GÜNDEM - 08 Ekim 2024 Salı 12:41

Japon Büyükelçi Takahiko’dan Tabal Gastronomi Evi’ne övgü

A
A
A
Japon Büyükelçi Takahiko’dan Tabal Gastronomi Evi’ne övgü

’Bir Asırlık Dostluk; Türk-Japon İlişkisi’ konulu panele katılmak üzere Niğde’ye gelen Japonya Büyükelçisi Katsumata Takahiko, Niğde’nin tarihi ve doğal güzellikleri ile kente has yemeklerine hayran kaldı. Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir’in misafiri olarak Tabal Gastronomi Evi’nde Niğde yemeklerini tadan Takahiko, “Hayatımda en güzel Türk yemeğini burada yedim” dedi.


Japonya Büyükelçisi Katsumata Takahiko, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’nde düzenlenen ’Bir Asırlık Dostluk; Türk-Japon İlişkisi’ konulu konferansa konuşmacı olarak katılmak üzere Niğde’ye geldi. Büyükelçi Takahiko, Niğde ziyareti çerçevesinde Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir’i de makamında ziyaret etti. Büyükelçi olarak Niğde’ye ilk kez geldiğini belirten Takahiko, Niğde’yi hem şehircilik hem de tarihi ve doğal güzellikleri açısından beğendiğini vurguladı. Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir, ziyaretin ardından Japon Büyükelçi Katsumata Takahiko’yu, geçmişten günümüze Niğde yöresine has yemeklerin sunulduğu Tabal Gastronomi Evi’nde ağırladı. Davete Niğde Valisi Cahit Çelik ve Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Uslu da katıldı. Büyükelçi Takahiko, yemekten sonra yaptığı açıklamada, Niğde Belediyesi tarafından şehre kazandırılan Tabal Gastronomi Evine ve burada ikram edilen yemeklere hayran kaldığını belirtti. Tabal Gastronomi Evinin mimarisinin yanı sıra şefler tarafından hazırlanan yemeklerin kalitesine vurgu yapan Büyükelçi Takahiko, "Ben daha önce Ankara’da, İstanbul’da çok Türk yemekleri yedim. Ama burada şef hanımefendinin sayesinde hayatımda en güzel Türk yemeğini yemiş bulunuyorum. Çok teşekkür ederim" diye konuştu.


Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir de hem Niğde Belediyesini hem de Tabal Gastronomi Evini ziyaret ederek, Niğde ve Tabal Gastronomi Evi hakkında güzel düşüncelerini paylaşan Japon Büyükelçisi Katsumata Takahiko’ya teşekkür etti.



Japon Büyükelçi Takahiko’dan Tabal Gastronomi Evi’ne övgü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir AK Partili Kasapoğlu: “İzmir’in spor kulüpleri Türk sporunun marka değerini büyütüyor” Önceki Dönem Gençlik ve Spor Bakanı, AK Parti İzmir Milletvekili Dr. Mehmet Kasapoğlu, “İzmir’den yetişen gençlerin sadece futbolda değil atletizmden jimnastiğe, jimnastikten yüzmeye, judoya, tekvandoya ve her alanda spor kimliğinin inşasında çok büyük katkıları var. İzmir’in spor kulüpleri, yetiştirdiği sporcular sadece İzmir’in değil Türk sporumuzun da marka değerini büyütüyor” dedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Ticaret Odası iş birliğiyle düzenlenen İzmir Spor Zirvesi, bugün Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) başladı. İzmir Spor Zirvesi’nin açılış konuşmalarını, İzmir Ticaret Odası (İZTO) Başkanı Mahmut Özgener, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Önceki Dönem Gençlik ve Spor Bakanı, AK Parti İzmir Milletvekili Dr. Mehmet Kasapoğlu ve İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban gerçekleştirdi. Etkinlikte konuşan Dr. Kasapoğlu, “Bugün burada ay yıldızımızı, şanlı bayrağımızı dünyada dalgalandırma mücadelesi veren sporcularımız, olimpik sporcularımız var. İzmir sadece spor alanında değil her alanda marka bir şehir. İzmir’in özellikle kendisi ya da Ege için değil Türkiye içi önemli bir spor markası olduğunu hepimiz biliyoruz. İzmir’den yetişen gençlerin sadece futbolda değil atletizmden jimnastiğe, jimnastikten yüzmeye, judoya, tekvandoya ve her alanda spor kimliğinin