SPOR - 02 Mayıs 2024 Perşembe 20:00

TFF 3. Lig: 1984 Muşspor: 4 - Bursa Yıldırımspor: 0

A
A
A
TFF 3. Lig: 1984 Muşspor: 4 - Bursa Yıldırımspor: 0

TFF 3. Lig Play-off 1. Tur mücadelesinde 1984 Muşspor, sahasında karşılaştığı Bursa Yıldırımspor’u 4-0 mağlup ederek adını bir üst tura yazdırdı.



Hakemler: Oğuzhan Uğurlu, Seyfettin Ünal, Samet Özkul


1984 Muş Spor: Salih Zafer Kurşunlu, Efe Karaoğlu, Atalay Gürel, Mahsun Çapkan (Canberk Dilaver dk. 87), İlker Avşar (Ozan Papaker dk. 71), Ahmet Abdullah Çakmak (Mehmet Aslanboğa dk. 87), Furkan Gedik (Mervan Yusuf Yiğit dk. 71), Osman Kocaağa (Taha Tunç dk. 45+1), İlker Günay, Kadir Yazıcı, Yusuf Yıldırım


Bursa Yıldırımspor: Mertcan Babat, Y. Çakır, Çağlar Özel (Furkan Özdemir dk. 75), Doğanay Kılıç, Gökhan Erdöl, Erdal Kaya (Hakan Demirci dk. 46), M. Bağlı, Rüştü Hanlı, Emirhan Kayalar, M. Çat (Burak Osman Gençal dk. 55), U. Burak Kunduzcu (Mehmet Can Güngör dk. 84)


Goller: Furkan Gedik (dk. 20), Ozan Papaker (dk. 80), Mahsun Çapkan (dk. 84), Mervan Yusuf Yiğit (dk. 89) (1984 Muşspor)


Sarı Kartlar: İlker Günay (1984 Muşspor), Erdal Kaya, Mehmet Bağlı (Bursa Yıldırımspor)



