- 28 Haziran 2023 Çarşamba 02:03

Muş’ta 5 bin 600 aileye ve depremzedelere bayram şekeri ile bayram kıyafetleri dağıtıldı

A
A
A
Muş’ta 5 bin 600 aileye ve depremzedelere bayram şekeri ile bayram kıyafetleri dağıtıldı

Uzat Elini Bana Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından bayram kıyafeti ve bayram şekeri yardımı yapıldı.

Uzat Elini Bana Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından bayram kıyafeti ve bayram şekeri yardımı yapıldı.


Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerin ardından Muş’a yerleştirilen depremzede vatandaşlara ve 5 bin 600 aileye bayram şekeri ve bayram kıyafetleri dağıtıldı. Depremzede ailelere destek olduklarını belirten Dernek Başkanı Emrah Gözcü, bayram öncesi 5 bin 600 aileye ulaştıklarını söyledi. Yardımların hayırseverlerin desteğiyle yapıldığı ifade eden Başkan Gözcü, bayram boyunca çalışmalarına devam edeceklerini belirterek, “Deprem bölgesinden kadim şehrimiz Muş’a gelen depremzede vatandaşlarımız için esnaflarımız hayırseverlerimiz el birliği ile derneğimize destek verdiler. Bayram dolayısıyla ilimizde kalan depremzede vatandaşlarımıza ve ayrıca 5 bin 600 ailemize bayram şekeri ve bayram kıyafeti hediye ettik. Tüm hayırseverlere teşekkür ederim” dedi.


Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin ardından Muş’a gelen depremzede Dicle Cinko, Muşluların kendilerini yalnız bırakmadıklarını ifade ederek, “Depremden sonra Muş’a geldim. Allah razı olsun milletimiz bize yardım etti. Allah bizlere bir daha depremi göstermesin. Burada bize bayram için şeker ve kıyafet verdi. Muş milletti çok iyi bize çok yardımcı oldular. Benim evim komple yıkıldı, enkaz oldu. Muşlular bizi zor durumda bırakmadılar” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Obruk oluşumu öncesi belirtilere dikkat İç Anadolu havzasında kullanımı her geçen yıl daha da artan yer altı sularının çekilmesi ve toprağın yer altına çökmesi sonucu meydana gelen obrukların oluşumuna değinen Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, obrukların birçoğunun oluşumdan önce meydana gelen fiziki belirtilere dikkat çekerek uyarılarda bulundu. Son yıllarda Türkiye genelinde etkili olan kuraklık Konya’da da etkisini sürdürüyor. Tarımın başkenti olarak bilinen Konya Ovasında yer altı su seviyesi her geçen gün daha da düşerken, obruk oluşumları da artarak devam ediyor. Son araştırmalarda yaklaşık 3 bin obruğun kayıtlara geçtiğine değinen Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Konya çevresindeki obrukların varlığını öteden beri biliyoruz. Hemen Konya’ya çok yakın noktalarda geçtiğimiz günlerde Kızılcakuyu bölgesinde oluşan obruk yakınlarında geçmişte de oluşmuştu. Buradaki obruk aslında bölgedeki yer altındaki suların çekilmesi neticesinde çökellerin sıkışması sonucunda oluşan çökme yapılarından bir tanesi. Bölgede 15-20 metre uzunluğunda bir yarığın ucundaki seviyede çökme meydana geldi. Burası da yola isabet ediyor. Tabii bölge içerisinde özellikle Hotamış formasyonunun içerisinde sıkça obruklar görülüyordu. Buranın farklı olarak Divanlar formasyonu dediğimiz daha yaşlı kayalardan malzeme almış olan bir döküntü malzeme içerisinde meydana gelmiş olması. Altta tabii karşılık