SAĞLIK - 22 Şubat 2021 Pazartesi 15:17

Muğla’da ilk organ nakli gerçekleşti

A
A
A
Muğla’da ilk organ nakli gerçekleşti

Edirne’den Antalya’ya kadar olan kıyı kesiminde organ nakli yapılmayan tik ile konumundaki Muğla’da ilk organ nakli Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılarak kıyı şeridinde organ nakli yapılmayan il kalmadı.

Edirne’den Antalya’ya kadar olan kıyı kesiminde organ nakli yapılmayan tik ile konumundaki Muğla’da ilk organ nakli Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılarak kıyı şeridinde organ nakli yapılmayan il kalmadı.


Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesinde organ nakli için başvuran ve Bodrum’da yaşayan 60 yaşındaki Mustafa Şahinkaya, Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin ilk organ nakli olan hastası oldu.


Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi içerisinde yer alan ve Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanıp, tescillenen ve sertifikası alınan merkezimizde ilk böbrek nakil ameliyatı 6 Şubat 2021 tarihinde Organ Nakil Merkez Müdürü Prof. Dr. Okay Nazlı, merkez sorumlu Doç. Dr. Murat Urkan ve ekibi tarafından başarıyla gerçekleştirildi.


Muğla’da Binin üzerinde böbrek yetmezliği olan hasta organ nakli dışındaki bir tedavi ile hayatlarını sürdürmekte ve bu hastaların 500’den fazlası çok uzun süredir organ nakli sırasında. Merkez sayesinde bu kişilerin il dışına başka merkezlere sevklerinin önüne geçilmiş olacak. Aynı zamanda erken tanı konulup cerrahi sınıra gelme durumu tespit edilerek; eğer böbrek nakli yapılacaksa da işlemi başlatılmış olacak. Şu ana kadar merkeze yaklaşık 150 yeni kayıt yapıldığı açıklandı.


Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ilk böbrek nakli gerçekleşmesinin ardından AK Parti Muğla milletvekili Yelda Erol Gökcan, İl Başkanı ve hastane yönetimi böbrek nakli gerçekleşen hasta Mustafa Şahinkaya’yı geçmiş olsun ziyaretinde bulundu.


“İkinci bir şans doğdu”


Böbrek nakli gerçekleştirilen ve taburcu olma safhasına gelen 60 yaşındaki Mustafa Şahinkaya, “İyiyim, çok iyiyim Allah’a şükür. İkinci bir şans doğdu, 3 yıldır diyalize giriyordum. Nakil için yazılmıştım buraya. Şansıma ilk nakil bana çıktı. Burada herkes çok iyi ve bana yardımcı oldu” dedi.


“Kapıda nöbet tuttum”


Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Turhan Togan, ilk organ nakli ameliyatında gece boyunca ameliyatın yapıldığı kapıda nöbet tuttuğunu belirterek, “Geceden sabaha kadar uyumadım. Bir tek ben değil, ekibin tamamı uyumadı. Saban saat 04.30’da Murat hocam bizzat Aydı Nazilli’ye kendisi gitti böbreği aldı. Ameliyata girdiler. Gece saat 23.30’da ben ameliyathanenin kapısında karısı doğum yapmış birisi gibi kapıda bekledim. Hastamızın ameliyattan çıkıp ‘Nasılsın’ dediğimizde ‘İyiyim. Ağrım var’ dediğini duyduktan sonra rahat bir nefes aldım. Ertesi gün de hastamızın o mutluluk gözyaşlarını gördükten sonra rahatladım. Çok şükür hastamız iki haftada iyileşerek eve gidecek duruma geldi” dedi.


Muğla’da ilk defa kurulan merkezin tüm bölgeye hitap edeceğini ifade eden Başhekim Doç. Dr. Turhan Togan “Yöremizdeki 4-4,5 milyon insana hitap eden tesisimiz her geçen gün gelişen projelerimizle güçlenmekte olup halkımıza üst düzeyde sağlık hizmeti sunmaya devam edeceğimiz yönünde çalışacağımıza dair söz vermiştik. Bu kapsamda hedeflediğimiz projelerimizden bir tanesi olan organ nakil merkezimiz tescillenerek hizmete girdi ve ilk nakil gerçekleştirildi. Muğla ve yöre halkımıza hayırlı uğurlu olsun “dedi.


“Türkiye’de 30 bin organ nakli bekleyen vatandaşımız var”


Türkiye Organ Nakli Kuruluşları Koordinasyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Uluğ Erdegez, Türkiye genelinde 22 binin üzerinde böbrek nakli bekleyen hasta bulunduğunu belirterek, “Türkiye’de 22 binin üzerinde böbrek nakli, 2 bin 200’ün üzerinde karaciğer nakli, Bin 200 civarında kalp bekleyen hasta var. Karaciğer, akciğer, pankreas, ince bağırsak gibi toplamda baktığımızda 30 bine yakın organ bekleyen hastalarımız var. Ülkemizde 77 tane böbrek nakli merkezi, 44 tane karaciğer nakli merkezi, 14 kalp nakli merkezi, 4 pankreas nakli merkezi, 4 akciğer nakli merkezi ve iki tane de ince bağırsak nakli merkezimiz var. Muğla bu güzel merkezi açarak Batı kıyısında tüm illerde organ nakli merkezi oluşmuş oluyor. Edirne’den başlayarak Denizli’ye kadar olan bölümde Muğla arayı tamamlamış oluyor. Muğla Türkiye’nin en zengin ilçelerine sahip olan bir il. Ben çok başarılı sonuçlar alınarak kısa sürede önemli bir merkez haline geleceğini düşünüyorum” dedi.


