SAĞLIK - 11 Ekim 2024 Cuma 12:14

Muğla’da 5 bin büyükbaş hayvan aşılanacak

A
A
A
Muğla’da 5 bin büyükbaş hayvan aşılanacak

Muğla’da sürdürülebilir kırsal kalkınmanın sağlanması amacıyla, Muğla Büyükşehir Belediyesi ile Valilik arasında ‘Anneleri aşılat, buzağını yaşat’ protokolü, Muğla il Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde imzalandı.


Muğla Vali Yardımcısı Murat Kahraman ile Muğla Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Tayfun Yılmaz arasında imzalanan proje ile hastalıktan ari işletmelerde gebe hayvanlara E.coli-Corona-Rota aşılarının düzenli yapılarak, ishal kaynaklı buzağı kayıplarının en aza indirilmesi amaçlandı. Bu kapsamda Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından temin edilecek 10 bin doz aşı ile 2 doz uygulama şeklinde 5 bin büyükbaş hayvan aşılanacak.


Projenin uygulama yöntemi


Üreme yaşı ve periyodu göz önüne alındığında ilgili dişi hayvan varlığından yılda yaklaşık 5-6 bin buzağı elde edilebileceği öngörülüyor. Buzağıların anneleri gebelik döneminde 2 doz olmak üzere E.coli-Rota-Corona üçlü karma aşısıyla aşılanması, doğan buzağıların kolostrum yoluyla antikorları almasının sağlanması ve buzağıların bağışık hale getirilmesi amaçlanıyor.