TFF 3. Lig: 1984 Muşspor: 4 - Bursa Yıldırımspor: 0

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Mahkeme başkanı öfkelendi: “Kime sorsak hiçbir şeyden haberi yok, ben anlamıyorum bu hastaneleri nasıl böyle yönettiniz” İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 8’nci gününde devam ediyor. Duruşmada mahkeme başkanı sanıklara yönelttiği sorulara net cevaplar alamamasına öfkelenerek, “Kime sorsak hiçbir şeyden haberi yok. Hemşire ‘doktor biliyor’ diyor, doktor ‘başhekime sorun’ diyor. Ben anlamıyorum, bu hastaneleri nasıl böyle yönettiniz” dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 8’nci gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar hazır bulundu. Duruşmada tutuksuz sanık hemşire Ayşe Gizem Büyükköleş savunma yaptı. İhmali davranışlarda bulunup Opera bebeğin ölümüne neden olduğu gerekçesiyle savunma yapan sanık Büyükköleş, "2023 yılında üniversiteden paramedik bölümünden mezun oldum. Birinci Hastanesi’nde stajyer olarak çalıştım. Opera bebek hastaneye geldiğinde toplu nöbeti devralmıştık. Bu bebeğin günlüğüne 20 bin lira alındığını duydum. Opera bebek stabildi. Sabah saat 06.30 gibi Tuğçe Toptemel’e bebek büyük olduğu için bakımına girmek istediğimi söyledim. Bebeğin bağlı olduğu cihaz ötmeye başladı. Bu durumu Doğukan Taşçı’ya bildirdi Tuğçe. Doğukan bizden bebeğin videosunu ve kan şekerini istedi. Ancak Tuğçe bebekten kan gazı almaya çalıştı. Kan gazı için ekipman yoktu. Bebeğe Doğukan CPR işlemi yapılmamasını söyledi ancak Tuğçe CPR yapmaya başladı ama sürdürmedi. Sabah nöbeti devralmaya gelen arkadaşlara bebeği teslim ettik" ifadelerini kullandı. "İhmali bir davranışta bulunduğumuzu düşünmüyorum" Savunmasına devam eden sanık, Ayşe Gizem Büyükköleş, "Ne Tuğçe Topdemir’in, ne de kendimin ihmali bir davranışta bulunduğumuzu düşünmüyorum. Biz elimizden gelen tüm müdahaleyi yaptık. Bu olay olana kadar Fırat Sarı’yı tanımıyordum. Gece hastanede doktor bulunmazdı. Nöbet listesinin olup olmadığını bilmiyordum. Mesleği öğrenmek için ilk kez çalışmaya başladığım yerde böyle bir şey yaşadığım için çok üzgünüm" diye konuştu. Mahkeme başkanı sanığa başkasının kaşesinin hemşireler tarafından kullanılıp kullanılmadığını sordu. Sanık Ayşe Gizem Büyükköleş “Bilmiyorum ama bu konuşuluyordu sürekli” şeklinde cevap verdi. Mahkeme başkanı bunun üzerine öfkelenerek “Kime sorsak hiçbir şeyden haberi yok. Hemşire ‘doktor biliyor’ diyor, doktor ‘başhekime sorun’ diyor. Ben anlamıyorum, bu hastaneleri nasıl böyle yönettiniz” dedi. Duruşmaya sanık savunmasının ardından 45 dakika ara verildi.
Bursa Osmangazi Belediyesi öğrencileri yalnız bırakmadı Eğitim alanında örnek çalışmalara imza atan Osmangazi Belediyesi, hayata geçirdiği ‘LGS Hazırlık Kursu’ ile öğrencileri sınava hazırlık sürecinde yalnız bırakmadı. Osmangazi Belediyesi, ortaokul öğrencilerinin hayallerindeki liseye gitmelerine katkıda bulunmak adına ücretsiz LGS (Lise Giriş Sınavı) Hazırlık Kursu başlattı. Mehmet Akif Ersoy Sosyal Gelişim Merkezi ile Emek Yetenek Evi’nde gerçekleşen kurslara katılan öğrencilere, uzman eğitmenler eşliğinde ders ve konu anlatımları, etütler, aylık deneme sınavları gibi destekler sağlanıyor. Gençler, sınavda sorumlu oldukları ders ve konularla ilgili derslere giriyor. Öğrenciler için önemli bir dönüm noktası olan LGS, ortaokuldan liseye geçiş sürecinde kritik bir rol oynuyor. Bu sınav, öğrencilerin akademik yeteneklerini ve bilgi seviyelerini değerlendirmekte ve gelecekteki eğitim yolculuklarını şekillendirmekte önemli bir basamak. Bu nedenle, sınav öncesinde sağlanacak