ASAYİŞ - 08 Ağustos 2024 Perşembe 23:27

Muş’taki piknik faciasında ölü sayısı 5’e yükseldi

A
A
A

Muş’ta baraj gölüne giren çocuk ile onu kurtarmaya çalışan 4 kişinin boğularak hayatını kaybettiği olayda ölü sayısı 5’e yükseldi. Dalgıçlar tarafından cesedi baraj gölünden çıkarılan genç kadının hamile olduğu öğrenildi.

Alınan bilgiye göre, Bostankent köyünde ikamet eden Karakaya ailesi, piknik için Alpaslan-1 Baraj Gölü’ne gitti. Göle giren Rabia Karakaya (13) boğulma tehlikesi geçirince diğer aile fertleri kurtarmak için suya girdi. Göle giren Yasin (18), Edanur (20) ve Fatma Karakaya (22) ile Eylül Tekin (15) de kısa sürede suda kayboldu. İhbar üzerine olay yerine sevk edilen AFAD ekipleri ve bölgedeki vatandaşların yaptığı çalışmalar sonucunda Rabia, Yasin ve Edanur Karakaya ile Eylül Tekin’in cansız bedenleri bulundu. Suda kaybolan Fatma Hediye Karakaya için yapılan arama çalışmaları ise gece saatlerine kadar devam etti. AFAD Su Altı Arama ve Kurtarma, Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE), jandarma, polis ve itfaiye ekiplerinin yardımıyla çalışma yürüten Bitlis Emniyet Müdürlüğü Koruma Şubesi’ne bağlı Sualtı Grup Amirliği’nde görevli kurbağa adamlar, Fatma Karakay’ın cansız bedenine ulaştı. Sudan çıkarılarak sağlık ekiplerine teslim edilen Karakay’ın cenazesi, otopsi için Muş Devlet Hastanesi’ne götürüldü.

Muş’taki piknik faciasında ölü sayısı 5’e yükseldiİl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Mehmet Kasım Ermiş ile olay yerine giden Muş Vali Vekili Tahir Yılmaz, bugün saat 15.30 sıralarında 5 kişinin suda kaybolduğu yönünde 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbar geldiğini söyledi. Yapılan arama kurtarma çalışmalarını yerinde takip eden Yılmaz, aileye başsağlığı ve sabır diledi. İhbar sonucu anında bölgedeki dalgıç ekiplerine haber verildiğini belirten Vali Yardımcısı Yılmaz, "Buraya geldiğimizde 3 vatandaşımızın çıkarıldığını tespit ettik. Daha sonra 4’üncü vatandaşımıza da ulaştık. Bu saat itibarıyla dalgıçlarımızın da desteğiyle 5’nci vatandaşımıza da ulaştık. Adli tıp ve savcılık konuyu takip ediyor. Cenazelerimizi defnedeceğiz. Aileye başsağlığı diliyoruz. Üzücü ve olmamasını istediğimiz bir durum" dedi.

Muş’taki piknik faciasında ölü sayısı 5’e yükseldiOlay yerine geldiğinde 5 kişinin suya girdiğini öğrendiğini söyleyen Bostankent köyü muhtarı Ali Rıza Tekin de, "Köyde yüzme bilenleri çağırdım. 4 kişiyi çıkardık. Büyük bir acı. Bir aileden 5 kişiyi kaybetmek çok zor bir durum. Hayatını kaybedenler dayımın çocuklarıdır. Otopsi yapıldıktan sonra cenazeleri getirip defnedeceğiz” ifadelerini kullandı.

