Temalı Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’ne Sayın Cumhurbaşkanımız bizzat iştirak ederek görüşlerini paylaştılar. Türkiye Yüzyılı’nda Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle savunma sanayimiz başta olmak üzere pek çok alanda teknolojiyi çok aktif ve verimli kullanıyoruz. Yakaladığımız teknolojik üstünlüğü her alana yaymayı hedefliyoruz. Yüksek teknolojili, katma değerli ürünler geliştirirken yapay zekâ kullanmamamız mümkün değil” şeklinde konuştu.
21 Kasım 2024 Perşembe - 12:58 Adalet Bakanı Tunç: "Yargının suç unsuru olarak gördüğü ifadeler var" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Eski AKUT Başkanı Nasuh Mahruki’nin tutuklanmasına ilişkin açıklama yaptı. Bakan Tunç, yargının suç unsuru olarak gördüğü ifadelerle ilgili soruşturmaların yürütüldüğünü belirterek, "Yargı, özellikle sosyal medya paylaşımlarında suç unsuru görürse soruşturma başlatıyor. Seçimlerin sahtekârlıkla kazanıldığı ve Türkiye’ye teröristlerin geldiği yönündeki paylaşımlar son derece tehlikeli" dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, gazetecilerin gündeme yönelik sorularını cevapladı. Tunç, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya yönelik sözlü ve fiili saldırıları da kınayarak "Demokrasilerde şiddete yer yoktur" ifadelerini kullandı. Tunç, "Dün Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda İçişleri Bakanımıza yönelik sözlü ve fiili saldırıları kabul etmek mümkün değil. Bunların Gazi Meclisimiz çatısı altında, milli iradenin tecelligahı olan TBMM’de gerçekleşmiş olması hepimizi derinden üzüyor. Milletimiz de bu tür hareketlerden rahatsız olur, yeri geldiğinde cevap verir. Demokrasilerde bu tür fiili saldırılara, şiddete yer yoktur. Söylenecekler özgürce söylenir. Bu tür engellemelerle plan bütçe komisyonuna girmek isteyen, saatinde orada bulunmak isteyen bakanımızı engellemeye çalışmak, fiili saldırıda bulunmak demokrasilerde olan şeyler değil. Kimse sayın bakanlarımızı görev alanlarında yapacağı konuşmalar ve çalışmalar için engellenemez. Bu sözlü ve ikili saldırıları kınıyoruz. TBMM çatımız kutsal bir çatıdır. Orada çirkin eylemlere yer yoktur. Bu eylemlerle hiçbir yere varılmaz. Milletimiz yeri geldiğinde hesabını sorar. Yargının suç unsuru olarak gördüğü ifadeler var" açıklamasını yaptı. Yasa dışı bahisle mücadele vurgusu Yasa dışı bahis ve kumar konusunda etkin mücadele yürütüldüğünü belirten Bakan Tunç, "Yasa dışı bahis ve kumar ülkemizin önemli bir problemi. İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte yargıya intikal eden çok sayıda soruşturma söz konusu. Yasa dışı bahisle mücadele konusunda aldığımız önlemler var. Bu konuda kanunumuz var. Bu kanunun uygulanması söz konusu gençlerimizi ve çocuklarımızı korumamız lazım. Özellikle internetin zararlı yayınlarından korumamız lazım. Yasa dışı kumar ve bahis mücadele edilmesi gereken bir alan. Burada caydırıcılığı sağlamak lazım. Burada yargımızın da etkin bir mücadelesi söz konusu. Yasa dışı kumar bahisle ilgili kanunu ihlal eden bir davranış içindeyse onun sıfatına, kim olduğuna bakılmaksızın işlediği suçla ilgili yargı gerekli soruşturmaları, kovuşturmaları yapar. Suç varsa da gerekli cezaları çekerler" dedi. Eski CHP Genel Başkanı ile ilgili soruşturma Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, eski Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili devam eden soruşturmalara değinerek şunları söyledi: "Milletvekili olduğu dönemde Cumhurbaşkanımıza yönelik hakaretleri nedeniyle fezlekeler düzenlendi ve Meclis’e gönderildi. Ancak dokunulmazlık nedeniyle yargılama yapılmadı. Yasama dokunulmazlığı kaldırıldıktan sonra soruşturma ve kovuşturmalar yeniden gündeme geldi." Bakan Tunç, eski Genel Başkanın 2014 yılında gerçekleştirdiği bazı mitinglerde Cumhurbaşkanına yönelik kabul edilemez ifadeler kullandığını belirtti. "Mersin, Silifke, Erdemli, Edirne ve Ankara mitinglerinde yaptığı konuşmalarda Cumhurbaşkanımıza yönelik toplumun kabul etmeyeceği sözler söylemiştir. Bu ifadeler nedeniyle soruşturma başlatıldı" diyen Tunç, eski Genel Başkanın ifadelerinin suç teşkil edip etmediğine yargının karar vereceğini söyledi. Tunç, siyasetin karalama ve hakaretle yapılmaması gerektiğini vurgulayarak, "Karalama ve hakaret siyasetiyle bir yere varılamayacağının en güzel örneği CHP eski Genel Başkanı. Yıllarca sadece Cumhurbaşkanımıza yönelik hakaretlerle siyaset yapa yapa bugünlere geldi ve hala bakıyoruz. Bu soruşturma ve kovuşturmaları bahane ederek yine hakaretlerine devam ediyor. Dolayısıyla ben de bir siyasiyim, Adalet Bakanıyım. 16 yıl milletvekilliği yaptım. Milletimiz karalama siyasetine hayır diyor yapıcı siyasete evet diyor. Bugün siyaset yapanlar geçmişteki kötü örnekleri kendine örnek olarak alıp aynı siyasete devam ederlerse onların sonu da böyle eski Genel Başkan gibi olur. Dolayısıyla siyasetçilerimiz için bir ibret vesikasıdır. Hakaret ede ede siyasi hayatının sonuna kadar gelmiştir. Bundan sonra özellikle siyasetçilerimiz konuşmalarını yaparken suç teşkil eden ifadeler, yalancı ifadeler değil yapıcı siyaset yaptıklarında kazançlı çıkacaklarını ifade ediyoruz. Takdir yetkisi elbette mahkemelerdir. Şu anda Kılıçdaroğlu ile ilgili devam eden 9 dava 5 soruşturma var. Burada yargıyı rahat bırakalım. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti o dosyalarda suç olup olmadığını değerlendirecek olan yargımızdır" açıklamasını yaptı. "Belediyelerle ilgili soruşturmalar sürüyor" Bakan Tunç, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri tarafından düzenlenen konserler ve sanatçılara yapılan ödemelere yönelik soruşturmaların da devam ettiğini belirtti. Tunç, "Burada yargının yürüttüğü adli soruşturma var. Özellikle Ankara, İstanbul Büyükşehir belediyelerinin konserleriyle ilgili. Sanatçılara ödenen milyonlarla ilgili soruşturmalar yapılıyor. Suçsuz olduğunu söyleyenler yargı huzurunda kendilerini savunurlar. Bu konuda çekinecekleri bir şey varsa, işledikleri bir suç varsa o zaman endişelensinler. Yargımızın devam ettirdiği kovuşturma ve soruşturmalar var, bunların sonucunu beklemek lazım" açıklamasını yaptı.