inşasında çok büyük katkıları var. Ülkemizin bu anlamdaki sportif gelişimizde İzmirli sporcularının önemli etkileri var. İzmir’in spor kulüpleri, yetiştirdiği sporcular sadece İzmir’in değil Türk sporumuzun da marka değerini büyütüyor. Bugün hep birlikte Türkiye’nin spor geleceğine yön verme, İzmir’imizin spor yarınlarını güçlendirme noktasında bir araya geldik” cümlelerine yer verdi. “Spor bilimdir, sürekli iyileştirir” Spor denildiğinde akla ilk olarak; fiziksel aktivite, yarışma ve müsabakanın geldiğini ifade eden Dr. Kasapoğlu, şunları kaydetti: “Sadece bu tanımlama ile sporu değerlendirirsek eksik bir tanımlama yapmış oluruz. Spor aynı zamanda eğitimdir, geliştirir, gençlerimize ahlaki değerleri, centilmenliği, dayanışmayı, birlikteliği öğreten eğitim sürecidir. Spor bir yaşam biçimidir. Fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak bizleri daha güçlü kılan hayat tarzıdır. Spor bilimdir, yeni araştırma ve bulgularla sürekli iyileştirilir. Spor ekonomidir, izleyicisiyle sporcusuyla sponsorlarıyla doğrudan ya da dolaylı gelirleriyle teknolojisiyle medyasıyla finansmanıyla altyapısıyla sürekli büyür ve ülkeler için önemli rekabet unsurlarından birisi olur. Spor aynı zamanda diplomasidir, uluslararası güçlerde yumuşak güçtür. Zaman zaman krizleri açma açısından önemli bir güçtür. Dolayısıyla spor kültürüne sahip bir ülke saydığım tüm alanlarla çok güçlü olması gerekir.” “Üniversiteler çok önemli” Sporun sadece birkaç unsurla başarıyı getirmeyeceğinin altını çizen Dr. Mehmet Kasapoğlu, sadece finansal güçle, sponsorluklarla madalya ya da şampiyonluğun kazanılamayacağını söyledi. “Evvela hayat tarzınızı, yaşam biçim ve kültürünüzü spor odaklı düzenlemeniz gerekiyor” diyen Kasapoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Formülümüz sabit unsuru spor olmalı. Nüfusunuzun tamamı spora en yüksek derece erişim sağlamalı. Yetenekli insanları bilimsel metotlar ile keşfetmeniz lazım. Paydaşlar arasında üniversiteler çok önemli. İzmir’deki akademiyi de bu süreçlere daha güçlü şekilde katmalıyız. Çünkü birbirinden değerli üniversite ve akademisyenlerimiz var. Bu sporun gelişmesi açısından çok önemli. Gençleri önce keşfedeceksiniz sonra o gençleri güçlü altyapı, modern imkanlar ve güncel yöntemler ile küresel rekabete hazırlama noktasında beceriler geliştireceksiniz.” “Türkiye’nin 22 yıldaki spor devrimi apayrı bir çalışma konusu” “Profesyonel sporcunuzu ihtiyacı olan her alanda destekleyecek ve onu spordan soğutabilecek etkenlere karşı koruyucu gücünüz olmalı” açıklamasını yapan Kasapoğlu, “Tüm bu basamakları tırmandığımızda başarının yakalanmaması içten değil. Tesis bu işin başlangıcıdır, tesisiniz olacak ki insanlar gelip imkanları değerlendirecek, üstüne rasyonel bir sistem inşa edeceksiniz. Tesisleşme noktasında 90’larda İspanya’nın 2000’lerde Avusturalya’nın tesis hamlelerinden bahsedilmiştir. Onların bu tesisler ile sportif başarıyı yakaladıkları spor literatüründe konuşulur. Ama Türkiye’nin 22 yıldaki süreçteki spor devrimi de apayrı bir çalışma konusudur. Bu vesile ile İzmir ve Türkiye’de spor devriminin, tesisleşme hamlesinin var olduğunu vurgulamak istiyorum. Cumhurbaşkanımızın sporun içinden gelen ve sporu, sporcuyu seven vizyonu ve ilgisi bu anlamdaki devrimin en önemli kilometre taşlarıdır. Sporda tesisleşme başta olmak üzere yürüyüşümüz devam edecek” değerlendirmesinde bulundu. “İzmir’e olan hayallerimiz devam edecek” İzmir’in hem geçmişiyle hem de potansiyeliyle bir spor şehri olduğunu vurgulayan Kasapoğlu, “İzmir’e olan hayallerimiz hiçbir zaman hız kesmedi ve devam edecek. İzmir’e dünyanın en güzel statlarını inşa ettik, Göztepe ve Alsancak. Sadece statlar değil İzmir’in 30 ilçesine semt sahaları, salonlar, atletizm pistleri, voleyboluyla, havuzları yoluna devam ediyor. Her zaman elimizi taşın altına koyduk, bundan sonra da hep birlikte yürümeye kararlıyız” ifadelerine yer verdi. “Halkapınar’daki havuzu 3 ay içerisinde açacağız” Konuşmasında yüzme alanındaki tesislere de değinen Kasapoğlu, İzmir’de bu alanda 2 tesisin bulunduğuna dikkat çekti. Sözlerine devam eden Kasapoğlu, “Halkapınar’da olimpik, Türkiye’nin en modern havuzunu inşa ettik. 