İshak Güngör

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Masa tenisinde şampiyon Erzurum Adliyesi Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından düzenlenen Kamu Spor Oyunlarında Masa tenisi il birinciliğini Erzurum Adliyesi kazandı. Erzurum Adliyesi ile birlikte ikinci olan Emniyet Müdürlüğü, Bölge Şampiyonasında mücadele edecek. Kamu Spor Oyunları’nda Masa Tenisinde şampiyon Erzurum Adliyesi oldu. GSB Kamu Spor Oyunları kapsamında Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile Masa Tenisi İl Temsilciliği tarafından Yakutiye Spor Salonu’nda düzenlenen Masa Tenisi Müsabakaları sona erdi. Dereye giren takımlar belli oldu. Nefes kesen mücadelelere sahne olan Kamu Spor Oyunları Masa Tenisi İl Şampiyonasında birincilik kürsüsüne Erzurum Adliyesi çıktı. Rakiplerini geride bırakan Erzurum Adliyesi şampiyon olarak Erzincan’da yapılacak olan Bölge Şampiyonası’nda katılmaya hak kazandı. İkinci olan Emniyet Müdürlüğü de yine Erzincan’da Erzurum’u temsil edecek. Atatürk Üniversitesi üçüncü olurken, E-Tipi Cezaevi 4. Sırada kendisine yer buldu. Masa tenisi Erzurum İl Temsilcisi İlhami Yavilioğlu, kamu çalışanlarının masatenisine gösterdikleri ilgiden dolayı bir hayli memnun olduklarını söyledi. Yavilioğlu, turnuvaya katılan kamu çalışanlarına teşekkür etti. Masa Tenisi Antrenörü ve Yakutiye Spor Salonu Tesis Amiri Mahmut Çağlayan ise Kamu Spor Oyunlarında görev yapan hakemlere ve personele teşekkür ederken, Erzurum’u Erzincan’da yapılacak olan Bölge Şampiyonasında temsil edecek olan Erzurum Adliyesi ile Emniyet Müdürlüğü Masa Takımına başarı dileklerini iletti.
Denizli Çivi yazısı çözüp 4500 yıllık parfümü yeniden yaptılar 1929 yılında Mezopotamya’da bulunan 4500 yıllık Sümerce çivi yazısı tableti inceleyen Prof. Dr. Yusuf Kılıç ve öğrencisi, yazıların bir parfümün tarifi olduğunu fark etti. Asırlar önce Mezopotamya’da kullanılan parfüm, formüldeki hammaddelerin birleştirilmesi sonucu yeniden yapıldı. Mezopotamya’da 1929 yılında bulunan Sümerce çivi yazılı tablet ilk kez Alfred Pohl tarafından 1937 yılında tercüme edilmiştir. Bugün Hilprecht Collection, University of Jena, Jena Germany da muhafaza edilmektedir. İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Eski Çağ ve Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Kılıç ve 5 yıldan beri öğrencisi olan Meryem Karakurt Göksel ile yazmaya devam ettiği koku kitabının çalışmaları esnasında tabletteki bilgileri fark etti. Önceden beri koku ve parfüm yapma konusunda deneyimi olan doktora öğrencisi Meryem Karakurt Göksel, tabletteki bazı hammaddelerin karışımından parfüm yaptı. Bu parfüm 4500 yıllık parfümün yeniden yapılışı olarak ortaya çıktı. Böylece Prof. Dr. Yusuf Kılıç ve Doktora öğrencisi Meryem Karakurt Göksel yapmış olduğu çalışmanın adını “ Medeniyetin Güneşi: 4500 Yıllık Kokunun Yeniden Doğuşu” koydular. Bu kokuyu seri üretime geçme çalışmalarını sürdürürken bu konu hakkında yardım istediklerini belirttiler. “Medeniyetin Güneşi: 4500 Yıllık Kokunun Yeniden Doğuşu” Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Eski Çağ ve Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Kılıç, öğrencisiyle yapmış olduğu koku kitabı esnasında inceledikleri Sümerce tablette 17 ayrı parfüm maddesinin fark ettiklerini ve bunun bazılarını bir araya getirerek bir katı parfüm elde ettiler. Yapmış oldukları katı parfümün adını ise “Medeniyetin Güneşi: 4500 Yıllık Kokunun Yeniden Doğuşu” koyduklarını belirten Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Eski Çağ ve Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Kılıç, “Öğrencim Meryem Karakurt ile birlikte bir koku kitabı yazarken daha önce bulunmuş bir Sümerce tablete rastladık. Bu Sümerce tablete baktığımız zaman 17 ayrı parfüm maddesinin yazılı olduğunu fark ettik ve bu maddelerden bazılarını bir araya getirerek burada bir katı parfüm yaptık. Sonrasında da bunun sıvı parfümünü yaptık. Parfümümüzün adını “Medeniyetin Güneşi: 4500 Yıllık Kokunun Yeniden Doğuşu” olarak koyduk. Böylece kokumuzu ortaya çıkardık. Bunu çıkarttıktan sonra Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) tarafından bize İstanbul’a Emine Erdoğan’ın himayesinde yapılan bir toplantıya çağırdılar. Orada da sergimizi ve sunumumuzu yaptık. İnşallah devam ederse biz bu parfümü hayata geçirip 4500 yıllık Sümer Parfümünü yeniden canlandırmak istiyoruz” dedi. “Şuana kadar ele geçen belge ve keşiflere göre dünyanın en eski parfümü” Prof. Fr. Yusuf Kılıç, şuana