Toplam 2 milyon 150 bin TL bütçeye sahip proje, Aralık 2025 tarihine kadar devam edecek ve bu süre içerisinde şu çalışmalar yapılacak: Ekim ayı içerisinde Büyükşehir Belediyesi tarafından ‘Biyolojik Ürün Temin İşlemleri’ tamamlanacak. Temin edilen bu ürünler Tarım ve Orman İlçe Müdürlüklerine sevk edilecek. Ekim 20024 ve Aralık 2025 tarihlerinde, İlçe Müdürlükleri tarafından gebe ineklere 2 doz aşı uygulaması yapılacak. Aynı dönemde, çiftçilerle toplantılar düzenlenecek. Projenin sonuç raporu Aralık 2025’te hazırlanacak.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Amasya Amasya Belediyesi’nden üniversitelileri sevindiren çorba Amasya Belediye Başkanı Turgay Sevindi, Amasya Üniversitesi Eğitim Fakültesi bahçesinde üniversite öğrencilerine sıcak çorba ikramında bulundu. Jest gibi uygulama öğrencileri sevindirdi. Belediyenin mobil hizmet aracından dağıtılacak çorbayla haftanın belirli günlerinde öğrenciler güne sıcak çorba içerek başlayabilecek. Amasya Belediyesi olarak üniversite ile iş birliği içerisinde farklı uygulamalarda birlikte hareket etmeye devam edeceklerini belirten Belediye Başkanı Sevindi, “Üniversitenin ilk haftasında öğrencilerimize sıcak bir sürpriz yaparak çorba ikram ettik. Şehrimizde üniversite öğrenimini gören öğrencilerimizin aileleri onları bizlere emanet etti. Amasya misafirperver bir şehirdir. Biz de öğrencilerimize sabah ders öncesi çorba ikramında bulunduk” dedi. Öğrencilerin zamanla olan yarışının farkında olduklarına değinen Sevindi, “Bu doğrultuda daima onların yanında olmaya gayret ediyoruz. Bütün öğrencilerimiz bizim için kıymetli. hepsi bizim kardeşimiz, evladımız. Her bir öğrencimiz Amasya’mızın birer elçisi. Kendilerini seviyor, onlara her zaman destek veriyoruz. Rahat ve sağlıklı bir biçimde eğitim hayatlarını sürdürebilmeleri için elimizden gelen ne varsa yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi, anlamlı davranışı nedeniyle öğrenciler adına Belediye Başkanı Sevindi’ye teşekkür etti. Etkinliğe belediye başkanın eşi Selin Sevindi de katıldı.
Samsun Estetikte sahte ürün tehlikesi: Ölümle sonuçlanan vakalar oluşabiliyor Son zamanlarda sahte ürünlerle uygulanan estetik işlemlerin tehlikesine dikkat çeken Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Emre Kıymık, "Sahte botoks sonrası geçici körlük, kaş düşmeleri, yutkunma güçlüğü tarzında bulgular gerçekleşmektedir. Sahte dolgu ürünlerinde de özellikle dudakta, burunda, gözaltlarında çok ciddi hayati tehlikelere varan, hatta ölümle sonuçlanabilen problemler oluşturabilmektedir" dedi. İnsanların ekonomik sebeplerden dolayı sahte ürünleri tercih ederek kendilerine estetik işlemler yaptırdığını, bu işlemler sonucunda ölümle sonuçlanabilecek durumların yaşanabileceğini ifade eden Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Emre Kıymık, vatandaşları uyardı. Son zamanlarda sahte ürün kullanımının çok ciddi bir halk sağlığı bir problemi oluşturduğunu ifade eden Dr. Emre Kıymık, "Sahte ürünlerle dolgu ve botoks tarzında işlemler yapılıyor. Bu tür ürünlerin içeriklerinde ne olduğunu yüzde 100 tespit edemiyoruz. Ne olduğunu bilmiyoruz. Çok sıkıntılı komplikasyonlar gelişmektedir. Sahte botoks sonrası geçici körlük, kaş düşmeleri, yutkunma güçlüğü tarzında bulgular gerçekleşmektedir. Bu durum kişinin hayatını çok ciddi anlamda olumsuz etkilemektedir. Hatta ölümle sonuçlanan vakalar oluşabilmektedir. Kullanılan botulinum toksin ürününün dozajı çok önemlidir. Sahte ürünlerin içinde bu toksinin olup olmadığını bilmiyoruz. O yüzden çok ciddi halk sağlığı tehdididir. Bu tip sahte ürünlerden kaçınmak gerekiyor" diye konuştu. "Ürünün orijinal olup olmadığını sorgulayın" Dr. Emre Kıymık şunları söyledi: "Halkımızın bu tip durumlarda uygulanacak ürünün ne olduğunu bilmeleri önemlidir. Bu ürünlerin kare kodları vardır. Kare kodları istedikleri takdirde okutabilmelidirler. Burada