21 Kasım 2024 Perşembe - 12:53 Dışişleri Bakanı Fidan: “İsrail’e silah ambargosu için Birleşmiş Milletler’de bir girişim başlattık” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail’e silah ambargosu uygulanması için Birleşmiş Milletler’de bir girişim başlattıklarını belirterek, "İsrail’i uluslararası toplum içinde tecrit etmek ve uluslararası toplumu harekete geçirmek için her türlü gayreti gösteriyoruz” dedi. Fidan, yeni ABD yönetimiyle milli çıkarlar doğrultusunda yapıcı bir diyalog kurmayı hedeflediklerini de söyledi. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonunda bakanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin sunum yapan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 360 derece dış politika anlayışıyla her kıtada ayak izi bulundurduklarını belirtti. Tehditlere karşı dururken fırsatları da değerlendirdiklerini ifade eden Bakan Fidan, “Barışta kararlı, bölgesinde güçlü ve dünyada saygın bir dış politika yürütmekteyiz. Kazandığımız tecrübeler, meselelere daha iyi mukabele etmemizi ve hedeflerimizi hayata geçirmemizi sağlamaktadır. Günümüz dünyasında artık uluslararası ilişkilerin çok boyutlu, çok katmanlı ve çok paydaşlı niteliği öne çıkmaktadır. Biz de dış ilişkilerimize bu perspektiften yaklaşmaktayız. Ülkemizin güvenlik, savunma, istihbarat, teknoloji, ekonomi, ticaret, enerji, ulaştırma, sağlık, kültür, turizm dahil birçok alandaki hedeflerini bütüncül olarak ele almaktayız. İlgili kurum ve kuruluşlarımızla yakın ve etkin bir eşgüdüm içinde çalışmaktayız. Bu yolda yüce Meclisimizin desteği bizim için son derece değerlidir” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin kuzeyde Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın, sınırda Suriye ve Irak’taki terör belasının ve güneyde İsrail’in İran’ı da içine alan bölgesel bir savaş çıkarma girişimlerinin istikrarsızlaştırıcı etkileri altında olduğunu aktaran Bakan Fidan, “Kara, hava, deniz ve uzayın yanısıra, siber alan beşinci savaş cephesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Sosyal medya ve siber ortam, mevcut tehditleri daha da derinleştirmektedir. Tüm bunların bilinciyle politika önerilerimizi oluşturmakta; devletimizin izleyeceği hareket tarzı ve ön alıcı adımları tespit etme, fırsatları ortaya koyma ve dış ilişkilerimizi güçlendirme yönünde azimle çalışmaktayız. Bu itibarla bu yılki bütçe kitapçığımızın başlığını ’Belirsizlikler Çağında Kararlı ve Güçlü Türk Dış Politikası’ olarak belirledik” dedi. Türkiye’nin Filistin halkının yanında olduğunu ve soykırıma sessiz kalmadığını aktaran Fidan, “İsrail’in amacının savaşı bölgeye yaymak olduğuna başından beri dikkati çekmekteyiz. Yürüttüğümüz yoğun temaslarla bu gerçekliği her platformda dile getirdik. İki devletli çözüm haricinde bir yol olmadığını vurguladık ve bunu hayata geçirmek için daha ilk aylarda ‘garantörlük mekanizması’ önerisinde bulunduk. İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi Filistin Temas Grubu, ülkemizin yönlendirmesi ve katkısıyla hayata geçirildi. Grup üyeleriyle birlikte ateşkesin sağlanması, insani yardımların ulaştırılması ve Filistin’in devlet olarak tanınması için 18 başkent ve uluslararası kuruluşta girişimde bulunduk. İsrail üzerinde baskı uygulamak üzere diplomatik çabalarımıza da hız kesmeden devam ediyoruz. Bu girişimler sayesinde bir yıl önce ateşkesten bahsetmekten çekinen ülkelerin bugün ateşkes ve ‘iki devletli çözüm’ savunucusu olduğunu görmek memnuniyet verici. Nitekim son dönemde İspanya, Norveç, İrlanda ve Slovenya dahil 9 ülke daha Filistin’i tanımıştır. Girişimlerimiz neticesinde Filistin, ilk kez BM Genel Kurulu’nda üye ülkeler arasında masada yer almıştır” diye konuştu. “İsrail’e silah ambargosu için Birleşmiş Milletler’de bir girişim başlattık” Temas Grubu olarak Ankara dahil çeşitli başkentlerde iki devletli çözümün uygulanması için toplantılar başlattıklarının altını çizen Bakan Fidan, şu ifadeleri kullandı: “Uluslararası toplumu harekete geçirdik. Mayıs ayında İsrail’le ihracat ve ithalat işlemlerini hatırlayacağınız gibi durdurmuştuk. Ayrıca İsrail’e silah ambargosu uygulanmasının BM Güvenlik Konseyi tarafından gündeme alınmasını teminen Birleşmiş Milletler’de bir girişim başlattık. Bu çerçevede hazırlanan ortak mektup, 52 ülkenin ve İslam İşbirliği Teşkilatı ile Arap Ligi’nin imzasıyla 1 Kasım’da BM Genel Sekreterliğine tevdi edilmiştir. İsrail’e silah satışının durdurulması için çabalarımızı sürdüreceğiz. İsrail’in uluslararası hukuk önünde hesap vermesini teminen, tüm uluslararası mekanizmaların işletilmesi için de gayret göstermekteyiz. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı davaya müdahillik başvurumuzu 7 Ağustos’ta sunduk. Ekonomik bir platform olan D-8’in ilk kez siyasi bir gündemle Filistin için İstanbul’da toplanmasını sağladık. İsrail’in bazı ülkelerden temin ettiği diplomatik, ekonomik ve askeri yardımı da açıklıkla ortaya koyarak, bu ülkelere İsrail’e yardımlarını kesme çağrısında bulunuyoruz. İsrail’i uluslararası toplum içinde tecrit etmek ve uluslararası toplumu harekete geçirmek için her türlü gayreti gösteriyoruz.” “Karadeniz’de ticari seyrüsefer emniyeti sağlanmasına dönük çalışmalara ağırlık verdik” Türkiye’yi doğrudan etkileyen bir diğer çatışma alanının üç yıldır süregelen Rusya-Ukrayna savaşı olduğunu dile getiren Fidan, “Savaşın bölgesel ve küresel etkilerinin azaltılmasına ve ülkemize yönelik risklerini bertaraf etmeye yönelik çabalarımızı 2024 yılında da hız kesmeden sürdürdük. Küresel bir gıda krizinin önlenmesini sağlayan Karadeniz Girişimi ile yaklaşık 33 milyon ton tahıl ürününün dünyaya ulaştırılmasına vesile olmuştuk. 2024’te de gıda piyasalarının istikrarsızlığa sürüklenmemesi ve savaşın Karadeniz’e sıçramaması için Karadeniz’de ticari seyrüsefer emniyeti sağlanmasına dönük çalışmalara ağırlık verdik. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın sona erdirilmesi konusunda tüm barış girişimlerine destek verirken, her iki tarafın da yer aldığı kalıcı çözümün gerekliliğini dile getirdik. Taraflarla sürdürdüğümüz düzenli siyasi diyaloğumuz ve adil aracı rolümüzle, barışın sağlanması için yoğun çalışan bir ülkeyiz. Kırım Tatarları başta olmak üzere siyasi tutukluların, savaş esirlerinin ve sivillerin ailelerine kavuşturulması için girişimlerimizi sürdürdük” dedi. Suriye’ye yönelik politikalarının ana unsurlarının terör unsurlarının temizlenmesi, ülkenin birlik ve toprak bütünlüğünün korunması, siyasi süreçte ilerleme sağlanması, ayrıca Suriyelilerin güvenli ve gönüllü bir şekilde ülkelerine dönmesinden oluştuğunu aktaran Fidan, “Terör örgütü PKK/YPG/SDG’nin hiçbir meşruiyeti olmayan sözde ‘yerel seçim’ tertipleme gayretlerini kararlı duruşumuz sayesinde akim bıraktık. Bu tür girişimlere önümüzdeki dönemde de izin vermeyecek, bölücü terör örgütüne karşı mücadelemizi tavizsiz devam ettireceğiz. Nitekim, 23 Ekim’de TUSAŞ’a gerçekleştirilen hain saldırının ardından Suriye’nin kuzeyindeki terör hedeflerine yönelik hava harekatımız bu kararlılığımızın göstergesidir. Sahada sükunetin devamı amacıyla Rusya ve İran ile Astana Platformu çerçevesindeki çabalarımız önemlidir. Bir yandan da ABD ile Suriye konusunda başlattığımız istişareleri sürdürmekteyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın stratejik bir yaklaşımla önerdiği diyaloğun rejim tarafından Suriye halkının yararını önceleyecek bir yaklaşımla değerlendirilmesi temel beklentimizdir” diye konuştu. “Türkmen soydaşlarımızın hak ve menfaatlerini koruma yönündeki girişimlerimizi de sürdüreceğiz” Irak’ın Ortadoğu’daki şiddet sarmalının içine çekilmemesi gerektiğini vurgulayan Bakan Fidan, “Irak’ın güçlendirilmesi ve yeniden inşa çabalarına en önemli desteği ülkemiz vermektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın nisan ayında Irak’a gerçekleştirdikleri ziyaret, ilişkilerimizde kritik bir dönüm noktası teşkil etmiştir. Ziyarette ilişkilerimizin kurumsal çerçevesinin güçlendirilmesi için 27 hukukî belge imzalanmıştır. Doğal ortağı olduğumuz Kalkınma Yolu Projesi’ne tam destek veriyoruz. 2024 yılında Irak’la güvenlik ve terörle mücadele odaklı temaslarımızı yoğunlaştırdık. PKK’nın Irak tarafınca ’yasaklı örgüt’ ilan edilmesi kritik bir adımdır. Irak’ın PKK’yı resmen ’terör örgütü’ olarak tanıması ve topraklarından tamamen tasfiye etmesi yönündeki beklentimiz bakidir. Meşru güvenlik endişelerimiz karşılanmadıkça, uluslararası hukuka uygun olarak icra ettiğimiz terörle mücadele operasyonlarımız hız kesmeden devam edecektir. Diğer yandan, Türkmen soydaşlarımızın hak ve menfaatlerini koruma yönündeki girişimlerimizi de sürdüreceğiz” ifadelerine yer verdi. “Yeni ABD yönetimiyle milli çıkarlarımız doğrultusunda yapıcı bir diyalog kurmayı hedefliyoruz” Türk savunma sanayiinin kaydettiği gelişimin birçok uluslararası aktörle tesis edilen savunma işbirliğinin de itici gücünü oluşturduğunu belirten Bakan Fidan, şöyle devam etti: “Müttefiklik ilişkileriyle bağdaşmayan ülkemize yönelik yaptırım ve kısıtlamaların kaldırılmasıyla ilgili taleplerimizi, temaslarımızda güçlü ve ısrarlı biçimde gündemde tutmaktayız. Çalışmalarımızın neticelerini almaya başlamaktan memnuniyet duyuyoruz. Bu kapsamda, yıl içinde Kanada ve Norveç ülkemize yönelik kısıtlamaları kaldırma kararı almıştır. Almanya’yla yürüttüğümüz süreç de olumlu istikamette ilerlemektedir. ABD yönetimiyle yıl boyunca temaslarımızda PKK/YPG/SDG ile işbirliği, FETÖ’ye yönelik tutum ve tek taraflı yaptırımların ilişkilerimize zarar verdiğini her fırsatta vurguladık. Ekonomi, ticaret, enerji, iklim, savunma, terörle mücadele, bölgesel konuları kapsayan Stratejik Mekanizma çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz istişarelerle diyaloğumuzu güçlendirdik. F-16 tedarik talebimizi sözleşme ile sonuçlandırdık. Yeni ABD yönetimiyle milli çıkarlarımız doğrultusunda yapıcı bir diyalog kurmayı hedefliyoruz” diye konuştu. Yurt dışında yaşayan vatandaşların, soydaşların Türkiye ile bağlarını ve çıkarlarını koruma yönündeki çalışmaların kararlılıkla ve titizlikle yürütüldüğünün altını çizen Fidan, “70’in üzerinde farklı konuda konsolosluk hizmetiyle vatandaşlarına en fazla sayı ve çeşitlilikte konsolosluk hizmeti sunan ülkelerden biriyiz. 2024 yılının başından beri 2,5 milyonu aşkın konsolosluk işlemi gerçekleştirilmiştir. Aynı dönemde 45 farklı şehirde 35 gezici konsolosluk hizmeti verilmiştir. Bakanlığımızın konsolosluk çağrı merkezi, yurt dışındaki vatandaşlarımızın ana başvuru merkezi haline gelmiştir. Bu merkez, 2024 yılı başından beri 660 bini aşkın çağrı yanıtlamıştır. Merkez, vatandaşlarımızın Lübnan ve Filistin’den tahliyesi sürecinde de etkin şekilde çalışmıştır. Lübnan’daki olaylar akabinde iki gemimiz ivedilikle tahliye çalışmalarına yönlendirilmiş, havayoluyla da seferler organize edilmiştir. Bakanlığımız, ikili ilişkilerimizin gelişmesine sekte vurmayan, ancak milli güvenliğimizi de gözeten akılcı bir vize politikası uygulamaktadır. Öte yandan, vatandaşlarımızın vize konusunda yaşadığı zorluklar Bakanlığımızca yakından takip edilmekte ve ilgili ülkelerin somut adımlar atmaları için çözüm önerileri getirilmektedir” dedi. Türkiye’nin dünyada toplam 261 misyon ile en geniş dış temsilcilik ağına sahip ilk üç ülke arasında yer aldığını belirten Bakan Fidan, dünya ölçeğinde bir Dışişleri Bakanlığı olma anlayışıyla 2024’te bakanlık bünyesinde fiziki, organizasyonel, hukuki, teknik ve personel alanlarında düzenlemeler gerçekleştirdiklerini kaydetti. Dışişleri Bakanlığı çerçevesinde ikili ekonomik ilişkilere ve savunma sanayii ilişkilerine odaklı ayrı birimler oluşturduklarını dile getiren Fidan, birçok ülkenin Dışişleri Bakanlığı yapısında olduğu üzere bakanlıkta da “diplomatik güvenlik” konusuna odaklanacak ve bilgi güvenliği, personel güvenliği, fiziki güvenlik alanlarının güçlendirilmesine çalışacak ayrı bir yapıyı da hayata geçirdiklerini söyledi. 2024 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a refakaten 10’u çok taraflı toplantı olmak üzere toplam 16 yurt dışı ziyareti, 27’si çok taraflı toplantıya katılım olmak üzere toplam 58 yurt dışı ziyaret gerçekleştirdiklerini belirten Bakan Fidan, “Yurt içinde ise 142 görüşme ve kabul düzenledik, 103 telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Çeşitli kurum ve kuruluşlarımızla 308 eşgüdüm faaliyeti düzenledik” dedi. “Tasarruf tedbirlerine uyarak etkin şekilde kullandığımız bütçemizin gerçekleşme oranı yüzde 97’dir” Dışişleri Bakanlığı’na tahsis edilen bütçeyi etkili ve verimli bir şekilde kullandıklarını belirten Fidan, “2023 yılı kesin hesabına göre, Bakanlığımıza toplam 17,8 milyar TL ödenek tahsis edilmiştir. Yılsonu harcamamız 17,3 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. Dolayısıyla, tasarruf tedbirlerine uyarak etkin şekilde kullandığımız bütçemizin gerçekleşme oranı yüzde 97’dir. Bakanlığımızın 2023 yılına ait kesin hesabı mali mevzuatta belirlenen şekilde hazırlanarak Hazine ve Maliye Bakanlığı’na iletilmiştir. Kesin hesap cetvelleri bir kitapçık olarak da Komisyonumuzun bilgisine sunulmuştur” dedi. 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’ni açıklayan Bakan Fidan, “Bakanlığımıza 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nin 39 milyar 35 milyon 706 bin ödenek tahsis edilmesi öngörülmektedir. Ayrıca 6,1 milyar TL’si Ulusal Ajans ve AB programlarına katılım olmak üzere AB Başkanlığı için 6,8 milyar TL, Türk Akreditasyon Kurumu için 394 milyon TL tutarında ödenek de Komisyonumuzun onayına sunulmuş durumdadır” diye konuştu.