kaliteli bir hazırlık süreci, öğrencilerin başarı şansını önemli ölçüde artırabiliyor. Osmangazi Belediyesi, bu bilinçle hareket ederek öğrencilere kapsamlı bir destek sunmayı ve onların sınav hazırlıklarını en iyi şekilde yapmalarını sağlamayı amaçlıyor. “Gençler bizim geleceğimiz” Gençlerin akademik başarılarına katkıda bulunmak ve onları sınavlara en iyi şekilde hazırlamak amacıyla bu kursları düzenlediklerini söyleyen Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, “Öğrencilerimizin eğitim yolculuklarında onlara ve ailelerine bir nebze olsun destek olabilmek adına LGS hazırlık kursumuzu başlattık. Çünkü, gençler bizim geleceğimiz. 15 kişilik sınıflarımızda eğitim gören öğrencilerimiz, akıllı tahta ve akıllı defter sistemiyle eğitimlerini sürdürüyor. Aynı zamanda ödevlendirme, ödev takibi, aylık deneme sınavları ve öğrenci koçluğu hizmetlerinden faydalanıyor. Şimdiden bütün öğrencilerimize başarılar diliyorum. Yolları hep açık ve aydınlık olsun” ifadelerini kullandı.
Antalya Kepez’den Düden Çayı’na dolgu operasyonu Kepez Belediyesi ve ASAT işbirliğiyle Düden Çayı’nın Cırnık Köprüsü mevkiinde bulunan havzaya yapılan ve suyun doğal akışını engelleyen dolgu kaldırıldı. 32 personel, 10 kamyon ve 5 ekskavatörle yapılan çalışma ile köprü ağzındaki hafriyat kaldırılarak, oluşabilecek bir su taşkını önlenmiş oldu. Kepez Belediyesi, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD), geçtiğimiz hafta Antalya için verdiği sarı kodlu uyarının öncesinde su taşkınlarının önlenmesine yönelik çalışma yaptı. İlçenin doğu bölümündeki yağmur sularının tahliyesinde önemli bir görevi olan Düden Çayı’nın, Serik Caddesi’nde bulunan Cırnık Köprüsü bölümünde bir işletmenin, Düden Çayı yatağının kenarını hafriyatla doldurduğu tespit edildi. İlgili mevzuatlara aykırı yapılan ve köprünün bir gözünün kapanmasına neden olan dolgu çalışması ile ilgili Kepez Belediyesi yasal süreç başlattı. Düden Çayı’nda ‘Sarı Kod’ çalışması Antalya Valiliği, AFAD’ın sarı kod uyarısından dolayı Düden Çayı’nın kenarına yapılan dolgunun ve işgallerin ivedilikle kaldırılmasını istedi. Kepez Belediyesi bu yazı üzerine suyun doğal akışını engelleyen dolgunun kaldırılmasına yönelik çalışmayı, sarı kod uyarısının verildiği günün akşamı gerçekleştirdi. Kepez Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ve Antalya Büyükşehir Belediyesi ASAT Genel Müdürlüğü iş birliğinde Düden Çay’ının kenarına doldurulan hafriyat kaldırıldı. 32 personel, 10 kamyon ve 5 ekskavatörle yapılan çalışma, sabah saatlerine kadar sürdü. Operasyonla, Düden Çayı’nın havzasına dolgu amaçlı doldurulan toprak temizlenirken oluşabilecek bir su taşkını da önlenmiş oldu. “Muhtemel bir taşkını önledik” Dere yatağına yapılan dolgunun kaldırılması çalışmasını koordine eden Fen İşleri Müdürü Musa Gül, açıklamasında şunları kaydetti: “Düden Çayı’nın Cırnık Köprüsü bölümündeki havzasına dolgu yapıldığını tespit etmiş ve bu işgalin kaldırılmasına yönelik süreci de başlatmıştık. Ancak Antalya Valiliğimiz, AFAD’ın sarı kod uyarısından dolayı dere yatağındaki işgallerin ivedilikle kaldırılmasını istedi. Bu nedenle ASAT Genel Müdürlüğümüzün desteğiyle sabah saatlerine kadar çalışarak, Düden Çayı’nın kenarındaki hafriyatı kaldırdık. Bu çalışma suyun doğal akışının önündeki engeli kaldırarak, bölgede yaşanabilecek oluşabilecek bir su taşkınını önlemiş olduk.”