3 ay içinde de açacağız. Alsancak’ta biri yarı biri olimpik yüzme havuzu yüzde 30’lar seviyesinde. İzmir’de yüzmedeki başarımızı, heyecanımızı ve erişilebilirliği yok yükseklere taşıyacağız. Hükümet olarak ‘Yüzme bilmeyen kalmasın’ seferberliğine çok önem veriyoruz. İlçelerde ve illerdeki havuzlarımızla bu çalışmaya da İzmir’de farklı bir kulvarda devam edeceğiz. Olimpiyat hazırlık merkezlerinden sporcu hazırlık merkezlerine milli sporcu bursundan yetenek taramasına kadar her bir talebenin spor branşı öğrenmeden mezun olmamasına kadar birçok projemiz var oldu ve var olmaya devam edecek” dedi. Amatörlere destek Amatör Spor Kulüpleri Haftası’nı kutlayan Dr. Kasapoğlu, Türk sporunun bel kemiği olan amatörlerin her zaman yanında olduklarını söyledi. Sporcuyu yetiştirirken, sadece fiziksel gelişim ve taktiğin değil, aynı zamanda psikolojinin, sporcunun beslenmesinin ve motivasyonunun da takip edilmesi gerektiğini anlatan Kasapoğlu, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Artık elit sporcularda fiziksel rekabetin daraldığını görüyoruz. Üstünlük kurulacak alanlar daraldı. Salise ve milimetre ile kaybedildiğinde şahit oluyoruz. O nedenle bu kıran kırana rekabette sporcuları birbirine üstün kılan ya da geri düşüren unsurlarda fiziksel aktivite dışında başka unsurlar da var. Müsabaka önceki rahat bir uyku ya da takım arkadaşlarıyla gerçekleşen bir sohbetin performansı nasıl etkilediğini görüyoruz. Spor profesyoneller, psikologların ve iletişimcileri üstündeki sorumluluk en az sporcular kadar fazladır. Bir makine çarkları gibi uyumu ve ahengi sağlamakla yükümlüyüz. Tüm paydaşlar olarak o nedenle bugünkü gibi kenetlenip omuz omuza bu yola gönül vermemiz gerekiyor.”
Gaziantep Kalaycılık mesleğini ayakta tutmak için torununa öğretti Gaziantep’te kalaycılık mesleğinin son temsilcilerinden 75 yaşındaki Cahit Çalı, kaybolmaya yüz tutan mesleğini ayakta tutabilmek için torununa öğretti. Gaziantep’te bir zamanlar en gözde meslekler arasında yer alan kalaycılık, günümüzde bakır kullanımının azalması ve eleman yetişmemesi nedeniyle kaybolmaya yüz tuttu. Kentte bir dönem 300’lerde olan, daha sonra 150’ye kadar düşen kalay ustası sayısı günümüzde ise 4’e kadar düştü. Gaziantep’te mesleğin son temsilcilerinden olan 75 yaşındaki Cahit Çalı ise çırak bulamadıkları için mesleklerinin tarihe karışacak olmasından endişe ettiklerini ve mesleğini sadece torununa öğretebildiğini ifade etti. Mesleğini 62 yıldır sürdürüyor Çırak olarak 13 yaşında başladığı kalaycılık mesleğini 62 yıldır sürdüren Cahit Çalı, ilerlemiş yaşına rağmen 10 metrekarelik dükkanında, 120 dereceyi bulan sıcaklıkta torunu ile birlikte bakır mutfak eşyalarını gün boyu ayakta kalaylıyor. Eskiyen bakır eşyaları kalaylayıp yenileyen Çalı, çırak bulamamaları nedeniyle mesleği gelecek nesillere aktaramadıklarını söyledi. 120 dereceyi bulan sıcaklıkta kalay yapıyor Henüz 13 yaşında amcasının yanında kalaycı çırağı olarak işe başladığını anlatan Çalı, uzun yıllar çırak olarak çalıştığı amcasının yanından kendi iş yerini kurunca ayrıldığını ve yarım asrı aşkın süredir kendi işini yapmaya başladığını belirtti. Gaziantep’te 4 kalaycı ustasından biri olduğunu belirten Çalı, 120 yıllık aile mesleğini büyük bir aşk ve özveriyle devam ettirdiğini ifade etti. 62 yıldır mesleğini sürdürerek eskiyen bakır eşyaları kalaylayıp yenilediğini belirten Çalı, ilerlemiş yaşına rağmen gün boyu ateş başında 120 dereceyi bulan sıcaklıkta çalışarak geçimini sağlıyor. “Gün boyu ateşin karşısında ve ayakta çalışıyoruz” Kalaycılık mesleğini 62 yıldır aralıksız sürdürdüğünü söyleyen Çalı, “Ben bu mesleğe 13 yaşında başladım. Şu an 75 yaşındayım. 