21 Kasım 2024 Perşembe - 12:42 ‘Avrasyacılık: Ortak Vizyon’ Ankara’da masaya yatırıldı Ankara Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen uluslararası toplantıda, Avrasyacılık fikrinin tarihî, güncel ve stratejik boyutları ele alındı. Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Erkhov, Avrasyacılığın ortak bir kültürel kod geliştirilmesi açısından önemine dikkat çekti. ‘Avrasyacılık: Ortak Vizyon’ başlıklı uluslararası yuvarlak masa toplantısı, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde gerçekleştirildi. Toplantıya, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Erkhov, Ankara Üniversitesi Rektörü Necdet Ünüvar, Rusya Federasyonu Başbakan Yardımcısı Aleksey Overçuk, akademisyenler ve davetliler katıldı. Toplantının açılışında konuşan Büyükelçi Erkhov, Avrasyacılık fikrinin giderek önem kazandığını belirterek, bu fikrin günümüzde yaşanan küresel değişimlere ışık tutabilecek nitelikte olduğunu ifade etti. Erkhov, “Sınırların yıkıldığı, uluslararası ilişkilerin alışılmış düzeninin değiştiği, yeni güç merkezlerinin ortaya çıktığı bir dönemde yaşıyoruz. Bu tür zamanlarda halklar, tarihî kimliklerini ve değerlerini anlamaya yönelik daha güçlü bir ihtiyaç hissediyor” dedi. Büyükelçi Erkhov, Avrasyacılığın sadece ortak bir geçmişi değil, aynı zamanda ortak bir geleceği de şekillendirme potansiyeline sahip olduğunu vurgulayarak, “Avrasya Ekonomik Birliği gibi başarılı entegrasyon modelleri, sadece ticari ve ekonomik iş birliğini değil, aynı zamanda ortak bir kültürel kod ve dünya görüşü geliştirilmesini de gerektiriyor” ifadelerini kullandı. Toplantıda, Avrasyacılığın tarihî boyutları, güncel etkileri ve gelecekteki stratejik yönelimleri ele alındı. Konuşmasında Sovyetler Birliği’nin tarihî rolüne de değinen Erkhov, bu dönemin olumlu yönlerinin yanı sıra hatalarının da daha dengeli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
CHP Genel Başkanı Özel: "(Meclis kavgası) Abdullah Güler ve meclis başkanı gözleriyle görmedilerse trollenmişler"
20 Kasım 2024 Çarşamba - 19:03 CHP Genel Başkanı Özel: "(Meclis kavgası) Abdullah Güler ve meclis başkanı gözleriyle görmedilerse trollenmişler" CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Çok gecikmeli olarak meclis başkanının telefonuna döndüğümde bir yandan da görüntülere baktım ama açıkça söyleyeyim ki Abdullah Güler ve meclis başkanı gözleriyle görmedilerse trollenmişler" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı’nı, Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği’ni ve Türkiye Muharip Gaziler Derneği’ni ziyaret etti. Özel, yaptığı konuşmada hiçbir annenin gözünde yaş olmaması gerektiğini ifade ederek meclisin merkez olması gerektiğini söyledi. Özel, İçişleri Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde yaşanan kavga için ise bir protesto yapıldığını ancak polis ile karşılık verildiğini kaydetti. “Tam bir mutabakatın olması gerekir” Bahçeli’nin mecliste yaptığı çağrının gündemi değiştirdiğini vurgulayan Özel, “Benim bugünkü ziyaretlerimin en önemli noktalarından bir tanesi şu; hepinizin malumu Bahçeli’nin bir grup konuşmasında kullandığı bir ifade Türkiye’nin gündemini değiştirdi. Bu ifade Abdullah Öcalan’ın meclise gelmesi yönünde bir çağrı yapmasıydı. Bu konuşmadan yaklaşık 1 saat sonra çıktığım konuşmada şunu söyledim: bu iş öyle birilerini buraya getirmek ya da bir yerlerde siyasi pazarlık yapmakla olmaz biz bir tek şehidimizin daha olmaması için, annelerin gözünün yaşının durması için, gazilerimiz için bundan sonra yapılacak faaliyetlerde elbette destek olmak isteriz. Kim ister şehit gelsin kim ister gazi olsun? Ancak bu iş için 4 tane kriter koyduk. Bunlardan ilki; meclis merkez olsun, ikincisi açıklık şeffaflık, üçüncüsü karşılıklı iyi niyet ve bunun samimiyetle ortaya konulması, dördüncüsü ulusal bir mutabakat. Tam bir mutabakatın olması gerekir dedik ve bu mutabakatın ortaya konmasıyla ilgili mecliste yapılacak toplantılarda bir beşinci kriteri kendim ifade ettim. Toplumsal mutabakat sağlanacaksa mecliste oturup bunu konuşmalıyız. Konuşacaksak ilk toplantıda da şehit aileleri ve gaziler gelmeli, düşüncelerini söylemeli. Son toplantıda da gelip ulaşılan noktaya rızaları var mı yok mu söylemeliler. Onların razı olmadığı hiçbir şeye ben razı olmayacağım diye Bahçeli’den sonra yaptığım konuşmada ifade ettim. Bunu her fırsatta, her toplantıda da Diyarbakır’da da İstanbul’da da Manisa’da da Türkiye’nin bir başka ilinde de ifade etmeye devam ediyorum” açıklamasında bulundu. “Abdullah Güler ve meclis başkanı gözleriyle görmedilerse trollenmişler” İçişleri Bakanlığı bütçe görüşmeleri öncesinde yaşanan kavgaya ilişkin konuşan Özel, "Çok gecikmeli olarak meclis başkanının telefonuna döndüğümde bir yandan da görüntülere baktım ama açıkça söyleyeyim ki Abdullah Güler ve meclis başkanı gözleriyle görmedilerse trollenmişler. Çünkü ben sonra tüm görüntülere baktım. Meclis başkanı yumruklaşmadan bahsedildiğini söyledi. Bir itiş kakıştan bahsedildiğini söyledi. Ben de tedirgin oldum. Görüntülere baktım ve arkadaşlarla konuştum. Meclis’te her gün bütçe başlarken bakanlıkla ilgili bir mesaj veriliyor. Bizim günlerce milletvekillerimizi, polise verilen kanunsuz emir ile belediyeye sokulmamasını dikkat çekmek için komisyonun kapısında durmuşlar ve ‘iyi oluyor mu, şimdi biz de sizi sokmasak olur mu?’ demişler. Buna dikkat çekmek için yapılmış bir protesto bu. O sırada oranın iyi yönetilemediği söyleniyor. Salona yanlarındaki polis arkadaşlarla girmeye çalışıyorlar. Bir arbede görüntüsü çıkıyor. Bugün sorun dedim bakana sordular. Bunu tutanak altında sorduk sayın bakan da olduğunu söylemiyor. Eğer böyle bir şey olsaydı ben tabii özür dilerdim” diye konuştu.
