SAĞLIK - 11 Eylül 2024 Çarşamba 09:08

"Kalp krizi riskini sanal anjiyo ile önlemek mümkün"

A
A
A
"Kalp krizi riskini sanal anjiyo ile önlemek mümkün"

Sanal anjiyo ile kalp damarlarının görüntülerinin kısa sürede alındığını ve sonuçların hızla değerlendirildiğini belirten Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Cemal Sağ, “Damar tıkanıklıklarını ve plak oluşumunu yüksek çözünürlükte ve ayrıntılı şekilde tespit eden sanal anjiyo, günümüzde kalp krizi riskini değerlendirmede önemli bir araçtır. Sanal anjiyoda hastadaki olması muhtemel kalp krizi riski, erken aşamada anlaşılabilir” dedi.


İnvaziv olmayan, hızlı ve güvenilir yöntemlerden bilgisayarlı tomografi (BT) anjiyografi ile kalp sağlığını korumanın ve olması muhtemel riskleri en erken aşamada tespit edebilmenin mümkün olduğunu belirten Medical Park Ordu Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Cemal Sağ, modern tıbbın sunduğu ileri teknoloji görüntüleme yöntemi hakkında bilgilendirmede bulundu.



“Kalp damarlarının durumunu ayrıntılı inceleme imkanı veriyor”


Göğüs ağrısı olan hastalar için en son teknolojiyle geliştirilen BT anjiyografi yönteminin, kalp damarlarının durumunu yüksek çözünürlükte ve ayrıntılı olarak inceleme imkanı sunduğunu söyleyen Prof. Dr. Ali Cemal Sağ, BT teknolojisi ile gerçekleştirilen bu işlemin klasik anjiyografiye göre çok daha konforlu ve hızlı olduğunu ifade etti.



“Görüntüler kısa sürede alınıp değerlendiriliyor”


Koroner BT Anjiyografinin (Koroner Bilgisayarlı Tomografi Anjiyografi), kalp damarlarının durumunu değerlendirmek için kullanılan non-invaziv bir görüntüleme yöntemi olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ali Cemal Sağ, “Koroner BT Anjiyo, kalp damarlarının görsel değerlendirilmesini sağlamaktadır. Yöntem girişimsel olmadığı için şüpheli durumlarda kolayca uygulanabilen ve gerçekten koroner anjiyo ihtiyacı olup olmadığını gösteren bir yöntemdir. Hastalarımızın kalp damarlarının net bir şekilde değerlendirilmesine imkan sağlamaktadır. Bu sayede hasta için güvenli bir prosedürdür. Kalp damarlarını yüksek çözünürlükte görüntülemek için X-ışınları ve kontrast madde kullanılır. Görüntüler kısa sürede alınır ve sonuçlar hızla değerlendirilir. Damar tıkanıklıklarını ve plak oluşumunu tespit ederek, kalp krizi riskini değerlendirmede önemli bir araçtır. Belirtilerin KAH (koroner arter hastalığı) ile ilişkili olup olmadığını tanısını doğrulamak için kullanılır. Daha önce bypass veya stent takılmış hastaların durumunu izlemek için de uygundur" ifadelerine yer verdi.



Koroner BT Anjiyografinin avantajları


Prof. Dr. Ali Cemal Sağ; Koroner BT Anjiyonun avantajları hakkında şunları söyledi:


“İşlem sırasında hasta genellikle ağrı hissetmez ve işlem hızlıdır. Klasik anjiyografiye göre daha az invazivdir. Kalp damarlarındaki sorunları erken dönemde tespit ederek, tedaviye erken başlama olanağı sağlar. Bu yöntem, özellikle koroner arter hastalığı riski taşıyan veya şüpheli durumlarda olan hastalar için ideal bir tanı aracıdır. Medical Park Ordu Hastanemizde sunmaya başladığımız Koroner BT anjiyografi hizmetimizin hastalarımıza büyük bir değer katacağına eminim.”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Tarım arazilerindeki kaçak yapılar yıkılıyor Tepebaşı Belediyesi, Karadere Mahallesi’nde tarım arazisine “hobi bahçesi” adı altında yapılan kaçak yapıların yıkım işlemlerini gerçekleştiriyor. Tepebaşı Belediyesi, ilçe sınırları içinde bulunan imara aykırı yapılaşmalara karşı çalışmalarını sürdürüyor. Karadere Mahallesi 28113 ada 104 parselde yer alan tarım arazilerine izinsiz yapılan yapılara; 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa istinaden, Eskişehir Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, İl Toprak Koruma Kurulu tarafından yıkım kararı alındı. Bu kararlar doğrultusunda; Tepebaşı Belediyesi ekiplerince gerekli tespitler yapılarak, 3194 Sayılı İmar Kanunu gereği söz konusu yapıların yıkımına karar verildi. Yasal süreleri tamamlanan kaçak yapıların, tahliye ve yıkımına, Tepebaşı Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğü koordinasyonunda devam ediliyor. Yıkım işlemleri Tepebaşı İlçe Jandarma Komutanlığı unsurları ve 1. Jandarma Asayiş Komando Bölüğü tarafından alınan güvenlik tedbirleri eşliğinde ve bakanlık tarafından belirlenen prosedürler çerçevesinde yürütülüyor. “Yasal dayanağı olmayan hobi bahçelerine itibar etmeyin” Tepebaşı Belediyesi yetkilileri, “Tarım Arazilerine ‘hobi bahçesi’ adı altında yapılan izinsiz, ruhsatsız, kontrolsüz yapılaşmalar pandemi sürecinde artmış olup, yeni bir İmar Barışı ile affa uğrayabilir beklentisi ile de hız kazanmıştır. İhtiyaçlar ve beklentiler kanunlara aykırı davranmaya gerekçe olmamalıdır. Vatandaşlarımızı hak kaybına uğrayarak mağduriyet yaşamamaları için, bu yasal dayanağı olmayan hobi bahçelerine itibar etmemeleri, yasalara uygun davranmaları konusunda yeniden uyarıyoruz” denildi.
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasının görülmesine devam ediliyor İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 8’nci gününde devam ediyor. Duruşmada mahkeme başkanı sanıklara yönelttiği sorulara net cevaplar alamamasına öfkelenerek, “Kime sorsak hiçbir şeyden haberi yok. Hemşire ‘doktor biliyor’ diyor, doktor ‘başhekime sorun’ diyor. Ben anlamıyorum, bu hastaneleri nasıl böyle yönettiniz” dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 8’nci gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar hazır bulundu. Duruşmada tutuksuz sanık hemşire Ayşe Gizem Büyükköleş savunma yaptı. İhmali davranışlarda bulunup Opera bebeğin ölümüne neden olduğu gerekçesiyle savunma yapan sanık Büyükköleş, "2023 yılında üniversiteden paramedik bölümünden mezun oldum. Birinci Hastanesi’nde stajyer olarak çalıştım. Opera bebek hastaneye geldiğinde toplu nöbeti devralmıştık. Bu bebeğin günlüğüne 20 bin lira alındığını duydum. Opera bebek stabildi. Sabah saat 06.30 gibi Tuğçe Toptemel’e bebek büyük olduğu için bakımına girmek istediğimi söyledim. Bebeğin bağlı olduğu cihaz ötmeye başladı. Bu durumu Doğukan Taşçı’ya bildirdi Tuğçe. Doğukan bizden bebeğin videosunu ve kan şekerini istedi. Ancak Tuğçe bebekten kan gazı almaya çalıştı. Kan gazı için ekipman yoktu. Bebeğe Doğukan CPR işlemi