“Organ bağışı önemli”


Türkiye’de organ bağışı konusunda herkesin üzerine düşün sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini belirten Erdegez, “Ben insanların organ bağışına sıcak bakmaları düşüncesindeyim. Yani beyin ölümü tanısı almış olan hastalarımızın çoğu maalesef toprak oluyor. Halbuki onların organları yaşamaya devam edebilir. İnsanlarımızın, medyanın, sağılık kuruluşlarının el ele verdiği durumlarda organ bağışının artacağı düşüncesindeyim. Türkiye’de belirli bir potansiyel var, fakat insanlarımız hala bazı çekinceler yaşıyor. Ülkemizde böyle organ nakli merkezlerinin çoğalması, buralara destek verilmesi sonucu yakın zamanda daha yüksek verim alabileceğimizi düşünüyorum. Tek hedefimiz şu anda yüzde 21 civarında olan bağışı daha yukarı çıkarmak” dedi.


Nakli gerçekleştiren Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Murat Urkan, “Toplum olarak öldükten sonra organlarımızın bağışlanması konusunda oldukça gerilerdeyiz. Ama canlı verici sayısı bakımından ise dünya ikincisiyiz. Çok ilginçtir ki yaşarken bildiğimiz tanıdığımız eş dostumuza kolaylıkla bir organımızı vermek için ameliyat masasına yatıp fedakarlık yapan bir milletiz. Lakin tanımadığımız insanlara kaybettiğimiz yakınımızın toprak olacak organlarını maalesef vermiyoruz. Binlerce kişi hayatını organ bağışçılarına borçlu! Organ bağışlayın hayat kurtarın” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Denizli’de su ürünleri denetimleri aralıksız ve kararlılıkla devam ediyor Denizli’de su ürünleri kaynaklarının korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması için denetimler aralıksız devam ediyor. Denizli İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerince yapılan denetimlerde kanuna aykırılık tespit edilen 43 kişi tespit edilirken iş yerlerine ise 527 bin 673 TL idari para cezası kesildi. Denizli İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerince, tüm nakil güzergâhları, işleme ve değerlendirme tesisleri, soğuk hava depoları, toptan ve perakende satış yerlerinde, göl, gölet, akarsularda; boy, zaman, tür, yer, mesafe ve av araçlarına yönelik ve yasa dışı balık avcılığı ile mücadele kapsamında su ürünleri kontrol ve denetimler aralıksız devam ediyor. Yapılan denetimler esnasında “1380 Sayılı Su Ürünleri Kanunu’na aykırılık tespit edilen 43 kişi ve iş yerine 527 bin 673 TL idari para cezası işlemi uygulanırken 127 bin metre kaçak balık ağına ve yasak olan 2 adet elektroşok cihazına el konulduğu belirtildi. Denetimlerin aralıksız bir şekilde yapıldığını ve aralıksız devam edeceğini belirten Denizli İl Tarım ve Orman Müdürü Şakir Çınar, “Sürdürebilir avcılığın sağlanması, ekosistemin koruması, her balığa en az bir kere üreme hakkı verilmesinin gerektiğini, denetimlerin aralıksız bir şekilde yapıldığını ve yapılmaya devam edileceğini, İlimizde güvenlik birimleri ve sivil toplum kuruluşları ile iş birliği içinde, kaçak ve yasa dışı avlanmaya karşı kararlı bir mücadele yürütüldüğünü, Su ekosistemi sadece insanlara değil, aynı zamanda su ürünleri ve birçok endemik canlıya yaşam alanı sağladığını, bu ekosistemin korunması ve gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde aktarılması için bizlere büyük bir sorumluk düştüğünü, denetimlerin aralıksız sürdürülecektir” dedi. Su ürünlerine av yasağı denetimleri İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerindeki ekipler, Emniyet ve Jandarma personeller tarafından yapıldığını belirten Çınar, “Ticari ve Amatör su ürünleri avcılığı yapan vatandaşlarımızın su ürünleri av yasaklarına uymaları hem kendi menfaatleri hem de su ürünleri kaynaklarının sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşımaktadır” diye konuştu.
Burdur Burdur’da alev alev yanan 6 halk otobüsünde kundaklama iddiası Burdur’da gece saatlerinde Özel Halk Otobüsleri otoparkında çıkan ve 5 otobüs tamamen yandığı son anda kurtarılan bir otobüste de maddi hasarın meydana geldiği yangın hakkında konuşan Kooperatif Başkan Yardımcısı Ahmet Ali Bilgiç; “Olayın güvenlik kameralarında kundaklama olduğu görülüyor. Polis ekiplerinin olayı gerçekleştirenleri bir an önce yakalayacağını umuyorum” dedi. Burdur’da gece saat 03.18’de merkez Aydınlıkevler Mahallesi Mahrukatcılar Sitesi Terakki Sokak üzerinde bulunan Özel Halk Otobüsleri Kooperatifi otopark alanında park halinde bulunan bir halk otobüsünde henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Hızla büyüyen yangın