KÜLTÜR SANAT - 02 Ekim 2024 Çarşamba 11:12

Dünyanın en büyük peribacasına ziyaretçi akını

A
A
A

Kapadokya bölgesinin en uç noktasında bulunan ve dünyanın en büyük peribacası olarak da nitelendirilen Uçhisar Kalesi’ni bu yılın ilk 9 ayında 211 bin yerli ve yabancı turist ziyaret etti.

UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Kapadokya bölgesinin önemli destinasyonları arasında yer alan Uçhisar Kalesi, bölgeye gelen turistlerin en çok ziyaret ettiği mekanların başında geliyor. Roma döneminde tüf kayanın oyulmasıyla yapılan, 179 metre yüksekliğindeki dev peribacası görünümündeki kale, bölgeyi yüksekten izlemek isteyen turistlerin yoğun ilgisine uğruyor.

Dünyanın en büyük peribacasına ziyaretçi akını

Kapadokya bölgesine daha önce de geldiğini söyleyen Huriye Ölge, "Bu gelişimde de Şanlıurfa’dan misafirlerim ile geldim. Uçhisar Kalesi başta olmak üzere bu bölge, beni eskilere götürdü. Böyle bir yerde yaşamak istedim” derken Fethiye Yetimoğlu ise, "Kapadokya bölgesine ilk defa geliyorum. Gördüğüm kadarıyla şahane bir yer. İleride tekrar gelmek isterim, geleceklere de tavsiye ederim” ifadelerini kullandı. Kapadokya’nın kuş bakışı izlendiği en yüksek nokta konumunda olan Uçhisar Kalesi’ne çıkıldığında, Uçhisar başta olmak üzere, Göreme, Avanos, Güvercinlik Vadisi, Cevizli Bağ vadisi, Uzundere Vadisi, Kızılçukur vadisi, Aşk Vadisi gibi birçok vadi görülebiliyor. Bu yılın ilk 9 ayında 211 bin ziyaretçi ağırlayan Uçhisar Kalesi geçtiğimiz yılda toplam 288 bin ziyaretçi ağırladı.

