ASAYİŞ - 10 Haziran 2021 Perşembe 19:49

Kocasını ve görümcesini uykuda öldüren kadının ifadesi kan dondurdu

A
A
A
Kocasını ve görümcesini uykuda öldüren kadının ifadesi kan dondurdu

Osmaniye’de kocası ve görümcesini uyuduğu sırada silahla başlarından vurarak öldüren kadın ‘kasten adam öldürme’ suçundan tutuklandı.

Osmaniye’de kocası ve görümcesini uyuduğu sırada silahla başlarından vurarak öldüren kadın ‘kasten adam öldürme’ suçundan tutuklandı. Katil zanlısı kadının ifadesi ise kan dondurdu.



Edinilen bilgiye göre, Gülten Usta Osmaniye merkeze bağlı Köyyeri köyünde sabah saatlerinde kocası Süleyman Usta (27) ve görümcesi Ela Usta’yı (18) uyuduğu sırada av tüfeği ile başlarından vurarak öldürdü. Kocasını ve eşini öldürdükten sonra jandarmayı arayarak ‘kocamı ve görümcemi öldürdüm’ diyerek kendisini ihbar etti. İhbar üzerine olay yerine yönlendirilen sağlık ekiplerinin yaptığı ilk incelemede, silahla vurulan Süleyman Usta ve Ela Usta’nın olay yerinde hayatını kaybettiği belirlendi. Jandarma ekipleri tarafından olay yerinde gözaltına alınan Gülten Usta, jandarmadaki işlemlerinin ardından çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı.



İfadesindeki sözleri kan dondurdu


Olayın ardından jandarma ekipleri tarafından gözaltına alınan Gülten Usta’nın ifadesindeki sözleri ise kan dondurdu. Usta, 9 yıllık eşini şiddetli geçimsizlik yaşadığını için öldürdüğünü öne sürerken görümcesini ise çocuklarına şiddet uyguladığı için öldürdüğünü iddia etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ali Koç, Fenerbahçe’nin Türkiye Kupası’na katılacağını açıkladı Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, 2 Nisan 2024’te yapılan genel kurulun Türk futbolunda değişimin fitilini ateşlediğini belirterek, "2 Nisan’da alınan kararlar ve yaşanan süreç sonrası Türkiye Kupası’na katılma kararını veriyoruz. Hocamızın uygun göreceği bir kadroyla. Pozitif anlamda birçok adımlar atıldı. İş terse dönerse de her zaman çekilme kararımız vardır" dedi. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Türk futbolunda yaşanan gelişmeler, Türkiye Kupası’na katılıp katılmama, transfer planlamaları ve son dönemde stadyumda yaşananlarla ilgili basın toplantısı düzenledi. Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi 1907 Tribünü’nde gerçekleşen toplantıya Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkanı Şekip Mosturoğlu, Asbaşkan Acun Ilıcalı ve yönetim kurulu üyeleri katıldı. Basın mensuplarının yeni yılını kutlayarak sözlerine başlayan Başkan Koç, "Yurt dışında başarılara koştuğumuz, yurt içinde adım adım adil bir rekabet olmasını diliyorum" dedi. Yönetime geldiği ilk dönemden itibaren hedefleri ve yaşananlarla ilgili görüşlerini aktaran Başkan Koç, "2018 yılında büyük hedefler, büyük beklentilerle seçime girdik ve açık ara seçildik. Amacımız ve hedefimiz çok netti. O yüzden seçimde çok fark oldu. 3 tane hedefimiz vardı. 4 senedir şampiyon olamamıştık. O kuraklık dönemini bitirmek, en kısa zamanda mali bağımsızlığa ulaşmak ve Aziz Yıldırım’ın başlattığı dünyanın en başarılı spor kulübü vizyonunu geliştirmekti. 