sistem çalışmaya devam ediyor, dinamik bir süreç yürüyor. Bunun alttaki boşluklar üstteki malzemenin hareket etmesi neticesinde ortaya çıkmış oluyor. Tabii kent merkezine yakın olması doğal olarak bir panik havası oluşturmuş durumda ancak bundan daha yakın obrukların varlığını da biliyoruz. Özellikle Konya’nın doğu kesimlerindeki alanlarda daha küçük ölçekli çökme yapıları mevcut şu ana kadar tespit ettiğimiz obruklar içerisinde. Burada en önemli husus şu; bu havza içerisinde bu yıl da maalesef kuraklığın etkileri ciddi bir şekilde görüldü ve bölge içerisinde de yer altı suyu kullanımı devam ediyor. O nedenle son zamanlarda oluşan obruklarla yer altı su seviyesinin değişimleri ciddi bir ilişki kurulabiliyor. Bu nedenle vatandaşlarımızın yine her zaman olduğu gibi yer altı suyu kullanımında daha tasarruflu ve verimli yöntemler kullanmasını öneriyoruz” dedi. “Kapanmayan çekmeceler ve kapılar, sıkışan pencereler belirtiler olarak söylenebilir” Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Afet ve acil durumlarda müdahale edecek kurumumuz belli. AFAD İl Müdürlüğü ya da ilgili telefonları arayarak bunlara müracaat edebilirler. Obruklarla ilgili birçok belirti var normal çökme yapılarıyla da ilgili. Aslında bunları tekrar etmek gerekirse geçmişte su birikmeyen yerlerde suyun birikmeye başlaması, yerde kırıkların, çatlakların da oluşması, bina temellerinde oturmaların oluşması, yine bina içlerinde duvarlarda kırıkların, çatlakların oluşması, bazı kapanmayan çekmeceler, kapanmayan kapılar, sıkışan pencereler bütün bunlar belirtiler olarak söylenebilir. Tabii yer altı suyu kullanılan bölgelerde ise özellikle vatandaşların kuyularından çamurlu su akmaya başlaması ya da yerden gürültülerin duyulması obruk belirtisi olabilir. Bu durumda vatandaşlarımızın obruk oluşabilecek alandan uzak durmaları ve en yakın bilgiyi AFAD ve merkezine bildirmeleri uygun olacaktır. Eğer önlem alınması gerekiyorsa da yetkililer önlemlerini alacaklardır” şeklinde konuştu. "Bazı gözlem kuyularında 15-20 metreye ulaşan yeraltı seviyesi düşümleri de söz konusu" Yer altı su seviyesinin giderek düşmeye devam ettiğinin altını çizen Prof. Dr. Fetullah Arık, “Şu anda havza içerisinden bazı gözlem kuyularından alınan vatandaşlardan aldığımız bilgilere göre, yer altı seviyesinin giderek düşmeye devam ettiğini görüyoruz. Bu havza içerisinde özellikle Konya, Karaman, Aksaray’da farklı noktalarda, farklı seviyelerde olsa da düşüş ortalama 5-6 metre seviyesinde görüyoruz. Bazı gözlem kuyularında ve vatandaş kuyularında 15-20 metreye ulaşan yer altı seviyesi düşümleri de söz konusu. Dolayısıyla süreç sürekli olarak yer altı su kaynaklarının aleyhine ilerliyor. Bu havza içerisinde yer altı suyu kullanımı kaçınılmaz gibi görünüyor. Çünkü tarımsal üretimin devam etmesi için yer altı su kaynakları kullanılacaktır. Ancak havza içerisinde çok su ihtiyacı olan bitkilerin üretiminin bir planlamaya giderek biraz daha azaltılması gerekiyor. Bunu da yasaklamayla ya da cezayla değil, belki de daha az tüketen bitkilerin teşvik edilmesiyle mümkün olabilecektir. O da vatandaşlarımızın doğrudan yapacağı bir şey değil, devletimizin bununla ilgili bir planlama yapmasını gerektiriyor” diye konuştu.
