KÜLTÜR SANAT - 18 Ağustos 2023 Cuma 11:02

Zaferin İzinde Malazgirt belgeselinin galası yapıldı

A
A
A
Zaferin İzinde Malazgirt belgeselinin galası yapıldı

Muş Alparslan Üniversitesi tarafından hazırlanan ’Zaferin İzinde Malazgirt’ belgeselinin galası yapıldı.


"Malazgirt Savaş Alanının Tespiti, Tarihi ve Arkeolojik Yüzey Araştırması Projesi" çerçevesinde çekilen belgeselin gala programı, Malazgirt Gençlik ve Spor Müdürlüğüne Bağlı GSM Kız Öğrenci Yurdu Konferans Salonunda saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.


Kültür ve Turizm Bakanlığının destekleriyle 2020 yılında 12 üniversiteden 40’ı aşkın bilim insanının katılımıyla başlatılan ‘Malazgirt Savaşı’nın Tespit Çalışmaları’ proje çerçevesinde yönetmenliğini Coşkun Aral ve Murat Toy’un üstlendiği ‘Zaferin İzinde Malazgirt’ belgesel filmi çekildi. Malazgirt Zaferi’nin izini süren belgeselde tüm arkeolojik çalışmalara yer verildi.


Muş Alparslan Üniversitesi (MAUN) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alican, “Bu proje benim için çok önemliydi. Bizler yaklaşık 4 yıldır burada kazı çalışmaları yapıyoruz. Malazgirt benim için çok önemli bir yer. Benim ilk kitabım ismi bile Malazgirt’i. Aklımızda hep bir belgesel çekme fikri vardı. Sağ olsunlar bize Türkiye’nin en iyi gazetecilerinden biri olan Coşkun Aral hocamız yardımcı oldu. Çok güzel bir çalışma oldu. Ben de emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.


Belgeselin yönetmeni Coşkun Aral, "Malazgirt gibi tarihi bir ilçede belgesel çekmek benim içinde bir onurdu. Ben, yönetmenimiz Murat Toy ve ekibim burada çok güzel bir çalışma yaptık. Burada olamayan ekibime çok teşekkür ediyorum. Bu çalışmalar sürecinde Rektörümüz ve gerek proje ekibi gerekse de Kaymakamımız ve belediye başkanımız da bize çok yardımcı oldular. Ekibim adına bu belgeselin yapımına destek veren herkese çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.


Malazgirt Kaymakamı Göksu Bayram, “Malazgirt bin yıllık tarihimizde hakikaten çok önemli çok değerli çok kıymetli bir yere sahip. Bin yıllık serüvenimizde silinemez, ötelenemez, ertelenemez çok önemli bir değere sahip. Açıkçası vücut mekanımız, varoluş mekanımız varlık mekanımız diyebileceğimiz mekanlardan bir tanesi. Malazgirt nasıl batıda Çanakkale varsa doğuda da biz aynı bu varoluş mekanını Malazgirt’te bu topraklarda bu ovalarda görmekteyiz temaşa etmekteyiz” ifadelerini kullandı.


Belgeselin gala gecesinde konuşan, Malazgirt Savaşı tespit çalışmalarına danışmanlık yapan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Adnan Çevik, 2020 yılında 12 üniversiteden 40’tan fazla akademisyenle çalışmalara başladıklarını söyledi. Çevik, “Bu toprakları yurt edinme sürecini başlatan Türkiye çatısı altında Türk’üyle Kürt’üyle, Arap’ıyla, Fars’ıyla, Çerkez’iyle bir millet olma sürecinin başlatıcısı, bu büyük tarihi hadisenin tespitine ilişkin bir proje başlatmıştık. 4 yıldır sizlerin misafiri oluyoruz. 2020 yılında başladığımız, ummadığımız bir yoğunlukla tespitler yapmaya başladık. Savaş alanı arkeolojisi çerçevesinde ilk kez böyle bir çalışma bu büyük zafer için yapılıyor. Malazgirt savaşı Malazgirt’te oldu. Biz sadece bunun delillerini arıyoruz. Yazılı kaynaklar bize savaşın 12 kilometrelik platoda olduğunu dünya alem biliyor. Biz şimdi bunun delillerini bilimsel anlamda delillerini ortaya koymaya çalışıyoruz. Bunu yaparak Malazgirt’i Çanakkale yapmak istiyoruz. Bu topraklardaki varlığımızın iki büyük mekanı var. Biri Çanakkale, imanın direnişin serden ve yardan geçmenin adı. Diğeri de bütün bu hikayenin başladığı Malazgirt. İşte biz bu hikayenin Anadolu’nun Türkiye olması sürecinin başladığı bu mübarek toprakları Sultan Alparslan ve ordusunun kılıçlarının şakırdılarının, at kişnemelerinin yankılandığı mekanı ete kemiğe büründürmek, görünür kılmak istiyoruz” diye konuştu.