yan yana duran park halindeki diğer otobüslere de sıçradı 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan ihbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangına müdahale ederken polis ekipleri ise çevrede güvenlik önlemi aldı. İtfaiye ekiplerinin uzun uğraşları sonucu kontrol altına alınarak söndürülen yangında 5 halk otobüsü tamamen yanarken camları patlayan 1 otobüs ise son anda olay yerinden çekildi. Olayın kundaklama olduğunu kameralardan gördük Olay hakkında konuşan Özel Halk Otobüsleri Kooperatifi Başkan Yardımcısı Ahmet Ali Bilgiç yaptığı açıklamada; “ Dün gece talihsiz bir olay yaşadık. Saat 03.05’te yanmaya başlamış. Yangında kundaklama şüphesi var. 03.18’de komşuların ihbarı ile 03.22’de itfaiye ekipleri olay yerine geliyor. İtfaiye ekiplerinin yangına kısa bir sürede müdahale etmesi daha fazla aracımızın yanmasına engel oldu. Valimiz ve Emniyet Müdürümüz olayla titizlikle ilgilendikleri için faillerin en kısa zamanda yakalanacağını ümit ediyoruz. İnşallah bir an önce yakalanırlar ve başka kimsenin canı yanmaz. Sonuçta ne kadar bizim gibi görünse de bu araçlar kamu aracı, halka hizmet veren araçlar. Biz 46 kişilik bir üyeyiz burada. 46’mızın da canı yandı. İnşallah başkalarının da canı yanmaz. Tahmini olarak 15 milyon TL civarında bir zararımız var 6 otobüste. Zaten 4 tanesi tamir olmayacak durumda tamamen hurdaya ayrılacak. Umarım bir daha böyle talihsiz olaylar yaşamayız.” dedi. Polis ekipleri ise olayı gerçekleştiren şüphelileri yakalamak için geniş kapsamlı bir inceleme başlattı.
İstanbul Çarşı davasında karar: 34 sanığa beraat Gezi Parkı olaylarına ilişkin Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme, 34 sanığın üzerlerine atılı suçlardan ayrı ayrı beraatlarına, 1 sanığın ise hayatını kaybettiği gerekçesiyle hakkındaki suçlamaların ayrı ayrı düşürülmesine hükmetti. Gezi Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanık hakkında açılan davanın görülmesine devam edildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada bazı sanık ve sanık avukatları hazır bulundu. Duruşmada esasa ilişkin savunma yapan sanık avukatları, müvekkillerinin beraatlarına karar verilmesini talep etti. 34 sanığa beraat kararı Kararını açıklayan mahkeme, 34 sanığın üzerlerine atılı suçlamalardan her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gibi gerekçelerden ayrı ayrı beraatlarına karar verdi. Heyet, sanık Hakan Tezel’in Haziran 2024’de hayatını kaybettiği gerekçesiyle ise üzerine atılı suçlamaların ayrı ayrı düşürülmesine hükmetti. Olayın geçmişi Gezi Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş’ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanığın yargılandığı dava 29 Aralık 2015 tarihinde karara bağlanmış, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince verilen beraat kararları ise Yargıtay tarafından bozulmuştu. Yargıtay, bozma kararında Gezi Parkı ile Çarşı davasının arasında hukuki bağlantı olduğu gerekçesiyle birleştirilmesine karar verilmesi gerektiğini vurgulamıştı. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Gezi Parkı olaylarına ilişkin dava ile Çarşı davası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunun belirtildiği kararda, ‘örgüt üyeliği’ suçunun özelliği nazara alınarak, her iki dosyanın birleştirilmesi tarafına gidilmesi, sanıkların hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma neticesinde beraatlarına karar verilmesinin bozma nedeni sayıldığı vurgulanmıştı. Davalar, verilen bozma kararlarının ardından 30 Temmuz’da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde birleştirilmiş ve sanık sayısı 52’ye çıkmıştı. Gezi Parkı ile Çarşı davası dosyası, 21 Şubat’ta görülen dördüncü duruşmada davaların geldiği aşama dikkate alınarak yeniden ayrılmıştı. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, aralarında Beşiktaş taraftar grubu Çarşı’nın kurucu ve üyelerinin de bulunduğu 35 kişi şüpheli, 9 polis de müşteki olarak yer almıştı. İddianamede, Beşiktaş’ta bulunan Başbakanlık Çalışma Ofisi’ni işgal etmeye çalışmakla suçlanan 35 şüpheli hakkında "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilmişti. Şüpheliler hakkında ayrıca "örgüt kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak, sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermileri taşınması ve bulundurulması, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme" gibi suçlardan da 50 yıla kadar hapis cezaları talep edilmişti.