ASAYİŞ - 18 Ekim 2024 Cuma 09:56

Dalaman’daki yangına müdahale sürüyor

A
A
A
Dalaman’daki yangına müdahale sürüyor

Muğla’nın Dalaman ilçesinde dün akşam saatlerinde başlayan orman yangını gece boyunca devam etti. Günün ilk ışıklarıyla beraber söndürme çalışmaları hem havadan hem de karadan devam ettiği yangın 12. saattir sürüyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Canı Yanmasın Destek Programı’nda 3 proje daha tamamlandı Yangınlara karşı geliştirilen Türkiye’nin Canı Yanmasın Destek Programı’nda 3 proje daha başarıyla tamamlandı. WWF-Türkiye’nin (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Garanti BBVA’nın finansal desteğiyle yürüttüğü Türkiye’nin Canı Yanmasın Destek Programı kapsamında hayata geçirilen projelerden 3’ü daha başarıyla tamamlandı. NATURA Doğa ve Kültür Koruma Derneği’nin Karakulakların Canı Yanmasın, Fırsat Eşitliği ve Sürdürülebilir Gelecek Derneği’nin Orman Yangınlarını Önlemek İçin Bir Eko-Kit: Köyceğiz - Gökova Hattında Doğal Ormanları Korumanın ve Orman Yangınları ile Mücadelenin Yerel Bilgi ve Pratikleri ile Türetim Ekonomisi Derneği tarafından hayata geçirilen Yangına Dirençli Üretim Modelleri projesi başarıyla sonuçlandı. Haziran 2022’de orman yangını riskini azaltmak ve olası yangınlara karşı daha hazırlıklı olmak için başlatılan Türkiye’nin Canı Yanmasın Destek Programı kapsamında, bugüne kadar 8 proje hayata geçti. Türkiye Ormancılar Derneği (TOD) tarafından başlatılan Yangına Dirençli Yerleşimler Projesi ile birlikte toplam 4 proje tamamlandı. Karakulakların Canı Yanmasın Projesi NATURA’nın 12 ay süreli Karakulakların Canı Yanmasın Projesi’nde fotokapanlar, yakalama tuzakları, uydu izleme cihazları ve diğer ekipmanlar vasıtasıyla hedef tür olan Karakulak başta olmak üzere Boz Ayı, Yaban Kedisi, Su Samuru gibi önem arz eden memeli türleri hakkında güncel ekolojik bilgiler ortaya çıkarıldı. 18 Şubat 2024’de Türkiye’de ilk defa 7,5 kg ağırlığında ‘Ayda’ ismi verilen bir dişi karakulağa verici takılarak doğaya tekrar sağlıklı biçimde geri bırakıldı. Ayrıca 2022 yılındaki Bördübet YHGS Mega Yangını’ndan sonra karakulakların yangın bölgesi ve yangın görmemiş komşu habitatlardaki durumunu tespit etmeye yönelik araştırmalar yapıldı. Yanmış sahalara nazaran yanmamış sahalarda memeli türlerine bağlı yaban hayatının en üst yoğunlukta olduğu görüldü. Marmaris Bölgesi’nde yaşayan köylülere ve öğrencilere karakulak ekseninde bölgenin doğası, yaban hayatı ve uyumlu yaşamın tesisiyle ilgili farkındalık eğitimleri verildi. Marmaris Milli Parkı, Marmaris Belediyesi İçmeler Atatürk Bilim ve Eğitim Parkı, Datça Belediyesi Balıkaşıran Mevkii ve Günnücek Sığla Ormanı içerisine 4 noktaya karakulak tanıtım tabelası yerleştirildi. Orman Yangınlarını Önlemek İçin Bir Eko-Kit Projesi Fırsat Eşitliği ve Sürdürülebilir Gelecek Derneği’nin Orman Yangınlarını Önlemek İçin Bir Eko-Kit Projesi’nde ise Köyceğiz - Gökova Hattında Doğal Ormanları Korumanın ve Orman Yangınları ile Mücadelenin Yerel Bilgi ve Pratikleri saha çalışması ve sosyal etki değerlendirme çalışmaları tamamlandı. Projeyle, Köyceğiz - Gökova hattındaki doğal ormanlara dair köylülerin yerel bilgilerini derleyerek etnoekolojik bilgilerin bölgeye kentler, yabancı ülkeler ve deprem bölgelerinden yeni gelen göçmenlere bir eko-kit ile aktarılması aracılığıyla, bölgenin ekosistemi, biyoçeşitlilik, orman yangınları, yangınlar sırasında ne yapılabileceği gibi konularda farkındalık oluşturulması, orman yangınlarının önlenmesi ve