Kayseri Antibiyotik zehir olmasın Acıbadem Kayseri Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Ersoy, gereksiz ve yanlış antibiyotik kullanımıyla ilgili uyarılarda bulunarak, “Antimikrobiyal direnç basit hastalıkların bile tedavisini zorlaştırıyor. Böyle giderse 2050 yılında 10 milyondan fazla insan bu sebeple hayatını kaybedebilir” dedi. Bilinçsiz antibiyotik kullanımı sonucunda antimikrobiyal direnç sorunuyla karşı karşıya kalındığına dikkat çeken Acıbadem Kayseri Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Ersoy, “Öncelikle antimikrobiyal nedir dersek bakteriler için, virüsler için, parazitler için, mantarlar için kullandığımız ilaçlara biz antimikrobiyaller ve bunlara karşı oluşan dirence antimirobiyal direnç diyoruz” dedi. Bu durumun ciddi bir sorun olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ersoy, “Niye önemli bir sorun dersek de antimikrobiyallerle karşılaştıkça vücudumuzdaki mikroorganizmaların direnç geliştirme ihtimali artıyor. Ayrıca biliyoruz ki günümüzde mesela Avrupa’da yılda 35 binden fazla insan sadece dirençli mikroorganizmaların oluşturduğu enfeksiyonlarla hayatlarını kaybediyorlar. Yine Dünya Sağlık Örgütü’nün küresel sağlık tehditleri arasında ilk 10’daki konulardan biri de antimikrobiyel direnç. Maalesef hiçbir önlem alınmazsa 2050 yılında dünyada yılda 10 milyondan fazla insanın sadece antimikrobiyellere dirençli mikroorganizmalarla gelişen enfeksiyonlarla hayatını kaybedeceği tahmin ediliyor” diye konuştu. “Antibiyotik viral enfeksiyonu tedavi etmez” Prof. Dr. Ersoy, antimikrobiyal direnç sonucunda basit bir ameliyatta bile tedavinin çok güç hale gelebileceğini vurgulayarak, “Örneğin şu an kış mevsimindeyiz, üst solunum yolu enfeksiyonları görülüyor. Bunların çok önemli bir kısmı viral olduğu için tedavisinde antibiyotiğe ihtiyaç yoktur. Bireysel olarak üstümüze düşen önemli görevlerden biri gerekmedikçe antibiyotik kullanmamak ve her üst solunum yolu enfeksiyonunda hekimimizden talep etmemek gerekir” dedi. “Hekim reçete etmedikçe kullanmayın” Antibiyotiği hekimin reçete ettiği hallerde doğru dozda ve doğru sürede kullanmak gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Ersoy, “Antibiyotik direncini ancak enfeksiyon gelişir ve bununla ilgili bir test yapılırsa anlarız. Ancak vücudumuzda çoğunlukla antimikrobiyal dirençli bir enfeksiyon gelişmişse bildiğimiz, sık kullandığımız antibiyotikler tedaviye yanıt veremez. Aslında insan hayatının uzamasına da katkısı olan antimikrobiyallerin kullanımı böylece etkisiz hale gelmiş olabilir. Hekim reçete etmedikçe bu ilaçları kullanmayın. Eğer gelişigüzel, gereksiz kullanırsak o zaman direnç, her mikroorganizmada artarak devam edeceği için bundan sonraki dönemlerde hastalar basit bir ameliyatta bile hayatını kaybedebilecek noktaya gelebilir” diyerek, bu durumun küresel bir tehdit olarak insanların karşısına çıkacağı ve antibiyotiklerin tüm faydalı etkilerini kaybedilebileceği konusunda uyarıda bulundu. “Aşılama ve hijyen çok önemli” Yapılması gereken en önemli şeylerden birinin de enfeksiyonları önlemek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ersoy, ne kadar az enfekte olunursa o kadar az antibiyotiğe ihtiyaç olacağını dile getirdi. Bu noktada risk gruplarının ve toplumdaki tüm bireylerin aşılanmasının önemine değinen Prof. Dr. Ersoy, el hijyeni, gıda hijyeni, gerekirse öksürük etiketleme denilen maske kullanımının enfeksiyonlardan korunmakta çok gerekli olduğunun altını çizdi. Tek sağlık kavramından da bahseden Prof. Dr Ersoy, “Tek sağlık aslında insanlarda, hayvanlarda ve bitkilerde de antimikrobiyallerin doğru kullanımını ifade eder. Sadece hekimlerin değil, aslında veterinerliğin ve diğer alanlardaki antimikrobiyallerin de gereksiz kullanımından kaçınılması gerekir” dedi.