62 yıldır bu mesleğin içerisindeyim. Ben bu mesleği amcamdan öğrendim. Kalaycılık demek temizlik demektir. Bakır eşyaları kalaylayıp yeniliyorum. Kalaycılık başlı başına bir meslektir. Her mesleğin bir zorluğu olduğu gibi kalaycılık mesleğinin de zorlukları var. Ekmek yemenin bile bir zorluğu var. Kolay meslek yok. Gün boyu ateşin karşısında ve ayakta çalışıyoruz” dedi. “Sadece 4 usta kaldık, mesleğimi sadece torunuma öğretebildim” Gaziantep’te 300 kalaycı ustasından geriye 4 usta kaldığını belirten Çalı, kendilerinden sonra bu mesleği devam ettirecek kimsenin olmaması nedeniyle torununa öğrettiğini ifade etti. Çalı, “Bundan 40-50 yıl önce 300-400 kalaycı ustası vardı. Sadece Bakırcılar Çarşısı’nda 150 tane usta vardı. Gaziantep genelinde ise 300-400 usta vardı. Bu mesleği yapan kalmayınca meslek öldü. Yeni yetişen olmazsa meslek ölür. Şu an sadece 4 usta kaldık, diğer ustalarda benim gibi yaşlılar. Bende mesleğimi sadece torunuma öğretebildim. Benden sonra ise mesleğimi torunum devam ettirecek. Benim de yaşım geçti ama mesleğimi sevdiğim için halen çalışıyorum” diye konuştu.
Denizli Denizli Büyükşehir mastit hastalığıyla mücadele başlattı Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nun söz verdiği üreticilerin kalkınmasına destek olmak için çalışmalarını sürdürüyor. Büyükşehir Belediyesi, Kale ilçesi Gökçeören Mahallesinde büyükbaş hayvanlarda görülen mastit hastalığına karşı hayata geçirdiği aşılama projesinde 600 büyükbaş hayvanın ilk doz aşı uygulamasına başladı. Denizli Büyükşehir Belediyesi, büyükbaş hayvanlarda görülen mastit hastalığına karşı başlattığı aşılama projesinde Kale ilçesi Gökçeören Mahallesi’nde yer alan 600 büyükbaş hayvanın ilk doz aşı uygulamasına başladı. Denizli Büyükşehir Belediyesi, Kale ilçesi Gökçeören Mahallesi’ndeki büyükbaş hayvanlarda görülen mastit hastalığına karşı hayata geçirdiği “Mastit Hastalığı Enfeksiyonuna Karşı Koruma Amaçlı İnaktif Aşılama Projesi” kapsamında Kale ilçesi Gökçeören Mahallesi’nde toplam 600 büyükbaş hayvanın ilk doz aşılarına başladı. Görevli ziraat mühendisleri ve veterinerlerin yerinde gerçekleştirdiği aşılama uygulamasından besiciler büyük bir memnuniyet duyarken, ikinci doz aşının 2 hafta sonra gerçekleştirileceği ifade edildi. Besiciler memnun Besici Raşit Bütün yapılan aşı uygulamasından çok memnun kaldıklarını ifade ederek, bu desteğin verilmesinden dolayı büyük bir mutluluk duyduklarını kaydetti. Besici Süleyman Meydan, yapılan aşının çok iyi bir destek olduğunu ve aşının yapılmasını sağlayan Büyükşehir Belediyesine teşekkürlerini iletti. Besici Fatıma Hilal Eser ise, hayvanların sağlığı açısından yapılan çalışmayı güzel bulduğunu belirterek, kendilerine bu desteği sunan Denizli Büyükşehir Belediyesine sonsuz teşekkürlerini iletti. “Besicilerimizin her zaman yanındayız” Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Denizli’nin dört bir tarafında üreticilerin talep ve ihtiyaçları doğrultusunda gayret ettiklerini, Büyükşehir Belediyesi olarak çalışmalara aralıksız devam edeceklerini belirtti. Başkan Çavuşoğlu, “Üreticimizin derdine derman olmak için çalışıyoruz. 600 büyükbaş hayvanın ilk doz aşıları yapıldı. Üretime katkımız olsun, insanlarımız mutlu olsun istiyoruz. Üreticimize destek olmaya devam edeceğiz. Besicilerimizin her zaman yanındayız” dedi.