ÇEVRE - 11 Haziran 2024 Salı 12:23

Öğrenciler kendi tarlalarında ilk fideleri toprakla buluşturdu

A
A
A
Öğrenciler kendi tarlalarında ilk fideleri toprakla buluşturdu

Muş Rekabet Kurumu Mesleki Anadolu Lisesi öğretmen ve öğrencileri, kendi çabalarıyla tarıma kazandırdıkları atıl durumdaki arazide sebze fidelerini toprakla buluşturdu.


Muş Rekabet Kurumu Mesleki Anadolu Lisesine ait uzun yıllardır atıl durumda olan arazi, öğretmen ve öğrencilerin faaliyetleri ve özverili çalışmaları sayesinde tarıma kazandırıldı. Yaklaşık üç yıl önce tarıma kazandırılan bu arazi, sebze yetiştiriciliği ile öğrencilere tarım deneyimi kazandırıyor.


Öğretmen ve öğrencilerin kendi çabaları ile tarıma kazandırdıkları okul arazisindeki alana ektikleri sebzelerin bakımını ise yaz aylarında görevliler üstleniyor.


Okul Müdürü Abbas Ataman, gazetecilere yaptığı açıklamada, okula ait 2 dönümlük atıl durumdaki arazinin tarıma kazandırılmasından dolayı mutlu olduklarını ifade etti. Atman, atıl durumunda alanda öğretmen ve öğrenciler tarafından ekimi yapılan ürünlerin öğrencilere ve ihtiyaç sahibi ailelere dağıtılacağını söyleyerek, “Boş bulunan bir alanı tarım alanına çevirdik. Burayı damla sulama sistemine göre dizayn ettik. Özellikle yaz ve sonbahar döneminde buradaki çalışmalarımız, okul personeliyle beraber devam edecek. Burada hem öğrencilerimiz, hem ihtiyaç sahibi aileler için düşündüğümüz ürünler üretiyoruz. Bahçede yetişen domates, salatalık, biber, soğan, kabak, fasulye, patlıcan gibi ürünler mevcut. Tatil döneminde personellerimiz nöbetleşe bakacaklar. Yani burası sürekli bakımlı bir durumda olacak ve burada ortaya çıkan ürünleri hem pansiyonumuzda değerlendiriyoruz hem de ihtiyaç sahibi ailelerimize dağıtıyoruz” dedi.


Atıl durumdan tarım alanına çevirdikleri arazide sebze ekmekten mutlu olduklarını belirten öğrencilerden İnan Can Bozkurt ise “Öğretmenlerimiz ile birlikte boş araziyi tarıma kazandırdık. Burada ektiğimiz sebzeleri hasat ettiğimizde pansiyonumuzda değerlendiriyoruz ve ihtiyaç sahibi ailelere veriyoruz. Tarım ve toprakla iç içeyiz. Tarım ve toprağı öğreniyoruz. Öğretmenlerimiz burada bize sadece matematik ve fen derslerini öğretmiyor bizlere tarımı da öğretiyor. Tarım bizim geleceğimizdir” şeklinde konuştu.