bölgenin olası yangınlar karşısında ekososyal dirençliliğinin ve yangın afetlerine karşı dirençli bir toplum oluşturulmasına katkı yapıldı. Muğla başta olmak üzere bilgilendirme amacını taşıyan Eko-Kit’in dağıtımı ve yaygınlaştırılması sağlandı. Eko-kitin içeriğine ve hedef grupların orman yangınları konusunda farkındalıklarını ve bilgi düzeylerini ne ölçüde artırdığına, proje hedeflerinin ne ölçüde karşılandığına dair katılımcılarla yapılan yüz yüze görüşmelerde ise geri bildirimler olumlu yönde oldu. Özellikle, gençler ve bölgeye sonradan yerleşen kişiler bu çıktının ve projenin yüksek yangın riski taşıyan bölge halkı ve turistik amaçlı gelen kişiler için bilgilendirici ve gerekli olduğunu vurguladı. Yangına Dirençli Üretim Modelleri Projesi Türetim Ekonomisi Derneği’nin Yangına Dirençli Üretim Modelleri Projesi’nde de proje danışmanı ve koordinatörü tarafından, saha ziyaretleri, uzmanlarla görüşmeler ve literatür araştırması sonucunda elde edilen veriler değerlendirilerek Orman Yangınlarına Dirençli Üretim Modelleri Rehberi oluşturuldu. Rehber 26-27 Nisan 2024’te İzmir’de gerçekleştirilen çalıştaya katılan 30 kişiye dağıtıldı, 29-31 Mayıs 2024’te İstanbul’da düzenlenen Birinci Uluslararası Türetim Ekonomisi Konferansı’nda sergilendi. Dirençli modelleri yaygınlaştırmak amacıyla Bayındır’da orman sınırında yer alan Sarıyurt Köyündeki Gağgı Çiftliği’nde örnek uygulama gerçekleştirildi. Çiftlik-orman sınırında güvenli alan ihtiyacı tespit edilerek çiftliğin orman sınırında güvenli şerit oluşturmak amacıyla yangına dirençli bir ağaç olan piramidal servi iki sıra halinde dikildi. Ayrıca orman yangınları riskiyle karşı karşıya olan, ekolojik ve sosyal açıdan adil üretim yapan üreticilerin uygulamalarına dair bilgi toplandı. Orman yangınlarına dirençli alanlar oluşturmak konusunda bilgi ve deneyim paylaşarak bir dayanışma ağı oluşturmak üzere dört oturumluk “Orman Yangınlarına Dirençli Alanlar Webinar Serisi” hayata geçirildi. Projenin kapanış faaliyeti olarak, yerel iyi uygulamaları, proje boyunca ortaya çıkan ihtiyaçları ve bu ihtiyaçlara yönelik çözümleri, kurum ve kişilerin işbirliğinde nasıl çalışabileceğini konuşmak üzere proje paydaşlarının bir araya geldiği çalıştay organize edildi.
Burdur Yaşlı adamın polis rolündeki dolandırıcıdan kurtuluşu polisleri bile şaşırttı Burdur’un Bucak ilçesinde kendisini polis olarak tanıtan dolandırıcıların tuzağına düşmek üzere olan yaşlı adam, kuyumcudan bozdurup teslim aldığı 250 bin TL’yi polis merkezine götürdü. Yaşlı adam ’polisin kendisinden asla para istemeyeceğini’ öğrenince dolandırıcıların oyununa gelmekten son anda kurtuldu. Telefonla konuşurken yaşlı adamın karakola gittiğini ve görüşmelerin kaydedildiğini anlayan dolandırıcı, yaşlı adama “Sen benim işimi bozdun” diyerek bir de sitemde bulundu. Olay, geçtiğimiz pazartesi günü Burdur’un Bucak ilçesinde meydana geldi. Bucak’ta yaşayan sanayi esnafından Abdül Vahap Erdoğmuş, saat 12.30’da sıralarında evinde otururken bilmediği bir numara tarafından arandı. Telefonda kendilerini polis ve savcı olarak tanıtan dolandırıcılar, Erdoğmuş’un adına 17 farklı telefon numarası ve şirket açıldığını ve bunlara operasyon düzenleyeceklerini, evinde ne kadar altın ve para varsa fotoğraflarını çekip kendilerine atmalarını istedi. Dolandırıcıların tuzağına düşerek istediklerini yapan Abdül Vahap Erdoğmuş, dolandırıcıların isteği üzerine altınları kuyumcuya gidip bozdurdu. Yaklaşık 250 bin TL değerindeki altınlarını vererek parayı alan