kadar ele geçen belge ve keşiflere göre şuanda dünyanın en eski parfümün olduğu ve Sümer Kraliçesi Puabi’nin ve Sümer halkının sıkça kullandığını belirtti. Ayrıca 4500 yıllık parfümün yapılması çok büyük bir şans olduğunu bunu tam teşekkürlü bir şekilde hayata geçirerek tarihi ve kültürel değerin yanında ekonomik değerin olacağını belirten Prof. Dr. Yusuf Kılıç, “Elimizdeki şuana kadar ele geçen belge ve keşiflere göre şuanda dünyanın en eski parfümü diyebiliriz. Bu parfümden daha öncesi şuana kadar yok. O dönemde bu parfümün özellikle kadınlar tarafından yoğun bir şekilde kullanıldığını biliyoruz. Yoğun bir şekilde kullanıldığını biliyoruz çünkü Sümer Kraliçesi Puabi’nin mezarına yapılan kazılarda çeşitli makyaj malzemesinin yanı sıra çeşitli koku şişeleri de bulunmuştu. Ayrıca erkekler tarafından da kullanıldığını biliyoruz. Tabii kokuyu genellikle ritüellerde de kullanıyorlar o dönemde kokusu güzel olduğu için bir nevi kutsallık şeklinde de oluyor. Yanı sıra ölü hediyesi olarak kullanıyorlar. Öteki dünyada da kullanılsın diye koyuyorlar. 4500 yıllık bu parfüm tabletinin elimize geçmesi çok büyük bir şans. Eğer biz bunu yeniden tam teşekkürlü bir şekilde hayata geçirirsek tabi tarihi ve kültürel değerin yanında bir de ekonomik değerin oluşturacağına inanıyorum” ifadelerinde bulundu. 4500 yıl önce Sümer insanları katı parfümü nasıl kullanıyordu? Ayrıca Sümer insanlarının katı parfümün nasıl kullandığını anlatan Prof. Dr. Yusuf Kılıç, “Sümerli insanlar 4500 yıl önce bu katı parfümü eline alıp önce kulunç elinin damar kısmına sürdükten sonra iki damarı üst üste getiriyormuş. Ardından sürdüğü yerden almış ve kulaklarının altındaki 2 önemli damara sürmüş. Özellikle damara sürdüğü zaman parfümün kokusu daha kalıcı oluyor ve kokusunu daha erken hissediyorsunuz” şeklinde kullanıldığını belirtti. “Gerekli destek geldiği takdirde seri üretime geçeceğiz” 4500 yıllık katı parfümün yanı sıra içinde parfüm olduğunu düşünülen şişelerinde olduğu söyleyen ve seri üretime geçmek için gerekli destek sağlanması karşılığında seri üretime geçmeyi planladığını belirten Prof. Dr. Yusuf Kılıç, “Bizim bu 4500 yıllık tabletimizde tespit ettiğimiz ham maddelerin bazılarını kullanarak böyle katı bir parfüm yaptık. Aynı zamanda şişelerde bulduk ama bu şişelerin içinde de sıvı parfümlerin olduğunu biz tespit ettik. Bizde o dönemin geleneğini devam ettirerek katı parfüm ve sıvı parfüm yapmaya başladık. İnşallah biz bunu seri bir şekilde üretmek için gerekli destek sağlandığında seri üretimleri geçeceğiz” dedi. “Binlerce yıl önce kullanılan bu kokuyu yeniden canlandırarak o dönemlerin hislerini bugüne taşımayı amaçlıyoruz” Çalışmaları yaparken çeşitli anabilim dallarını kullanarak çalıştıklarını ve bu çalışmanın asıl amacı binlerce yıl önce kullanılan bu kokuyu yeniden canlandırarak aslında o dönemin hislerini bugüne taşımayı amaçladıklarını belirten Akdeniz Üniversitesi Doktora Öğrencisi olan Meryem Karakurt Göksal, “Çalışmalarımıza devam ederken Tarih, Eski Çağ Tarihi, Coğrafya, Botanik, Arkeobotanik gibi bütün anabilim dallarıyla beraber disiplinli bir şekilde bir çalışma yapıyoruz. Burada 4500 yıllık bir kokuyu rastladığımızda elbette çok heyecanlandık. Deneysel arkeoloji metoduyla binlerce yıl önce kullanılan bu kokuyu yeniden canlandırarak aslında o dönemin hislerini bugüne taşımayı amaçlıyoruz. Amacımızı da eriştiğimizi düşünüyorum. Yaklaşık iki ay çalışmalarımız var fakat gerisinde beş yıllık bir çalışmayla biz bunları devam ettirdik. Bu kokuyu da yeniden doğuş olarak adlandırmamızın de Antik dönemde kullanılıp binlerce yıl sonra Prof. Dr. Yusuf Kılıç ve tarafımca yapılan çalışmalarla beraber yeniden kazandırılmasını borçlu olduğumuza belirtmek isterim” şeklinde konuştu. “4500 yıllık parfüm; Gül, safran, misk, amber gibi tarz kokular barındırıyor” 4500 yıllık parfümün özellikleri deyiyen ve parfümün içinde gül, safran, misk, amber gibi tarz kokuların barındığını belirten Doktora Öğrencisi olan Meryem Karakurt Göksal, “Parfüm özellikleri içerik olarak ham maddelerinde o dönemde nasıl kullanıldıysa yani antik dönemden bugüne yansıyan kokuların aslında zaman ve mekan değişse de kokunun ve kokuyu oluşturan ham maddelerin hiçbir zaman değişmiyor. Kullanım alanlarının o dönemdeki insanların da çok iyi bildiğini yapılan çalışmalar sonucunda öğrendik. İçerisindeki ham maddeler bugün lüks olarak adlandırabilecek gül, safran, misk, amber bu tarz kokuların barındırdığını belirtmek isterim” dedi.