İstanbul Türk Telekom uygulamasında kayıtlı kart sayısı 10 milyonu geçti Türk Telekom uygulaması üzerinden mobil, evde internet, ev telefonu ve Tivibu aboneliklerine yönelik işlemleri gerçekleştirebilen kullanıcılar; fatura ödeme, TL yükleme, kredi kartı ile paket satın alma ve otomatik ödeme talimatı işlemlerini de yine uygulama üzerinden gerçekleştirebiliyor. Haziran itibarıyla son bir yılda Türk Telekom uygulaması ve Online İşlemler web platformu tekil kullanıcı ?sayısı 30 milyona ulaşırken uygulamada kayıtlı kart sayısı yıllık bazda yüzde 35 artarak 10 ?milyonu geçti.? Türkiye’nin önde gelen bilgi ve iletişim teknolojileri şirketi Türk Telekom, müşteri deneyimini odağına alan yaklaşımıyla ihtiyaç ve beklentilere yönelik ürün ve hizmetler geliştirmeye devam ediyor. Türk Telekomluların hayatını kolaylaştıran, güncelleme ve yeniliklerle geliştirilen Türk Telekom uygulamasına ilgi artıyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Türk Telekom Pazarlama ve Müşteri Deneyimi Genel Müdür Yardımcısı Zeynep Özden “Türk Telekom olarak Türkiye’nin dijital dönüşümünde öncü rol oynamaya devam ediyoruz. Bu kapsamda müşterilerimizin hayatını kolaylaştırmak için mobil uygulamamızı geliştiriyor ve yeniliyoruz. Son 1 yılda uygulamaya kaydedilen kart sayısının yüzde 35 artması müşterilerimizin Türk Telekom uygulamasına olan güvenini ortaya koyuyor. Uygulamayı indiren kullanıcı sayısı verileri de mobil uygulamamızın müşterilerimiz için ne kadar fayda sağladığını gözler önüne seriyor. Müşteri memnuniyetini ön planda ?tutarak geliştirdiğimiz Türk Telekom uygulamasında müşterilerimizin sadece güvenle işlem yapabilmelerine değil ayrıca zamandan tasarruf edebilmelerine de olanak sağlıyoruz” dedi. Türk Telekom uygulamasına kayıtlı kart sayısı son 1 yılda yüzde 35 artarak 10 milyonu geçti Türk Telekom müşterileri uygulama ile mobil, evde internet, ev telefonu ve Tivibu ?aboneliklerine yönelik çok sayıda işlemi yapabiliyorken fatura ödeme, TL yükleme, kredi kartı ile paket satın alma ve otomatik ödeme talimatı işlemlerini de gerçekleştirebiliyor. Haziran itibarıyla son bir yılda Türk Telekom uygulaması ve Online İşlemler web platformu tekil ?kullanıcı ?sayısı 30 milyona ulaşırken uygulamada kayıtlı kart sayısı yıllık bazda yüzde ??35 artarak 10 ?milyonu geçti.? 85 milyon indirilme sayısına ulaşan uygulamada kayıtlı kart sayısı ve kullanıcı sayısının artması bekleniyor. Kullanıcılar, uygulamadaki kayıtlı kartlarıyla; mobil aboneliklerine dair fatura ödeme, paket satın alma ve TL ?yükleme gibi birçok işlemi yapabiliyor?. Ayrıca kullanıcılar kampanya ve taahhüt bilgileri ile tarife ve paket bilgilerini görebilme ve değişiklik yapabilme, ?kalan kullanımlarını sorgulama, fatura detaylarını inceleyebilme, güvenli internet profil değişikliği ?ve yeni abonelik gibi pek çok işlem gerçekleştirebiliyor. Ek olarak mobil, ev interneti, ev telefonu ve Tivibu ürünlerine ait hesapları arasında geçiş sağlayabiliyor. Yapılan açıklamaya göre; Türk Telekom mobil müşterileri uygulamada yer alan Sil Süpür ile GB, dakika ve Muud Premium gibi her hafta yenilenen hediyelerin de dâhil olduğu ?sürprizlerden faydalanıyor. Ayrıca müşteriler yine uygulamada bulunan Bana Özel ve mağaza alanından kullanım ve ihtiyaçlarına yönelik kendilerine sunulan tekliflerle avantajlı kampanya ve paketlere sahip olurken, Bi’ Dünya Fırsat ile popüler ?markalarda indirimler ve ayrıcalıklar elde edebiliyor.
