KÜLTÜR SANAT - 03 Haziran 2024 Pazartesi 18:25

Malazgirt Savaşı’nın yapıldığı alanın tespiti için araştırmalar devam ediyor

A
A
A
Malazgirt Savaşı’nın yapıldığı alanın tespiti için araştırmalar devam ediyor

Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan Malazgirt Savaşı’nın yapıldığı alanın tespiti amacıyla 2020 yılında başlatılan "Malazgirt Savaş Alanının Tespiti, Tarihi ve Arkeolojik Yüzey Araştırma Projesi" çerçevesinde çalışmalar bu yıl da devam edecek.


1071 yılında Selçuklu Sultanı Alparslan’ın Bizans İmparatoru Romen Diyojen’i mağlup ettiği Malazgirt Savaşı’nın gerçekleştiği alanı kesin olarak belirlemek ve bu alanda tarihi ve arkeolojik kalıntılara ulaşmak amacıyla yürütülen projede, tarihi kayıtlara ve arkeolojik verilere dayanarak savaşın izlerinin gün yüzüne çıkarılması hedefleniyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Ahlat Müzesi, MAUN ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi işbirliğinde 2020’de hayata geçirilen projenin ekibi, MAUN Senato Salonu’nda bir araya geldi. Kazı ekibiyle bir araya gelen Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Çevik, en büyük hayalinin bu büyük zaferin yerinde görünür kılınmasını, noktasal olarak yerinin tespit edilmesi olduğunu söyleyerek, “2019 yılında başladık. MAUN, adına yakışır bir şekilde misyonuna uygun bir şekilde başından beri bu projenin yanında yer aldı. Ama rektörün çıkıp doğrudan bu sürecin içerisinde, süreci de tayin eden bir isim olması bizi ziyadesiyle heyecanlandırıyor. Üniversitenin her şeyiyle arkamızda olduğunu biliyoruz, yanımızda olduğunu biliyoruz. Proje ortağı diyorduk, artık sahipliğe doğru giden bir süreç var” dedi.


Türkiye’deki ilk savaş alanı arkeolojisini yaptıklarını dile getiren Adnan Çevik, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“İnterdisipliner bir çalışma yapıyoruz. 40’ı aşkın yerli, yabancı, alan uzmanının katkısıyla yürüyen bu büyük zaferi yerinde görünür kılmaya dair bir bilimsel arka plan hazırlıyoruz. Beşinci yılımızdayız. Savaşa dair 2 önemli veri üzerinden, onların tespiti üzerinden yürüyoruz. Bunlardan ilki savaşa ait metal objeler. Yani o döneme ait metal obje. İkincisi de insan kayıtları. Tabii burada önceliğimiz kendi şehitliğimiz, şehitlerimizin bulunmasına dönük tespitler. Son 2 yıldır, Malazgirt Afşin Mahallesi’nde yürüttüğümüz çalışmalar, şehitlik olabileceğini düşündüğümüz alanda yoğunluklu olarak devam ediyor. 30’a yakın mezar açtık. Eski bir gayrimüslim köyünde 2 bine yakın Müslüman mezarı tespit ettik. 11’inci yüzyıl bizim için 1071 demek, savaşın yüzyılı demek. Bunlardan 3’ü doğrudan başlarından travmatik ölüm iziyle balta, kılıç, kesici bir aletle ölmüş olmaları, 25-35 yaş aralığında yetişkin erkek olmaları bizi bu alanda yoğun olarak çalışmaya devam ettiriyor. Bu sene de yine ilk etap için buradayız. Bayrama kadar yüzey araştırması şeklinde bir çalışma yürüteceğiz. 150 kilometrekarelik son derece geniş bir alanda yürüyor bu çalışma. Ekibin bu kadar kalabalık olmasının bir başka sebebi de bu. Yani bu geniş alanı daraltmak adına coğrafyacı, jeofizik, jeolog ekiple bu alanı daraltmaya çalışıyoruz. Alanı daraltmak demek yüzey araştırmalarıyla işte başka şehitlikler, Bizans kayıpları, nerelere gömülmüş olabilirler? Çünkü savaşın noktasal olarak yerini belirledik diyecek şey bu.”


Çevik, savaşın bir haftalık çalışmalar bütünü ve nihai muharebenin ise 26 Ağustos’ta olduğu için daha çok veri ile bunu belgelemek istediklerini vurgulayarak, “Çünkü bir sonraki aşaması burada bir turizm destinasyonu olan, yürüyüş yollarıyla, seyir teraslarıyla, şehitlikleriyle bir interaktif müzesiyle yani Çanakkale Şehitliği’ne gittiğimizde ne görüyor, ne yaşıyorsak aynısını Malazgirt’te de görmek ve yaşamak istiyoruz. Sadece 26 Ağustos’ta hatırlanan bir Malazgirt değil, 365 gün hatırlanan, hatırlanmakla kalmayan, yerinde yaşanan bir Malazgirt kurmak istiyoruz. Malazgirt Savaşı’nı yerinde gerçek zaman ve gerçek mekana dayalı olarak görünür kılmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.