AK Parti Grup Başkanı Güler’den CHP Genel Başkanı Özel’in iddialarına cevap
20 Kasım 2024 Çarşamba - 18:56 AK Parti Grup Başkanı Güler’den CHP Genel Başkanı Özel’in iddialarına cevap AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, “Hukuk ve disiplinsizlikten dolayı bir soruşturma yapıldığını, bir disiplin işlemi yapıldığını dün itibariyle Milli Savunma Bakanlığımız açıklamış. Söylenen sözlerle hiçbir ilgisi yok. Orada ne söylendiğiyle ilgili bir soruşturma, bir disiplin süreci işletilmiyor. Orada yapılan durum, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin milli manevi ve mesleki değerleri bir bütündür ve ayrıştırmaya çalışmak son derece tehlikelidir” dedi. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, AK Parti Grubu’nda TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaşanan arbedeyi değerlendirdi. Güler, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın komisyon salonuna girişinde engellemeyle karşılaştığını ve arbede yaşandığını hatırlatarak, “Hiç arzu etmediğimiz, üzüntü duyduğumuz görüntüler kamuoyuna yansıdı. Aziz meclisimiz, aziz milletimizin oylarıyla seçilmiş milletvekillerimizin görev yaptığı bir tarihi mekan. Burada seçilen milletvekillerimiz kendi seçmenine yönelik olarak aziz milletimizin beklentilerini karşılayacak şekilde her türlü faaliyeti, çalışmayı, her türlü öneriyi, varsa eleştiriyi her zeminde ve her alanda yapma sorumluluğu içerisindedir” ifadelerini kullandı. Sorumluluk sahibi olarak Özgür Özel’den de konuyla gerekli adımı beklediklerini belirten Güler, “Burada asla kaba kuvvete, şiddete ve kabadayılığa asla yer veremeyiz. Kabul edemeyiz. Bunu normal sayamayız. Ben bir kez daha bu konularda bütün arkadaşlarımızın duyarlı bir şekilde meclis çalışmalarına her türlü katkıyı vermelerini, düşüncelerini, fikirlerini rahatlıkla söyleyebilmelerini, her türlü müzakerenin rahatlıkla yapılabileceği bir ortam olarak inşallah meclisimizi bundan sonra da güzel çalışmalara imza atacaktır. Aziz milletimiz bizden bu türden bir davranış beklemiyor. Kendi beklentisini, kendi hayatını daha da iyileştirecek kanunları yapmayı bizden bekliyor. AK Parti grubu olarak bundan sonra da bu dikkatle, bu özenle, bu hassasiyetle, meclis çalışmalarına devam edeceğimizi ifade ediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’den de gerekli tutumu almayı buradan beklediğimizi, bir özür beklediğimizi de ifade etmek istiyorum” şeklinde konuştu. Güler, dün CHP grup toplantısında konuşan Özel’in sözlerine cevap verdi. Güler, 9. Yargı Paketi olarak bilinen teklifle ilgili olarak, “Kanun teklifimiz bizim madde olarak Türk Ceza Kanunu’nun yedinci bölümünde yer alan ve Türk Ceza Kanunu’nun 326. maddesi kapsamında başlayan ve devamında da mevcut. Bu ceza maddeleriyle birlikte ki orada en son 326. maddedeki ve devamındaki maddeler devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçlarından bahseder. 339. maddede bu kapsamda bilgi ve belge temin etmeyi ifade eder. Fakat Sayın Özgür Özel, dün yaptığı açıklamada maalesef ama maalesef şöyle ifadelerde bulunmuştur. Ne demiştir? Demiştir ki bu yasayla Güya MİT Türkiye’deki üçüncü ülkelerin birinci ülkelere yaptığı operasyonlarda falan filan ama bir yazmış AK Parti grubu herkes ajan, gazeteci ajan, televizyoncu ajan, öğrenci ajan, siyasetçi ajan, her muhalif ajan. Bu cümleleri duyduğumda ben ağzım açık, hayretler içerisinde kaldım. Acaba Sayın Özgür Özel’e ne okuttular? Neyi okudu? Çok merak ediyorum. Devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme başlığı. Madde 339’a aziz milletimize de buradan ben arz etmek istiyorum. Bakın bakayım biraz önce Özgür Özel Bey’in bahsettiği gibi bir şey var mı? Geçiyor mu? Bu bölümde düzenlenen suçları oluşturmamak kaydıyla devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler hakkında üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir” diye konuştu. Teğmenlerin Kara Harp Okulu’nda yemiyle ilgili de Güler, “CHP Genel Başkanı yine o grup toplantısında malumunuz Kara Harp Okulu’nda yaşanan ve resmi törenin dışındaki bir korsan yemin merasimine hakkında da çok enteresan sözler söylemiş. Ne demiş mesela? Demiş ki orada; Burada korsan yemin törenini düzenleyen teğmenlerin kılıç çekerek biz Mustafa Kemal’in askeriyiz dedikleri için cezalandırıldıkları ve haklarında disiplin soruşturması yapıldığını iddia ediyor. Halbuki burada olayların esasına baktığımızda bu korsan yemin törenini düzenlemeye çalışan teğmenlerin bazılarının öncesinden oradaki bölük komutanı ve tabur komutanı tarafından uyarıldıkları, izin almaya çalıştıkları ve bu hususta da evre itaatsizlik yapıldığını iddia ediyor. Hukuk ve disiplinsizlikten dolayı bir soruşturma yapıldığını, bir disiplin işlemi yapıldığını dün itibariyle Milli Savunma Bakanlığımız açıklamış. Söylenen sözlerle hiçbir ilgisi yok. Orada ne söylendiğiyle ilgili bir soruşturma, bir disiplin süreci işletilmiyor. Orada yapılan durum, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin milli manevi ve mesleki değerleri bir bütündür ve ayrıştırmaya çalışmak son derece tehlikelidir. Eylemin önceden planlanarak basınında davet etmek suretiyle organize şekilde yapılması, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde ayrılık varmış algısı oluşturulmuş, böylece Türk Silahlı Kuvvetleri’nin itibarına zarar verecek nitelikte tutum ve davranış sergilendiği tespit edilmiştir, diyor. Bu kapsam içerisinde yürütülen bir soruşturma rapora bağlanmış ve yüksek disiplin kurulu da bu süreci devam ettiriyor. İlgili teğmenler savunmalara alınacak, ilgili bu kişilerin yaptığı eylemler yüksek disiplin kurulu tarafından değerlendirilecek ve ona göre bir karar oluşturulacak” değerlendirmesini yaptı. Belediye borçlarına yönelik ise Güler, “Mesela Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin seçimlerden önce Şubat 2019’daki borcu 200 milyon TL. SGK’ya borcu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yine Şubat 2019’daki borcu 70 milyon TL. Sonra hangi parti geldi? Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanları geldi. Peki ne olmuş arkadaşlar? Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Eylül 2024 itibariyle borcu tam 8.3 milyar TL’ye yükselmiş. Tam 41 kat artmış. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Eylül 2024 itibariyle borcu da tam 5.9 milyar TL’ye çıkmış. Tam 85 kat artmış” ifadelerini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Başarır: “Ne demek kamera tokatlamak. Bizden özür dileyecek Ali Yerlikaya”
20 Kasım 2024 Çarşamba - 17:53 CHP Grup Başkanvekili Başarır: “Ne demek kamera tokatlamak. Bizden özür dileyecek Ali Yerlikaya” CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, “Ne demek kamera tokatlamak. Bizden özür dileyecek Ali Yerlikaya” dedi. CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, TBMM’de yaptığı açıklamada Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaşananları değerlendirdi. Başarır, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda istenmeyen olayların yaşandığını belirterek, “İçişleri Bakanlığı’nın bütçesi görüşülürken sayın bakana kapıda bir soru sormak istedik. Sorumuz net; ’Siz bizi on gün boyunca vekilleri Esenyurt Belediyesine sokmadınız? Bu soruya cevap verin. Bir dakika kapıda beklemek nasıl duygu?’ Biz bu şekilde İçişleri Bakanı’nı karşıladık. Selam vermeden, ittirerek içeri girmek istedi. Kamera tokatlayan ilk İçişleri Bakanı. Dokunduk mu, hakaret ettik mi? Kamera tokatlayan, bize saldırıp içeri gitmek isteyen kim; İçişleri Bakanı” diye konuştu. Başarır, İçişleri Bakanı Yerlikaya’yı uyardığını söyleyerek, “Sakın onu (Süleyman Soylu) örnek alma dedik. Sonun Süleyman Soylu gibi olur dedim. Gel sunumu yap, vekiller eylemde, söylemde de bulunur. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş basın toplantısı yapıyor. Vekiller Esenyurt Belediyesi’ne alınmadığında niye basın toplantısı yapmadın? Niye Esenyurt’a giremediler diye basın toplantısı yapmadı” şeklinde konuştu. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler’in "özür beklediği" sözlerinin hatırlatılması üzerine Başarır, “Abdullah Güler beni aramış döndüm, ’Bakana saldırı göründü mü?’ dedim, sustu. Hakaret gördün mü? Yok. Kamerayı ittiren o. Özür dileyecek bakan ve bizden özür dilemelidir. Hakaret varsa siz söyleyin, ben özür dileyeyim ama olmaz arkadaşlar. Burada bir sürü gazeteci var. Hepinize saygı duyuyorum, ne demek kamera tokatlamak. Bizden özür dileyecek Ali Yerlikaya” dedi.