Dünyanın en büyük peribacasına ziyaretçi akını

Asım Çapacı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Alanya’da camilere turistlerin yoğun ilgisi Her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlayan Antalya’nın Alanya ilçesinde ziyaretçiler, tarihi ile turistik mekanlara olduğu kadar camilere de yoğun ilgi gösteriyor. Her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlayan Alanya, tarihi ve turistik mekanlarının yanı sıra camileri de yoğun ilgi gören bir destinasyon haline geldi. Tatilciler, eğlencelerine ayırdıkları zamanın dışında turistik mekanları ve tarihi yapıları gezmeyi tercih ediyor. Özellikle Alanya Kalesi’nde bulunan Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat tarafından 1231’de yaptırılan tarihi Süleymaniye Camii, ilçe merkezindeki Yeni Camii ve Kuyularönü Camii, turistler tarafından yoğun ilgi görüyor. Bu camiler, her gün ortalama 500-600 yerli ve yabancı ziyaretçi ağırlıyor. Cami imamları ve rehberler aracılığıyla İslam dini ve Müslümanların ibadetleri hakkında bilgi alan ziyaretçiler, bolca hatıra fotoğrafı çektiriyor. “Camilere turistler tarafından yoğun bir ilgi var” Kütahya’dan ailesiyle birlikte Alanya’ya gelerek cami ziyaretinde bulunan Serkan Akıncı, “Alanya’ya ilk defa geliyoruz. Kenti çok beğendik. Özellikle Alanya Kalesi çok güzel ve teleferiğe binerek ilk kez bir tecrübe edindik. Selçuklular zamanında yapılmış ve ecdadımızdan kalan bu camiyi görmek de nasip oldu. Tarihe tanıklık etmek çok güzel bir şey bizim için. Biz çok beğendik, her şey çok güzel. Tarihi camilere turistler tarafından yoğun bir ilgi var. Çünkü görsel acıdan çok iyi, insanın bir daha dönüp bakası geliyor. İnşallah tekrar buralara gelip görmek nasip olur” dedi.
İzmir Erkekler, cinsel sağlık sorunlarına çözüm arayamıyor Toplumda erkekler, cinsel sorunlarına çözüm aramaktan çekindiği için pek çok sağlık sorununun tedavisinde geç kalıyor. Medicana Sağlık Grubu Üroloji Bölümü’nden Op. Dr. Hüseyin Serhat Kerman, “Toplumda erkek sağlığı ile ilgili konular tabu olarak kabul edilip konuşulmadığı için erkekler cinsel sağlık sorunlarına çözüm arayamıyor, ayrıca kanser başta olmak üzere pek çok tarama programı konusunda yeteri kadar bilinçli değil” dedi. Erkek cinsel sağlığının göz ardı edilmemesi gereken toplumsal bir konu olduğunu belirten, Medicana Çeşme Üroloji Uzmanı Op. Dr. Hüseyin Serhat Kerman, erkeklerin ’ayıplanma ve alay konusu olma’ gibi nedenler yüzünden cinsel sorunlarına çözüm arayamadıklarını söyledi. Kerman, "Örneğin kadınlarda meme protezi normal karşılanırken, erkeklerde eksiklik giderici penis ve testis protezleri kabullenilmiyor, ayıp sayılıyor" dedi. Erkeklerin cinsel konularda yaşadığı çaresizliğe dikkat çeken Kerman, kısırlıktan iktidarsızlığa kadar yaşadıkları sorunlarda ya da belirli yaşlarda yaptırmaları gereken tarama testleri konusunda erkeklerin kadınlar gibi rahat olamadıklarını ifade etti. Kerman, "Çiftler çocuk sahibi olamadığında jinekoloğa gidiyor, erkek faktörünün araştırmasını da jinekolog yapıyor" diyerek şu değerlendirmelerde bulundu: "Ataerkil bir toplum olarak kabul edilen ülkemizde, erkekler cinsel sağlık sorunlarını dile getirme konusunda kadınlara göre bir hayli geride kalmaktalar. Nedense erkeklerin cinsel sağlığı ile ilgili hastalık ve bozuklukları göz ardı ediliyor. Ayrıca toplum bu yarayı, ayıplama, kabullenmeme gibi dürtülerle körüklüyor. Toplumumuzda, erkek hastalıkları ve cinsel eksiklikler espri konusu yapılarak, erkek kendi kendinin doktoru oluyor, bu da hastalıkların ilerlemesine ve bilinçsiz ilaç kullanımına yol açıyor. Örneğin ikisi de silikondan imal edilen, kadınlarda sadece görsel amaçlı kullanılan meme protezleri normal karşılanırken, erkeklerde eksiklik giderici penis ve testis protezleri toplum tarafından ayıplanıyor. Başka bir açıdan, çiftlerin çocuk sahibi olamama durumu kadın kadar erkek ile de alakalı olabileceği halde, genelde erkek faktörü bir kenara atılıp, kadın muayene ettiriliyor. Kadının bir sorunu olmasa da erkek faktörünün araştırılması, jinekoloji uzmanları tarafından yapılmakta, çoğu zaman temelde erkeğe ait olabilecek önemli hastalıklar araştırılmadan, kısırlık tedavisine başlanıyor." Erkekler kanser konusunda da bilinçli değil Öte yandan özellikle kanserin erken tanısında tarama testlerinin önemli olduğunu ancak bu konuda uygulamaların kadından yana olduğunu kaydeden Opr. Dr. Kerman, "Kadınlarda yıllık kanser tarama testleri ciddi protokollerle yapılırken, erkekler göz ardı ediliyor. Çoğu erkeğin 40 yaşından sonra prostat kanseri riski olduğundan ve bunun ilerleyen yıllarda yüksek oranlara ulaştığından haberi yok. Sonuç olarak toplum sağlığı açısından, Türkiye’de erkeklere, kendilerini bekleyen bilinmeyen ve kabullenilmeyen hastalıkları konusunda ciddi şekilde devlet ve medya destekli eğitim ve programlar uygulanmalıdır” diye konuştu.