Belgeselin gala gecesine Malazgirt Kaymakamı Göksu Bayram, Bulanık Kaymakamı Oğuzhan Ocak, Malazgirt Belediye Başkanı Cengiz Altın, projenin akademik danışmanlığını üstlenen Muğla Sıtkı Kocaman Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Adnan Çevik, projenin ortaklarından olan Muş Alparslan Üniversitesi (MAUN) Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alican ve çok sayıda vatandaş katıldı.



Zaferin İzinde Malazgirt belgeselinin galası yapıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Çobanların en güvendiği dostları: Çoban köpekleri Erzincan’ın Başpınar köyünde çobanlık yapan Celal Gül, çoban köpeklerinin hayvanlarını koruma ve güvenliğini sağlama konusundaki önemini vurguladı. Çoban köpeklerinin zorlu arazilerde gösterdiği başarıları ve köpeklerin koyun sürüleri için ne kadar önemli olduğuna dikkat çekti. Başpınar köyünde çobanlık yapan Celal Gül (37) isimli üretici, yıllardır sürülerini koruyan çoban köpeklerinin kendileri için vazgeçilmez birer dost ve güvenlik aracı olduğunu kaydetti. Gül, "Köpeklerimiz hayvanlarımızın can güvenliğini sağlıyor. Onlar olmazsa, sürülerimizi kurtlara karşı korumamız imkânsız" diyerek köpeklerinin, zorlu arazi şartlarında bile sürülerini nasıl başarıyla koruduklarına dikkat çekti. "Köpeklerimiz olmadan hayvanlarımızı kurtlara karşı koruyamayız" Çobanlık yapan Celal Gül, 25 yılı aşkın bir süredir sürülerinin güvenliğini çoban köpeklerine emanet ettiğini belirtti. Gül, köpeklerin sürülerini korumadaki rolüne şu sözlerle değindi: “Eğer köpeklerimiz olmasaydı, hayvanlarımızın yarısı kurtların avı olurdu. Yaylada ve merada en büyük güvencemiz köpeklerimiz. Onlar bize her türlü tehlikeye karşı koruma sağlıyor.” Çoban köpeklerinin sadece sürüleri korumakla kalmadığını, aynı zamanda çobanların da dinlenebilmesi için bir güvenlik sağladığını belirten Gül, "Yaylada çok yoruluyoruz ve köpeklerimize güvenerek biraz dinlenebiliyoruz. Onlar olmasa, koyunları koruyabilmemiz mümkün olmaz" dedi. Çoban köpekleri ve kangal köpekleri arasındaki fark Celal Gül, çoban köpeklerinin kangal köpeklerinden daha üstün olduğunu belirterek, "Kangal köpekleri büyük ve güçlü olsa da, taşlık arazilerde kurdun peşinden koşamayabilirler. Çoban köpeklerimiz ise zorlu arazilerde çok hızlıdır ve bu yüzden sürüyü korumada çok etkilidirler" şeklinde konuştu. Zorlu arazilerde tehlike Çoban köpekleri, sadece koyunları korumakla kalmıyor, aynı zamanda kurtlarla mücadele sırasında hayati risklerle de karşılaşıyor. Gül, köpeklerinin boğazlarına kurt tüylerinin kaçtığını ve bu yüzden hastalanabildiklerini söyledi. Celal Gül, köpeklerin sürülerinin güvenliğini sağlamak ve çobanlık yapmak için en önemli yardımcıları olduğunu belirterek, "Köpeksiz çoban, çobansız da köpek olmaz. Köpeklerimiz bizim gözümüz, kulağımız ve en önemli güvenliğimizdir" diyerek çoban köpeklerinin hayvanlar için ne kadar kritik bir rol oynadığını vurguladı. 12 yaşındaki Berat Topal ise, ara tatilde babasına yardım etmek amacıyla köpeğiyle birlikte koyunları otlatmaya geldiklerini söyledi. "Köpeğim benim için çok önemli. Onu ben büyüttüm, hastalandığında iyileştirdim. Köpeğimiz olmazsa koyunlarımız büyük tehlike altında kalır" diyen Berat Topal, köpeğiyle olan özel bağını da vurguladı. Başpınar köyünde hayvancılıkla uğraşan çobanlar, sürülerini korumanın zorluklarıyla başa çıkarken, en büyük destekçileri olarak gördükleri çoban köpeklerine olan minnettarlıklarını her fırsatta belirtiyorlar.