3 hedefimizin 2’sinde başarı sağlasak da futbolda hedeflediğimiz şeklinde geçmedi. Bu başarıya ulaşılmadıkça arzu ve beklenti daha da arttı. Diğer iki alandaki başarılar karşılığı olmadığını gördük. Camiamızı hayal kırıklığına yaşattığımız doğrudur. Bunun için son derece üzgün ve mutsuzuz. İslam Çupi’nin sözünü hatırlayalım; Fenerbahçe’nin adı konamayan büyüklüğü karakterinden gelmektedir. Her derdine kendisi deva olan dik başını kimsenin eğmemesi için gece gündüz çalıştık. Ezeli rakibimiz yasa dışı paraya tenezzül ederken Fenerbahçe’nin kasasına 1 haram lira sokmadığımız için kendimizle gurur duyuyoruz" ifadelerini kullandı. "Galatasaray ile şampiyonluk farkını hayatın olağan akışıyla anlatamazsınız" Geçtiğimiz sezon kusursuz bir dönem yaşadıklarını belirten sarı-lacivertlilerin başkanı, "Futbolda başarı olmayınca olimpik branşlardaki başarıları doyasıya yaşamıyorsunuz. Her kulüp gibi hatalarımız oldu. Son 10 yılda şampiyon olan takımların hiç mi hataları yoktu? Yönetimsel eksikleri yok muydu? Herkes hatalarına eksikliklerine rağmen şampiyon olabilirken ne hikmetse biz şampiyon olamadık. Geçen sezon kusursuz sezon geçirdik. 6 derbinin 4’ünü kazandık. Deplasmanda hiç yenilmedik. Bizi durduramayınca diğer takımı iteklediler. Kamuoyu suçlarını ve hatalarını bizler kadar konuşmadı. Hatalarımıza rağmen elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. Son 10 senede bizimle Galatasaray arasında 1 puan fark var. Kaç şampiyonluk farkı var, 5. Bunu istatistikler anlamda hayatın olağan akışıyla anlatamazsınız. Bizim şikayet ettiğimiz şeyin en güzel tablosu budur. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün başarısız bir grafiği yok. Ne hikmetse Türk futbolunda rakamlar önemsenmiyor" şeklinde konuştu. "Taraftarlarımızdan destek ve sabır istiyoruz" Sarı-lacivertli camianın son dönemde çok yıprandığının altını çizen Başkan Koç, taraftarlara da çağrıda bulunarak şunları söyledi: "Bu sezon oynadığımız bazı maçlarda; bu sene her şey yolundayken, Zenit ile oynanan özel maçta taraftarlarımızın tepkileri yükseldi. Bir araya kadar bu serzenişleri takdir ediyoruz. Taraftarlarımızın duyguları ve beklentileri Fenerbahçe’nin her daim saha içinde saha dışında yegane motivasyonudur. Ancak dengeler değişti. Koskoca sezonun bitmesine bir yarı artı bir maç var. İnanmak gerekir. İnanmadan havluyu erken atmakla başarı gelmez. Bu negatif ortamda da başarı gelmez. Taraftar inanırsa önünde kimse duramaz. 10 yıllık özlem, yaşanan haksızlıklar, çözülmeyen sorunlar, sabrı kalmayan Fenerbahçe taraftarının duygularının öfkeye dönüşmesini sağlamıştır. Bu tablo milyonlarca üyesi olan camiayı yıprattı. Sabırsız hale gelindi. Bu sezon 17 maçta 7 gol, 7 asistle 14 gol katkısı yapmış, hiç maç kaçırmamış 83 maça çıkmış Tadic bile tepkilerin hedefi haline geldi. Samandıra’da futbolcularımız niye bunu durduramıyorsunuz diye soruyor. Mesut Özil zamanında da oldu. Niye bunun önüne geçilmediğini biz yöneticileri sorguluyorlar. Bu durumun takımda oluşturduğu tahribatı iyi düşünülmeli. Camiamızdan ricamız bizlere istediğinizi söyleyin ancak tüm sporcularımıza o armayı taşıyan, çubukluyu giyen sporcularımıza destek olmalılar. Sezon sonunda destekse destek, mücadele ise mücadele, sabırsa sabır. Bunu istiyoruz. Taraftar her zaman hancı, biz yolcuyuz. Dolayısıyla hancılar karar verecek kendi evlerinde nasıl bir ortam olacak." "Negatif ortamda hiçbir başarı gelmez" Ali Koç, tribünlerde verilen görüntünün rakiplerine lehine olduğunu belirterek, "Yönetim hakkımızı koruyamıyor?" ifadesine şöyle yanıt verdi: "Siz takımımızın hakkını ne kadar koruyorsunuz? Bazı maçlarda hakem kararlarına millet çökerken burada yüzde 100 bariz olan pozisyonlarda tribünler