ürünün orijinal ürün olup olmadığını sorgulayabilirler. Bu sahte ürünleri en büyük tercih sebebi ekonomik sebepler oluyor. Sahte ürünler piyasadaki ürünlerin neredeyse 4’te 1 fiyatına satılıyor. Dolgu dediğimiz hyalüronik asit içerikli ürünlerde de oldukça sahte ürün gözlenmektedir. Güzellik merkezlerinde bu tip sahte ürünlerde uygulama yapılması çok sık olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum doku ölümlerine sebebiyet verebilmektedir. Özellikle dudakta, burunda, gözaltlarında çok ciddi hayati tehlikelere varan problemler oluşturabilmektedir. İnsanlar bu tip işlemleri güzellik salonlarını gerçekleştirmemelilerdir. Bu işlemleri plastik cerrahi uzmanları, dermatoloji uzmanları, Sağlık Bakanlığımızın 2008 yılına kadar vermiş olduğu medikal estetik hekim sertifikası olan hekimlerimizdir. Bu tip ürünleri yaptırmak istediğimizde bunlara çok dikkat etmeliyiz. Bu tip sahte ürünlere bağlı işlemler sonucu oluşan komplikasyonlarla çok ciddi hastalarımız gelmektedir."
İstanbul İstanbul Adliyesi’ndeki terör saldırısına ilişkin öldürülen teröristin ablası hakim karşısında İstanbul Adalet Sarayı’ndaki polis noktasına düzenlenen silahlı terör saldırısına ilişkin 19 sanığın ayrı ayrı yargılandığı davalar çerçevesinde olay günü etkisiz hale getirilen terörist Pınar Birkoç’un ablası hakim karşısına çıktı. Örgütün sözde mahalli alan yapılanması sorumlusu olduğu iddia edilen sanık savunmasında, ‘’Kardeşimin terör eylemi gerçekleştirdiğini savcıdan öğrendim, şok oldum’’ dedi. Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’nın C kapısındaki polis kontrol noktasına 6 Şubat 2024’de DHKP-C silahlı terör örgütü tarafından silahlı saldırı düzenlenmiş, saldırıyı gerçekleştiren teröristler Emrah Yayla ve Pınar Birkoç etkisiz hale getirilirken olay sonrası 1 vatandaş hayatını kaybetmiş ve 3’ü polis 6 kişi yaralanmıştı. Saldırıya ilişkin tespit edilen 19 sanığın ayrı ayrı yargılandığı davalar çerçevesinde olay günü etkisiz hale getirilen terörist Pınar Birkoç’un ablası olan ve örgütün sözde mahalli alan yapılanması sorumlusu olduğu iddia edilen sanık Necmiye Birkoç’un ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis talebiyle yargılanmasına başlandı. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Necmiye Birkoç Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Sanık avukatı ise mahkemede hazır bulundu. ‘’Kardeşimin terör eylemi gerçekleştirdiğini savcıdan öğrendim, şok oldum’’ Duruşmada savunma yapan sanık Birkoç, ‘’Saldırı gününde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılamam devam ediyordu ve tahliye edileceğimi düşünüyordum. Duruşmadan sonra nezarethaneye inip bir süre sonra da Savcılığa çıkarıldım. Kardeşimin terör eylemi gerçekleştirdiğini savcıdan öğrendim, şok oldum. Bilme, öğrenme şansım yok. Kendisiyle iletişimimiz olmadı. Ben, ablamla duruşmaya geldiğimiz için suçlandık. ‘Neden ablam ve ben ailecek suçlanıyoruz’ diye sordum. O günle ilgili aklımda hiçbir şey yok. İstanbul’a çalışmaya gelmiştim kışın memlekete gidip okuyacaktım şartlar el vermedi. Yalancı şahıslar kendi cezalarından indirim olsun diye başkaları ve benim üzerime ifade vermişler. Ben bu kişilerin açık şekilde yalan söylediklerini biliyorum. Emrah Yayla’yı tanımıyorum. Ocak’ın ilk haftası Pınar’la bir kez görüştük. O görüşmede de kendisine okula kaydını yaptırmasını, üniversite okumasını söyledim’’ dedi. Gizi tanık, örgüt adına para topladığını söyledi Gizli tanık olarak ifade veren S.K. ise sanık Birkoç’un 2015 ve 2016’da örgütün mahalle sorumlusu olduğunu, örgütün talimatıyla 1 Mayıs’ta Taksim’deki etkinliklere insanları gönderdiğini, esnaflardan örgüt adına para topladığını söyledi. Sanık ise bunun üzerine gizli tanık beyanlarının iftira olduğunu öne sürdü. Dosyası birleştirilecek Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Necmiye Birkoç’un dosyasının İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde ’silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan yargılandığı dava dosyasının birleştirilmesine hükmetti. Heyet ayrıca sanığın tutukluluk halinin de devamına karar verdi. (SD-