Projenin gelecekteki diğer projelere ışık tutacağının altını çizen Çevik, “Bu proje, bundan sonraki projelere de ışık tutacak bilgi ve insan kaynağı yetiştirme iddiasında. Hatta inşallah rektörümüzün riyasetinde burada bir enstitüleşmeye dönüşebilirsek sadece Malazgirt değil MAUN üzerinden bölgedeki Türk-İslam kazılarının özellikle antropolojik verilerinin, insan kaynaklarıyla beraber hele bir de zamanda inşallah Antik DNA laboratuvarımız da açıldığında hemen yanı başımızda Ahlat, daha doğumuzda Ani var. Orada çok önemli Türk-İslam kazısı yürütülüyor. Dolayısıyla bütün bunları da yönlendirecek insan ve bilgi kaynağı üretecek bir lisansüstü tezler yapılacak bir merkeze dönüşsün istiyoruz” diye konuştu.


Akademik ortamda çalışmaları Türkiye ve dünyayla paylaştıklarını ifade eden Çevik, “Yine 2023 yılı Kasım ayında Rus Bilimler Akademisi’ne davet edildik. Hatta bu yıldan itibaren dahili üyesi kabul ettiler bizi. Artık her iki yılda bir düzenlenen bir toplantı bu. Biz de orada Malazgirt’te elde ettiğimiz sonuçları Rus Bilimler Akademisi aracılığıyla dünyaya tanıtmaya devam edeceğiz. Bu yıl ayrıca Avrupa’nın en önemli Türk İslam arkeologları, İslam arkeolojisinin teorisyenleri misafirimiz olacaklar. İnşallah rektörümüzün de katılımıyla üniversitemiz üzerinden ortak işbirliği imkanlarını değerlendirerek biraz daha uluslararası anlaşma boyutunu yakalamak istiyoruz. Çünkü bu tip yani bir hikayeniz varsa geleceğiniz de var. Muş’un, Malazgirt’in dünya tarihini değiştiren bir hikayesi var” şeklinde konuştu.


Çalışmaların bu yıl da verimli bir şekilde ilerleyeceğini dile getiren Prof. Dr. Adnan Çevik, “İlk etapta yüzey araştırması, bayramdan sonra da 1 Temmuz’dan itibaren de kazı olmak üzere hem devam eden kazılarımız var hem de yeni alanlarımız var. Buradan elde edeceğimiz verilerle savaşın noktasal olarak nerede cereyan ettiğine dönük tespitlerimize devam edeceğiz” dedi.


Projenin Muş başta olmak üzere Doğu Anadolu’ya büyük bir turizm hareketliliğinin işaret fişeği olarak yansıyacağını kaydeden Çevik, “Bin yıllık geçmişin tahribatı vesaire düşündüğümüzde biz aslında sıra dışı bir arkeolojik çalışma yapıyoruz. Biz hikayesini bildiğimiz bir büyük hadiseyi arıyoruz. İzlerini sürüyoruz. Dolayısıyla zamana ihtiyacımız var, imkana ihtiyacımız var, desteğe ihtiyacımız var. Bu kadar kısa sürede çok ciddi sonuçlar aldık. Bu destek, imkan ve zaman daha verildiğinde biz bütün savaşın her aşamasını gün gün ortaya koyacağımızı ve sonuç itibariyle en büyük zaferi yerinde ete kemiğe büründürerek görünür kılacağımızı, bunun da Muş başta olmak üzere bütün Doğu Anadolu’ya büyük bir turizm hareketliliğinin işaret fişeği olarak yansıyacağını düşünüyoruz. Biz Büyük Selçuklu kültür rotası, Ani’den başlayıp Diyarbakır’da noktalanacak 8 ili ilgilendiren Büyük Selçuklu kültür rotasının kalbi olsun istiyoruz” ifadelerini kullandı.