ne kadar yekvücut karar verebiliyor. Son dönemde tribünlerde verdiğimiz görüntü rakiplerimizin ekmeğine yağ sürmüyor mu? Dışarıdan yıkamadıkları Fenerbahçe’mizi içeriden yıkmaya çalışmalarının farkında mısınız? Bazı kulüplerde başkan değişikliğinin nelere mal olduğunu gördük. Taraftarla takımımızın, taraftarla hocamızın bağını koparmaya çalışan çok aktif bir gücün olduğunu görmüyor musunuz? Bu işi çözmemiz lazım bu kadar negatif ortamda hiçbir başarı gelmez. Takımımıza da hocamıza da inanıyoruz. Yeri geldiğinde biz de oyundan tatmin olmuyoruz. Hepimizin istediği basan, ısıran oyun, bu ortamda mümkün mü? Takımda kaptanların sizden tek isteği, samimi destekleriniz." Stadyumda iptal edilen kombinelerle ilgili de bilgi veren Başkan Koç, "Bu sezon toplam 62 kombine iptal edilmiş, 49’u karaborsa. Vefat ve görev değişikliği var" dedi. "Türkiye Kupası’na katılma kararını veriyoruz" Geçtiğimiz yıl 2 Nisan’da yapılan genel kurulda alınan kararların yaşananlara büyük etken olduğunu vurgulayan Ali Koç, "Geçen sezon 17 Mart günü Trabzonspor ile oynanan maçta, linç girişimi Fenerbahçe camiası için bardağı taşıran son damla olmuştur. 2 Nisan genel kurul sürecinin fitilini ateşlemiştir. Genel kurulumuzda alınan kararlar hepimizin malumudur. Camiamızın bir kısmı geçen yıl yaptığımız kongrenin boşa gittiğini söylese de, o tarihten itibaren Türk futbolunda değişmeler o günün tohumudur. Malum örgütün güçlenerek ilerleyen bir yapıdan bahsediyoruz. Bir günde federasyon değişikliği ile bu düzelmez. Bu futbol ortamını mı Türk insanına reva gösteriyorsunuz? Aynı tarihte mevcut federasyon bakanı değişimi için imza toplandı. Sonrasında Şanlıurfa’da istemeye istemeye 2 dakika sahaya çıktık. Değişimin fitilini ateşleyen en önemli hamlemizdir. 2 Nisan’da alınan kararlar ve yaşanan süreç sonrası Türkiye Kupası’na katılma kararını veriyoruz. Hocamızın uygun göreceği bir kadroyla. Pozitif anlamda birçok adımlar atıldı. İş terse dönerse de her zaman çekilme kararımız vardır. Yarın çıkıp maçımızı oynayacağız. Sonuna kadar da mücadelemizi vereceğiz" ifadelerini kullandı. "18 sene sonra malum örgütün unsuru olmayan bir yönetim geldi" Ali Koç önceki dönem Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin seçimi kaybetmesi ve yeni yönetimle birlikte alınan kararlar doğrultusunda Türk futbolunda yaşanan gelişmeler olduğunu belirtti. Koç, "Maça 2 saat kala dönemin TFF Başkanı ile görüşen kimdi? Dursun Özbek. Kendisi böyle bir toplantı yapıyor. Bize yalılarda buluştu diye iftira atıyor. Türkiye’nin en önemli kurumlarının başındaki iki kişiden biri gözlerinizin içine bakarak yalan söylüyor. 12 Nisan’da yabancı VAR hakemi hamlesi; 18 Temmuz’da yapılan seçimlerde herkesin kazanacağını düşündüğü, bana göre federasyon tarihinin en taraflı başkanı Büyükekşi’nin listesi Türk futbolundan uzaklaştırıldı. İnşallah bir daha gelmemek üzere. 18 sene sonra malum örgütün unsuru olmayan bir yönetim geldi. İlk defa böyle bir kadro geldi. Yeni yönetile birlikte kurullar değişti. Önemli olan pek çok hakem ve gözlemci değiştirildi. Yenilenmeye devam edecek. TFF önümüzdeki sezon MHK ve kulüplerin ortak kuracağı bir model önerdi. Tek tip sözleşme çok önemli. İmaj hakkı, sponsorluklar ne varsa hepsi içinde olacak. FFP’deki harcama limitini aşamayacaksın. Bugün 2. yarı yabancı VAR kullanılacağı söyleniyor. Memnuniyetle karşıladık. Yabancı VAR bütün maçlarda uygulanmayacaksa biz çekiliriz. Geçen sene düşen 4 takımın Büyükekşi aleyhine imza vermesi tesadüf mü? En büyük değişikliklerden biri de, artık haksızlığa uğrayan başkanlar itiraz ve itiraflarda bulunuyorlar" dedi. "2 Nisan’daki duruşumuz ne kadar etkili olduğunu görüyoruz" TFF’nin yeni başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun sözünü hatırlatan Koç, "Yeni federasyon başkanımızın gelince ilk olarak ne dedi; VAR’daki hakemin hata yapmasını kabullenmiyoruz. 