Öğrenciler kendi tarlalarında ilk fideleri toprakla buluşturdu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul GAC, Guangzhou Otomobil Fuarı’nda üç yeni model tanıttı GAC, Guangzhou Otomobil Fuarı’nda yeni S7, AION UT ve HYPTEC HL modellerini tanıttı. Çin’in en büyük otomobil üreticilerinden biri olan GAC Group, Guangzhou Otomobil Fuarı 2024’te elektrikli, uzun menzilli ve plug-in hibrit segmentlerini kapsayan üç modelini; S7, AION UT ve HYPTEC HL’yi tanıttı. Üç yeni model hakkında şu bilgiler verildi: Markanın, ilk ‘gelişmiş zekâ’ aracı olduğunu söylediği beş koltuklu büyük SUV S7, 2,6 metrelik ışık şeridi, 4WD’li üçüncü nesil PHEV sistemi ve 1000 kilometrenin üzerinde karma menzile sahip. Ayrıca, kişiselleştirilmiş mod ayarı için sekiz ön ayarlı ifadeye sahip yapay zeka destekli ortam aydınlatması, Kuzey Işıkları’ndan ilham alan arka lambalar, gizli kapı kolları ve çatı LiDAR sensörleri ile şık ve fütüristik bir sürüş deneyimi sunuyor. Markanın küresel stratejik modellerinden biri olan AION UT de fuarda görücüye çıktı. Üst düzey bataryalı elektrikli araç olarak konumlandırılan UT, yumuşak siluetli bir hatchback olup, ekstra uzun 2 bin 750 mm dingil mesafesi, oval şekilli farları ve minimalist C şeklindeki arka lambaları ile benzerlerinden ayrılıyor. Grubun son çıkış modeli, lüks SUV standartlarını yeniden tanımlamayı amaçlayan altı koltuklu büyük bir araç olan HYPTEC HL oldu. 5 bin 126 mm uzunluğundaki HL, zarif aydınlatma ekranları, üst düzey video ve ses donanımları, süet tavan ve baştan sona birinci sınıf deri gibi lüks özelliklerle dolu, ancak rakiplerinden ayrılmasını sağlayan şey, ikinci sıra konforuna yeni bir odaklanış. HL, ikinci sıradaki yolcular için dokunmatik ekranlar, hızlı şarj bağlantı noktaları ve ekstra geniş kolçaklarla donatılmış ikiz 18 noktalı masaj koltuklarına sahip.
Van Van’da 82 yıllık çay evinde nostaljiye yolculuk Van’ın İpekyolu ilçesindeki Kahvaltıcılar Sokağı’nda yer alan ve 82 yıllık geçmişiyle dikkat çeken çay evi, ziyaretçilerine nostaljik bir yolculuk sunuyor. Van’da 1942 yılından bu yana hizmet veren çay evi, soğuk kış aylarında misafirlerine sıcak bir ortam sağlıyor. Sobanın üzerinde demlenen tarçınlı çayın kokusu mekânı sararken, sigara içilmesinin teklif dahi edilmediği bu huzurlu ortam, konuklarını geçmişin sıcaklığıyla kucaklıyor. Çay evine gelenler, sıcak bir bardak çay eşliğinde eski günleri yâd ederken, mekânın tarihi atmosferi kış günlerinde adeta bir sığınak sunuyor. Eski bir binada hizmet veren ve odun sobasının etrafında koyu sohbetlere ev sahipliği yapan çay evinin müşterilerinin büyük kısmı ise yaşlılardan oluşuyor. İHA muhbirine konuşan 55 yaşındaki çay evi sahibi Dolayı Öztürk, 1942 yılından bu yana hizmet veren Van’ın en eski çay evi olduğunu belirtti. Geçmişten kalan sandalye ve masaları dahi değiştirmediklerini ifade eden Öztürk, “Zamanında büyüklerimiz bu masalarda, sandalyelerde oturduğu için onları değiştirmiyoruz. Burada çay içip, kararlar vermişler ve bazı küskünler barışla sonuçlanmış. Bu yüzden burada değişiklik yapmak istemiyoruz. Elimizden geldiği kadar işimizin hakkını vermeye çalışıyoruz. Kışın gelmesi ve havaların soğumasıyla ilk olarak tarçın çayına başlıyoruz. Sobanın üzerinde demlenen tarçın çayına kuşburnu ve ıhlamur gibi bitkileri de karıştırıyoruz. Bu yıl tarçın çayına ek olarak elma çayı da yapıyoruz” dedi. Uzun yıllardır aynı çay evine geldiğini ifade eden Mehmet Salih Yusufoğlu ise arkadaşlarıyla bir ara geldiği çay evinde huzur bulduğunu dile getirdi.
