EKONOMİ - 08 Ağustos 2024 Perşembe 10:33

Aşırı sıcak mısırda rekolteyi düşürdü

A
A
A
Aşırı sıcak mısırda rekolteyi düşürdü

Osmaniye’de kış aylarında etkili olan seller sonrası yaz aylarında aşırı etkili olan aşırı yağış mısırda rekolteyi düşürdü.


Çukurova’da önemli tarım arazilerine sahip Osmaniye’de mısır hasadı başladı. Mısır tarlalarına giren biçerdöverler yoğun bir mesaiye başlarken hasat döneminde dolu, sel ve sıcaklık gibi bazı doğal afetlere maruz kalan, mısırda hasatta verim kaybı, rekolte düşüşünün neden oldu. Çiftçiler, sıcak hava etkeni ve girdi maliyetlerinin artmasını göz önünde bulundurarak taban fiyatın belirlenmesini istiyor.


Osmaniye Ziraat Odası Başkanı Bahadır Sezgin, ’’Mısırda doğal afet oldu, Mayıs, Haziran ayı döneminde çok aşırı sıcaklıklar mısırın tozlaşma dönemine denk geldi ve elimde gördüğünüz gibi maalesef mısırlarımız dölleme yapamadı. Tanelerde çok az tutkun oldu. Her bir tepe püskülünden çıkan her bir toz taneyi besler. Polen en yüksek 32 derece sıcaklığa dayanabilir. Ama mısır 40 -42 derecelere maruz kaldı. Yani burada bizim yaptığımız tespitler yüzde 30 civarında verim kaybına tekabül ediyor. Mısır sıcağı maruz kaldığında koçanlar büyük görünebilir ama asıl zarar hasat döneminde görülür. Bir de Çukurova’nın özelliği burası Şanlıurfa’dan, İç Anadolu’dan ve Ege’den daha önce erken hasat ediliyor. Erken hasattan hep zararlı çıkıyor Çukurova çiftçisi’’ diye konuştu.



"Sıcak hava mısırdaki verimi azalttı"


Havaların aşırı sıcak olmasından dolayı mısırda verimin düştüğünü söyleyen Murat Savaş, ’’Sıcaklardan dolayı verim fazla olmadı. Bu sene 75 dönüm ekim yaptım, her sene 1300 -1400 kilo aldığımız yerde bu sene 800-900 kilo arası verim alıyoruz. Sıcaklığın tabii ki etkisi var, sıcaklardan dolayı verim bayağı düştü’’ dedi.