2 Nisan’daki duruşumuz ne kadar etkili olduğunu son dönemlerde alınan kararlarda görüyoruz" diye konuştu. "Sahada operasyon yapılmasına fırsat vermeyin" Bugün alınan yabancı VAR hakemi kararıyla ilgili ise Başkan Koç, "Bu sarmaldan çıkmak için yol haritası bellidir. Niyet, cesaret, iradeye gerek vardır. TFF yönetiminin bu niteliğe sahip olduğuna inandığımız için Türk futbolunda başarılı olmasını istiyoruz. Bugün açıklanan VAR değişikliği kararı keşke sezon başında açıklansa, bu kadar tartışma konusu olmazdı, federasyon da bu kadar yıpranmazdı. TFF’nin bugünkü kararı gerçekliği gördüğünü anlatıyor. Başkanımız milli duygularla hakemlik müessesinin ayağa kalkmasını istiyor. Futbola yabancı olan Türk hakemlerine mahkum olmak istemiyoruz. Acun Ilıcalı’nın kusursuz cinayet olarak tabir ettiği VAR kararları, sarı kart sayıları ortada. Lütfen ikinci yarıyı iyi takip edin ve sahada operasyon yapılmasına fırsat vermeyin. Rakibimizin sezonun bu haftasına kadar 35-40 tane sarı kart çıkartılmaması otoriterlerin kararıdır. Saha içerisinde yabancı hakem uygulamasını düşünmeliyiz, hazırlıklı olmalıyız. Adaleti sağladığınız zaman Türk futbolundaki bir sürü sorun düzelecektir. Zincirleme değişecektir" diye konuştu.
Ankara TBMM Bebek Ölümlerini ve Özel Sağlık Kuruluşlarını Araştırma Komisyonu 3. kez toplandı TBMM Bebek Ölümlerini ve Özel Sağlık Kuruluşlarını Araştırma Komisyonu 3. kez toplandı. Komisyonda Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) yetkilileri sunum yaptı Bebek Ölümlerini ve Özel Sağlık Kuruluşlarını Araştırma Komisyonu, AK Parti Adıyaman Milletvekili İshak Şan başkanlığında toplandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Adnan Ertem’in de yer aldığı komisyonda SGK yetkilileri sunum yaptı. Komisyonda konuşan Şan, “Komisyon olarak özel sağlık kuruluşlarında yaşanan bebek ölümlerinin araştırılması, yeni doğan çocuk, engelli ve yaşlılarla ilgili bakım servislerindeki uygulamalar ve mevzuata ilişkin alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi noktasında sağlık hizmetleri sunumunun yanı sıra Sosyal Güvenlik Kurumu ve bu kapsamda sunulan hizmetlerin denetimini de ele almayı oldukça gerekli görüyoruz. Bu itibarla, bugünkü toplantımıza Sosyal Güvenlik Kurumumuzu sağlık hizmetlerinin finansmanın sağlanması, sağlık sigortası kapsamı ve özel sağlık kuruluşlarının bu kapsamda sundukları hizmetlerin denetlenmesi ve düzenlenmesi, özel sağlık kuruluşlarının sunduğu bakım hizmetlerinin finansmanına yönelik alınması gereken tedbirler ve öneriler hakkında ayrıntılı bilgi almak amacıyla davet ettik” dedi. SGK’ya bağlı kuruluşlardan Genel Sağlık Sigortası (GSS) Genel Müdürü Eren Usul ise komisyona sağlık hizmetleri verilerine ilişkin bilgilendirmede bulundu. Usul, “Öncelikli olarak sağlık hizmetlerinin finansmanına bakacak olursak; genel sağlık sigortalılarımızdan topladığımız primler, sigorta primlerini kendileri ödeyemeyen vatandaşlarımızdan Hazine