Bursa Bugün tüm dünya da "Zeytin Ağacı Günü" kutlanıyor UNESCO tarafından alınan kararla her yıl 26 Kasım’da Dünya Zeytin Ağacı Günü kutlanıyor. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de zeytin üreticileri bu günle ilgili kutlama mesajları yayınladı. Akdeniz iklimine sahip bölgelerde binlerce yıldır yetiştirilen zeytin ağacının, zaman ve mekan sınırı tanımaksızın üretildiği yer her geçen gün giderek artıyor. Bronz Çağı’ndan bu yana zeytin ağaçları, binlerce yıldır insanlığa eşlik eden evrensel bir ağaç olarak biliniyor. Barışı ve umudu simgeleyen bu eşsiz ağacın hasat edilen meyveleri, insanlığın beslenmesi ve sağlığında önemli rol oynuyor. Türkiye de zeytin ağacı varlığında dünyada önemli konumda bulunuyor. 2002 yılında 101 milyon olan zeytin ağacı sayısı, son 20 yılda yeni dikilenlerle 203 milyona ulaştı. 2024-2025 sezonunda 3 milyon 600 bin ton zeytin, 475 bin ton da zeytinyağı rekoltesi bekleniyor. Hasat edilen zeytinlerin 750 bin tonu sofralık olarak değerlendirilecek geri kalanı yağlık olarak kullanılacak. Sofralık zeytinde dünya lideri olan ve zeytinyağı ihracatında da önemli bir potansiyele sahip Türkiye, dünyada kaliteli üretimiyle adından söz ettiriyor. Dünya’da en çok zeytinyağı tüketen ülkeler sıralamasında da Türkiye üretimine oranla geride kalıyor. Yıllık kişi başı zeytinyağı tüketimi Yunanistan’da 12,8, İspanya’da 11,3, İtalya’da 10,5, Portekiz’de 7,2 kilogram iken Türkiye’de zeytinyağı tüketimi konusunda son yıllarda önemli bir artış olmasına rağmen kişi başı tüketim 1,4 kilogramda kalıyor. Lübnan, Ürdün ve Tunus’ta kişi başı tüketimin 3 kilogramın üzerinde olduğunu göz önünde bulundurulursa bu oranın düşüklüğü üzüyor. Zeytinyağı ve sağlık Marmarabirlik’e göre zeytinyağı beslenmede ve insan sağlığında önemli rol oynuyor. Antioksidan zengini olan zeytinyağı, Omega-3 ve Omega-6 yağ asitleri, E, A ve D vitamini, kalsiyum, fosfor, potasyum, kükürt, magnezyum gibi mineraller içeriyor. Zengin içeriğiyle zeytinyağı, kalp, bağışıklık sistemi ile ilgili hastalıklar ve kansere karşı iyi geliyor,kemik gelişimini sağlıyor. Yaşlanmayı geciktiren zeytinyağının, düzenli tüketilmesi durumunda, kan basıncını düşürerek yüksek tansiyonu önleyici etkisi de bulunuyor. Sofralık zeytinde bulunan antioksidanlar, içeriğindeki fenolik bileşenler ve yağ asitleri hayat boyu kalp, damar hastalıkları, hipertansiyon ve kansere karşı koruyucu etki gösterir. Gastrit ve ülserlere karşı koruyucu bir rol oynar. İçeriğindeki oleik asit de kalın bağırsak, meme ve cilt kanserinden korur. Cilt için en gerekli olan E vitamini içeriğinden dolayı, dokuların yaşlanmasını önler ve yaşlanmanın beyin fonksiyonları üzerindeki kötü etkilerini azaltır. Yaşlanmayı geciktirici “oleuropein” maddesinin başta ABD olmak üzere birçok gelişmiş ülkede kansere karşı yapılan ilaçlarda kullanıldığı belirtilmektedir. Kandaki toplam, serbest ve ester formdaki kolestrerol seviyesini azaltır. Kötü kolesterol olarak bilinen düşük yoğunluklu lipoproteinlerin (LDL) oksidasyonunu önleyici ve miktarını düşürücü etkileri bulunmaktadır. Anne sütünde bulunan ve vücutta sentezlenemeyen linoleik asit (omega 6) ihtiva etmesinden dolayı doğum öncesi ve sonrası bebeklerin beyin ve sinir sisteminin doğal gelişimine katkı sağlar.