EKONOMİ - 03 Ekim 2023 Salı 09:13

Ormanlarda tahrip olan ağaçları kömür yaparak ekonomiye kazandırıyorlar

A
A
A
Ormanlarda tahrip olan ağaçları kömür yaparak ekonomiye kazandırıyorlar

Osmaniye’nin Düziçi ilçesinde, işçiler gürgen, kayın ve meşe odunlarından mangal kömürü elde ederek tahrip olan ağaçları ekonomiyle kazandırıyor.


Düziçi ilçesine bağlı Karkın Mahallesi Küçük Uyuzluk Bölgesinde, mahalle ve çevresindeki tarlalardan tarım ve orman bölge müdürlüğünden aldıkları izinlerle orman içerisindeki tahrip olan ağaçları ve çalıları toplayan işçiler, oluklarla aşağıya indirip mahallede belirledikleri alanda kömür üretimi için topladıkları odun ve çalıları düzenli bir şekilde yığıyor. Üstü önce kurumuş dallarla, sonra da toprakla atılarak yakılan odunlar ocaklarda 15 ile 20 gün arasında, yakılan odunlardan mangal kömürü elde ederek tahrip olan ağaçları ekonomiyle kazandırıyor. Yaklaşık 40 kişiye istihdam oluşturan kömür ocaklarının her birinden yaklaşık 7-8 ton arası kömür elde ediliyor.


Ormanlara işe yaramayan dalların budama işlemi yaparak bunları kömür haleni dönüştürerek ülkemiz ekonomisine katkı sağladıklarını söyleyen Abdül Kadir Eren, "Ormanlarda işe yaramayan, bakımını yapıp, kötüsünü kesip ondan sonra ormandan aşağı indiriyoruz oluklarla 200 metre, 300 metre traktör yoluna indirdikten sonra traktörü yükleyip ocaklara getiriyoruz. Üstünü örtüp ateşimizi bıraktıktan sonra 15-20 gün ateşte kalıyor. Soğuduktan sonra çıkarıp piyasaya Türkiye’nin neresinde olursa olsun malımızı gönderiyoruz ülkemize hem milletimize bir katkımız oluyor. Meşenin dalından demircik deriz meşe türünden onun dalından, eğrisinden, büyüsünden işte ormanın şeklini bozanlardan alıyoruz. Yerel kömürümüz daha iyi, meşeden daha iyi kömür çıkıyor normal, ithal kömürlerinden kıyasladığı zaman bizim kömürümüz yüzde 80 kalorisi fazla yerli malımız yani her şey gözümüzün önünde oluyor. Hiçbir artığı yok incesinde şu parmağımın büyüklüğünde olan odundan dahi biz ürün çıkarıyoruz kömür çıkarıyoruz Hiçbir şey zayiat gitmiyor. Aşağı yukarı 4 ayı buluyor malı kesip biraz kuruması lazım kuruduktan sonra zaten onları ocağa koyup yakıyoruz. Önce ağaçlarımızın dallarını buduyoruz tahrayla motorla bunu borularla ormana zara vermeden getiriyoruz. Yaklaşık 200-300 metre yükseklikten getiriyoruz. Burada görülen kömürler soğumuş kömürler soğuması için üstüne bir hafta poşeti çekiyoruz ateşi boğsun diye burada kömürler buharından boğularak üzerindeki poşetle bir hafta sonra kömürümüzü ocaktan çıkarıyoruz" dedi.


Ormanda zarar görmüş dalları kullanarak kömür elde ettiklerini söyleyen Mehmet Dağseven, ’’Ormanda bulunan çürük olan dalları kesiyoruz onları kesiyoruz sonra budama yapıyoruz. Sonra borularla onları aşağıya taşıyoruz. Aşağıda odunları çattıktan sonra yakıyoruz ve kömür elde edip ülke ekonomisine katkı sağlıyoruz" dedi.