yardımlarıyla oluşan havuzumuzdan, Genel sağlık sigortalılarımızın aldıkları sağlık hizmetleri sonucunda sözleşmeli sağlık hizmetlerimizden gelen faturalara karşılık Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödemeleri gerçekleştirilmektedir. Ülkemizde şu anda Sağlık Bakanlığımıza bağlı 908 hastanemizden, 162 üniversite hastanemizden, bin 331 de özel sağlık hizmeti sunucumuzdan toplam 2 bin 401 sağlık hizmeti sunucumuzdan sağlık hizmetlerini genel sağlık sigortalılarımız için temin ediyoruz. Buradaki özel sağlık hizmetleri sunucularımızın altında özel tıp merkezleri, özel hastaneler ve diğer klinikler bulunmaktadır. Tanı ve tedavi hizmet bedellerimizi, ilaç bedellerimizi, tıbbi cihaz bedellerimizi, kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetlerini, yol, gündelik ve refakatçi bedelleri ve yurt dışındaki tedavi giderlerini genel sağlık sigortalılarımızın sağlıyoruz” şeklinde konuştu.
Ankara Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesi Komisyonu “dijital şiddet" başlığıyla toplandı TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesine Yönelik Meclis Araştırma Komisyonu "dijital şiddet" ya da "siber zorbalık" başlıklı konularla toplandı. TBMM Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesine Yönelik Meclis Araştırma Komisyonu, AK Parti İstanbul Milletvekili Hulki Cevizoğlu başkanlığında toplandı. Komisyonda Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Güneş Okuyucu Ergün ve Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Emine Özmete sunum yaptı. Komisyonun açılış konuşmasını gerçekleştiren Cevizoğlu, “Bugünkü toplantımız Komisyonumuzun 8’inci toplantısı oluyor. Komisyon olarak bütün Türkiye’nin artık bildiği gibi, kadına yönelik her türlü şiddet ve her türlü ayrımcılığı önlemeye yönelik araştırmaya devam ediyoruz. Bugüne kadar çeşitli dinlemeler yaptık. Bugüne kadar dinlediklerimizden biraz daha farklı bilgiler edineceğimize inanıyorum. Çünkü zihnimizdeki ve aklımızdaki birçok sorunun yanıtı o anketlerde, çalışmalarda var. Enteresan sonuçlarla karşılaştık. Hatta yeni bir şiddet türü olan dijital şiddet ya da siber şiddet konularında da bulgular var Çok yararlı bilgiler olacağına inanıyorum” dedi. “Dijital şiddet’ ya da ‘siber zorbalık’, kadına yönelik şiddet türü olarak kapsam alanında Cevizoğlu’nun ardından sunum yapan Emine Özmete, “Kadına yönelik şiddetin ilk tanımlarında, türlerinde; ‘fiziksel şiddet’, ‘cinsel şiddet’, ‘ekonomik şiddet’ ve ‘psikolojik şiddet’ tanımlanmıştır Ancak son yıllarda baktığımızda, özellikle ‘tek taraflı, ısrarlı takip’in de şiddet türü olarak tanımlandığı ve şiddet sınıflandırmasına dâhil edildiğini görmekteyiz. Yine, dijitalleşmeyle birlikte "dijital şiddet" ya da "siber zorbalık" olarak tanımlanan türün de son yıllarda hem akademik çalışmalarda hem de hukuk sisteminde yer aldığını ve bu tanımlamanın da şiddet türü olarak, kadına yönelik şiddet türü olarak kapsam alanında bulunduğunu ifade etmek istiyoruz. Aslında baktığımızda, tanımlardan da başlıklardan da şiddet sadece bir şiddet olarak bizim için, kadın için sonuçları olağan bir durum değil. Örneğin, fiziksel şiddetin sonucu; kadın için ya yaşam hakkının sonlandırılması yani ölüm ya da engellilikle karşımıza çıkıyor. Yine, cinsel şiddette; enfeksiyonlar, istenmeyen gebelikler, uyku problemleri, travma sonrası stres bozukluğu gibi sonuçlarla karşılaşıyoruz” ifadelerini kullandı.