Emekliler için 2 bin lira nakit destek ödemeleri başlıyor
20 Kasım 2024 Çarşamba - 17:33 Emekliler için 2 bin lira nakit destek ödemeleri başlıyor Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun, emekliler için 2 bin lira nakit destek ödemelerinin Ocak ayında başlayacağının müjdesini verdi. Sivas Belediye Başkanı Dr. Adem Uzun, İl Genel Meclisi 2024 Yılı Kasım Ayı 13. birleşimine konuk oldu. Başkan Uzun, Sivas Belediyesi’nin 2024 yılı faaliyetleri hakkında meclis üyelerine bilgi vererek soruları yanıtladı. İl genel Meclisi Kasım ayı 13. birleşimi İl Genel Meclisi Başkanı Mehmet Şarkışla’nın yönetiminde başladı. Gündem maddelerinin görüşülerek karara bağlandığı toplantının ardından Belediye Başkanı Dr. Adem Uzun tarafından Sivas Belediyesi’nin çalışmaları anlatıldı. Başkan Uzun, göreve başladıkları günden bu yana kent merkezinde hayata geçirilen; parklar ve yeşil alan projeleri, altyapı ve üstyapı projeleri, ulaşım projeleri, tarih kültür ve turizm projeleri, Sosyal yaşam ve engelsiz şehir projeleri, gençlik spor ve eğitim projeleri, çevre ve yaşam projeleri gibi ana başlıklar altında yapılan çalışmaları özetledi. Başkan Uzun ayrıca, seçim döneminde vaat ettikleri ve halk tarafından merak edilen emekliler için 2 bin lira nakit destek ödemelerinin Ocak ayında yapılacağının müjdesini verdi. İçme suyunda ciddi boyutlara varan kayıp-kaçak oranının minimuma indirilmesi adına yoğun bir çalışma yürüttüklerini dile getiren Başkan Uzun, SCADA sistemi ile su yönetimini daha verimli hale getireceklerini ifade etti. Şehir kültürünü yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak adına hassasiyetle çalıştıklarını kaydeden Başkan Uzun, özellikle şehir hafızasında yer alan eski isimlerin tekrar kullanılacağını vurguladı.
CHP’li başkanın Bilecik’te durmadığını iddia ederek boş koltuklu makam odasının fotoğrafını paylaştı
20 Kasım 2024 Çarşamba - 17:06 CHP’li başkanın Bilecik’te durmadığını iddia ederek boş koltuklu makam odasının fotoğrafını paylaştı AK Parti Bilecik İl Başkanı Serkan Yıldırım, CHP’li Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı’nın Bilecik harici her yere gittiğini söyleyerek, "Hafta sonları Eskişehir’de evinde, hafta içi mesai zamanında Bilecik harici her yerde. Önceki seçimlerle birlikte neredeyse 6. yılları oldu ama hala çivi çakamadılar. Çiviyi geçtik, mevcut olanları koruyamadılar" dedi. AK Parti Bilecik İl Başkanı Serkan Yıldırım, Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı’yı turizmden sorumlu belediye başkanı olduğunu ve Alp Dağları dönüşünde bir gün esnaf ziyareti ile kendini göstererek yine yok olduğunu söyledi. Yıldırım, "Eskişehir, Edirne derken bir duyduk ki Azerbaycan’ a gitmiş. Belediyeyi de ihmal etmemiş otomatik pilota bağlamış. Hafta sonları Eskişehir’de evinde, hafta içi mesai zamanında Bilecik harici her yerde. Bilecikli hemşerilerimizin tercihine saygı duyuyoruz tabi ki, ama keşke başkan hanım da hemşerilerimize saygı duysa. Önceki seçimlerle birlikte neredeyse 6. yılları oldu ama hala çivi çakamadılar. Çiviyi geçtik ,mevcut olanları koruyamadılar. Kendisi de haklı ’Koca 5 yıl skandallarla geçmesine rağmen seçildim, bir dahaki seçimde nasılsa yine seçilirim’ diyordur. Şehrimiz için bir şeyler yapalım. Gün geçtikçe nüfus artıyor ama sosyal alanlar, yollar, caddeler hala aynı. Yeni bir Bilecik adı altında merkezin yükünü alalım. Sayın başkan dertlenmeniz gereken konular bunlar lütfen yurt dışı ve yurt içi gezilerinize bir ara verin. Günler boşa gelip geçiyor" dedi.
Gülsan ve Eski Sanayi Siteleri teklifi meclisten geçti
20 Kasım 2024 Çarşamba - 16:57 Gülsan ve Eski Sanayi Siteleri teklifi meclisten geçti Samsun Büyükşehir Belediyesi(SBB) Meclisi, Gülsan ve Eski Sanayi Sitelerinin ’kentsel dönüşüm alanı’ olarak belirlenmesi teklifini oy çokluğuyla kabul etti. SBB Kasım Ayı Meclis Toplantısının 3. Birleşimi, Büyükşehir Meclis Toplantı Salonu’nda Meclis Başkanvekili Nihat Soğuk başkanlığında yapıldı. İlgili komisyonlardan havale edilen 30 gündem maddesinin karara bağlandığı toplantıda, "Gülsan Sanayi Sitesi ile Eski Sanayi Sitelerinin kentsel dönüşüm ve gelişim alanı" olarak belirlenmesini içeren teklif uzunca bir süre görüşüldü. Söz konusu madde üzerine ilk olarak söz alan CHP gurubundan meclis üyeleri, “Gülsan’ın dönüşümü için uzun yıllardır bir mücadele veriliyor. Buranın kentsel dönüşüme alınarak kamulaştırma yükünden kurtulması ve rehabilite edilmesi doğru bir yoldur ve buna katılıyoruz. Ancak usul ve esas açısından katılmıyoruz. Eski Sanayi Sitesi’nin de buraya katılmasını istemiyoruz. Ayrı ayrı modüller halinde gelsin istedik. Teklifin varlığı ve maddesi ortaya konulmadı. Çekincemiz ilkesel olarak değil ama bu yol ve yöntem ile sürecin daha da fazla uzayacağını düşünüyoruz” ifadeleri kullanıldı. Çift: “Belirsizlik var” Söz konusu alanların proje üzerinde aktarılması ve uzun çalışmalar sonucu belirlenmesi gerektiğini savunan AK Parti Meclis Üyesi Aydın Çift, “Burası daha önceden dinlenme alanı olarak planlanmıştı. Burasında uzun süren bir kamulaştırma süreci vardı. Yeni bir karar, kentsel dönüşüm alanı ilan ediliyor. Ne olacağı konusunda bir belirsizlik var. Şehirlerle ilgili kararlar alınırken bizim gibi birçok şehir plansız büyümeyle kendiliğinden sorunlu alanlar oluşturuluyor. Şehirlerde inanılmaz yoğunluklar meydana geliyor. Bizim aslında bunları olumlu anlamda kullanıp, şehri rahatlamamız gerekiyor. Bazen şehrin bazı önemli alanlarında keyfi kararlar alındığını düşündük. Büyük Cami önünü daha önce dinlenme alanı