Erdoğmuş, kuyumcunun önündeyken düşünerek İlçe Emniyet Müdürlüğüne giderek parayı teslim etmek istedi. Polislerin durumu anlaması üzerine dolandırıcıların oyunu bozuldu. O sırada telefonu hiç kapatmayan dolandırıcılar yaşlı adama “Emniyete niye gittin biz polisiz zaten” diyerek kızıp telefonu kapattı. Dolandırıcıların eve gelmesi için sivil polislerin gözetiminde evine dönen ve kendisini tekrar aramalarını bekleyen yaşlı adam, arayan olmayınca çarşıya geri çıktı. Çarşıda tekrar arayan ve paraları hesabına atmasını isteyen dolandırıcılar o anların kaydedildiğini görünce telefonu kapatarak kayıplara karıştı. "Telefonda konuşarak beni hipnoz ettiler" Dolandırıcılara parasını kaptırmaktan son anda kurtulan Abdül Vahap Erdoğmuş hipnoz edildiği anları, “Pazartesi günü evde otururken bana yabancı bir numaradan telefon geldi. Telefonda konuşarak beni hipnoz ettiler. ’Biz polisiz senin hakkında 17 tane kayıtlı şirket var, Kıbrıs ile bağlantın var’ diyerek evdeki altınlarımı, paralarımı çıkarmamı istediler. Nasıl oldu bilmiyorum ama normalde sokaktan geçen biri benden bin TL istese ben yüz sefer düşünürüm ama bunlarla konuşurken ben evdeki altınımı paramı çıkarıp resmini çekip onlara attım. Daha sonra o altınları kuyumcuya gidip bozdurmamı istediler. ’Biz parayı sen kuyumcudan çıkınca buluşup alacağız senden’ dediler. Ben kuyumcuya giderek altınları verip 250 bin TL para aldım. Daha sonra dışarı çıkıp çay içerken aklım başıma geldi. Hemen emniyete gittim. Emniyete gidince polislere parayı uzattım, siz para istiyorsanız buyurun dedim. Polisler de bana biz senden para istemiyoruz nerden çıktı bu dediler. Ben de ’evde 2 kadın 2 erkek polis bekliyormuş dediler telefonda, ben de inanmadım ama eşimle beni telefonda görüştürünce öyle inandım da geldim’ dedim. Polisler de durumu anlayıp bana paramı zula etmemi, yerine başka bir şey koymamı söylediler. Ben de koyarak evimin önüne gittim. Sivil polisler de benim evimin etrafına geldiler. Ben evin etrafında kimseyi görmeyince hanımı aradım kimse var mı diye sordum, o da bana yok dedi. ’Eve gelen olmadı, sadece bana telefonda konuşmamı söylediler’ dedi. Ben o an konferans arama yaptıklarını anladım. Sonra evime girerek çay içtim, o sırada polisler de hala evin etrafında bekliyorlardı. Evdeyken beni tekrar aradılar ve ’Sen nasıl polise gidersin, biz polisiz zaten’ diye bağırdılar ve telefonu kapattılar. Daha sonra akşam üzerine doğru karakola gittik, polis ile ifademi verdim. Kuyumcuya geri gidip paraları verip altınları geri aldım. Akşam saat 21.00 civarında beni tekrar arayan dolandırıcılar bana ’Sen bizim işimize taş koydun’ diye kızarak küfrettiler" dedi. Kendilerini polis ve savcı olarak tanıtmışlar Dolandırıcıların kendilerini polis ve savcı olarak tanıttıklarını söyleyen Abdül Vahap Erdoğmuş, "Bana kendilerini polis ve savcı olarak tanıttılar. Sürekli işte polise aktarıyoruz, savcıya aktarıyoruz diye birkaç kişiye aktardılar. Beni de konuşturdular. Ne kadar altının varsa çıkar, resmini çek, bize gönder dediler. Ben de gönderdim. Benden hanımımın numarasını da istediler, ben de verdim ama numarası dışında eşimin anne adı, baba adı gibi her şeyini biliyorlardı. Mesela evimde 4-5 yıl önce oturan bir kiracım vardı. Zildeki adını silmemiş, hala duruyor. Onun adını bile verdiler. Muhtemelen evi bilen veya gören bir bunlar" şeklinde konuştu. "Beni hipnoz ettiler" Telefonda konuşan dolandırıcıların kendisini hipnoz ettiğini söyleyen Erdoğmuş, "Bana üzerime kayıtlı 17 tane telefon numarası