Konya Obruk oluşumu öncesi belirtilere dikkat İç Anadolu havzasında kullanımı her geçen yıl daha da artan yer altı sularının çekilmesi ve toprağın yer altına çökmesi sonucu meydana gelen obrukların oluşumuna değinen Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, obrukların birçoğunun oluşumdan önce meydana gelen fiziki belirtilere dikkat çekerek uyarılarda bulundu. Son yıllarda Türkiye genelinde etkili olan kuraklık Konya’da da etkisini sürdürüyor. Tarımın başkenti olarak bilinen Konya Ovasında yer altı su seviyesi her geçen gün daha da düşerken, obruk oluşumları da artarak devam ediyor. Son araştırmalarda yaklaşık 3 bin obruğun kayıtlara geçtiğine değinen Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Konya çevresindeki obrukların varlığını öteden beri biliyoruz. Hemen Konya’ya çok yakın noktalarda geçtiğimiz günlerde Kızılcakuyu bölgesinde oluşan obruk yakınlarında geçmişte de oluşmuştu. Buradaki obruk aslında bölgedeki yer altındaki suların çekilmesi neticesinde çökellerin sıkışması sonucunda oluşan çökme yapılarından bir tanesi. Bölgede 15-20 metre uzunluğunda bir yarığın ucundaki seviyede çökme meydana geldi. Burası da yola isabet ediyor. Tabii bölge içerisinde özellikle Hotamış formasyonunun içerisinde sıkça obruklar görülüyordu. Buranın farklı olarak Divanlar formasyonu dediğimiz daha yaşlı kayalardan malzeme almış olan bir döküntü malzeme içerisinde meydana gelmiş olması. Altta tabii karşılık sistem çalışmaya devam ediyor, dinamik bir süreç yürüyor. Bunun alttaki boşluklar üstteki malzemenin hareket etmesi neticesinde ortaya çıkmış oluyor. Tabii kent merkezine yakın olması doğal olarak bir panik havası oluşturmuş durumda ancak bundan daha yakın obrukların varlığını da biliyoruz. Özellikle Konya’nın doğu kesimlerindeki alanlarda daha küçük ölçekli çökme yapıları mevcut şu ana kadar tespit ettiğimiz obruklar içerisinde. Burada en önemli husus şu; bu havza içerisinde bu yıl da maalesef kuraklığın etkileri ciddi bir şekilde görüldü ve bölge içerisinde de yer altı suyu kullanımı devam ediyor. O nedenle son zamanlarda oluşan obruklarla yer altı su seviyesinin değişimleri ciddi bir ilişki kurulabiliyor. Bu nedenle vatandaşlarımızın yine her zaman olduğu gibi yer altı suyu kullanımında daha tasarruflu ve verimli yöntemler kullanmasını öneriyoruz” dedi. “Kapanmayan çekmeceler ve kapılar, sıkışan pencereler belirtiler olarak söylenebilir” Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, “Afet ve acil durumlarda müdahale edecek kurumumuz belli. AFAD İl Müdürlüğü ya da ilgili telefonları arayarak bunlara müracaat edebilirler. Obruklarla ilgili birçok belirti var normal çökme yapılarıyla da ilgili. Aslında bunları tekrar etmek gerekirse geçmişte su birikmeyen yerlerde suyun birikmeye başlaması, yerde kırıkların, çatlakların da oluşması, bina temellerinde oturmaların oluşması, yine bina içlerinde duvarlarda kırıkların, çatlakların oluşması, bazı kapanmayan çekmeceler, kapanmayan kapılar, sıkışan pencereler bütün bunlar belirtiler olarak söylenebilir. Tabii yer altı suyu kullanılan bölgelerde ise özellikle vatandaşların kuyularından çamurlu su akmaya başlaması ya da yerden gürültülerin duyulması obruk belirtisi olabilir. Bu durumda vatandaşlarımızın obruk oluşabilecek alandan uzak durmaları ve en yakın bilgiyi AFAD ve merkezine bildirmeleri uygun olacaktır. Eğer önlem alınması gerekiyorsa da yetkililer önlemlerini alacaklardır” şeklinde konuştu. "Bazı gözlem kuyularında 15-20 metreye ulaşan yeraltı seviyesi düşümleri de söz konusu" Yer altı su seviyesinin giderek düşmeye devam ettiğinin altını çizen Prof. Dr. Fetullah Arık, “Şu anda havza içerisinden bazı gözlem kuyularından alınan vatandaşlardan aldığımız bilgilere göre, yer altı seviyesinin giderek düşmeye devam ettiğini görüyoruz. Bu havza içerisinde özellikle Konya, Karaman, Aksaray’da farklı noktalarda, farklı seviyelerde olsa da düşüş ortalama 5-6 metre seviyesinde görüyoruz. Bazı gözlem kuyularında ve vatandaş kuyularında 15-20 metreye ulaşan yer altı seviyesi düşümleri de söz konusu. Dolayısıyla süreç sürekli olarak yer altı su kaynaklarının aleyhine ilerliyor. Bu havza içerisinde yer altı suyu kullanımı kaçınılmaz gibi görünüyor. Çünkü tarımsal üretimin devam etmesi için yer altı su kaynakları kullanılacaktır. Ancak havza içerisinde çok su ihtiyacı olan bitkilerin üretiminin bir planlamaya giderek biraz daha azaltılması gerekiyor. Bunu da yasaklamayla ya da cezayla değil, belki de daha az tüketen bitkilerin teşvik edilmesiyle mümkün olabilecektir. O da vatandaşlarımızın doğrudan yapacağı bir şey değil, devletimizin bununla ilgili bir planlama yapmasını gerektiriyor” diye konuştu.