Aşırı sıcak mısırda rekolteyi düşürdü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Uzakdoğu’ya seyahat edenler dikkat: Pirinç eriştesi veya mantardan ölebilirsiniz İnsanların beslenmesinde önemli rol oynayan fermantasyonun kontrolsüz koşullarda yapılmasının insan sağlığı için büyük riskler oluşturacağını belirten Dr. Öğr. Üyesi Ayla Ünver Alçay, “Uzakdoğu’ya seyahat edenler dikkat etmeli. Pirinç eriştesi veya mantardan ölebilirsiniz” dedi. Fermantasyon yönteminin fermantasyonu tanımlanmış başlangıç kültürleri kullanılmaksızın uygun olmayan koşullarda yapılmasının büyük bir risk olduğunu belirten İstanbul Aydın Üniversitesi Gıda Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Ayla Ünver Alçay, “Özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde veya küçük ölçekli üretimlerde (hane düzeyinde, köylerde ve ölçekli ev endüstrilerinde) düşük kaliteli bileşenlerin kullanımı, üretim süreçlerinde yetersiz hijyenik koşullar, güvenlik ve hijyen kontrolleri için standartların eksikliği, gıda güvenliğinin sağlanmasında başarısızlığa neden olur” dedi. “Ölümcül bir toksin olan bongkrekik asit (BA) ile zehirlenme olduğu anlaşıldı” Günümüzde gıda pazarlarının küreselleşmesiyle bireylerin benzersiz gıda kaynaklı tehlikelere maruz kaldığını belirten Alçay, bu tehlikeler arasında yer alan fermente gıdaların tüketiminin beklenmedik sağlık riskleri oluşturabileceğine dikkat çekti. Dr. Alçay, “Örnek vermek gerekirse Temmuz 2024’te bildirilen bir rapora göre Kuzey Amerika’da 67 yaşında bir erkek, Nijerya’da fermente edilmiş mısır unu pudingi olan evde fermente edilmiş mısır ogi’sini yedikten iki gün sonra mide bulantısı, halsizlik ve yorgunluk şikâyetleriyle hastaneye başvurmuş ve yoğun bakıma rağmen sekizinci günde ölmüştür. Ölüm sebebinin uygunsuz şekilde fermente edilmiş gıdalardan kaynaklanan nadir ve genellikle ölümcül bir toksin olan bongkrekik asit (BA) ile zehirlenme olduğu anlaşılmıştır” diyerek gıdada fermantasyon işleminin uygun ortamlarda yapılmasının önemini vurguladı. “Bongkrekik asit ciddi organ yetmezliğine sebep olmakta” Fermantasyonun dünya genelinde gıdaları koruma amaçlı en yaygın kullanılan yöntemlerden biri olduğunu, ev yapımı veya küçük ölçekli üretimlerde kendiliğinden gerçekleşen fermantasyon süreçlerinin güvenlik standartlarının eksik olduğu durumlarda ciddi sağlık risklerine yol açabileceğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Ayla Ünver Alçay, “Örneğin, kontrolsüz koşullarda fermente edilen yiyeceklerde toksin ve patojenik mikroorganizmaların gelişimi, ciddi zehirlenme vakalarına neden olabilmektedir. Bunun en bariz örneği bongkrekik asittir. Bongkrekik asit, Endonezya, Çin ve Mozambik gibi bölgelerde bazı geleneksel fermente gıdalarda ortaya çıkan ölümcül bir toksindir. Çoğunlukla burkholderia cocovenenans bakterisi tarafından üretilen bu toksin, özellikle tempe bongkrek gibi Hindistan cevizi bazlı ürünlerde görülmektedir. Yine 2024 yılı Mart ayında Tayvan’da meydana gelen bir salgında, oda sıcaklığında muhafaza edilen ıslak pirinç eriştesi tüketen 30’dan fazla kişi karaciğer ve böbrek yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunları yaşamış, bazı vakalar ölümle sonuçlanmıştır. Bongkrekik asit, mitokondriye saldırarak ciddi organ yetmezliklerine yol açabilir ve tedavi edilmesi oldukça güçtür” açıklamasını yaptı. “Hijyenik koşullarda üretilmiş gıdalar tercih edilmeli” Bu tehlikeli toksinden korunmak amacıyla fermente gıdaların güvenli koşullarda işlenmesi ve saklanmasının büyük önem taşıdığını belirten Dr. Alçay, ıslak pirinç eriştesi gibi yüksek risk taşıyan gıdaların 24 saatten fazla oda sıcaklığında bırakılmaması, kullanılmayacak olanların buzdolabında saklanması gerektiğini, özellikle yaz aylarında bu ürünlerin doğru şekilde ambalajlanması, taşınması ve satışı sırasında soğutulması gerektiğini hatırlattı. Alçay, “Gıda güvenliğinin sağlanması adına fermente gıda tüketiminden kaçınmak ya da güvenilir hijyenik koşullarda üretilmiş ürünleri tercih etmek hayati önem arz etmektedir. Fermente gıda tüketicilerinin gıda hijyenine dikkat etmesi, halk sağlığı açısından önemlidir. Sonuç olarak fermente gıdaların güvenliğini sağlamak için alınacak önlemler, yalnızca bireylerin sağlığını korumakla kalmayıp, toplum genelinde gıda güvenliği farkındalığı oluşturacaktır. Gıda hijyenine dair bu türden tedbirlerin yaygınlaştırılması, bongkrekik asit gibi tehlikeli toksinlere maruz kalma riskini önemli ölçüde azaltacaktır” dedi.