ve şirket olduğunu söyleyerek Kıbrıs ile bağlantım olduğunu söylediler. Bir tane paravan şirket kurduğumu söylediler. Bu şekilde beni hipnoz ettiler. Kuyumcuya git altınlarını bozdur dediler. Kuyumcuya gittiğimde telefon açıktı. Oradayken kuyumcuya bir şey söylememem için bana senin kuyumcun sahtekar, ona bir şey söyleme dediler. Kuyumcuya altınları emanet verdim ve 250 bin TL para aldım. Kuyumcudan çıkıp emniyete gittim, orada durum anlaşılınca beni sivil polislerin uzaktan gözetiminde eve gönderdiler ve dolandırıcıların gelmesini bekledik. Ama emniyete gittiğimi öğrendikleri için gelmediler" ifadesinde bulundu. "Bir defa görüntülü arayınca yüzünü gördüm" Dolandırıcıların ilk başta normal arama yaptıklarını, sadece bir sefer görüntülü aradıklarını dile getiren Erdoğmuş, "Biz ilk başlarda hep sesli aramadan konuşuyorduk ancak benim emniyete gittiğimi duyup kapattıktan yaklaşık 2-3 saat sonra beni görüntülü aradılar. O sıra bir an arayanın yüzünü gördüm ama hemen kapattı yüzünü. Arayan kişi sarı dik saçlı, saçlarının yan tarafları tıraş edilmiş birisiydi. Sonra hemen yüzünü kapatınca telefonun ekranında polis arması görünmeye başladı. Beni aynı numaradan sürekli aradılar ama hep farklı isimli biri konuştu benimle” dedi. "Kimse bu tuzağa düşmesin" "Kendini polis ve savcı olarak tanıtanlara kimse inanmasın" uyarısında da bulunan Abdül Vahap Erdoğmuş, "Kimse kendisini arayan, polis ve savcı olduğunu söyleyen yabancı numaralara itibar etmesin. Beni bir anda hipnoz ettiler. Telefonda uyuşturdular bildiğiniz. Emniyet olmasa benim param gitmişti. Gerçek polisler bana yardımcı oldu. Böyle durumlarda vatandaşlarımız ya emniyete ya da jandarmaya gitsin ve hemen durumu bildirsin. Ben ucuz kurtuldum, inşallah başkalarının başına gelmez" sözlerini sarf etti.
Denizli İki asırlık ağacın dalı rüzgarın etkisiyle aracın üzerine devrildi Denizli’nin Pamukkale ilçesinde, dün gece kuvvetli rüzgarın etkisiyle bir asırlık ağacın dalı park halindeki bir aracın üzerine devrildi. Olay, sürücüsü ve ailesinin son anda araçtan inmesi sayesinde büyük bir faciaya dönüşmeden atlatıldı. Denizli’nin Pamukkale ilçesi Topraklık Mahallesi Kayalık Caddesi üzerinde bulunan iki asırlık ağaç dün gece kuvvetli rüzgarın etkisiyle dalı park halindeki aracın üstüne devrildi. Park halindeki aracın üzerine devrilirken, sürücü ve aile son anda kurtuldu. Aracın sahibi annelerine ziyarete geldiklerini ve 5 dakika daha aracın içinde dursalardı ağacın altında kalacaklarını belirtti. Son anda facianın önünden dönülürken araçta maddi hasar meydana geldi. Asırlık ağaç ise Osmanlı Devleti döneminde dikilen çınar ağacına aradan geçen 220 yıl içerisinde hiç dokunulmamıştı. Çevresinde onlarca imar planlamasına yapılmasına rağmen çınar ağacı şu zamana kadar her zaman bu planların dışında tutularak korunuyordu. Mahallenin adeta simgesi olan bu asırlık ağaç kuvvetli rüzgar etkisiyle dalı devrildi. “5 dakika daha dursak dalın altında kalacaktık” Annelerine ziyarete geldiklerini ve araçlarına park ettikten sonra eve geçtikleri sırada asırlık ağacın dalı arabaların üzerine devrildikleri gören ve son anda faciadan döndüklerini belirten Şerife Durmaz, “Annemlere ziyarete gelmiştik. Arabadan indikten 5 dakika sonra ağaç düştü. 5 dakika öncesi olmuş olsa arabanın içinde bizde olmuş olacaktık. Rüzgardan mı oldu bilemiyorum ama arabanın üzerine ağaç düştü. Yine de şükür can kaybımız yok. Sadece maddi hasar var. Son dakikayla kurtulduk. Allah’ım daha kötü yapmasın diyorum” dedi.