yapmıştık. Orayı boşaltıp, tarihi dokuyu çıkarmak istemiştik. Daha sonraki dönem burası ticarethaneye dönüştü ve büyük bir fırsatı kaçırdık. Orada çirkin bir yapılaşma ile belki de şehrin en güzel, tarihini ortaya çıkartacağımız bir nokta ucube yapılarla aynı yoğunlukta, sıkışıklıkta bir alana döndü. Yani bu kararlar bence bu kararlar çok daha uzun soluklu tartışmalar ile alınması gereken kararlar olmalı. Bir kağıt üzerinde değil, proje üzerinde tartışmamızın daha doğru olduğunu düşünüyorum” dedi. Kertel: "Dönüşümün nasıl olacağını belirliyoruz" Söz konusu itirazların dikkate alınarak alanın bölünmesini teklif ettiklerini belirten AK Parti Grup Başkanvekili Recep Kemal Kertel, “CHP grubundan ‘yeni bir kentsel dönüşüm alanına ihtiyaç yok’ gibi bir açıklama yapıldı. Gülsan Sanayi Sitesi zaten dönüşüme tabii olan bir yer. Biz burada sadece dönüşümün nasıl olacağı ile ilgili ilk aşamasını belirliyoruz. Bir planlama yapmaya çalışıyoruz. Yeni bir alan oluşturmak gibi bir durum söz konusu değil. Şehrin ihtiyacı olursa bu da oluşturulabilir. Ayrıca yine ‘avam proje dahi yok’ dendi. Bizim grubumuzdan arkadaşımız da ‘bir proje olsa daha iyi olurdu’ dedi. Her işin aşamaları vardır. Aşama aşama gidilirse yapacağımız işten daha kolay sonuç alınır diye düşünüyorum. Burada da planlama aşaması, proje aşaması ve uygulama aşaması var. Şu anda biz planlama aşamasının daha ilk safhasındayız. Komple bitmiş bir projeyi önünüze koyup da avam da olsa burada tartışmanın ilk etapta bir getirisi olmayacaktı. Bizim alacağımız karar, sadece buradaki alanla alakalı bir adımdır, dönüşümün gerçekleşmesi noktasında. Komisyonda arkadaşlarımızın bir değerlendirmesi olmuştu. Bu alanın bölünmesinin daha uygun olacağı söylenmişti. Grubumuz adına bu düşünceleri doğru bulduğumuzu ve mevcut teklifin değiştirilerek ‘sadece Gülsan Sanayi Sitesi bünyesinde 27 hektarlık alanın kentsel dönüşüm alanı olacak şekilde’ teklifin değiştirilerek oylanmasını teklif ediyorum” diye konuştu. İYİ Parti grubu da Eski Sanayi Sitesi ve Gülsan Sanayi Sitesi alanlarının ayrılarak kentsel dönüşüm ve gelişim alanı olarak belirlenmesine destek vereceklerini söyledi. Komisyon raporunu değiştirerek oylamaya sundu Konuşmaların ardından söz alan Meclis Başkanvekili Nihat Soğuk, “Bu madde komisyonda da yeterince tartışıldı, bugün de karar günümüz. Canik’te kentsel dönüşümün başlanmasındaki emek veren başkanlarımıza şükranlarımızı sunmuştuk. Süreç aynı şekliyle İlkadım’da da başkanlarımızın gayretiyle ve hassasiyetiyle devam ediyor. Aynı şekilde İlkadımlı vatandaşlarımızın da bu beklentilerine cevap verecek şekilde gayret ve mücadele içerisinde olacaklar. Söz konusu maddeyle ilgili yapılan çalışmalardan sonra idaremizin de komisyondaki konuyla alakalı görüşlerini ifade eden meclis üyesi arkadaşlarımızın hassasiyetini de dikkate alarak, komisyon raporunun değiştirilerek kabulünü oylarınıza sunuyorum” diyerek maddeyi oyladı. Söz konusu madde, oy çokluğu ile kabul edilerek, değiştirildiği şekliyle Gülsan ve Eski Sanayi Sitesi bölünmüş şekilde karara bağlandı. Bugün geçen maddelerle birlikte Kasım ayı meclis toplantısında toplam 61 madde karara bağlandı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Durmaz: “PKK, Kürtleri temsil edemez”
20 Kasım 2024 Çarşamba - 16:57 MHP Genel Başkan Yardımcısı Durmaz: “PKK, Kürtleri temsil edemez” Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Sadir Durmaz, terör örgütünün silahlarını bırakıp Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne teslim olmaktan başka bir çaresinin kalmadığını söyledi. MHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Sadir Durmaz, MHP Kars İl Başkanlığının ev sahipliğinde Aynalı Köşk’te düzenlenen Belediye Meclis Üyeleri İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda konuştu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çağrısının bir çözülmeye ve ayrışmaya değil, bin yıllık kardeşliği yaşatmaya yönelik tarihi bir çağrı olduğunu söyleyen Durmaz, “Tarihe yön veren bu çağrı, yeni yüzyılda terörün bitmesi, huzurun gelmesi için yapılmıştır. Genel Başkanımız Devlet Bahçeli, ‘PKK Kürtleri temsil edemez’, ‘Dün terörist başının yoldaşı olanlar, şimdi Amerika’nın uşağı olmuşlar’, ‘Joe Biden’in üvey evlatlarına Türk milletinin asil evlatlarını kurban edemeyiz’ ifadeleriyle adeta terörün ve terör örgütlerinin arkasındaki emperyalist şebekenin maskesini düşürmüştür. Terör örgütünün silahlarını bırakıp Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne teslim olmaktan başka bir çare kalmamıştır” dedi. “CHP Genel Başkanı Özel’in iddia ettiği gibi bir Kürt sorunu yoktur” Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’e de göndermelerde bulunan Durmaz, “Ayrıca Türkiye’de CHP Genel Başkanının bölücü örgüt ağzıyla iddia ettiği gibi bir Kürt sorunu yoktur. Bu söylem emperyalizmin bölünme senaryosuna kapı aralamaktır. Sorunun adı bölücü terör sorunudur. Ve Cumhur İttifakı tam bir mutabakat içerisinde terörle mücadeleyi sürdürmeye, ülke gündeminden bölücü terör sorununu söküp atmaya kararlıdır. Türk ve Türkiye yüzyılında aziz milletimizi hak ettiği refaha ve huzura kavuşturmanın, yeni yüzyıla Türkiye Cumhuriyeti’nin ismini altın harflerle yazdırmanın zamanı gelmiştir. Vakit tamamdır, söz konusu vatandır. Söz konusu vatansa Milliyetçi ülkücü hareket için gerisi teferruattır” diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından toplantı basına kapalı devam etti. Toplantıya Kars, Ardahan, Iğdır, Artvin, Siirt, Şırnak ve Hakkari illerinden partililer katıldı.