Ormanlarda tahrip olan ağaçları kömür yaparak ekonomiye kazandırıyorlar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli "Filistin’de hedef çocuklar ve çocuk doğuran anneler" Kocaeli’de düzenlenen kitap fuarında Filistin meselesine değinen Yazar Erem Şentürk, "Filistin’de hedef çocuklar ve çocuk doğuran anneler. Çünkü insanların çocuklarını öldürürseniz onların yaşama sevincini ve mücadele direncini kırarsınız. Çocuk yoksa direnmenin de bir anlamı yoktur. Çocuğun olmadığı yerde hayatın hiçbir anlamı kalmıyor" dedi. Bu yıl "Savaşın ve Acının Edebiyatı" teması ile düzenlenen 14. Kocaeli Kitap Fuarı, yoğun ilgi ile devam ediyor. Karamürsel Alp Salonunda yazarlar Mine Sota ve Erem Şentürk kitapseverler ile bir araya geldi. Millet ve devlet için çocukların ve yeni nesillerin çok önemli olduğunu vurgulayan Yazar Erem Şentürk, "Şuan Filistin’de önce çocuklar öldürülüyor. Niye önce çocuklar öldürülüyor daha sonra anneler öldürülüyor. Doğrudan, şahsen, bilerek, kasten bir hedef var. Hedef çocuklar ve çocuk doğuran anneler. Neden böyle? Çünkü insanların çocuklarını öldürürseniz onların yaşama sevincini ve mücadele direncini kırarsınız. Çocuk yoksa direnmenin de bir anlamı yoktur. Bir ülkenin devamlılığı için nüfustan kıymetli başka hiçbir şey yoktur. Çocuk olmaz ise okul yapmaya gerek var mı? Dolayısı ile çocuk olmaz ise okula gerek olmadığı gibi aslında çocuğun olmadığı bir millette de devlete gerek yoktur. Ne yapacaksın devleti? Sınırlar, bayrak, devlet, millet, ülke ne gerek var ki bunlara. Çocuğun olmadığı yerde hayatın hiçbir anlamı kalmıyor. Dünyanın tüm sistemi alt üst oluyor. Eğer çocuk yoksa, yeni nesil yoksa, tüm sistem alt üst oluyor” diye konuştu. "İnsanlık kadar büyük bir değer var mı?" "Aklı Olan Delirsin" adlı söyleşide konuşan Yazar Mine Sota ise "Psikolojik bazda insanın, psikolojik rahatsızlıklara sebep olan şeyin en başında yaşadığı olayın anlamsızlığı gelir. Anlamını bulamadığınız şeyin anlamı yok değildir. O anlamsız değildir, biz ona anlam veremiyoruzdur. İyi insan olmak için gayret edenlerin gözünden anlarım. Onların duruşu ve samimiyeti bile başkadır. İnsan, dünyanın geri kalan sürecinde öyle bir sürece girdi ki artık sona yaklaştık. Bu sürecin sonunda sadece iyi insanların kalacağı ve tek geçerli akçenin iyi bir insan olmak olacağı bir sürece girdik. Merhametin adının enayilik olduğu bir dönemde, iyi niyetin saflık olarak algılandığı bir dönem, alttan almanın bir eziklik olduğu dönemde, hiçbir idealin paranın üzerine geçemediği daha doğrusu tercih edilmediği bir dönemde eğer kendinizi anlamlı bir hedef arıyorsanız; en azından insan kalmayı seçebilirsiniz. İnsanlık kadar büyük bir değer var mı?” şeklinde konuştu. Öte yandan, sevilen şair ve yazar Sinan Yağmur, "Yunus Emre ve Yürek Terapisi” adlı söyleşi ile 14. Kocaeli Kitap Fuarı’na katıldı. Yağmur, ilgiyle izlenen söyleşinde, Yunus Emre’nin hayatından kıssalar anlatarak, bu önemli ozanın hayatının tüm insanlığa örnek olması gerektiğini söyledi.