Sakarya Öğretmenlerin elinde sanata dönüşen eserler ilgi odağı oldu OSM’de Öğretmenler Günü sebebiyle kapılarını açan 26 öğretmenin elinde sanata dönüşen 51 eserin sergilendiği ‘ilham Veren Eller’ sergisi ilk günden ilgi odağı oldu. Öğretmenler, kendine has tarzlarıyla mesleğin maneviyatını, çocuklara ve geleceğe miras bırakmak istedikleri değerleri beyaz kağıt üzerine işledi. Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı 24 Kasım Öğretmenler Günü sebebiyle anlamlı bir etkinliğe daha ev sahipliği yaparak Sakaryalı sanatseverleri bir araya getirdi. Şehir genelinden birçok okulda sanat öğretmenliği yapan 26 eğitimci, kendi sanatını beyaz kağıda dökerek her biri farklı bir anlam taşıyan 51 eser ortaya çıkardı. Bu eserler Büyükşehir’in katkısıyla sanatın merkezi olan Ofis Sanat Merkezi’nde (OSM) ‘İlham Veren Eller’ başlığıyla sergiye dönüştürüldü. Sergi Sakaryalı sanatseverlere düzenlenen açılış töreniyle kapılarını açtı. Açılışa Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar’ın yanı sıra Sakarya Valisi Rahmi Doğan, İl Milli Eğitim Müdürü Coşkun Bakırtaş, ilçe belediye başkanları, STK temsilcileri, öğretmenler ve vatandaşlar katıldı. Öğretmenlerin eserleri, kurdele kesimi sonrasında Güzel Sanatlar Lisesi öğretmenlerinin müzik dinletisi eşliğinde görücüye çıktı ve ilk günden büyük ilgi gördü. Vali Rahmi Doğan ile sergiyi gezen Başkan Alemdar, öğretmenlere geleceğin büyüklerine bıraktıkları meslekler, değerler ve öğretiler için minnettar olduklarını ifade ederek, “Öğretmenler Günü bizim için bir minnet günüdür, minnettarız” vurgusu yaptı. “Bize bıraktıklarınız için minnettarız” Başkan Alemdar, “İnsanların birbirleriyle sağlıklı bir iletişim kurabilmesi için aralarındaki bağın güçlendirilmesi gerekir. Ancak bu bağı harekete geçiren şey akıldan çok kalptir. Bugün, değerli öğretmenlerimizin sanata, kültüre ve hayal dünyasına dair duygu ve düşüncelerini, hissettiklerini, çizgileriyle bizlere aktarmalarının çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. Öğretmenler Günü, hepimiz için bir minnet günüdür. Öğretmenlerimizin eserlerinde, çocuklarımızı ve geleceğimizi koruma çabalarını, yarınlarımızı daha anlayışlı kılma gayretlerini görüyoruz. Bize bıraktıkları meslekler, değerler ve öğretilerle oluşturdukları farkındalık için minnettarız” dedi. “Bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” Sakarya Valisi Sayın Rahmi Doğan ise, "Bugün, ‘Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’ diyen bir medeniyetin evlatları olarak, eğitimin ve öğretmenlerimizin önemini bir kez daha yürekten hissediyoruz. Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır’ sözleri, siz değerli öğretmenlerimizin geleceğimizi inşa eden vazgeçilmez mimarlar olduğunu en güzel şekilde ifade etmektedir” diye konuştu. “Öğretmenlerimizi sahiplenmemiz gerekiyor” İl Milli Eğitim Müdürü Coşkun Bakırtaş, “İlham Veren Eller’ sergisinin hazırlanmasında emeği geçen 26 öğretmenimize gönülden teşekkür ediyorum. 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla düzenlenen bu anlamlı etkinlikte, eserlerimizi sevmemiz ve sahiplenmemiz gerektiğini bir kez daha hatırladık” şeklinde konuştu. Sanatın ve öğretmenlik mesleğinin ilham veren yönlerini gözler önüne seren sergi 15 Aralık Pazar gününe kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.