Yeniden Refah Partisi Lideri Erbakan: “Yemin metnine uyulmamasının elbette ki bir karşılığının olması normaldir”
20 Kasım 2024 Çarşamba - 16:43 Yeniden Refah Partisi Lideri Erbakan: “Yemin metnine uyulmamasının elbette ki bir karşılığının olması normaldir” Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edilen teğmenlere ilişkin, “Yemin metnine uyulmamasının elbette ki bir karşılığının olması normaldir” dedi. Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Ekim ayında açıklanan enflasyonun bir buçuk yıldan beri uygulanan ekonomi modelinin işlemediğini ve sonuç vermediğini açık bir şekilde ortaya koyduğunu savunan Erbakan, “28 Mayıs’taki seçim sonrasında başlayan bu program ve büyük umutlarla, büyük süslü sözlerle millete aktarılan ve sürekli olarak da milletten sabır istenen, fikir istenen, fedakarlık istenen bu programın maalesef geldiğimiz noktada işlemediğini bu veriler ortaya koyuyor. Bir defa bu programın uygulanmaya başladığı Haziran 2023’te yani cumhurbaşkanlığı seçiminin hemen arkasında, haziran ayında yıllık enflasyon yüzde 38 seviyesindeydi. Bir buçuk sene bu uygulandıktan sonra şu anda gelinen noktada neredeyse yüzde 49’luk bir enflasyonla karşı karşıyayız. Bu ne demektir; mevcut ekonomi yönetiminin iddialarının aksine bırakınız enflasyonu düşürmeyi sabit dahi tutmakta başarılı olamadığını açık bir şekilde ortaya koyuyor” dedi. "4.8 milyon hanenin çocukları okula gidemiyor" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın resmi rakamlarıyla sosyal yardım alan hane sayısının 4.8 milyona yükseldiğini hatırlatan Erbakan, “Yaklaşık 20 milyon insanın yani Türkiye’deki 4 kişiden birisinin sosyal yardım almak mecburiyetinde olduğun ortaya koyuyor. Adeta bir Afrika ülkesine yakın bir tablo. Çok acı bir tablo. Ve tabii ki bu 4.8 milyon hane, 20 milyon insan bunların çocukları okula gidemiyor. Okula gitse bile aç karnına gidiyor. Türkiye’de 3 çocuktan bir tanesinin okula aç karnına gittiğini ortaya koyan çalışmalar. Ve bu yaştaki çocuklar hırsızlığa yöneliyor, istismara yönlendiriliyor, suça yöneliyor, dilenciliğe sevk ediliyor. Ve dilencilik yapan 6 yaşındaki Şirin kızımız gibi boğulup öldürülerek mezara atılıyor. Bu tablolar gerçekten yüreklerimizi sızlatıyor” diye konuştu. “Belediyelerde ve ülkenin hiçbir kurumunda da israf yapılmasına asla rıza gösteremeyiz” İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerine usulsüz harcama nedeniyle açılan soruşturmalara ilişkin de konuşan Erbakan, “Bugün gündemde belediyelerin festivaller ve konserler için yapmış oldukları harcamalar da çok önemli bir yer tutuyor. Tabi ki biz Yeniden Refah Partisi olarak belediyelerde de ve ülkenin hiçbir kurumunda da israf yapılmasına asla rıza gösteremeyiz. Eğer bir belediye herhangi bir israf ve harcama yapıyorsa bunun sonuna kadar incelenmesi ve araştırılması lazım. Muhalefet partilerinin belediyeleri de, Yeniden Refah Partisi’nin belediyeleri de incelenmelidir. Eğer böyle bir şey tespit edilirse de yasalar çerçevesinde gereken yapılmalıdır. Ankara Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin konser ve festival gibi etkinliklere yapmış olduğu harcamalarla ilgili yapılan haberleri ihbar kabul eden Ankara ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcıları jet hızıyla ve eş zamanlı olarak Ankara’da da, İstanbul’da da soruşturma başlattılar. Biraz önce dediğiniz gibi eğer bir yerde usulsüzlük, israf, yolsuzluk varsa tabii ki araştırılsın. Ancak burada milletimizle biz de şu hususa tabii ki dikkat çekiyoruz. Diyoruz ki; Ankara ve İstanbul Belediyelerini araştırıyorsunuz. Dediğim gibi eğer gerekiyorsa Yeniden Refah Partili belediyeleri de araştıralım. Ama iktidarın usulsüzlükleri, iktidarın suiistimalleri de iktidar ile ilgili yolsuzluk iddiaları yıllardan beri bu kadar ayyuka çıkmış bir durumdayken bu savcılar neden harekete geçmedi? Bugüne kadar iktidarın belgeleriyle ortada olan pek çok hukuka aykırı uygulamaları, kamu kaynaklarının israf edilmesi kamu kaynaklarının tabiri caizse üzerine çökülmesi ve ele geçirilmesi, kamunun zarara uğratılması ve iflas gibi bununla ilgili muhalefet partileri, milletvekilleri bizler defalarca açıklamalar yaptık, defalarca çağrılar yaptık. Bunlarla ilgili savcılar neden hiçbir zaman harekete geçmedi” dedi. “Yemin metnine uyulmamasının elbette ki bir karşılığının olması normaldir” Bir basın mensubunun “İhraç istemiyle disiplin kuruluna sevk edilen teğmenler hakkında ne düşünüyorsunuz?” şeklindeki sorusu üzerine Erbakan, “Burada tabii Türk Silahlı Kuvvetleri disiplinin en sıkı bir şekilde uygulanması gereken bir kurumumuzdur. Ve buradaki teamüllere yazılı kurallara ve oradaki yemin metnine uyulmamasının elbette ki bir karşılığının olması normaldir. Burada hukuki sürecin bir kesime haksızlık yapmadan, zulmetmeden gerekli şekilde uygulanması gereklidir. Ancak burada şunu da ifade etmek istiyorum. Daha önce de ilk gündeme geldiğimde de söylemiştik. Bu gibi olaylar, iktidar tarafından kullanılıyor. Köpürterek, büyüterek ’ya bize mecbursunuz ya da 28 Şubat’a mecbursunuz’ diyerek aslında bir algı oluşturuyorlar. Buna da karşı olduğumuzu ifade ettik” dedi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda İçişleri Bakanlığı’nın bütçe görüşülmeleri öncesi çıkan arbede hakkındaki soru üzerine Erbakan, “Biz Yeniden Refah Partisi olarak kurulduğumuz günden itibaren siyasette nezaket ve zarafeti ortaya koyduk ve ifade ettik. Bu anlayışı kendimiz icat etmedik. Milli Görüş geleneğinde olan bir anlayış. Bu davranışın uygun olmadığını ifade edebilirim. Burada bir hak aranacaksa yolu bu değildir” dedi.
CHP Genel Başkanı Özel, Ekrem İmamoğlu’nu kabul etti
20 Kasım 2024 Çarşamba - 16:34 CHP Genel Başkanı Özel, Ekrem İmamoğlu’nu kabul etti Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu kabul etti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB ve TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu parti genel merkezinde kabul etti. Saat 14.00’te başlayan görüşme yaklaşık 1,5 saat sürdü. Görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklama yapan İmamoğlu, son günlerde gerçekleşen kayyım atamalarının birbiriyle bağlantılı olduğunu ve CHP’nin bir sonraki seçimde iktidar olmasının önüne geçilmeye çalışıldığını iddia etti. "Yargı ve kayyımlar eliyle kendi iradesini millete dayatma politikası kardeşliği baltalıyor" Hükümetin yargı ve kayyımlar eliyle kendi iradesini millete dayatma politikasının demokrasiyi, kardeşliği ve birliği baltaladığını öne süren İmamoğlu, “İşte milleti hiçe sayan bu anlayış yüzünden ekonomiden eğitime, sağlıktan adalete her alanda ne yazık ki çürümeler ve gerilemeler yaşanıyor. Bugün demokrasi ve hukuk için mücadele etmek, milletin iradesine sahip çıkmak kesinlikle aslında ülkemizin bugünle değil geleceğine sahip çıkmaktır. Yerel yönetimleri kayyımcı, vesayetçi anlayıştan kurtarıp milletin egemenliğini kayıtsız şartsız sağlamak için acilen atılması gereken demokratik ve hukuki adımlar vardır. Bugün iktidarda olanlar ilk seçimlerde ortaya çıkacağı belirginleşen milletin kararını engellemek üzere her hukuksuzluğa tenezzül eden adımlar atmaya karar vermiştir. Ne yazık ki bu adımları atma konusunda belli hazırlıklar artık sokakta, kahvehane dedikodusuna kadar ulaşmıştır” dedi. Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak ve Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün "terör örgütüne üye olma" suçlamasıyla yargılandıkları davada mahkeme tarafından 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkûm edildiğinin hatırlatılması üzerine İmamoğlu, şu cevabı verdi: “Mahkemeyle ilgili detayları genel başkanımızla toplantıya girmeden önce almıştık. Detayları takip ediyoruz, sonuçta bir mahkeme var. Mahkemede alınmış bir karar var. Muhtemeldir ki bu mahkemenin, birinci derece mahkemenin itiraz süreçleri söz konusudur. Hukuki mücadelenin devam ettiği bir hususta hem bugüne kadar gelinen noktada süreç nasıl işlemiş onu irdeleyeceğiz hem de bundan sonraki mücadele nasıl yürütülmelidir diye dikkatle bakacağız.” TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaşanan arbede hakkında konuşan İmamoğlu, bu görüntülerin hoş olmadığını ve iki tarafı da suhulete davet ettiğini söyledi.