Samsun Üniversiteden 29 çeşit temizlik malzemesi Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Fen Fakültesi bünyesinde pandemi zamanında dezenfektan ihtiyacını karşılamak için kurulan tesiste 29 çeşit temizlik ve hijyen malzemesi üretiliyor. 2020 yılında pandemi döneminde dezenfektan ihtiyacını karşılamak için OMÜ Fen-Edebiyat Fakültesi bünyesinde "Kampüs Kimya" markasıyla bir tesis kuruldu. Her geçen yıl kendini geliştiren tesis, hijyen malzemesi satışını da hızlandırdı. Öğretim üyeleri, öğrenciler ve diğer çalışanlar tarafından üretilen kolonya, dezenfektan, deterjan, çamaşır suyu, yüzey temizleyici gibi 29 farklı çeşitte temizlik ürünü kurumlara satılıyor. Ürünlerin satışından elde edilen gelir, üniversitenin ihtiyacında kullanılıyor. "Öğrencilerimiz hem bilgilerini artıyorlar hem de gelir elde edebiliyorlar" Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erkan Yalçın, "OMÜ Kampüs Kimya 2020 yılında pandemi şartlarında kurulmuş bir yapıdır. O zaman ortaya çıkan dezenfektan sorununu çözmek amacıyla fakültemiz dekanlığı tarafından kurulmuş ve hala faaliyetlerine devam eden bir kuruluşumuzdur. Döner sermaye çerçevesinde çalışıyor. Döner sermaye çerçevesinde hiçbir yönetici, çalışan burada aylık gelir almıyor. Buradan elde edilen gelirler fakültelerimizin kırtasiye, temizlik ve diğer ihtiyaçları için kullanılıyor. Kampüs Kimyamız hem üniversitelerimizin hijyenik malzeme ihtiyaçlarını karşılıyor hem de belediyelere buradan ihtiyaç duyduklarında ürünlerimizi belli bir ücret karşılığında gönderiyoruz. Belli bir kazancı var. Bu kazanç da fakültemizin ihtiyaçlarını karşılanmasında kullanılacak kadar yeterli bir kazançtır. Ürün yelpazesinde 29 çeşit ürün var. Bunların ulusal akredite laboratuvarlarında hepsinin testi yapıldı. Ruhsatlandırma çalışmaları devam ediyor. Öğrencilerimiz Kampüs Kimya içerisinde staj yapabiliyorlar. Özellik kimya bölümü öğrencilerimiz staj yapıyorlar. Bunun yanı sıra üniversitemizin yarı zamanlı çalıştırdığı öğrencilerimiz var. Hem bilgilerini artıyorlar hem de gelir elde edebiliyorlar" dedi.
Kütahya Tavşanlı’da anlamlı ikram Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde, Öz Sağlık-İş Sendikası Kütahya Şubesi, vefat eden üyelerini ve şehitleri anmak amacıyla anlamlı bir etkinliğe imza attı. Tavşanlı Doç. Dr. Mustafa Kalemli Devlet Hastanesi önünde düzenlenen lokma hayrına, sendika başkan ve yöneticileriyle birlikte çok sayıda üye katıldı. Sendika Başkanı Hatice Başçam yaptığı açıklamada, vefat eden üyelerini hiçbir zaman unutmadıklarını ve sosyal sorumluluk bilinciyle bu tür etkinlikleri düzenlemeye devam edeceklerini belirtti. Başkan Başçam, "Daha önce Kütahya Şehir Hastanesinde bir lokma hayrı gerçekleştirmiştik. En büyük ilçemiz Tavşanlı ve ikinci olarak burada lokma hayrı gerçekleştirdik. Burada vefat eden üyelerimiz, meslek şehitlerimiz, aziz şehitlerimizin ruhları için bugün de burada hayrımızı gerçekleştirdik. Biz vefat eden üyelerimizi sosyal sendikacılık anlamında hiçbir zaman unutmuyoruz. Gerek üyelerimizin kendilerini gerek ailelerini, özel günlerde, her türlü desteğe ihtiyaçları olduğunda kendilerini ziyaret ediyoruz. Sosyal sendikacılık anlayışıyla, üyelerimizin her zaman yanında olmaya çalışıyoruz" dedi. Tavşanlı temsilcisi Mehmet Samet Gümüş de etkinliğe gösterilen ilgiden memnuniyet duyarak, "Bu tür etkinlikler, birlik ve beraberliğimizi güçlendirmenin yanı sıra, vefat edenlere olan saygımızı da göstermemizi sağlıyor. Tüm katılımcılara teşekkür ederim" şeklinde konuştu.