Şırnak Altın Kuşak köyünde asırlardır süren gelenek Şırnak’ta Balveren Beldesi’ne bağlı Altın Kuşak köyünde yaklaşık 400 yıldır köylüler kış hazırlıklarını bitirmelerinin ardından hem mezarlık ve toplu yemek töreni düzenliyor hem de çeşitli etkinliklerle kış hazırlıklarının bitirilişini kutluyor. Beldeye bağlı köy ve mezralarda yaşayanlar, kış hazırlıklarının tamamlanmasıyla asırlardır Altın Kuşak köyünde bir araya gelerek hem yemekleri pişirip panayır havasında etkinlik düzenliyor, hem de burada sahabe mezarları olduğunu bilip Kur’an-ı Kerim okuyor, dua ediyor. Etkinliğe gelen Metin Uysal, buraya her sene bu vakitlerde geldiklerini, aşağıdaki köyde de bu şekilde bir festival yapıldığını söyledi. Buranın hem tarihsel hem de kültürel bir değeri olduğunu aktaran Uysal, "Bunu iki açıdan da değerlendirebiliriz. Birisi toplumsal kültür açısından, birisi de inançsal açıdan. İnançsal açıdan, burada iki tane sahabenin yıllar önce şehit düştüğü, türbesi üzerinde vatandaşlar hastalıklarını, dileklerini dile getirirler. Bu şekilde şifa bulduklarını ve dileklerinin yerine geldiğine inanılıyor. Bu nedenle her yıl burada festival havasında etkinlik yapılıyor. Gelen diğer arkadaşlar da bizim misafirlerimizdir. Onlar da hem bizleri ziyaret ediyor hem de dileklerini dile getiriyorlar, dua ediyorlar. Bu şekilde inançlarının gereğini yapıyorlar" dedi. Diğer açıdan da kültürel durumu olduğunu aktaran Uysal, "Kültürel olarak da her sene bağ, bahçe ve diğer işleri bittiğinde burada toplu yemek verilir. Yemekler meydana serilir ve hiç kimse sofraya konulan tabağın kime ait olduğuna bakmaksızın, gidip sofraya oturur ve orada yemek yer. Böyle bir kültürel dayanışma oluyor. Bu işlerin bittiğine dair bir kutlama yapılıyor. Güz aylarına, kış aylarına giriliyor. Yaz aylarında işlerinin bittiği ve daha böyle bir kış sürecine girilirken onu kutlamasına giriliyor. Bu şekilde festival havasında yemekler yapılıyor, oyunlar oynanıyor, yöresel kültürel oyunlar oynanıyor. Bu şekilde devam eden bir süreçtir. Daha çok bizim dedelerimizin çok eski bir geleneğidir. Bizler de bunu devam ettirmeye çalışıyoruz" ifadelerine yer verdi.
Amasya Karnı 9 aylık hamile gibiydi, içinden 10 kiloluk kitle çıktı Amasya’da karnı 9 aylık hamile gibi büyüyen kadının içinden yaklaşık 10 kiloluk kitle çıkarıldı. Vücut ağırlığı bir saatlik ameliyat sonrası 80 kilodan 70 kiloya düştü. Ameliyatı gerçekleştiren Prof. Dr. Osman Fadıl Kara, bu kitlenin 47 yıllık meslek hayatında karşılaştığı en büyük kitlelerden biri olduğunu açıkladı. İl merkezinde annesiyle birlikte yaşayan zihinsel engelli Perihan Kancı’nın karnı giderek büyüdü. Annesi de kızıyla birlikte Amasya Üniversitesi Sabuncuoğlu Şerefeddin Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvurdu. Yapılan kontrollerde karnın içini tamamen saran bir kitle tespit edilerek ameliyata karar verildi. Başarılı geçen ameliyatla 42 yaşındaki kadının karnından yaklaşık 10 kiloluk kitle çıkarıldı. “Karşılaştığım en büyük kitlelerden” Hastasının kendilerine geldiğinde karnının 9 aylık hamile gibi görünümde olduğunu hatırlatan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Kara, “Gecikerek hastalarımızın karnını kitle kaplayabiliyor. Yaklaşık 47 yıllık hekimim. Bu kitle karşılaştığım en büyük kitlelerden biri” dedi. 6 ay ya da yılda 1 kez genel kontrol yaptırılmalı Yumurtalık ya da rahimde oluşan kitlelerin geç fark edilmelerinin hayati riskler oluşturduğuna dikkat çeken Kara, kadınların 6 ay ya da yılda 1 kez kadın doğum uzmanına gidip genel kontrol yaptırmalarını tavsiye etti. Sağlığına kavuşan hasta ve annesi de doktorları ile ekibine teşekkür etti.