Malazgirt Savaşı’nın yapıldığı alanın tespiti için araştırmalar devam ediyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’da Kore rüzgarı Bursa’da düzenlenen "Karavan Kore Kültür Günü" etkinliği, izleyenlere unutulmaz bir kültürel deneyim sundu. Etkinlik Kore’nin geleneksel dansları ve çalgılarını sergileyen gösterilerle renkli anlara sahne oldu. Bursa’nın kültürel çeşitliliğini yansıtan etkinlik büyük ilgiyle karşılandı. Panaroma 1326 Fetih müzesinde düzenlenen etkinliğe katılanlar arasında Bursa İl Kültür Turizm Müdürü Dr. Kamil Özer, Bursa Vali Yardımcısı Rıza Gençoğlu, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Sinan Nergis ve Kore Cumhuriyeti Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı Jeon Seungchul da yer aldı. Protokol üyeleri, Kore kültürünü tanıtan gösterileri büyük bir ilgiyle izledi. Konuşma yapmak için sahneye çıkan Kore Cumhuriyeti Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı Jeon Seungchul, "Bu soğuk havaya rağmen 2024 Karavan Kore Kültür Günü’ne katılım sağlayan onur konuklarımız ve hallyu severler, hepiniz hoş geldiniz. Bin yıl önce, atalarımız Göktürk ve Goguryeo halkları komşuydu. Bin yıl sonra iki ülkenin tekrar buluşması, Türkiye’nin Kore savaşına katılıp Kore’ye zor durumda yardım etmek için yeniden bir araya gelmesiyle gerçekleşti. Bu sayede iki ülke kan kardeşi ülkeler haline geldiler. Bu kan kardeşliği, 2002 Dünya kupası 4-3’lük maçındaki büyük bayrak desteği, 2021 Tokyo olimpiyatları kadın voleybol çeyrek finali, Türkiye’deki orman yangınlarına yardım etmek için Kore vatandaşları tarafından gönderilen 150 bin fidandan oluşan Kore-Türkiye dostluk ormanı ve 2023 Şubat ayında Türkiye’nin güneydoğusunda deprem bölgesine gelen Güney Kore arama-kurtarma ekibinin çalışmasıyla pekiştirilerek iki ülke arasındaki yakın ilişkiler devam etmiştir. Kore kültür merkezi, 2013 yılından itibaren Türkiye’nin 81 ilinden 66’sında Karavan kültür günü etkinliğini düzenleyerek Kore ve Türkiye arasındaki dostluk bağlarını pekiştirmeye, dahası iki ülke arasındaki kültürel alışverişi artırmaya yönelik etkinliklerle Kore kültürünü tanıtmaya çalışmaktadır. Ayrıca, Kore kültür merkezi, Türkiye’de ‘en çok Kore tarzı olan şey, en evrensel olan şeydir’ inancıyla Kore kültürünün özgünlüğünü küresel evrensellikle birleştirip içerik ve hikâyelerle bağlayarak, Kore dalgasının Türkiye’de devam etmesi için çabalamaktadır. Gelecekte de Kore-Türkiye, iki ülkenin bugünkü gibi kültür ve sanat aracılığıyla güçlü bir iletişim ve empati alışverişini artırmak ve iki ülke arasında uzun süre bu kardeşlik ilişkisini daha da güçlendirmek amacıyla elimizden gelen her şeyi yapacağız" dedi. Konuşmasının ardından etkinlik Kore’nin geleneksel dansları, müzikleri ve çalgıları, profesyonel sanatçılar tarafından sahnelendi. Kore’nin zengin kültürünü Bursa’ya taşıyan gösteriler, izleyenlerden büyük alkış aldı. Bursa halkı, Kore Kültür Günü’ne büyük ilgi göstererek etkinlik alanını doldurdu. Özellikle gençlerin yoğun katılım sağladığı etkinlik, iki ülke arasındaki kültürel bağların güçlenmesine katkı sağladı ve katılımcılara keyifli bir gün yaşattı.
Kütahya MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Kütahya’da ’Türkiye Yüzlü Maarif Modeli’ni tanıttı Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cihad Demirli ve Talim ve Terbiye Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Taşpınar, çeşitli etkinliklere katılmak üzere Kütahya’ya ziyarette bulundu. Prof. Dr. Cihad Demirli, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nde (DPÜ) ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde düzenlenen konferanslarda konuşmacı olarak yer aldı. Bu etkinliklerde, Türkiye Yüzlü Maarif Modeli’ni tanıtan Demirli, modelin sunduğu yenilikleri ve eğitime getirdiği dönüşümleri katılımcılarla paylaştı. DPÜ Eğitim Fakültesi Mehmet Akif Ersoy Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansta, Türkiye Yüzlü Maarif Modeli detaylı bir şekilde ele alındı. Programa, Talim ve Terbiye Kurulu Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Taşpınar, İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Başyiğit, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Metin Demir, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Prof. Dr. Demirli, konuşmasında Türkiye Yüzlü Maarif Modeli’nin, öğrencilerin akademik başarılarını artırırken onları çağın gerektirdiği becerilerle donatmayı amaçladığını belirtti. Modelin, fiziksel altyapının geliştirilmesi, teknolojik imkanların artırılması ve insan kaynağının niteliklerinin yükseltilmesi gibi temel hedeflere odaklandığını vurguladı. Eğitimde yeni ufuklar Demirli, modelin bireyleri akademik bilgiyle donatmanın yanı sıra milli ve manevi değerleri ön planda tutarak geleceğe hazırlamayı amaçladığını söyledi. Öğretmenlerin, öğrencilerin ilgisini çeken ve yeteneklerini geliştiren eğitim ortamları tasarlamalarının önemine dikkat çekti. Konferansın sonunda, Türkiye Yüzlü Maarif Modeli’nin eğitim sistemine getireceği köklü değişiklikler detaylı şekilde anlatıldı. Prof. Dr. Demirli, Kütahya’da olmaktan ve modelin tanıtımını gerçekleştirmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.