yapılmamasını söyledi ancak Tuğçe CPR yapmaya başladı ama sürdürmedi. Sabah nöbeti devralmaya gelen arkadaşlara bebeği teslim ettik" ifadelerini kullandı. "İhmali bir davranışta bulunduğumuzu düşünmüyorum" Savunmasına devam eden sanık, Ayşe Gizem Büyükköleş, "Ne Tuğçe Topdemir’in, ne de kendimin ihmali bir davranışta bulunduğumuzu düşünmüyorum. Biz elimizden gelen tüm müdahaleyi yaptık. Bu olay olana kadar Fırat Sarı’yı tanımıyordum. Gece hastanede doktor bulunmazdı. Nöbet listesinin olup olmadığını bilmiyordum. Mesleği öğrenmek için ilk kez çalışmaya başladığım yerde böyle bir şey yaşadığım için çok üzgünüm" diye konuştu. Mahkeme başkanı sanığa başkasının kaşesinin hemşireler tarafından kullanılıp kullanılmadığını sordu. Sanık Ayşe Gizem Büyükköleş “Bilmiyorum ama bu konuşuluyordu sürekli” şeklinde cevap verdi. Mahkeme başkanı bunun üzerine öfkelenerek “Kime sorsak hiçbir şeyden haberi yok. Hemşire ‘doktor biliyor’ diyor, doktor ‘başhekime sorun’ diyor. Ben anlamıyorum, bu hastaneleri nasıl böyle yönettiniz” dedi. Duruşmaya sanık savunmasının ardından 45 dakika ara verildi.
İstanbul Mahkeme başkanı öfkelendi: “Kime sorsak hiçbir şeyden haberi yok, ben anlamıyorum bu hastaneleri nasıl böyle yönettiniz” İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 8’nci gününde devam ediyor. Duruşmada mahkeme başkanı sanıklara yönelttiği sorulara net cevaplar alamamasına öfkelenerek, “Kime sorsak hiçbir şeyden haberi yok. Hemşire ‘doktor biliyor’ diyor, doktor ‘başhekime sorun’ diyor. Ben anlamıyorum, bu hastaneleri nasıl böyle yönettiniz” dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 8’nci gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar hazır bulundu. Duruşmada tutuksuz sanık hemşire Ayşe Gizem Büyükköleş savunma yaptı. İhmali davranışlarda bulunup Opera bebeğin ölümüne neden olduğu gerekçesiyle savunma yapan sanık Büyükköleş, "2023 yılında üniversiteden paramedik bölümünden mezun oldum. Birinci Hastanesi’nde stajyer olarak çalıştım. Opera bebek hastaneye geldiğinde toplu nöbeti devralmıştık. Bu bebeğin günlüğüne 20 bin lira alındığını duydum. Opera bebek stabildi. Sabah saat 06.30 gibi Tuğçe Toptemel’e bebek büyük olduğu için bakımına girmek istediğimi söyledim. Bebeğin bağlı olduğu cihaz ötmeye başladı. Bu durumu Doğukan Taşçı’ya bildirdi Tuğçe. Doğukan bizden bebeğin videosunu ve kan şekerini istedi. Ancak Tuğçe bebekten kan gazı almaya çalıştı. Kan gazı için ekipman yoktu. Bebeğe Doğukan CPR işlemi yapılmamasını söyledi ancak Tuğçe CPR yapmaya başladı ama sürdürmedi. Sabah nöbeti devralmaya gelen arkadaşlara bebeği teslim ettik" ifadelerini kullandı. "İhmali bir davranışta bulunduğumuzu düşünmüyorum" Savunmasına devam eden sanık, Ayşe Gizem Büyükköleş, "Ne Tuğçe Topdemir’in, ne de kendimin ihmali bir davranışta bulunduğumuzu düşünmüyorum. Biz elimizden gelen tüm müdahaleyi yaptık. Bu olay olana kadar Fırat Sarı’yı tanımıyordum. Gece hastanede doktor bulunmazdı. Nöbet listesinin olup olmadığını bilmiyordum. Mesleği öğrenmek için ilk kez çalışmaya başladığım yerde böyle bir şey yaşadığım için çok üzgünüm" diye konuştu. Mahkeme başkanı sanığa başkasının kaşesinin hemşireler tarafından kullanılıp kullanılmadığını sordu. Sanık Ayşe Gizem Büyükköleş “Bilmiyorum ama bu konuşuluyordu sürekli” şeklinde cevap verdi. Mahkeme başkanı bunun üzerine öfkelenerek “Kime sorsak hiçbir şeyden haberi yok. Hemşire ‘doktor biliyor’ diyor, doktor ‘başhekime sorun’ diyor. Ben anlamıyorum, bu hastaneleri nasıl böyle yönettiniz” dedi. Duruşmaya sanık savunmasının ardından 45 dakika ara verildi.